2023 Dubai Sanat Fuarı'ndan Seçkiler ve İzlenimler
Yazı Boyutu:
Dünyanın en etkili sanat fuarlarından 16. Dubai Sanat Fuarı’nı yerinde izledik ve detaylarını sizler için hazırladık.
16. Dubai Sanat Fuarı için Dubai’deydim. Modern, çağdaş, geçit ve dijital olarak ayrılan bölümlerin yanı sıra Julius Baer’ın sponsorluğunda ve Hans Ulrich Obrist küratörlüğünde uluslararası platformda ünlü dijital sanatçı Refik Anadol’un da ‘Eriyen Buzullar’ başlıklı bir yerleştirmesi yer alıyordu. Dijital yerleştirme, 85 milyon görsel, ses ve buzullarla ilgili datadan oluşan çalışmayı maalesef özel bir davet olduğundan ötürü içeri girip göremesem de sanatçının sosyal medya hesabından izleme fırsatı buldum.
Malzeme, teknik, üslup ve kavramsal olarak oldukça zengin olan fuarda, Türkiye’den de beş sanat galerisi yer alıyordu: Dirimart, Galeri X-ist, Sanatorium, Pilevneli ve Zilberman. Ayrıca iki kadın Türk sanatçımızın eserlerini farklı yabancı galerilerde görmek de çok gurur vericiydi. Geçtiğimiz senelerde Leila Heller Galeri’nin temsiliyetine giren seramik sanatçısı Melis Buyruk ve çalışmalarını yurt dışında sürdüren hem Pilevneli Galeri’de hem de başka galerilerde eserleri bulunan Nevin Aladağ.
Uzunca bir süredir takip ettiğim bir sanatçı olan Melis Buyruk’un eserlerinde bu sene Contemporary İstanbul’da da dikkatimi çeken özellikler giderek eserlerinin ebatlarının büyümesi ve renklenmesiydi. Ayrıca Dubai Sanat Fuarı’na özel olarak sanatçı ilk kez bir heykel çalışması üretmiş. Heykeldeki seramik parçalarda kullanılan mavi renk ise bana modern sanat tarihinin önemli sanatçılarından olan Yves Klein’ın eserlerinde kullandığı “Klein Mavisi”ni hatırlattı.
Buyruk’un “Habitat” serisinin devamı olan çalışmalarında doğanın kırılganlığını, çeşitliliğini, dokusunu ve ışığını hissetmek mümkün.
{49598}
Geçtiğimiz sene Pilevneli Galeri’nin temsiliyetine giren sanatçı Nevin Aladağ çalışmalarını ve yaşamını Almanya’da sürdürüyor. Eserlerinde doğup, büyüdüğü Almanya’daki deneyimlerinden sıkça faydalanıyor. Sanatçının işlediği konu, kullandığı malzeme ve teknikte hayatından izlenimler ve tecrübelerden faydalandığı hissediliyor. Sosyal, toplumsal ve psikolojik sorunlara atıfta bulunan çalışmaları metaforlar yardımıyla okuyarak yorumlayabiliriz.
Galeri X-ist’in sanatçılarından Ansen’in büyük boy, çok renkli ve fantastik kurgu betimlemeleri dikkatleri hemen üzerine çekiyordu. Sanatçı gerçek dünyada gördüğü nesneleri farklı benzetmelerle dijital ortamda üretirken aynı zamanda bu yaratımlarını güncel sorunlarla birleştirerek yepyeni bir dünya yaratıyor. Resimlerdeki üç boyutluluk sanat izleyicisini adeta bir film sahnesini izlercesine içine alıyor ve bambaşka dünyalara sürüklüyor.
Uluslararası fuarların diğer güzel bir yanı ise sosyal medya hesaplarında ya da sanat haberlerinde takip ettiğiniz sanatçılarla karşılaşma, tanışma ve konuşma imkânı bulabilmek. Bir sanat haber okumalarında öğrendiğim, babasının ve amcasının sanatçılık yeteneğini alan ve sürdüren, doğduğu kasabada onlar anısına çağdaş bir müze yaptıran Beyrut’lu sanatçı Anachar Basbous ile tanışma fırsatı buldum. Kendi çalışmalarının daha yoğunlukta bulunduğu müzenin mimarisi de sanatçının konstrüktif heykelleriyle benzerlik taşıyor. Yalın, minimal ve etkileyici…
Pakistan kökenli kadın sanatçı Adeela Souleman’ın solo olarak eserlerinin sergilediği stand ise hemen gözünüze takılıyor. Duvara yerleştirilen parlak bakır malzemelerle bir hikâye anlatan yerleştirmeler, iç kısımdaki canlı, parlak tonlarda tavandan aşağıya doğru sarkıtılan dokumalar ve eski tabakların üzerine minyatür resimler bizim kültürümüze yakınlığı nedeniyle de hemen dikkati çekiyor. Pakistan’ın Karaçi şehrinde yaşayan ve çalışan Adeela Souleman ile eserlerini ve onların yapım aşamalarını konuştuk.
