Geçmişten Bugüne Opera Sanatı
Yazı Boyutu:
Opera sanatının detaylarını, geçmişten bugüne hem eserleri hem de temsilcileriyle birlikte birçok başlıkta bir araya getirdik.
Genellikle konusunu tarih, mitoloji ve efsanelerden alan ve sözlerinin tümü ya da birçoğu müzikle bestelenen bir sahne eseri olan operayı tüm detaylarıyla öğrenmek ister misiniz? Ana vatanı İtalya olan ve Rönesans’tan sonra yaygınlaşan; içinde dans, dekor, kostüm, ışık gibi birçok güzel sanatlar unsurlarını barındıran opera sanatı ile ilgili bilmeniz gerekenleri bir araya getirdik.
Opera Sanatı Nedir?
Opera sanatı, müzik, drama ve görsel sanatların bir araya gelerek oluşturulduğu ve sahne üzerinde sözlü müzik eserlerinin icra edildiği bir performans sanatıdır. Genellikle klasik müzik tarzında bestelenen bu eserler; solo şarkılar, korolar, danslar ve diyaloglar içerir. Opera, güzel sanatların birçok farklı unsurunu bir araya getirdiği için birçok farklı disiplini kapsar ve bu nedenle büyük bir sanat dalı olarak kabul edilir.
Operanın Tarihi
Operanın kökeni 16. yüzyıl İtalya’sına kadar uzanır. İtalyan Rönesansı döneminde, antik Yunan ve Roma’daki tiyatro gelenekleri tekrar keşfedilerek yeni bir tür tiyatro gösterisi ortaya çıktı. Bu gösterilerde, şarkı söyleyen oyuncular, dansçılar ve müzisyenler bir araya gelerek dramatik hikâyeleri müzik ve şarkılarla anlatıyorlardı.
Bu tür gösteriler, sonraları opera olarak adlandırılan sözlü müzik eserlerinin sahnelenmesiyle geliştirildi. İlk opera eseri olarak kabul edilen “Dafne” adlı eser, 1597’de Floransa’da sahnelendi ve bu tür eserler kısa sürede İtalya’nın diğer şehirlerinde de popüler hale geldi.
17. yüzyılın başlarında opera, Avrupa’nın diğer bölgelerine de yayılmaya başladı. Fransa, İngiltere, İspanya ve Almanya gibi ülkelerde de opera eserleri yazılmaya başlandı. Bu dönemde, opera eserleri, Barok dönemi müzik tarzını yansıtacak şekilde geliştirildi.
18. yüzyılda opera eserleri daha da geliştirildi ve klasik müzik dönemi tarzına dönüştü. Wolfgang Amadeus Mozart, bu dönemin en önemli opera bestecilerinden biriydi ve “Don Giovanni”, “Cosi fan tutte”, “Figaro’nun Düğünü” gibi ünlü eserleri yazdı.
19. yüzyılda romantik dönem müziği, operayı etkisi altına aldı. Giuseppe Verdi ve Richard Wagner, bu dönemin önde gelen opera bestecileriydi. Verdi, “Nabucco”, “Rigoletto” ve “Traviata” gibi eserleri yazarken, Wagner “Lohengrin”, “Nibelungen’in Yüzüğü” ve “Tristan ve Isolde” gibi eserleri besteledi.
20. yüzyılda opera, farklı müzik tarzlarını içeren eserler şeklinde yazılmaya devam etti. Operanın günümüzde de dünya genelinde popülerliğini koruyor ve birçok ülkede opera binalarında, festivallerde ve yarışmalarda görülmeye devam ediyor.
{42744}
Operanın Bölümleri
Opera tarzı; “uvertür”, “açılış sahnesi”, “aryalar ve düetler”, “ansambl ve koro” ve “final” olarak genellikle beş bölüme ayrılıyor.
Uvertür
Genellikle orkestranın çaldığı, opera eserinin başlangıcında yer alan müzik parçasıdır. Uvertür, opera eserinin konusu hakkında ipuçları veren ve izleyiciyi olayların atmosferine sokan önemli bir parça olarak tasvir ediliyor.
