Georgia O’Keeffe: Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri
Yazı Boyutu:
Dünyanın en pahalı kadın sanatçı rekorunu elinde bulunduran ünlü ressam Georgia O’Keeffe ile ilgili bilinmeyenleri ve eserlerini mercek altına aldık.
Büyük boyutlu çiçek tabloları, New York gökdelenleri tabloları ve New Mexico manzara resimleri ile bilinen ve “Amerikan modernizminin anası” olarak tanınan Georgia O’Keeffe’yi ne kadar tanıyorsunuz? Büyüleyici, özgür ve ilham verici bu ressamın hayatından ve eserlerinden bilgileri derledik.
Georgia O’Keeffe Kimdir?
Dünya resim sanatının öncülerinden kabul edilen Georgia O’Keeffe davranışlarından giyim tarzına, kendi yarattığı özgün stilinden resim ve sanat anlayışına kadar hem dönemini hem de kendisinden sonra gelen sanatçıları etkilemiş bir figür olarak tarihe geçti. Bir kadın sanatçı olarak fikirleriyle de öncü kabul edilen O’Keeffe büyük popülaritesi ile tartışılmaya devam ediyor.
Georgia O’Keeffe’nin Hayatı
Georgia O’Keeffe 15 Kasım 1887’de Town of Sun Prairie, Wisconsin’deki bir çiftlikte doğdu. Bir mandıra işletmecisi olan babası İrlanda kökenliydi. Yedi kardeşin ikincisi olarak dünyaya gelen Georgia, ilk öğrenimini Sun Prairie’deki Town Hall School’da aldı. 10 yaşındayken ressam olmaya karar veren Georgia kız kardeşleri ile birlikte yerel bir suluboya ressamı olan Sara Mann’dan resim dersleri aldı. 1901 ila 1902 yıllarında yatılı olarak eğitimine devam eden Georgia, 1902’nin sonlarına doğru, Williamsburg, Virginia’daki Peacock Hill’e taşınan ailesinin yanına geçti. Ardından yatılı olarak Chatham Episcopal Institute’a geçti ve buradan 1905’te mezun oldu. 1905-1906’da Şikago Sanat Enstitüsü’nde ve 1907-1908’de New York’taki Sanat Öğrencileri Birliği’nde eğitim aldı. William Merritt Chase, F. Luis Mora ve Kenyon Cox başkanlığında geleneksel realist resim tekniklerini öğrendi. 1912’de Arthur Wesley Dow’un devrimci fikirlerini okuyunca sanat anlayışı çarpıcı bir şekilde değişti.
Georgia O’Keeffe’nin Evi
Georgia O’Keeffe’nin evi, sanatçının yaşamının büyük bir kısmını geçirdiği ve yaratıcılığını beslediği önemli bir mekândır. New Mexico’nun kızgın çöllerinde yer alan bu ev, adeta sanat eseri gibi tasarlanmış bir yerdir. Geniş pencereleri, güneşin ve doğanın doğrudan içeri girmesine izin verirken, çevresindeki manzara, O’Keeffe’in birçok ünlü resminin ilham kaynağı olmuştur. O’Keeffe’in bu evi, sanatçının iç dünyasını dışa yansıttığı bir mekân olarak kabul edilir ve onun sanatının doğaya olan derin bağlılığını yansıtan bir sembol olarak görülür. Bugün, bu ev müze olarak ziyaretçilere açıktır ve O’Keeffe’in sanatsal mirasına bir pencere sunar.
Georgia O’Keeffe’nin Sanat Hayatı
Doğa ve beden O’Keeffe’nin resimlerinin ana eksenini oluşturur. Doğa yürüyüşleri sırasında geniş manzaraları resmettiği suluboya resimleri, izlemeyi sevdiği gün doğumu ve gün batımı manzaraları sayesinde yoğun ve gece tonlu renkleri kullanması dikkat çekicidir. En kişisel hislerinden yola çıkan tablolar yapma denemelerinin yanı sıra mavi ve yeşil renkleri neredeyse belirsiz ton geçişleriyle karıştırmak suretiyle ışığın titreşimlerini yakalayarak, anıtsal bir manzarayı basit bir kompozisyonla resmetmesiyle bilinir.
