Günümüzün En Sevilen Caz Müzisyenleri
Yazı Boyutu:
Dünyanın birçok köşesinde oldukça ilgiyle karşılanan günümüzün modern caz müzisyenlerini keşfedin.
Caz müzik 19’uncu yüzyılın ilk yarısından itibaren Amerika’da yaşayan Afrikalılar tarafından geliştirilip tüm dünyaya yayılan evrensel ezgilerin zenginliğiyle harmanlanan bir müzik türü. Bugün halen çok sevilen ve ünü gün geçtikçe artan caz; çoklu ritim, atışma, swing, doğaçlama gibi müzik tekniklerinin uygulandığı özel bir tür. Bu türün günümüzde bilinen en popüler isimleri ise bu yazımızın konukları…
Kamasi Washington
Günümüzün başarılı müzisyenleri arasında gösterilen Kamasi Washington, kendi kuşağının en dikkat çeken cazcılarından biri olarak kabul ediliyor. 2004 yılında “Young Jazz Giants” albümüyle adını duyuran Washington, Kendrick Lamar’ın “To Pimp a Butterfly” albümünde çaldığı saksofonla dikkatleri üzerine çekmişti. “The Epic” parçası ile 2015’in mayıs ayında yapan büyük çıkış yapan sanatçı bu şarkıyla listelere hızlı bir giriş de yaptı. 2017 eylül ayında yayınlanan “Harmony of Difference” ile kariyerine devam eden Washington 2018 Haziran’da ikinci tam albümü “Heaven and Earth” ve hemen ardından The Choice isimli ek bir EP (extented play) yayınladı.
Washington; Wayne Shorter, Herbie Hancock, Horace Tapscott, Lauryn Hill, Nas, Snoop Dogg, George Duke, Chaka Khan, Flying Lotus, Mike Muir, Francisco Aguabella, St. Vincent, the Pan Afrikaan People’s Orchestra ve Raphael Saadiq gibi isimler dahil çeşitli sanatçılarla beraber çalmasıyla adını geniş kitlere duyurdu.
Christian Scott
Caz saksafoncusu Donald Harrison Jr.’ın yeğeni olan Amerikalı trompetçi ve besteci Scott, henüz 12 yaşındayken amcası Harrison’dan eğitim alarak müzikle tanışmasıyla biliniyor. 16 yaşındayken, amcalarının beşlisine katıldıktan sonra “Paradise Found” ve “Kind of New” ile kayıt dünyasına adımını attı. 2002’de Berklee College Of Music’e katılan Scott, “Impromp2” ile çalışmalarına başladı ve ilk kaydı “Christian Scott”ı çıkardı. 2010’da ve 2012’de iki kez Edison Ödülü’nü alan Scott beş kez Grammy Ödülü’ne aday gösterildi. Katrina felaketinin üzerine bestelediği “Anthem” albümü ile göz dolduran sanatçı film müziğine odaklanarak profesyonel müzik alanında uzmanlaştı.
Marquis Hill
Caz, hip-hop, R&B, Chicago house ve neo-soul türlerini sentezlemesiyle bilinen Marquis Hill, çocukluk yaşlarında davul çalarak başladığı müzik yolculuğuna büyük kuzeninin yönlendirmesiyle trompet çalarak devam etti. 2012 yılında Uluslararası Trompet Loncası’nın Caz Doğaçlama Yarışması’nda birinci oldu. 2013’te Carmine Caruso Uluslararası Caz Trompet Solo Yarışması’nda birincilik kazanan Hill, 2014’te Thelonious Monk Institute of Jazz Uluslararası Trompet Yarışması’nı kazandı. 2022’de Hill, New Gospel Revisited albümünün yayınlanmasıyla birlikte tüm dünyada şöhreti artan Hill yarattığı müziğin verdiği birikimle gelecek nesil müzisyenlerin eğitimini özellikle savunuyor.
Wynton Marsalis
Dünya çapında üne sahip Wynton Marsalis, yaşayan en büyük müzisyenler arasında gösteriliyor. Trompetçi, besteci, öğretmen, müzik eğitimcisi ve Jazz at Lincoln Center’in sanat yönetmeni olan Marsalis aynı zamanda “Blood on the Fields” bestesiyle Pulitzer Müzik Ödülü’ne layık görülen ilk caz bestesinin sahibi. 8 yaşında başladığı müzik kariyerine Danny Barker tarafından yönetilen Fairview Baptist Church müzik grubunda geleneksel New Orleans müziği yaparak adım atan Marsalis 17 yaşında geldiğinde Tanglewood Music Center’e kabul edilmiş en genç müzisyen oldu.
Caz ve klasik müzik türlerini barındıran eğitici bir TV dizisi olan Marsalis on Music programıyla ününe ün katan sanatçı caz müzikle ilgili beş adet kitap kaleme aldı. Marsalis Lincoln Center’in sanat yönetmenliği ve Lincoln Center Orkestrası’nın caz müzik yönetmeliği görevlerini de üstlenen Marsalis Curiosity Stream danışma kurulunun üyeleri arasında yer almaktadır. 1983 ve 1984 yıllarında Caz ve Klasik müzik kayıtları için Grammy Ödülü alan tek sanatçı olan müziğe katkılarından dolayı beş yıl art arda Grammy Ödülü aldı.