Açılış Sahnesi
Açılış sahnesi, opera eserinin konusunu ve karakterlerini tanıtmak için kullanılan bir bölüm olarak seyirciyi performansa hazırlıyor. Bu bölüm genellikle koro, solistler ve dansçılar tarafından canlandırılan bir dizi sahne içermesiyle ön plana çıkıyor.
Aryalar ve Düetler
Bu bölümde, karakterlerin özel duygularını ve düşüncelerini ifade etmek için oyuncular solo veya ikili şarkılar söylerler. Bu bölümdeki şarkılar, opera eserinin en ünlü ve unutulmaz parçaları arasında yerini alır.
Ansambl ve Koro
Ansambl, birden fazla karakterin bir arada söylendiği şarkılardan oluşuyor. Bu bölümde, karakterlerin arasındaki ilişkiler, entrikalar ve çatışmalar ortaya çıkar. Koro ise opera eserindeki toplulukların müzikal olarak ifade edilmesini sağlar.
Final
Opera eserinin son bölümüdür. Genellikle büyük bir müzikal sahne olarak tasarlanan finale eserin özeti, sonuçları ve karakterlerin son kaderleri yer alır. Finale, operanın en etkileyici ve duygusal bölümüdür.
Operanın Çeşitleri
Opera çeşitlerinde en popüler olanlar “Opera Seria”, “Opera Buffa”, “Grand Opera”, “Operetta”, “Singspiel”, “Zarzuela” ve “Rock Opera”dır. Bunlar sadece popüler operaların bazı türleridir ve daha birçok tür ve alt türü mevcuttur.
Opera Seria
Bu tür, 18. yüzyılda İtalya’da gelişti ve daha çok antik Roma ve Yunan mitolojisi konulu, ciddi ve ağırbaşlı operaları kapsar.
Opera Buffa
Bu tür, daha hafif ve komik operaları kapsar. İtalya’da 18. yüzyılda gelişti ve sık sık günlük hayatın olayları ve insanlarının komik yanlarını ele alır.
Grand Opera
Bu tür, 19. yüzyılda Fransa’da gelişti ve daha çok büyük orkestra ve koro kullanarak dramatik hikâyeleri anlatır.
Operetta
Bu tür, daha hafif, komik ve popüler operaları kapsar. Genellikle dans ve müzikal numaraları içerir ve burlesk ya da romantik hikâyeleri anlatır.
Singspiel
Bu tür, Almanya’da gelişti ve müzikal diyaloglar ve konuşmalar içeren operalardır. Genellikle komik hikâyeleri ele alır.
Zarzuela
Bu tür, İspanya’da gelişti ve operayı yerel kültür ve müzikle birleştirir. Dans, şarkı ve müzikal numaraları içerir ve genellikle günlük hayatta insanların hayatlarına odaklanır.
Rock Opera
Bu tür, rock müzikal tarzında operaları kapsar. Genellikle popüler kültür ve rock müziği kültürünü ele alır.
{83758}
Dünyaca Ünlü Opera Sanatçıları
Luciano Pavarotti (1935-2007)
İtalyan tenor, tarihin en ünlü tenorlarından biri ve Three Tenors grubunun üyesi. Modern opera dönemindeki en önemli ses sanatçılarından olan Pavarotti, iki tane de Guinness Rekoru sahibi olmasıyla da biliniyor. 165 kez opera sahnesine çıkarak en çok sahneye çıkan Pavarotti, “The Three Tenors in Concert” (Placido Domingo ve Jose Carreras) ile en çok satan klasik müzik albümü rekorlarını kırdı.
Maria Callas (1923-1977)
Yunan-Amerikan soprano, 20. yüzyılın en büyük opera sanatçılarından biri ve “La Divina” olarak bilinir. Tüm zamanların en çok tanınan ve başından geçen sansasyonel olaylarla ses getiren sopranolarından biri olarak tanınıyor.
