Klasik Sanatı Yeni Teknolojilerle Birleştiren Oluşum: ha:ar
Yazı Boyutu:
Heykeltraş Hande Şekerciler ve yeni medya sanatçısı Arda Yalkın, klasik sanatı yeni teknolojilerle birleştirmeyi hedefleyerek ha:ar oluşumunu yarattı. Oluşumun detaylarını, Pulse: Electric Mannerism isimli sergiyi, NFT ve dijital sanatı konuştuk.
ha:ar oluşumunu Hande Şekerciler ve Arda Yalkın birlikteliğinin hikâyesini öğrenebilir miyiz?
Biz uzun zaman çalışmak için hep aynı mekânı paylaştık. Birbirimize uzun süredir yardım ediyoruz, işlerimiz hakkında konuşuyoruz. 2018 Mart ayında New York’ta bir misafir sanatçı programına kabul edildik ve ikili olarak gitmeye, beraber bir şeyler üretmeye karar verdik. Kimyamız tuttu ve ardından ABD’de başka programlara da kabul edildik, uluslararası fuarlara katıldık, ilk solo sergimizi New York’ta, ikincisini Ankara’da açtık. Arkasından Venedik ve Milano’da da solo sergilerimiz oldu. Bunların yanı sıra Piksel adında bir yeni medya misafir sanatçı programının kurulmasına liderlik ettik ve hâlâ bir parçasıyız. Üç senedir bu şekilde hem ikili hem de bireysel olarak çalışmaya devam ediyoruz.
Contemporary İstanbul’da yer alacak projeniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Pulse: Electric Mannerism Cer Modern’de ayrı mekânlarda ama aynı zamanda gerçekleşen iki serginin (Hande Şekerciler ve ha:ar) üzerine yeni işler eklenerek büyüyen bir sergi oldu. Bu bizim aslında Mart 2020’de İstanbul’da gerçekleştirmek istediğimiz bir konseptti. İzleyicilerin üç katlı bir binada önce Hande’nin solo sergisindeki fiziksel heykelleri gördükten sonra üst katlarda çoğunlukla heykel ve insan bedeni etrafında kurgulanmış dijital resim, heykel ve videoları deneyimleyecekleri bir ikili sergi kurgulamıştık fakat açılışa bir hafta kala sergiyi ertelemek zorunda kaldık.
Bu kurguyu -bazı eserleri İstanbul’a saklamak istediğimiz için- biraz basitleştirerek Ankara Cer Modern’e taşıdık. Sonrasında bazı yeni resimler ekleyerek Venedik’e ve ardından Milano’ya. Şimdi de Contemporary Istanbul için İstanbul’dayız. Sergimizin gittiği tüm şehirlerde pandemi koşullarına rağmen oldukça ilgi gördüğünü söyleyebiliriz. Tek bir sergi gibi gözükse de aslında Hande’nin kişisel ve ha:ar’ın işlerinden oluşan, iç içe geçmiş, birbirleri ile hem teknik hem de içerik olarak konuşan iki serginin içeriğindeki zıtlık da aslında dünyaya iki ayrı bakış açısı sunuyor; bir yanda insanoğlunun kendi yarattığı medeniyet ile olan mücadelesi, diğer tarafta kendilerini olduğu gibi kabul etmiş, vecd halindeki insanlar…
Bu mini serginin temsiliyetini, Hande’yi de temsil eden, Londra’nın ünlü galerilerinden J.D. Malat Gallery üstleniyor.
{774097}
NFT sanatı sizlerin yaratıcılığını nasıl etkiledi?
ha:ar çok sayıda ve hızlı eser üretebilen bir oluşum değil, iki senedir üzerinde çalıştığımız ve hâlâ bitiremediğimiz enstalasyonlar var, tek bir resim üretmek çoğu zaman iki ayı bulabiliyor ve ürettiğimiz eserlerin fiziksel edisyonlarının koleksiyonerlere ulaşması konusunda çok fazla sıkıntı çekmiyoruz. Bu durum kripto sanatın hızlı akışına ters aslında. Bizim seçtiğimiz yöntem, zaten ürettiğimiz eserlerin birer NFT edisyonlarını çıkartmak oldu.