Georgia O’Keeffe’nin En Önemli Eserleri
Georgia O’Keeffe, “The Green Apple” (Yeşil Elma); 1922
Bu eser sanatçının basit ve anlamlı hayat düşüncesini yansıtıyordu. O’Keeffe resmi yaptığı yıl “Nesnelerin gerçek anlamına ancak seçerek, eleyerek ve vurgulayarak ulaşabiliriz” demişti.
Georgia O’Keeffe, “Blue and Green Music” (Mavi ve Yeşil Müzik); 1921
“Blue and Green Music,” ünlü Amerikalı ressam Georgia O’Keeffe tarafından 1919 yılında yapılan soyut bir resimdir. Bu çalışma, O’Keeffe’in soyut döneminin önemli bir örneğini temsil eder. “Blue and Green Music,” renklerin ve formların dansını betimler ve adeta bir müziği resmeder gibi soyut bir anlam taşır.
Georgia O’Keeffe, “Pelvis Series No. 3” (Pelvis Serisi No. 3); 1944
Karşılaşma, O’Keeffe’nin 1940’ların sonunda yaptığı “Pelvis Series” adlı serinin bir parçasıdır. Bu resimde, bir insan pelvis kemiği yakın çekimde ve büyük boyutlu bir şekilde tasvir edilir. O’Keeffe, bu eserde insan vücudunun organik ve soyut formlarını vurgular. Pelvis kemiğinin çarpıcı şekli ve büyüklüğü, doğanın zarif ve çekici formlarını sanatsal bir şekilde sunar.
Georgia O’Keeffe, “Oriental Poppies” (Şark Gelincikleri); 1927
“Oriental Poppies,” ünlü Amerikalı ressam Georgia O’Keeffe tarafından 1927 yılında yapılan bir çiçek tablosudur. Bu eser, O’Keeffe’in çiçeklerin büyüleyici güzelliğini ve soyut ifadesini yansıtan önemli bir çalışmasıdır. Büyük, yakın çekimde tasvir edilen kırmızı ve turuncu gelincikler, doğanın enerjisini izleyiciye aktarır ve O’Keeffe’in sanatının sembolik bir örneğidir.
Georgia O’Keeffe, “Jimson Weed” (Boru Çiçeği); 1932
“Jimson Weed” Amerikalı ressam Georgia O’Keeffe tarafından 1932 yılında yapılan ünlü bir tablodur. Bu eser, O’Keeffe’in büyük boyutlu çiçek tablolarının önemli bir örneğidir. Tabloda beyaz bir jimson weed çiçeği büyük ve yakın çekimde tasvir edilmiştir. O’Keeffe, çiçeğin detaylarını incelemek ve doğanın güzelliğini vurgulamak için büyük bir özenle çalışmıştır. Beyazın saflığını ve çiçeğin soyut güzelliğini vurgulayan bu tablo, O’Keeffe’in sanatsal ifadesinin özünü yansıtır. “Jimson Weed,” Georgia O’Keeffe’in özgün ve etkileyici sanatının bir simgesidir ve Amerikan modernizminin önemli bir eseridir.
Georgia O’Keeffe, “Radiator Building, New York” (Radyatör Binası, New York); 1927
O’Keeffe, 1925’te New York’ta yeni açılan Shelton Hotel’in 30. katına taşınınca, New York’un gökdelenlerini ve ufuk çizgisini resmetmeye başladı. Bu resimlerin en bilineni, presizyonist tarza yapılmış olan 1927 tarihli Radyatör Bina, Gece, New York’tu.
Georgia O’Keeffe, “The Lawrence Tree” (Lawrence Ağacı); 1929
O’Keeffe 1929’da ressam arkadaşı Rebecca Strand’la birlikte New Mexico’ya gitti ve ressamın buradaki odasından Taos Dağları ve yerel bir dini birlik olan Penintentes’in cemaat binası görülüyordu. O’Keeffe burada dağları ve çölleri görmek için birçok yürüyüş yaptı, ayrıca D. H. Lawrence’ın çiftliğini ziyaret ederek şu an Hartford’taki Wadsworth Athenaeum’da bulunan ünlü The Lawrence Tree tablosunu da çizdi.
