Türk Koleksiyonerlerin Hayallerini Süsleyen Sanat Eserleri
Yazı Boyutu:
Türkiye’nin önde gelen sanat koleksiyoncularına duvarlarında veya yakınlarında hayal ettikleri sanat eserlerini sorduk…
Ali Güreli – Contemporary İstanbul Kurucusu
Çağdaş sanatın en önemli isimleri arasında yer alan Mark Rothko, renkli zemin üzerine yerleştirilmiş canlı renkli, fona eriyen, kenarlı dikdörtgen çalışmalarıyla, görenlerin eserlerini hemen tanıdığı bir ressamdır. Sanatçının imzası sayılan bu kompozisyon 1949 yılında ilk defa kullanılmıştır. Rothko, bir diğer ressam Rembrandt’ın çalışmalarından etkilenmiş, karmaşık düşünceleri en yalın hali ile ifade edebilmeye odaklanmıştır. Dışarıdan birbirine oldukça benzer olarak algılanabilecek eserleri, dikkatli incelendiğinde büyük farklılıklar taşımaktadır. Eserlerde kullanılan renkler çeşitli duyguları yansıtmaktadır. Mark Rothko’nun No. 10 isimli eseri, eserin tümüne hakim olan kırmızı rengin yanı sıra sarının, pembenin ve kahverenginin dumanlı tonlarını içeriyor. 1958 yılında yapılan eser, sanatçının renkler üzerine ustalığının zirvesini yansıtıyor.
Banu Çarmıklı – Sanat Yazarı ve Koleksiyoncusu
Erken Hollanda Dönemi ressamı Hieronymus Bosch’un 1503 – 1504 yılları arasında yaptığı bir triptik (Birbiriyle ilişkili üç adet resmin birleştirilerek oluşturduğu grup resimler) tablo olan The Garden of Earthly Delights (Dünyevi Zevkler Bahçesi) Madrid’te yer alan Prado Müzesi’nde bulunmaktadır. Ressamın en popüler ve en incelikli eseri olarak kabul edilen eserde; cennet (sol), dünya (orta) ve cehennem (sağ) resmedilmiştir. Sol panelde cennetteki Tanrı, Adem ve Havva’yı resmeden Bosch, orta panelde dünyevi zevkleri, sağ panelde ise oldukça karmaşık bir şekilde cehennemi resmetmiştir.
3 kapaktan oluşan bu eser kapatıldığında ise kare şeklini alarak dünyanın yaratılış esnasındaki halini yansıtırken resmin sol üst köşesinde dünyayı yaratan Tanrı’yı görebilirsiniz.
Berrak Barut – Sanat Koleksiyoncusu
Arte Povera (Yoksul Sanat) akımının temsilcisi olan 1933 İtalya doğumlu Michelangelo Pistoletto; izleyicileri eserlerinin bir parçası haline getirmeyi seviyor. Yaşayan en pahalı Avrupalı ressamlardan olan Pistoletto aynayı eserlerinde neden kullanıldığını ise şu şekilde anlatıyor:
Eserlerinde aynalar, neon ışıklar, cam, gazete gibi malzemelerin yanı sıra ağaç gövdesi de kullanan sanatçı; ayna resimleri serisini, insan boyunu geçen aynaların üzerine çizerek veya fotoğraflar yapıştırarak yaratıyor.
Bertan Sır – Sanat Koleksiyoneri, Avukat
Çağdaş sanat toplamaya başladığım ilk zamanlardan beri rahatsız edici, standart dışı yapıtlar ilgimi çekiyor. Sanatta kuir temsillerle özellikle ilgileniyorum. Ayrıca sevdiğim yapıtlarda renklerle gerçekleşmiş çocuksu sanatçı jestleri de önemli bir yer tutuyor. Türkiye’de koleksiyonuma katmak istediğim sanatçı çok, o yüzden hakkımı Amerikan sanat ortamının erken kayan yıldızı Keith Haring’den yana kullanıyorum. Bende bir değil iki tane Haring olsun isterdim. Ömrünü sanatla doldurup mücadelesini sonuna kadar sürdürürken renklerden vazgeçmeyişi beni etkiliyor.