Önce şunu söyleyelim, ikimiz de şu andaki haliyle “kripto sanat” ya da “NFT sanatı” sanatçısı gibi kavramları doğru bulmuyoruz. Ya sanatçısınız ya da değilsiniz, bu kadar basit.
Yaratıcılık kısmına gelince, bizce NFT’nin ve Blockchain teknolojisinin sanatta kullanımı şu andaki haliyle yaratıcılıktan ve yeni ifade biçimleri geliştirmekten çok bu ekosistemdeki aktörlerin ekonomi ve iletişimine hizmet ediyor. Bunu inkar etmek doğru olmaz. Elbette bu durumun yaratıcılık üzerinde hem pozitif hem de negatif yönleri var. Bir eser üretip bu eserden hayal ettiğinizin üzerinde gelir elde ettiğinizde ona saplanıp kalmak, tembelleşmek ya da kendi istediklerinizi, hissettiklerinizi değil size bu imkanı sağlayan takipçilerinizi mutlu etmek için üretmek gibi handikaplar var. Öte yandan, Blockchain teknolojisi ve Smart Contract’lar bir medyum olarak inanılmaz bir potansiyele sahip. Bu potansiyel keşfedildikçe bu başka medyumlar kullanılarak üretilemeyecek türde eserler göreceğiz.
Dijital ortamda sadece sanat eseri değil başka şeylerde almak mümkün. Bu satın alımların sizce avantajı var mı?
Sanırım şunu söylemek yanlış olmaz, Smart Contract’lar, NFT ya da De-Fi gibi kavramların bir anda hayatımıza girmesinde sanatın etkisi çok büyük oldu. Özellikle son bir senedir NFT formatında satılan sanat eserleri hakkında o kadar çok haber ve spekülasyon yapıldı ki, hiçbirimiz bunu beklemiyorduk. Biz bunu kentsel dönüşümler halka benimsetilirken sanatın kullanılmasına çok benzetiyoruz. Elbette NFT, De-Fi ve Smart Contract’lar dijital dosyaların benzersizliğini tescil etmek ve hareketlerini kayıt etmenin ötesinde bir sürü işleve sahip. En temelde gücün merkezden alınıp dağıtılması gibi bir durum söz konusu, alışveriş bunun sadece ufak bir kısmı. Eğer doğru kullanılırsa Blockchain teknolojisinin gelişmesiyle başta ekonomi ve siyaset olmak üzere aklınıza gelebilecek her alanda devrim sayılabilecek değişimlerin bizi beklediğini düşünüyoruz.
{774325}
Siz sanatçılar olarak farklı türde NFT’ler ya da NFT sanat eserleri satın alıyor musunuz?
Evet, koleksiyonumuzda NFT formatında eserler de var. En son Köenig Gallery’den Refik Anadol aldık.
Türkiye’nin sanat ortamını düşünürsek eğer, sanatçı olarak NFT ortamında mı yoksa galeri ortamlarında mı alım-satım yapmak avantajlı? Hangisini tercih edersiniz?