Plácido Domingo (1941-)
İspanyol tenor, Three Tenors grubunun üyesi ve tarihin en başarılı opera sanatçılarından biridir. Tenorluğun yanı sıra orkestra şefi yapan ve konserlerde de yer alan Domingo, Washington Ulusal Operaevi’nin de genel direktörüdür.
Enrico Caruso (1873-1921)
İtalyan tenor, 20. yüzyılın başında operanın altın çağında ün kazandı. Büyük ününü “olağanüstü” olarak nitelendirilen sesine, çok farklı rolleri başarıyla yorumlayabilmesine ve doğal oyun tarzına borçlu olan sanatçının yaşam öyküsü filme de alınmıştır. Bunun yanı sıra sanatçının bir de Grammy Yaşam Boyu Başarı Ödülü bulunur.
Joan Sutherland (1926-2010)
Avustralyalı soprano, bel canto repertuvarındaki başarılarıyla tanınır. 1950’lerin sonlarından 1980’lere kadar bel canto repertuarının rönesansına yaptığı katkılarla tanınan Avustralyalı bir dramatik koloratur soprano olmasıyla dikkat çekti.
{16521}
Renee Fleming (1959-)
Amerikalı soprano, geniş repertuvarı ve çeşitli tarzları icra etme becerisiyle tanınır. Ulusal Sanat Madalyası sahibi olan Fleming, 18 Grammy Ödülü’ne aday gösterildi ve beş kez kazandı.
Cecilia Bartoli (1966-)
İtalyan mezzo-soprano, Rossini ve Mozart gibi bestecilerin operalarında başarılı performanslar sergilemesinin yanında az bilinen bazı barok ve klasik batı müziği eserleri üzerine yorumlarıyla tanınır. Hem soprano hem de mezzo rollerini oynayabilmesi sanatçının tanınırlığını artırdı.
Bryn Terfel (1965-)
Galli bas-bariton, Wagner ve Mozart gibi bestecilerin operalarında başarılı performanslar sergilemiştir. Terfel özellikle Figaro, Leporello ve Don Giovanni rolleriyle ilişkilendirildi, ancak daha sonra dikkatini özellikle Puccini ve Wagner olmak üzere daha ağır rollere kaydırmasıyla dikkatleri üzerine çekmiştir.
Anna Netrebko (1971-)
Rus soprano, Puccini ve Verdi gibi bestecilerin operalarında başarılı performanslar sergilemiştir.
Jonas Kaufmann (1969-)
Alman tenor, Richard Strauss ve Wagner gibi bestecilerin operalarında başarılı performanslar sergilemiştir. En çok repertuarının çok yönlülüğüyle tanınır, her sezon resital ve konserde birden çok dilde çeşitli opera rolleri gerçekleştirir.
{50682}
Türk Opera Sanatçıları
Türkiye’de de dünyaca ünlü birçok yetenekli opera sanatçısı sahnelere damga vurdu. İşte Türk opera sanatçılarından bazıları…
Leyla Gencer (1928-2008)
Türk soprano, 20. yüzyılın en ünlü sopranolarından biri ve La Scala Operası’nda başarılı performanslarıyla tanınır. Batı ülkelerinde “La Diva Turca”, “La Gencer” ve “La Regina” olarak ün yapan sanatçı hem seçkin opera sahnelerinde hem resitallerinde hayranlık uyandırmasının yanı sıra opera repertuvarı 23 bestecinin 72 yapıtını kapsamasıyla da biliniyor.
Semiha Berksoy (1910-2004)
Türkiye’nin ilk kadın opera sanatçısı ve müzikal tiyatro sanatçısı olan Semiha Berksoy, Türkiye’nin uluslararası alanda tanınmış ilk sanatçılarından birisi ve Cumhuriyet döneminin sanat simgelerindendir.
Hakan Aysev (1968-)
Operayı popülerleştirmek adına rock grupları ve pop sanatçıları ile sahneye çıkmak, pop şarkılarından oluşan albüm çıkarmak gibi çeşitli projeler gerçekleştiren sanatçı halen İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçısı olarak yaşamını sürdürüyor.