Georgia O’Keeffe, “Summer Days” (Yaz Günleri); 1936
O’Keeffe 1929’dan sonra neredeyse her sene yılın yarısını New Mexico’da çalışarak geçirdi. Çölden topladığı kaya ve kemiklerin, bölgeye has mimari yapıların ve manzara unsurlarının resimlerini yaptı. 1936’da, ileride en çok bilinecek tablolarından olan Yaz Günleri’ni yaptı.
Bu tabloda bir geyik kafatası ve canlı çiçeklerin yer aldığı bir çöl sahnesi görülüyor. Tıpkı Ram’s Head with Hollyhock tablosunda olduğu gibi, bu tabloda da kafatası ufukta havada asılı resmedilmişti.
Georgia O’Keeffe, “Ladder to the Moon” (Aya Çıkan Merdiven); 1958
1946’da O’Keeffe, Abiquiú’deki evinin veranda duvarını ve kapılarını konu ettiği mimari resimler yapmaya başladı. Bu döneme ait, farklı tarzdaki bir başka tablo ise 1958’de çizilen Aya Çıkan Merdiven tablosuydu.
Georgia O’Keeffe’nin Ödülleri
O’Keeffe 1949’da American Academy of Arts and Letters üyeliğine, 1966’da ise American Academy of Arts and Sciences üyeliğine seçildi. 1971’de Bryn Mawr College’dan M. Carey Thomas Ödülü, iki yıl sonra Harvard Üniversitesi’nden fahri diploma aldı. 1977’de ABD Başkanı Gerald Ford O’Keeffe’ye Amerikan vatandaşlarına verilen en yüksek madalya olan Başkanlık Özgürlük Madalyası’nı verdi. 1985’te ise Başkan Ronald Reagan’dan National Medal of Arts aldı. 1993’te ismi National Women’s Hall of Fame’e eklendi.
Georgia O’Keefe Müzesi
Georgia O’Keeffe Müzesi, Amerika’nın önemli sanat müzelerinden biri olarak kabul edilir ve ünlü ressam Georgia O’Keeffe’in sanatının anısını yaşatır. Müze, Santa Fe, New Mexico’da bulunur ve O’Keeffe’in eserlerini geniş bir koleksiyonla sergileyerek, sanatseverlere ve ziyaretçilere sanatının evrensel etkisini sunar. Müze, O’Keeffe’in tabloları, heykelleri, çizimleri ve kişisel eşyaları gibi sanat ve yaşamına dair çeşitli öğeleri içerir. Aynı zamanda Georgia O’Keeffe’in New Mexico’daki yaşamına ve çalışmalarına odaklanan özel sergiler de düzenler. Bu müze, O’Keeffe’in sanatsal mirasını anlamak ve takdir etmek isteyenler için bir keşif ve ilham kaynağıdır.
Georgia O’Keeffe’nin Ölümü
90’larının sonlarına doğru O’Keeffe’nin sağlığı bozulmaya başladı. 1984’te sağlık hizmetlerine daha kolay ulaşabileceği Santa Fe’ye taşındı. O’Keeffe burada, 6 Mart 1986’da 98 yaşında öldü. Cesedi yakıldı ve külleri isteği doğrultusunda Ghost Ranch’in etrafındaki araziye serpildi.
Georgia O’Keeffe Hakkında Az Bilinen Gerçekler
- O’Keeffe, Arthur Wesley Dow ve Alfred Stieglitz gibi tanınmış isimlerle çalıştı.
- Kemikler ve insan figürleri gibi farklı konulara ilgi gösterdi.
- Alfred Stieglitz ile hem romantik hem de sanatsal bir ilişki içindeydi.
- New Mexico’daki mekânlar, O’Keeffe için büyük bir ilham kaynağıydı.
- Uçak yolculukları sırasında gökyüzünden izlemeler yaparak resim yapma tutkusu vardı.
- New Mexico yıllarında arabasıyla taşınabilir bir stüdyo oluşturdu. Bu taşınabilir stüdyo ona doğa ile iç içe çalışma imkânı verdi.
{22176}