Bağımsız yetenekleri bir araya getiren Mamut Art Project Türkiye genelinden 49 sanatçının eserlerini sergiliyor. 10’uncu yaşını kutlayan organizasyonu bu yıl katılan üç sanatçının görüşleriyle ele aldık.

Mamut Art Project 10. yılında disiplinlerarası 49 sanatçının eserlerinden oluşan seçkiyi, Yapıkredi Bomontiada’da sanatseverlerle buluşturuyor. Türkiye genelinde bağımsız yetenekleri sanat profesyonelleri ve sanat izleyicileriyle bir araya getiren Mamut Art Project, bu yıl 26 – 30 Ekim tarihleri arasında sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Ege Yapı ana sponsorluğunda, gerçekleşen organizasyonda Türkiye’nin farklı yerlerinden katılan sanatçıların eserleri sergilenecek.

Mamut Art Project’in bu yılki jürisinde, British Council Türkiye sanat direktörü Esra A. Aysun; iş insanı, hukukçu, koleksiyoner Mehmet Ali Bakanay; sanatçı Antonio Cosentino; sanat tarihçisi, küratör ve sanat eleştirmeni Nazlı Pektaş ve Zilberman Galeri’nin kurucusu ve koleksiyoner Moiz Zilberman yer aldı.

Jüri üyelerinin belirlediği Mamut’un 2022 sergisinde yer alacak seçkide yalnızlık, aile ilişkileri ve kökler, aidiyet, cinsel kimlik, mekân algısı gibi farklı konulara odaklanan; animasyon, fotoğraf, VR, sokak sanatları, heykel, resim, enstalasyon ve video dahil olmak üzere farklı disiplin ve tekniklerle üretim yapan sanatçılar dikkat çekiyor.

Bu yıl 10. yılını kutlayan Mamut Art Project’i, organizasyona katılan üç sanatçının görüşleri ile ele aldık.

Çiğdem Menteşoğlu

Nejla Özmen’in Trabzon’daki resim kursu sayesinde bilinçli olarak sanat dünyasına adım attı. Sanat hayatı Güzel Sanatlar Lisesi’nde okuyarak devam etti. Trabzon Güzel Sanatlar Lisesi’nden sonra Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde dört yıl boyunca resim ve sanatın olanaklarını öğrenmeye çalıştı. Genel olarak sanat pratiği, kişisel bir dokunuşa sahip görsel bir anlatı olarak öne çıkıyor.

“Sanat ve deneyim bağıntısının çok güçlü olduğuna inanıyorum”

Mamut Art Project’e bir projeyle katıldım. Bu proje, erken annelik deneyimlerimden ilham alarak gerçekleştirdiğim eserlerden oluşuyor. Ben sanat ve deneyim bağıntısının çok güçlü olduğuna inanıyorum. Bu yaklaşımla kadınlığa ait deneyimlerden biri olan annelik ve doğurganlık üzerine çalıştım. Düşünülenin aksine annelik ve gebeliğin kadın sanatçıyı kısıtlayan değil onu motive eden, sanatını besleyen bir unsur olarak görüyorum ve göstermeye çalışıyorum. Hayatımın bir parçası olan bu deneyimin çok katmanlı olduğunu düşünüyorum, kadın öznelliği, sosyal roller ve belirlenmiş kodlar bağlamında politik bir tarafı da var. Dönüşerek devam edecek olan bu çalışmalarımla klasik anne-çocuk resimlerine eleştirel bir bakış da sunmak istiyorum. Diğer taraftan bu eserler, daha önceki çalışmalarda dert edindiğim kişisel ilişkiler, mahremiyet, duygu durumları ve aidiyet kavramlarını daha farklı bir çerçevede ele aldığını belirtebilirim…

“Mamut’tan beklentim; beni doğru insanlarla buluşturması”