Kendi kültürüne ait gündelik yaşamdan topladığı nesneleri politik, toplumsal ve cinsiyet sorunlarıyla yorumluyor.
Geçtiğimiz sene gerçekleşen Venedik Bienali’nde Arsenale kısmında açık havada eserlerini gördüğüm Arjantinli sanatçı Tomas Saraceno, bulutların yapı özelliklerini camdan yapılmış formlara yansıtıyor. Saraceno, yüzen heykelleri ve etkileşimli yerleştirmeleriyle uluslararası platformlarda dikkat çeken çağdaş bir sanatçıdır. Kapitolosen döneminde bastırılan çevreyi algılama ve yaşama biçimleri önerir ve bunlarla diyalog kurar.
{95208}
Uluslararası sanat fuarını dolaşırken ister istemez Türkiye’de belki çok ilgi göstermediğim ama yabancı bir ülkede olmanın etkisiyle kendi kültürüme yakın olan çalışmaları hemen fark ediyordum. Örneğin görselde görülen halı ve kilim desen çalışması Kour Pour isimli bir sanatçıya ait. Pour, İngiliz ve İran kökenli, İngiliz doğumlu, Amerika’da yaşayan bir sanatçıdır. Eserleri farklı kültürler arasında yaşamaktan ilham alıyor ve ağırlıklı olarak resim ve baskı alanında çalışıyor. Pour en çok bir dizi halı resmiyle tanınıyor. Halılardan elde edilen dijital baskılar büyük ebatlı tuvallere zımparalanarak eskitme yöntemiyle aktarılıyor.
Gerçek insan saçları güncel sanat tarihinde ve özellikle de cinsiyet eşitsizliği olan toplumlarda sıklıkla kullanılan ve yorumlanan bir nesne olmuştur. Duvara asılan, arkadan görülen kadın saç perukları sanatçının yaşadığı toplumda cinsiyet ayrımcılığına karşı tutumun nasıl olduğuna dair net bir bilgi verir. Bangladeşli bir sanatçı olan Tayeba Begum Lipi aynı zamanda Britto Arts Trust’ın kurucu ortağı ve mütevellisidir. 2004 Bangladeş 11. Asya Sanat Bienali’nde Büyük Ödül almış olan Lipi resim, baskı, yerleştirme ve videolarla uğraşan bir multimedya bir sanatçıdır.
Fuarda gördüğüm aynalı sanat eserleri aklıma hemen “Ayna ayna söyle bana kim güzel bu dünyada” tekerlemesini hatırlatsa da son dönemlerde aynanın cep telefonlarımızdan fotoğraf çekmek için kurgulanmış bir obje olduğunu düşünmeden edemiyorum. Ancak görselde görülen eserde İtalyan sanatçı Giampiero Romano farklı dönemlerden topladığı aynaları sanat eserine dönüştürüyor. Eski tarihi objeleri günümüze kazandırması adına sürdürülebilir bir sanat olduğunu söylemek mümkün. Kırılmış kısımlara kullandığı oldukça farklı bir materyal olan fermuar da sanattaki yaratıcılığın sınırsızlığını bir kez daha göstermiş oluyor. Dot Pigeon ismiyle görülen Milanolu dijtal sanatçının çalışmaları bana İngiliz sokak sanatçısı Banksy’i anımsattı. Görselde görülen sanatçının yaratmış olduğu “balaclava” karakteri hem bir soyguncuya hem de gece kimse görmeden duvarlara aykırı mesajlar yazan bir duvar sanatçısına benzemiyor mu?
Yazıma Dubai Sanat Fuarı’ndaki Türk sanatçıların eserlerinden örnekler vererek başlamıştım, yine bir Türk galeri ve bir Türk sanatçı ile sonlandırayım. Dirimart’ın temsiliyetinde olan uluslarası platformlarda da eserlerini sıklıkla gördüğümüz Seçkin Pirim’in çalışmaları da fuarda yer alıyordu.
{114932}