Cahit Tan Yeşilada – Socar Türkiye Finans Grup Direktörü
Gerhard Richter’ın “Betty” adlı sanat eseri, çağdaş sanatın ikonik eserlerinden biridir. İzleyicide çok çeşitli duygular uyandırması ve adeta izleyicinin geçmişine bakmasını sağlaması en belirgin özelliğidir. Tablo, Richter’ın kızının siyah-beyaz bir fotoğrafından alınarak resmedilmiştir. Görüntü bulanık bir şekilde verildiği için, eser rüya gibi bir kaliteye sahiptir ve izleyiciyi solmaya başlayan bir hatıraya baktığını hissettirir. Tablo ayrıca Richter’ın konuyla ilgili yaklaşımı nedeniyle de önemlidir. Richter, sık sık fotoğraflarla başlayan bir süreçle çalışır, ancak onları yeni ve beklenmedik bir şekle dönüştürür. Bu süreç, sanatın ne olması gerektiği hakkındaki varsayımlarımızı sorgular ve bizi dünyayı yeni bir şekilde görmeye teşvik eder.
Resim aile ve hafıza ile ilgili olarak kişisel düzeyde size hitap edebilir. Bulanık görüntü, nesiller boyunca aktarılan eski aile fotoğraflarını hatırlatabilir ve onların getirdiği hüzünlü duyguları yansıtabilir. Felsefe ve sosyolojiye ilgi duyan biri olarak, Richter’ın konuyla ilgili yaklaşımı da ilginizi çekebilir. Fotoğraflarının kullanımı ve bulanıklaştırma tekniği, gerçeklik, algı ve hafıza hakkındaki soruları gündeme getirir. Bu felsefi yaklaşım, izleyiciyi varoluşun doğası hakkında daha derin sorular sormaya davet eder. Genel olarak, Gerhard Richter’ın “Betty” adlı eseri, sanat hakkındaki varsayımlarımızı sorgulayan ve bizi dünyayı yeni bir şekilde görmeye teşvik eden, anlamlı ve duygusal bir sanat eseridir. Bulanık görüntüsü ve felsefi temelleri, herhangi bir sanat koleksiyonuna düşündürücü bir katkı sunar.
Cem Yılmaz – Komedyen, Oyuncu, Yönetmen, Senarist, Fikir Sanat Kurucusu
1988 yılında, 28 yaşındayken hayatını kaybeden popüler sanatın dahi çocuğu Jean-Michel Basquiat; grafitinin sanat olarak kabul edilmesinde büyük rol oynamıştır. 1970’lerde SAMO ismiyle graffitiler yapmaya başlayan sanatçı, aynı yıl Grey isimli bir rock grubu kurmuştu. Graffiti sanatçısı olarak ün kazanan Basquiat, dışavurumcu resimleriyle de uluslararası bilinirliğe sahip ilk Afroamerikan ressam oldu. Pop art akımının en önemli ressamlarından Andy Warhol ile de uzun süre birlikte çalıştı.
Erol Tabanca – Polimeks Yönetim Kurulu Başkanı, Eskişehir Odunpazarı Modern Müze Kurucusu
Pablo Picasso’nun umutsuz ve melankolik mavi döneminin ardından gelen pembe döneminin ve iki boyutlu düzlemde aradığı üçüncü boyutun başlangıcı niteliğindeki Avignonlu Kızlar, 1907’de tamamlanmıştır. 1906’nın sonlarına doğru eserin üzerinde çalışmaya başlayan Picasso, bu eser için 809 tane taslak çizmiştir. Kübizm ve modern sanatın doğuşunu simgeleyen eserde figürlerin yüzlerinde simetri reddedilirken vücutlar estetik kaygıdan uzak bir şekilde resmedilmiştir.
Picasso’nun kübist anlayışı ilk kez bu resimde ortaya çıkmıştır. Dışavurumculuk ile Kübizm arasında bir geçiş dönemi eseri olan Avignonlu Kızlar, New York’daki Modern Sanat Müzesi MoMA’da sergilenmektedir.