Bence bu tür organizasyonlar sanatçıların kendilerini ortaya koyması için bir alan açıyor, bunu çok önemli buluyorum. Yarışma konseptinin dışında geniş bir seçki sunuyorlar. Bunu sanatçıları anlamaya çalışarak, onları tanıtarak da yapabilen çok fazla organizasyon yok maalesef. Çünkü günümüzde PR denilen tanıtım olayı sanatçılar için önem taşıyor. Sanatçının eserlerinin sergilenmesinin yanında onların görünürlük kazanması da çok önemli, bu anlamda Mamut Art Project oldukça başarılı gibi geliyor bana. Mamut’tan beklentim de bu yönde: beni sanatçı olarak iyi tanıtması ve doğru insanlarla buluşturması sanırım.

İbrahim Özvarış

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ndeki eğitimi sırasında fotoğraf, grafik gibi bölümlerden dersler aldı ve mimarlığı-kenti, fotoğraf-video-grafik üçlemesi ile temsil etmeye başladı. 2011 yılında Deniz Ticaret Odası ‘Deniz Yolculukları’ adlı fotoğraf yarışmasında birincilik kazandı. Sonrasında birçok yarışmaya katıldı ödül kazandı ve karma sergilerde yer aldı. Lisede resim yapmakla başlayan sanatseverliği giderek arttı ve 14.İstanbul Bienali kapsamında Sergi Rehberliği, Sergi Asistanlığı gibi pozisyonlarda çalıştı.Bütün hayatını bir dadı olarak geçirmiş ama aslında çok iyi bir fotoğrafçı olan Vivian Maier’in peşinden gidiyor ve ondan ilham alıyor.

“Rastlantısallıklar ve özgürlük alanları üretimimi motive eden kaynaklar”

Mamut’ a başvurduğum seri, motivasyonumu tekrar canlandırmam için iyi bir niyet oldu. ‘’Beni neredeyse unutuyordum’’ serisi, sana iyi gelen bir şeyi uzun zamandır yapamamanın, uzaklaşmanın ve bunun yarattığı acıdan yola çıkarak kendime kendimi hatırlatmayı, bunu yeniden görerek, düşünerek, durarak var olma çabasıyla ortaya çıktı. Geç yaşta başlamış olsam bile fotoğraf makinesi vizöründen gördüğüm dünyanın zenginliği karşısındaki heyecanım hiç azalmadı. Bu büyülü dünya işlerimi üretmeme vesile olan en büyük motivasyon. Fotoğraflarım genellikle ‘’kurgusal seriler’’ ve ‘’rastlantısal’’ diyebileceğimiz iki farklı çıkış noktası ile ortaya çıkıyor. Kurgusal fotoğraflar her ne kadar öncesinde üzerine düşünülmüş şeyler olsa da süreç içerisindeki rastlantısallıklar ve özgürlük alanları üretimimi motive eden diğer önemli kaynaklar.

“Bu yılki Mamut sanatçıları arasına seçilmek beni çok mutlu etti”

Mamut yıllardır takip ettiğim bir etkinlik. ‘Beni neredeyse unutuyordum’ fotoğraf video serisini oluşturduktan sonra Mamut’a başvurmayı düşündüm. Bu yılki Mamut sanatçıları arasına seçilmek beni çok mutlu etti. Sergi hazırlığı süresi biraz stresli ama keyifli geçti. Sergi sürecine hazırlanırken Mamut’a başvurduğum dosyada her şey çok çok netti (çerçeve boyutu, malzemesi, baskı vs.) bu açıdan işleri üretmek ve sergiye hazırlamak daha kolaylaştı. Mamut ekibinden Seren, Ekin ve Serda bu süreçte çok yardımcı oldular onlara bir kere daha teşekkür etmek istiyorum sizin aracılığınızla.

