Dijital Sanat ve Otomotiv Buluşması
Yazı Boyutu:
Doğuş Holding’in Sanata Bi Yer Projesi’nin sanatçılarından İrem Karagöz Terzi ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Doğuş Holding’in Sanata Bi Yer Projesi’nin sanatçılarından İrem Karagöz Terzi ile birlikte gerçekleştirdiği sergi, sanat ve teknolojinin buluştuğu harika bir proje. Proje kapsamında genç sanatçı İrem Karagöz Terzi’nin “Loop“, “Olasılık Algoritmaları” ve “Space X” adlı eserleri Doğuş Otomotiv Plus Galataport Deneyim Merkezi’nde sergileniyor. Sergi 1 Kasım’da başlamış olmasına rağmen yoğun ilgi ve beğeni üzerine 25 Aralık’a kadar uzatıldı. Süreç boyunca, Lamborghini, Audi ve Porsche arabalarıyla birlikte İrem Karagöz Terzi’nin dijital çalışmaları sergilendi. Bu güzel iş birliği ve dijital sanatla ilgili olarak genç sanatçıyla keyifli bir sohbet gerçekleştirdim.
Doğuş Otomotiv ile olan birliktelik nasıl gerçekleşti?
Han Spaces’de Sanata Bi Yer sanatçılarından oluşan “Doğa Nerede?” isimli sergiyle bu birliktelik başladı. Sergi açılışında Doğuş Holding’ten Eda Hanım, Sanata Bi Yer sayfasında çok fazla dijital çalışmanın olmadığından ve Doğuş Otomotiv Plus Galataport Deneyim Merkezi için bu tarz çalışmaları istediklerinden bahsetmişti. Ben de kendimden ve video çalışmalarımdan bahsedince bu eserleri Sanata Bi Yer sayfasına da yüklememi rica etti. Çalışmalarım da beğenildikten sonra mekanı gelip, görerek buraya özel eserler üretmeye başladım. Daha önce burada Sanata Bi Yer sanatçılarının eserleri slayt olarak dönüyordu. Benim özel üretimlerimle ve yine Doğuş’tan Tuvana’nın desteği ve önerileriyle üretmiş olduğum çalışmalardan bir dosya hazırladım. Dosyadan seçilen işler de burada sergilenmeye başladı.
Dijital eserlerinde klasik yöntemdeki çalışmalarını video esere mi dönüştürdün yoksa yeni baştan dijital eserler mi ürettin? Bu konuda halen tartışmalar sürüyor ve hatta platformlar iki boyutlu eserlerin doğrudan dijitale dönüştürülmesini kabul etmiyorlar. Bu konuda görüşlerini öğrenebilir miyiz?
İki boyutlu tuval üzerine yapılan bir çalışma olduğu gibi NFT platformlarına yüklenmesini ben de doğru bulmuyorum. Çünkü tuvallerdeki çalışma plastik malzemelerle üretilmiş bir sanat eseri. Bazı sanatçılar eserlerinin fotoğraflarını çekip yüklüyorlar ve dijital iş olarak NFT’ye de dönüştürüyorlar. Bunu ben de doğru bulmuyorum. Burada sergilenen çalışmalarım tamamen sıfırdan üretilen eserler, çıkış noktası aynı ancak teknikleri farklı. Tuval üzerine yaptığım işler akrilik çalışmalarım, buradaki eserler ise kodlama bazlı yapay zeka programlarıyla desteklediğim video işler. Yani her iki yöntemdeki çalışmalarım tamamen birbirinden bağımsız olarak üretildi.
Yapay zekânın işin içine girmesiyle sanat eserinin değerini nasıl yorumlarsın? Değer artar mı azalır mı?