{772376}
Hacı Sabancı – Demsa Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Pop-Art ressamlarının önemli temsilcilerinden biri olan Roy Lichtenstein, sanat kariyerinin başında Batı Amerika’yla ilgili modern temalar üzerine çalıştı ve 1957’den sonra ise Soyut Empresyonizm’e yöneldi. En önemli eserlerinden biri olan çizgi roman temalı resimlerine ise çocukları için yaptığı Mickey Mouse ve Donald Duck resimleriyle başladı. Lichtenstein, aslında kendi tekniğinden memnun olmasa da çizgi roman figürlerini resimsel form olarak sunmaktan büyük zevk aldı. Daha sonraları tuvallerinin boyutunu arttırdı ve çizgi romanlardaki grafik romantizm, savaş ve bilim kurgu konularıyla ilgilenmeye başladı. 1962’de Nes York’ta düzenlenen ilk kişisel sergisiyle büyük başarı sağlayan sanatçı, 1966’da ise Londra Tate Modern’de sergi düzenleyen ilk Amerikalı ressam oldu.
İnci Aksoy – Eğitim Kültür ve Araştırma Vakfı (EKAV) Kurucusu, Ekavart Gallery Yöneticisi
Bir konsept sanatçısı olan Sol LeWitt, sekiz adet baskı olan Color Band serisinde sonsuz renk kombinasyonlarını keşfetmeyi amaçlar. Düz çizgiler ve eğimlerle çeşitli formlar yaratan sanatçı, yan yana duran renklerin izleyiciye optik oyunlarla farklı efektler yaratmasını amaçlamıştır. 1960’lı yıllarda tanınmaya başlanan sanatçı en derinlikli sanatçılardan biri olarak nitelenir ve eserlerini birçok farklı mecrada üretir.
{772349}
Mehmet Ali Bakanay – Hukukçu ve Sanat Koleksiyoncusu
Pablo Picasso’nun 1937’de yaptığı bu tabloda, İspanya İç Savaşı sırasında Nazi Almayası’nın bombardıman uçaklarının Guernica şehrini bombalaması resmediliyor. Bombardıman sonrası kasabada büyük katliam yaşanmıştır; 5.000 nüfuslu Guernica’da 3 gün boyunca süren yangının da etkisiyle 1654 kişi hayatını kaybetmiş, birçok sivil de yaralanmıştır. Bu dönemde Paris’te yaşayan Picasso, ülkesinde olanları gazetelerden öğrenmiş ve 2 ay içinde onu derinden etkileyen bu eseri tamamlamıştır.
“Bu tabloyu siz mi yaptınız?” – Alman General
“Hayır, siz yaptınız.” – Picasso
Şu anda Madrid’deki Reina Sofia Müzesi’nde bulunan eserin siyah beyaz olmasının sebebi ise dönemin gazete haberlerinde çıkan fotoğraflara yakınlık sağlamaktır. Yaklaşık 3.5 metre yükseklik ve 7.8 metre genişliği ile tuval üzerine siyah ve beyaz renklerde yağlı boya ile yapılan tablo günümüzde en büyük savaş karşıtı resim olarak kabul edilir. Franco hükümetin başında olduğu sürece resmin İspanya’ya girmesi yasaklanırken, eser birçok ülkede sergilenmiştir.
Mustafa Taviloğlu – Mudo Kurucusu ve Sanat Koleksiyoncusu
Edward Hopper’ın 1942’de yaptığı Nighthawks; hem ressamın hem de Amerikan sanatının en bilinen işidir. Eser tamamlandıktan kısa bir süre sonra 3.000 dolara Şikago Sanat Enstitüsü’ne satılmıştır ve hâlâ da orada bulunmaktadır. Suni gece ışığını en iyi yansıtan eserlerden biri olduğu söylenen Nighthawks’a, sanatçı Pearl Harbor saldırısı gerçekleştikten hemen sonra başlamıştır. Gecenin geç bir saatinde restoranda oturan insanların resmedildiği eser; kasvetli ve karanlık bir hava ile sokağın bomboş oluşunu, bir diğer değişle istila edilmiş bir şehri tasvir etmektedir.
Ressamın açık artırmada en yüksek fiyata satılan eseri ise East Wind Over Weehawken olmuştur. Aralık 2013’te Christie’s’de 40.5 milyon dolara satıldı.
Oktay Duran – ArtON İstanbul Kurucusu, Sanat Koleksiyoncusu
Renkleri büyük bir ustalıkla kullanan, modern sanatın en ünlü sanatçılarından biri olan Matisse; basit geri planlar üzerinde zıt renkler kullanımı olan Fovizm akımının da kurucusudur.