“Mamut Türkiye sanat ortamında ilk defa denenen bir yöntem izledi”

Günümüzde farklı oluşumlar da olsa Mamut, 1.edisyonu itibariyle Türkiye sanat ortamında ilk defa denenen bir yöntem ve yol izlemiştir. Mamut özellikle genç sanatçılar için kendilerini gösterebilecekleri alanları açan, destek ve önem veren, yön veren bir vaha gibi oldu. Geldiğimiz noktada sektöre yön veren jürilerin seçkileriyle karşımıza çıkan yeni ve yetenekli sanatçılarla tanışmamıza vesile oldu. Bu sene Mamut sanatçısı olarak bir parçası olsam da 10 yıldır düzenli olarak takip ettiğim ve ilgiyle izlediğim sanat organizasyonlarının en başından yer alıyor.

Mine Anafarta

Genç kuşağın başarılı temsilcilerinden sanatçı Mine Anafarta eserlerinde samimi ve içten bir gerçekçilik sergilemesinin yanı sıra hayatı resme direkt ve endrikt yansıttığı yorumu yapılıyor.

“Kartpostallardaki kolektif bilinci rüya sahnelerine çevirdim”

“Geçmiş Yabancı Bir Ülkedir” seçkisi İstanbul’da ikinci el pazarlarından ve sahaflardan topladığım kartpostallar ve kolajlarda kullandığım bazı fotoğraflar olan efemeralardan oluşuyor. Gönderen ve alan kişilere karşı hissettiğim şefkat dolu yakınlık, bende yeni bir yorum katma dürtüsü uyandırdı. Kartpostallardaki kolektif bilince mıhlanan olaylara, kişisel dönüm noktalarına ve günlük alelade anlara gerektiği değeri verecek şekilde, bu tarihin vakumunda solmaya başlayan anları kolaj diliyle iki boyutlu rüya sahnelerine çevirdim. Böylece yanıt beklemeden yolculuk eden kartpostallar ve geçmiş zaman ile sembolik bir iletişime girip, o erişilmez yabancı diyarlara kendi tek yönlü cevaplarımı attım.

“Yolunda giden bir sürece şahitlik etmiş gibiyim”

Başvurduğum seçkinin benim için yeri özel. Ortaya çıkısından başvuruyu yaptığım ana kadar bütün süreç time-lapse video akışı gibi zihnimde. Kullanılan efemeralar projeyi tekillikten çıkarıp kolektif bir üretime yakınlaştırıyor. O nedenle sorumluluk hissi de baskın oldu. Kartpostallara gereken değeri vermek benim için önemliydi. Onları ikinci plana itmeyecek bir sunum arayışındaydım. Kartpostallar ve kolajlar arasında birbirinden rol çalmayacak bir sunumu başardığımı düşünüyorum.
Mamut Art ekibi ne yaptıklarını çok iyi bilen insanlardan oluşuyor. Yerinde yönlendirmeler ile pürüzsüz bir prodüksiyon dönemi geçirmemi sağladılar. Böyle büyük organizasyonlarda sürecin sancılı ve stresli olması beklenir. Bunun aksine kendi yolunda giden bir sürece şahitlik etmiş gibiyim. Daha ne olsun!

“Mamut Art Project gibi organizasyonlarda bağımsız sanatçılara şans verilmesini değerli buluyorum”

Her sektörün kendi işleyişi ve yazılı olmayan kuralları oluyor. Bu kuralları esnetmek çoğu zaman pek de mümkün değil. Mamut Art Project gibi ezber bozan sanat organizasyonlarında eğitim ve yaş sınırı olmadan, kendini ifade etmek isteyen bağımsız sanatçılara alışılagelmiş kalıplara aldırmadan şans verilmesini çok değerli buluyorum.

Mamut Art Project benim hep bir parçası olmak istediğim bir oluşum oldu. Bende bıraktığı en önemli iz kapsayıcı olması. Erişilebilirken sürdürülebilir kalabilmesi de önemli. Mamut Art Project’ten ne yapıyorlarsa aynen devam etmelerini bekliyorum.