Biz iki platformun birbirlerine rakip olmadığına, en azından olmaması gerektiğine inanıyoruz. Çoğu gelirini ve tanınırlığını NFT platformuna borçlu olan ya da koleksiyonerliğe NFT toplayarak başlayan insanların “Konvansiyonel galericilik, müzecilik bitti, teknoloji onların sonunu getirdi” düşüncesinin yanlış olduğunu düşünüyoruz. Galeri ile sanatçının, sanatçı ile koleksiyonerin, kurumların ilişkisi yüzlerce seneye dayanıyor ve bunun öyle kolayca yıkılacağını iddia etmek için -en hafif tabirle- naif olmak lazım. Öte yandan, aslında kripto sanat piyasasının oluşumunun en büyük sebebi arkaik sanat piyasası. Sermayeyi ve yönetimi elinde tutan konvansiyonel sanat piyasası yeni medya sanatı ile yarım asırdan fazladır süren ilişkisinden bir değişim çıkartamadı. Ancak teknoloji hayatımızı o kadar radikal şekilde değiştiriyor ki artık Medici’lerden beri değişmemiş sanat piyasası kurallarıyla ilerleyemezdik. Büyük bir birikim vardı ve sistem evrilemediği için devrim oldu. Elbette, sermaye de konvansiyonel alanlardan, mesela araba jantı toptancısından büyük veri analizi yapan şirket sahiplerine aktı. Bu da artistik beğeniyi evrilttiği gibi eser sahipliğinin alternatif yollarının da kabullenilmesini kolaylaştırdı.
Çoğu zaman günümüzün 10 saatini bilgisayar ekranına bakarak geçiriyoruz, neden sanat koleksiyonum bilgisayarımızda ya da bizim ikinci evimiz olan sosyal medyada (yakında Metaverse’lerde) olmasın? Her koleksiyoner eninde sonunda evine doldurduğu eserleri bir yere götürüp sergilemek, övgü almak, tartışma yaratmak, ilgi odağı olmak ister, neden aldığımız eserler anında bu reaksiyonu oluşturmasın? Konvansiyonel sanat piyasası bunu ıskaladı maalesef. Ancak biz sanat piyasasının ortak aklına ve sağduyusuna güveniyoruz mutlaka iki platform arasında bir iletişim kurulacak ve hibrit bir çalışma şekli bulunacaktır.
Bu aralar çok fazla konuşulan NFT’nin ikinci dalgası diye bahsedilen avatarlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bunlar bizim pek ilgi alanımıza girmese de kısaca daha çok ucuza alınıp pahalıya satılması için ya da insanlara “Ben avatarıma bile on binlerce dolar ödeyebilecek gelire sahibim” duygusunu yaşatmak için üretilmiş dijital imajlar olarak tanımlanabilirler. Yine de, günümüz dünyasındaki tüketim çılgınlığına verdikleri referans nedeniyle bazılarının ileride de değerlerini koruyacaklarına eminiz.
NFT sanatı gelecekte nasıl evrilecek?
Yakın gelecekle ilgili spekülasyon yapmayalım çünkü NFT’yi sadece tescilli ve alınıp satılabilir dijital dosyalar olarak görmek çok yanlış olur. AR, VR, Metaverse gibi kavramlar hayatımıza girdikçe; veri aktarımı depolama ve sinyal işleme hızları arttıkça ve biyoteknoloji alanındaki gelişmeler ile kendi vücudumuza, algılarımıza müdahale imkanları geliştikçe, bildiğimiz anlamda gerçek algımız da değişecek. Biz sanatın teknoloji ile beraber hiç olmadığı bir formata, insanın tüm bedeni ve algılarıyla dahil olduğu bir tür deneyime evrileceğine inanıyoruz. Teknoloji geliştikçe NFT’lerin farklı kullanım alanları bulunacak ve bir sertifikasyon formatından çok bir medyum olarak öne çıkacaktır diye tahmin ediyoruz.
NFT sanat alımına yeni başlayacak kişilere neler önerirsiniz?
Bizim koleksiyon yapmakla ilgili bilgilerimiz çok sınırlı ve vereceğimiz öneriler sanatçı bakış açısıyla olur. Türkiye’de çok önemli koleksiyonerler var ve hepsi sanat koleksiyonu yapmaya nasıl başlanması gerektiği ile ilgili bilgiler paylaşıyorlar. Sadece maddi değer yaratmak değil sanat dünyasında ve gelecekte anlam ifade edecek bir koleksiyon yapma peşinde olanlar varsa, önce onların deneyimlerini dinlemelerini, hikâyelerini okumalarını tavsiye edebiliriz sadece.