Matisse’in baş yapıtlarından olan “Dans” eserlerinde sanatçı, mutluluk ve sevinci resmetmek istemiştir. Resimdeki figürlerin yerleşimi de özenle yapılmıştır; koyu renk çizgiler figürlere hareket katarak dans edildiğindeki tam dönüş yaptığı hissini yansıtmaktadır.
Sanatçının The Dance isimli birbiriyle bağlantılı iki eseri vardır ve bu eserler 1909 – 1910 yıllarında resmedilmiştir. İlk resim, ikinci resmin hazırlık aşaması olarak bilinir, sadece kompozisyon için hazırlanmıştır ve daha az detaylıdır.
Henri Matisse’in açık artırmaya çıkarak en yüksek fiyata satılan eseri ise L’Odalisque’dir. Eser Christie’s’in Impressionist and Modern Art açık artırmasında 33.6 milyon dolara satılmıştır.
Sarp Evliyagil – Ajans Türk Şirketler Topluluğu Yönetici Sahibi, Ankara Müze Evliyagil Kurucusu
1960’larda İngiltere’nin kültürel ve sanatsal ortamını biçimlendiren David Hockney, 20. yüzyılın en etkili İngiliz sanatçılarından biridir. David Hockney’in resmettiği Yüzme Havuzu serisi, realist çizim tarzı ve kullandığı canlı renkleri ile ünlüdür. Pop Art kültürüne ait olarak kategorilenen çizimlerinde, sıklıkla su sıçraması ve su dalgaları detaylıca resmedilmiştir. Resimlerindeki bir diğer özellik ise, çizdiği her mekan kesitinin tamamen yatay ve dikey çizgilerden oluşmasıdır.
Hockney’nin Portrait of an Artist – Pool with Two Figures (üstte) isimli eseri 2018 Kasım ayında Christie’s’de açık artırmaya çıkarak rekor kırması bekleniyor. 80 milyon dolar tahmini satış fiyatı ile sanatçının satılan en pahalı eseri olacak.
İngiltere’nin harika çocuğu olarak anılan David Hockney, hâlâ Kensington’daki atölyesinde çalışmalara devam ediyor.
Selman Bilal – Bilsar Yönetim Kurulu Başkanı ve Sanat Koleksiyoncusu
Heykeltraş İlhan Koman’ın Akdeniz heykeli, 1980 yılında İstanbul Büyükdere Caddesi’ne dikilmiştir. Birbirine eşit uzunlukta, 12 mm kalınlığında, 112 adet metal levhanın yan yana getirilmesiyle oluşan heykel, kollarını açmış bir kadın figürüdür. Türk Sanat Tarihi’nin en bilinen heykellerinden olan 4.5 ton ağırlığındaki bu eser; 2014 yılında gördüğü tahribattan sonra kaldırılması ve geçtiğimiz sene Yapı Kredi Kültür Sanat Binası içerisindeki yeni daimi yerine yerleştirilmesiyle de gündeme gelmiştir.
Sanatçının çoğu Stokholm’de olmak üzere 20 şehrin sokak ve meydanlarında heykelleri bulunuyor.
Serkan Acar – Acarlar Makine Yönetim Kurulu Başkanı
Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1927’de Trabzon Lisesi’ne atanan resim öğretmeni Zeki Kocamemi’nin öğrencisiydi. Resim derslerinin etkisi ve okul müdürünün de yaptığı teşvikle İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi şimdiki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi’ne başladı. 1930’da ise henüz eğitimini tamamlamadan Paris’e ağabeyinin yanına giden Eyüboglu, André Lhote’un yanında resim çalıştı. İlk kişisel sergisini Bükreş’te açan ressam, 1940’lardan sonra duvar resimlerine yöneldi. 1950’de ise hayatının tüm sanatını kapsayan bir sergisi düzenlendi. Bedri Rahmi, 50’lerde tekrar Paris’e gitti ve İnsan Müzesi’nde insan kavimlerini inceledi.
{772358}
Şükrü Bozluolçay – Bozlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Van Gogh’un ‘Yıldızlı Gece’ isimli yapıtı uzun zamandan bu yana beni çok etkilemiştir. Küçük bir çocukken gökyüzünü merakla inceleyişimizi hatırlarım hep. ‘Yıldızlı Gece’ bence bugün şehirlerde yaşayıp gökyüzünün o büyülü gerçekliğini nasıl da es geçtiğimizi çok etkileyici bir şekilde göstermesi açısından da önemli bir yapıt.