Dünyanın En Görkemli Opera Binaları
Yazı Boyutu:
Tiyatro, müzik, dans gibi güzel sanatların birçok farklı kolunu içeren değerli opera klasiklerinin sergilendiği en görkemli opera binalarını sizler için listeledik.
İlk olarak 1597 tarihinde hayatımıza giren opera, zamanla en değerli güzel sanat dallarından biri oldu. Bu büyüleyici sanat dalı, 2019 yılından itibaren ise 25 Ekim tarihinde “Dünya Opera Günü” adı altında kutlanmaya başlandı. Biz de OGGUSTO okuyucuları için mutlaka görmeniz gereken en görkemli opera binalarını araştırdık. Palais Garnier’den Macaristan Devlet Opera Binası’na kadar dünyanın en güzel ve en büyüleyici opera binalarını keşfedin.
Palais Garnier – Paris, Fransa
Sanat tarihinin unutulmaz anlarına tanıklık eden büyüleyici şehir Paris, aynı zamanda dünyanın en önemli opera binalarından birine de ev sahipliği yapıyor. Phantom of the Opera müzikalinin geçtiği yer olarak da bildiğimiz Palais Garnier (diğer adıyla L’Opéra Garnier) Paris’in Opera Meydanı’nda ziyaretçilerine eşsiz deneyim sunuyor. Mimar Charles Garnier tarafından 1875 yılında inşa edilen Palais Garnier; Barok, Yunan ve klasik stilde tasarımları içeriyor. Uzun yıllar dünyanın en önemli opera ve bale gösterilerinin sergilendiği Palais Garnier, 1989 yılında Opera de Paris Bastille’in açılmasıyla birlikte sadece bale gösterilerine yer veriyor. Palais Garnier binası içerisinde tiyatro tarihinin 300 yıllık geçmişine yer veren Opera Kütüphanesi Müzesi de bulunuyor. Kütüphanenin galerisinde başarılı resim ve fotoğraf koleksiyonları da sergileniyor.
Sydney Operası – Sydney, Avustralya
Mimar Jørn Utzon’un 1973 yılında tasarladığı Sydney Operası, benzersiz mimarisiyle UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde bulunuyor. Utzon’a aynı zamanda 2003 yılında Pritzker Ödülü’nü kazandıran opera binası, 2.800 kişilik seyirci kapasitesine sahip bir opera/konser salonu, sahne oyunları için tasarlanmış opera tiyatrosu, üç tiyatro sahnesi, bir kütüphane, sinema, üç restoran, altı bar ve altmış soyunma odasına sahip. Toplam 1000 odalı dev opera binasının açılışını eski İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in yaptığını da ekleyelim. Yapım maliyeti 102 milyon dolar, 1989 yılında yapılan menfez ve seramik bakım ve tamiratı için 86 milyon dolar harcanan Sydney Operası, Avustralya’ya yolu düşenlerin ziyaret etmesi gereken yerlerden biri.
La Fenice – Venedik, İtalya
Adını ‘Feniks’ isimli anka kuşundan alan La Fenice (Fenice Tiyatrosu), İtalya ve Avrupa’nın en önemli opera binaları arasında yer alıyor. 1774’te Teatro San Benedetto binasının yanması sonucu hayata geçirilen La Fenice opera binası, mimar Gianantonio Selva’nın neo-klasik tasarımıyla 1792’de tamamlanıyor. 1836 ve 1996 yıllarında çıkan yangınlar nedeniyle zarar gören bina, seyirci kapasitesi yükseltilerek Beethoven, Wagner ve Stravinsky’nin eserlerinden oluşan bir konserle 14 Aralık 2003’te tekrar gösterime açılıyor. Gioachino Rossini’nin Tancredi ve Semiramis’i, Giuseppe Verdi’nin La Traviata, Attila ve Rigolettos’su, Luciano Berio’nun Allez-hop’u La Fenice’te prömiyerleri yapılan dünya opera klasiklerinden bazıları.
San Carlo Tiyatrosu – Napoli, İtalya
İtalya’nın öne çıkan opera binalarından biri de dünyanın en eski opera binaları arasında bulunan San Carlo Tiyatrosu. Yapımı 1737’de tamamlanan San Carlo Tiyatrosu, Mimar Giovanni Antonio Medrano ve Angelo Carasale tarafından tasarlanıyor. Dünyanın en uzun süreli ve kesintisiz gösteri yapan opera binası unvanını da taşıyan San Carlo, UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. 1.386 seyirci kapasiteli San Carlo Tiyatrosu’nun sahnesinden Feo, Porpora, Traetta, Piccinni, Vinci, Anfossi, Durante, Jommelli, Cimarosa, Paisiello, Zingarelli ve Gazzaniga gibi değerli bestecilerin geçtiğini de söyleyelim.