Murat Karahan (1977-)
Türk tenor, dünya çapında başarılı bir kariyere sahip ve La Scala, Metropolitan Opera ve Viyana Devlet Operası gibi ünlü opera evlerinde performans sergilemiştir. Murat Karahan tüm sanat kariyeri boyunca olduğu gibi, uluslararası çok sesli müzik alanında ülkemizi temsil ederek Türk operasının uluslararası alanda tanıtımına katkı sağlamaya devam etmektedir.
Aylin Ateş (1979-)
La Scala Operası, Carnegie Hall ve Salzburg Festivali gibi prestijli yerlerde sahne alan Türk soprano birçok Türk ve yabancı orkestra, koro ve şefle konserler verdi. CD ve DVD kayıtlarında yer alan sanatçı; G. Mahler’in “2’nci Senfoni” ve “Kindertotenlieder”, W. A. Mozart’ın “Requiem”, G. Verdi’nin “Missa da Requiem”, L. v. Beethoven’ın “9’uncu Senfoni”, A. A. Saygun’un “Yunus Emre Oratoryosu” (Türkçe ve Almanca) ve “İnsan Üzerine Deyişler – 5 Şarkı”, G. B. Pergolesi’nin “Stabat Mater”, K. Jenkins’in “Stabat Mater”, H. Berlioz’un “Les nuits d’été”, S. Prokofiev’in “Alexander Nevsky Kantatı”, E. Elgar’ın “Sea Pictures”, N. Kâzım Akses’in “Portreler”, İ. Baran’ın “Şarkılar” ve H. Uçarsu’nun “Ben Sana Mecburum” (Dünya Prömiyeri) eserlerinin solo seslendirmelerinde yer almıştır.
Bülent Bezdüz (1967-)
İstanbul Devlet Operası’nda uzun yıllar boyunca başarılı performanslar sergileyen Türk tenor, solistlik kariyerini Avrupa ülkelerinde sürdürüyor. 2001’de Londra Senfoni Orkestrası eşliğinde “Les Troyens” ve 2006’da Verdi’nin “Falstaf” operası kaydı ile olmak üzere iki kez “En İyi Opera Kaydı” kategorisinde Grammy Ödülü’ne layık görüldü.
{15807}
En Ünlü Opera Eserleri
Opera çok uzun ve zengin bir geçmişe sahiptir ve dünya genelinde birçok ünlü opera eseri bulunmaktadır. İşte en ünlü opera eserlerinden bazıları…
Wolfgang Amadeus Mozart, “Don Giovanni”
Wolfgang Amadeus Mozart tarafından bestelenen, tarihin en önemli operalarından biri olarak kabul edilen bir eser.
Wolfgang Amadeus Mozart, “Die Zauberflöte” (Sihirli Flüt)
Wolfgang Amadeus Mozart tarafından bestelenen, geniş bir repertuvarı ve mistik hikâyesiyle dikkat çeken bir opera.
Georges Bizet, “Carmen”
Georges Bizet tarafından bestelenen, Fransız operasının en ünlü eserlerinden biri olan opera.
Giuseppe Verdi, “Rigoletto”
Giuseppe Verdi tarafından bestelenen ve İtalyan operasının en ünlü eserlerinden biri olan opera.
Giacomo Puccini, “Tosca”
Giacomo Puccini tarafından bestelenen, dramatik ve tutkulu bir opera.
Giacomo Puccini, “Turandot”
Giacomo Puccini tarafından bestelenen, Çin hikâyelerine dayanan bir opera eseri.
Gioachino Rossini, “The Barber of Seville” (Sevilla’nın Berberi)
Gioachino Rossini tarafından bestelenen, klasik İtalyan opera repertuvarının en popüler eserlerinden biri.
Bu listede yer alan eserler yalnızca en ünlü opera eserlerinden bazıları… Operanın zengin repertuvarında birçok ünlü ve sevilen eser bulunuyor. Opera, bugün hâlâ dünya genelinde birçok opera evinde ve konser salonunda sahnelenmeye devam etmektedir.
{44761}