Bu yöntemi kullanan bir sanatçı olarak değerin azaldığını söyleyebilirim. Çünkü üretim süreci çok kolaylaşıyor. Sanat tarihine baktığımız zaman örneğin Rönesans döneminde sanatçılar yıllarca, aylarca uğraştığı bir çalışmayı yapay zekaya komut vererek ve kodlayarak yarım saat ya da bir saat gibi kısa sürede üretmek mümkün. Yapay zekâ sayesinde çabuk tüketen ve sıkılan modern toplumumuz için aslında malzeme veriyor ve çeşitlilik artıyor.
Doğuş Otomotiv’de şu anda sergilenen Loop, Olasılık Algoritmaları ve Space X çalışmalarınla iki boyutlu çalışmalarını karşılaştırırsan eğer neler söyleyebilirsin?
İki boyutlu eserlerim beğenilmişti ama onlar bana yeterli gelmemişti. Daha fazla hareket ve fütüristik olayları sevdiğim için video çalışmalarına yöneldim. Bunlar günümüzde “Generative Art” yani yeni dönem sanat olarak ifade ediliyor. Modelleme üzerinden değil de kodlama bazlı çalışmalar. Bunları üretmekten daha çok keyif alıyorum. Tuval çalışmalarım da beğeniliyor ama buradaki dijital çalışmalarımı gören koleksiyonerlerim eserlerimi daha fazla benimsediler ve sahip çıktılar.
Önümüzdeki dönem için ne düşünüyorsunuz? Klasik yöntemde mi devam etmek yoksa sadece dijitale mi yönelmek?
İkisini de birlikte ürettiğim ve sergileyebildiğim bir kişisel sergi aslında düşünüyorum. Hem tuval işlerimin sergilendiği hem de video mapping yapabileceğim bir mekan olsun istiyorum. Her iki yöntem de bana bir şeyler öğretiyor, tuval işlerimle sabretmeyi ve disiplini öğrendim.
Doğuş Otomotiv ile dijital sanatın seninle yaptığı iş birliği gibi Türkiye’den ya da dünyadan başka bir örnek verebilir misin?
Galataport’taki Beymen mağazasındaki deneyim merkezinde bir ebru sanatçısının video işlerini görmüştüm. Ebru sanatıyla video art’ı birleştirilmiş, ebrudaki hareketli formlar görüntüye yansıtılmış ve kumaş desenleriyle beraber iki çalışma çok güzel durmuştu.
Geleneksel sanat sana ilham veriyor mu? Bu alandan beslenerek ürettiğin çalışmaların var mı?
Ankara’nın sembolü olan Ankara keçisinden ilham aldım. Bununla ilgili olarak bir seri ürettim. Bu figürün geleceğe duyurulması için yapılan bir sergide eserlerimi sergiledim. Bunun dışında halı motifleri, geometrik formlar, Anadolu insanının halılara işlediği motifleri kullanmak isterim. Aslında ilk yaptığım çalışmalarda halı motiflerinden ilham almıştım, sonrasında üretimim başka şekilde evrildi.
Bu sefer soru sorma sırasını sana vermek istiyorum. Senin bana sormak istediğin ya da merak ettiğin bir konu var mı?
İrem Karagöz Terzi: Evet sormak isterim. Siz hem benim çalışmalarım hem de dijital sanat hakkında neler düşünüyorsunuz?
Feride Çelik: Dijital sanat benim için de yeni bir konu ama kabullenmek, anlamak ve geleceğe yatırım için değerlendirmemiz gereken bir sanat türü. Cep telefonunu kullanmak zorunluluğunda olmamız gibi. Öte yandan klasik sanatın yok olacağını düşünmüyorum, hatta daha da değerleneceği kanısındayım.
Seninle tanışmadan evvel ilk barkod temalı çalışmanı görmüş ve çok etkilenmiştim. Klasik sanat yöntemiyle modern bir fikrin buluşmasını gerçekleştirmişsin. Emeğine sağlık, tebrik ediyorum. Şu anda yaptığın üretimler de gösteriyor ki kısa sürede gayet hızlı bir ilerleme kaydettin. Seni takip etmeye devam edeceğim.