Çağdaş Türk Resim Sanatçısı: Asım İşler
Yazı Boyutu:
Çağdaş Türk Resim sanatına önemli eserler bırakmış Asım İşler’ın Kızı Şegan İşler ile keyifli bir sohbet ettik. Sanatçının görüşlerinden eserlerine kadar merak ettiğimiz sorular yanıt buldu…
Şegan İşler
Babanızın sizin gözünüzde en önemli sıfatları nelerdir?
Babam çağdaş Türk resim sanatına önemli eserler bırakmış, sanatçı kişiliği ile örnek bir artist, çok sevgi dolu bir baba, çevresine karşı çok naif, alçakgönüllü bir insan, akademideki konuştuğum öğrencileri içinse bir idoldü.
Babanızla sanat anlamında yaşadığınız evet bugün de aynı anınızı defalarca yaşamak isteyeceğiniz bir anekdotunuz var mı?
Evet 2003 yılında, ASIM İŞLER “Üç Şehir Resim ve Ben” adlı AKM deki Büyük Salon’da yer alan retrospektif resim sergisinin hazırlıklarında birlikte çalıştık. Onunla o süreci yaşamak benim için çok kıymetli bir deneyim oldu. Onun ardından eserlerinin sergilenmesine koleksiyonlara girmesine, O nasıl olmasını isterdi diye düşünerek ondan devraldığım birikimlerle ve sorumlulukla hareketle, adını ve eserlerini yaşatmaya çalışıyorum. Sanki O açıyormuş gibi sergilerini.
Bu sergi fikri yani Artsclub ile ortaklaşa yapmış olduğunuz bu girişim nasıl şekillendi?
“Yaşam ve Güç” başlıklı son dönem yapıtlarını içeren bu sergiyi, 15 gün gibi kısa bir zaman içinde karar vererek gerçekleştirdik. Contemporary İstanbul’a paralel etkinlik de oldu aynı zamanda, tıpkı babamın 2015 kasımında açtığımız FMV Galeri Işık’taki “2. Paris Dönemi Resimleri 1987-1992” sergisi gibi.
Artsclub’un ortaklarından Yeşim hanımın aile büyükleri ile uzun yıllara dayanan tanışıklığımız aile dostluğumuz bulunuyor. Sergilerimizde yanımızda oldular. Oğullarının da piyano hocasıydım. Dolayısı ile Artsclub ta böyle bir sergiyi planlayıp gerçekleştirdiğimiz bu serginin ses getirdiğini ve beğenildiğini gözlemliyorum. Özellikle mekan ile babamın son dönem eserleri, çok iyi uyum sağladı.
Özkan Eroğlu’nun ‘Türkiye’de Resim Sanatı’ isimli kitabında Asım İşler’e ayırdığı bölümde ‘Soyutta Yabanıllık’ ifadesini kullanıyor. Bu ifadeyi ve İşler’in soyut sanatının diğer soyut sanatlardan farklı olduğunu vurgulamak için kullanıyor. Sanatçının yapmak istediğini soyut, bir de buna eklenen dışavurumcu bir tavır ile yerine getirmiş olduğunu söylüyor. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Soyut Dışavurum babamın eserlerinde 80’lerin ikinci yarısında belirginlik kazandı. Özkan Eroğlu “Türkiye’de Resim Sanatı, 2015 Tekhne yayınları” başlıklı kitabında (ilk baskısı “Kim Sanatçı? Who is an Artist?” 1850-2000, Öke yayınevi 2002), 150 yıllık Türk resim tarihi içerisinde nedenlerini açıklayarak “ARTİST” kategorisinde belirttiği 10 sanatçıyı, tek tek ele alıyor. “ASIM İŞLER- Soyutta Yabanıllık” başlığı ile babamı da, bu 10 Türk sanatçı kapsamında, Türk resim sanatında soyut resmi içgüdülerini dışavurarak büyük boyutlu tuvallerine yansıtan, başarılı yaratıcı bir “Artist” olarak gösteriyor.
Babam ise soyut dışavurumcu eserleri hakkında şunları belirtiyor;
“Kompozisyon anlayışı tamamen hareket ve ritme, bilinç dışının denetimli ve duyarlı ifadesine yol açar. Yaratı, bir uçtan diğer bir uca gider gelir. Hiç yoktan varolan, yeni ve benzeri olmayan, düşünsel eylemsel bir öneridir. Sanatsal eylemin özgürlüğü bir tür direniş sorgulayış, evrensel, insancıl gerçekliğin irdelenmesi, aralanması çabasıdır. Ancak bu gerçekliğe resimsel biçim, duyarlılık ve estetik düzen ile varılabilir. Bir bakıma sanat, sonsuzluğa ve ölüme karşı duruş, olumsuzluk, şiddet ve çirkinliğe karşı bir savunma ve çığlıktır. (Asım İşler, Üç Şehir, Resim ve Ben, sayfa 55, 2003).
Sizce babanızın eserlerinde en dikkat çekici özellik nedir?
Hepsinin farklı kurgu ve kompozisyonal yaratı ile ortaya çıkmış olması. Her biri ayrı ve özgün, müthiş yaratıcı bir sanatçının elinden çıkmış sanat eserleri olmaları.
Asım İşler bugün yaşasaydı eğer Türk Resim Sanatı hakkında ne düşünürdü?
“Benim için resim, bir yaşam tarzı ve güçtür” diyerek sanattan ve sanat eseri üretiminden güç aldığını belirtmiş olan babam, bugün hayatta olsaydı yeni eserler üretmeye devam eder, güzel projelerde sergilerle izleyici karşısında olurdu seve seve. Çağdaş resim sanatının toplum tarafından daha benimsenmiş, anlaşılır, bilinir, sevilir, tüketilir hale gelmesinden mutlu olurdu. Çünkü O, Türk resim sanatı tarihinde galerilerin, müzelerin az olduğu zamanlarda, ülkemizdeki sanat fuarlarının, bienallerinin ilklerine katılmış, Görsel sanatlar derneğinin kurucu üyelerinden olmuş, çağdaş Türk resim sanatındaki bazı ilkleri gerçekleştirerek günümüz genç sanatçılarının önünü açmış, “60-70 lerde de” eserler üretmiş bir kuşağın temsilcisi. Yaşamı boyunca 1966 yılından vefatına 2007 yılına kadar gerek yurt içi gerek yurtdışında sergiler açmış uluslararası pek çok karma sergiye, fuar, bienal ve trinenallere katılarak Türkiye’yi başarıyla temsil etmiş uluslararası müze ve kurumlara (Victoria and Albert Museum /Londra, Bibliotheque Nationale de Paris/Fransa, “Atelier 17” Koleksiyonu- Paris”, Cité Int des ARTS Koleksiyonu -Paris, İstanbul- Ankara-İzmir Resim Heykel müzeleri, Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, Arkas Koleksiyonu, DEMSA, vb. ) ve önemli bir çok kişisel koleksiyonlara eserleri girmiş ve akademide yıllarca öğrenci yetiştirmiş bir sanatçı aynı zamanda.
Önümüzdeki dönemlerde babanız için planladığınız yeni sergiler ya da başka projeler var mı?
Asım İşler, hem boya resmi (pentürü), hem de baskı resmi (gravürü), ikisini birden gerçekleştiren nadir bir sanatçı. Onun gravür sanatçısı yönünün ele alınacağı bir gravür sergisi düşünebiliriz.