Amazon Tiyatrosu – Manaus, Brezilya
Brezilya’nın Manaus şehrinin en görkemli binalarından biri olan Amazon Tiyatrosu, 1896’da inşa edilen ve Rönesans mimarisi izlerini taşıyan opera binalarından. Birbirinden başarılı operaların sahne aldığı Amazon Tiyatrosu, her yıl düzenlenen Amazon Opera Festivali’ne de ev sahipliği yapıyor. Amazonas Filarmoni Orkestrası’nın da çalışma yeri olan Amazon Tiyatrosu’nda, dünyaca ünlü solistlerin provalarına denk gelmeniz mümkün. Dünyanın çeşitli şehirlerinden özel olarak getirilen süslemeleriyle de dikkat çeken Amazon Tiyatrosu, opera salonunda 700 seyirciyi ağırlayabiliyor.
Viyana Devlet Operası – Viyana, Avusturya
Açılış gecesinde Mozart’ın Don Giovanni’si sahnelendiği ünlü opera binalarından Viyana Devlet Operası’nın kökeni 1869 yılına dayanıyor. Mimar Josef Hlávka tarafından tasarlanan opera binası, Neo-Rönesans mimarisini yansıtıyor. II. Dünya Savaşı sırasında yapılan bombalı saldırı nedeniyle yanan opera binası, Ernst Kolb ile Udo Illig’in koordinasyonuyla yeniden restore edilerek hizmete sunuluyor. Dünyaca ünlü yorumcuların, orkestra şeflerinin ve yönetmenlerin ağırlandığı Viyana Devlet Operası, her yıl iş ve siyaset dünyasından önemli isimlerinin katıldığı Viyana Opera Balosu’na da ev sahipliği yapıyor. Viyana Filarmoni Orkestrası’nın üyeleri de Viyana Operası’nın orkestrası arasından seçiliyor. Viyana Devlet Operası’nda yıl içerisinde 50-60 yeni opera, 10 yeni bale gösterimleri düzenleniyor. Madama Butterfly, The Magic Flute ve Don Giovanni gibi kült opera eserleri Viyana Devlet Operası’nda sahnelenen eserlerden bazıları.
Macaristan Devlet Opera Binası – Budapeşte, Macaristan
Yalnızca muhteşem mimarisiyle değil; dünyanın en iyi akustik yapıya sahip üçüncü opera binası olmasıyla da tanınan Macaristan Devlet Opera Binası, yıl içerisinde 50’ye yakın opera ve 100’ü aşkın gösteriye ev sahipliği yapıyor. 1884 yılında Neo-Rönesans stilinde inşa edilen opera binasında Bertalan Székely, Mór Than ve Károly Lotz gibi Macar sanatının önde gelen isimlerinin resimleri ve heykelleri bulunuyor.
1.261 seyirci kapasiteli opera binasının konuk ettiği sanatçılar arasında Gustav Mahler, Otto Klemperer gibi isimler yer alıyor. Eylül’den Haziran sonuna dek süren opera sezonunda Macaristan Devlet Balesi Topluluğu da bu binada sahne alıyor. Turistik gezilerin de yapıldığı Macaristan Devlet Opera Binası, her gün ziyarete açık.
Atatürk Kültür Merkezi Opera Salonu – İstanbul, Türkiye
En görkemli opera binalarından bahsederken Türkiye’deki yapıları anmamak olmaz. Cumhuriyet döneminin önemli yapılarından biri olan Atatürk Kültür Merkezi’nin yenilenen opera salonu, dünya standartlarına eş değer ölçüde özellikleri taşıyor. En iyi doğal akustiği elde etmek için at nalı şeklinde tasarlanan salon, senfonik konserler ve elektro-akustik destekli gösteriler için uygun altyapısıyla da dikkat çekiyor. 2.040 seyirci ağırlayabilen Atatürk Kültür Merkezi Opera Salonu, 85 kişilik orkestranın sahne alabileceği 125 metrekarelik bir alanı kapsıyor. Aynı zamanda, izleyicilerin her noktadan gösterimleri izleyebileceği mimarisiyle de öne çıkıyor.
Süreyya Operası – İstanbul, Türkiye
1927 yılında Süreyya İlmen (Paşa) tarafından yaptırılan Süreyya Operası’nın binası, tarihi dokusu ve zarif mimarisiyle dikkat çeken yapılardan bir tanesi. Süreyya Paşa’nın ilk etapta opera binası olarak tasarladığı bu görkemli binanın dikkat çeken bir diğer özelliği ise, gerekli bölümlerin tamamlanamaması ve opera oynayan sanatçılarının azlığı nedeniyle binada uzun yıllar opera sahnelenmemesi.
2005’e kadar Süreyya Paşa’nın torunları tarafından Süreyya Sineması olarak işletilen bina, 2007’de Kadıköy Belediyesi tarafından restore edildiğinden beri opera severlere hizmet veriyor. Kadıköy’ün ve Anadolu Yakası’nın birinci, Türkiye’nin altıncı opera binası olan Süreyya Operası’nın şu anki tasarımı ise mimar Cafer Bozkurt’a ait.
{141067}