1995 yılında Time Magazine dergisi tarafından 40 yaşından küçük geleceği parlak Amerikalılar listesinde yer aldı. Ardından 1996 yılında Amerika’nın en etkili 25 kişisi listesinde ona da yer verildi. Kasım 2005 tarihinde National Medal of Arts madalyasını kazandı. Halen müzik kariyerini sürdüren Marsalis’in kayıtları dünya çapında neredeyse 5 milyon kez kopyalanıp satıldı.
Sons of Kemet
Ünlü saksafoncu, klarnetçi ve besteci ve grup lideri Shabaka Hutchings’in yönetiminde 2011’de Oren Marshall, Seb Rochford ve Tom Skinner tarafından kurulan İngiliz caz grubu 2013 yılında ilk albümü “Burn”ü yayınlayarak müzik dünyasında adını duyurdu. Karayipler ve Afrika ritimleri de barındıran tınılarıyla dikkat çeken ve övgü toplayan grup, 2015 yılında ikinci albümü “Lest We Forget What We Came Here To Do”yu yayınladı. Afrika yerel dans müziklerini cazla harmanlayan grup müziklerini yapmak için saksafon, klarnet ve iki davulcu kullanıyor. Caz, rock, Karayip folkloru ve Afrika müziğinin karışımını çalıyor.
Grup, 2013 MOBO Ödülleri’nde En İyi Caz Sanatçısı ödülünü kazandı. Dünyanın dört bir yanından müzisyenlerden oluşan İngiltere merkezli, politik bir modern caz grubu olan Sons of Kemet onuncu yıl dönümünü 2021 albümü “Black to the Future” ile kutladı.
Nubya Garcia
Yeni nesil caz müzisyenleri arasında oldukça sevilen bir isim Nubya Garcia. İlk kez 5 yaşındayken gittiği müzik merkezinde keman çalmayı öğrenen Garcia daha sonra viyolaya yöneldi. 10 yaşındayken Vicky Wright ile birlikte saksafon çalmayı öğrenmeye başlayan Nubya Garcia, 2018 EP’si When We Are ile elektronik unsurları canlı bir caz performansında kullanmayı keşfetti. Nérija topluluğuna ve Afro-caz topluluğu olan Maisha’ya üye olan Garcia, Makaya McCraven, Theon Cross, Moses Boyd, ve Sons of Kemet’tan Shabaka Hutchings gibi isimlerin albümlerinde ve modern Londra caz sahnesinden Brownswood Recordings ile 2018 yılında çıkarılan “We Out Here” albümündeki beş parçada yer aldı. İngiltere’deki Love Supreme Jazz Festival ve NN North Sea Caz Festivali gibi festivallerde düzenli olarak performans sergileyen Garcia, Pitchfork ‘En İyi Yeni Müzik’ ödülünü ve Rolling Stone tarafından ‘Ayın Albümü’ seçilen ilk albümü SOURCE ile dünya çapında beğeni kazanmıştı.
Kokoroko
Urhobo dilinde ”güçlü” anlamına gelen kelimeden adını alan Kokoroko grubu, batı dünyasında Afro-beat müziğin doğru tanıtılmasını amaçladıkları için kurulduklarını ifade ediyorlar. Sheila Maurice-Grey liderliğindeki Londra merkezli kurulan grup ve caz ve Afro-beat’i sentezliyor. Şubat 2019’da, “Abusey Junction” adlı parçaları YouTube’da 23 milyon görüntülendikten sonra Şubat 2020’de Urban Music Awards’da “En İyi Grup” ödülünü kazandılar.
Jordan Rakei
Yeni Zelanda-Avustralyalı bir müzisyen olan Rakei, ailesinin Londra’ya taşınmasıyla birlikte erken yaşlarda müzikle tanıştı. Üretimlerinde soul ve R&B’yi başarılı bir şekilde harmanlayan genç sanatçı 21 yaşındayken yayınladığı Live at Recording Oasis ve Franklin’s Room EP’leriyle beğeni topladı ve kısa bir süre sonra Groove Curse EP’yi yayınladı. FKJ ve Tom Misch gibi sanatçılarla çalıştıktan sonra Aralık 2015’te Disclosure’un 2015 albümleri Caracal’da yayınlanan “Masterpiece” adlı parçasındaki çalışmasıyla Grammy adaylığının bir parçası oldu. Rakei ilk albümü “Cloak”ı ise 3 Haziran 2016’da kendi plak şirketi 4101 Records aracılığıyla yayınladı.
Binker & Moses
2014 yılında Londra’da davulcu Moses Boyd ve saksafoncu Binker Golding tarafından kurulan Binker & Moses ikilisi hip-hop, funk ve avangard esintiler taşıyan ve organik türleri harmanlayan bir caz tarzı yarattılar. 2016’da ilk albümleri Dem Ones’ı yayınlayan ikili bu albüm sayesinde MOBO Best Jazz Act Ödülü’nü kazandılar. 2017’de, Journey to the Mountain of Forever ile geri dönen ikili bu albümde saksafoncu Evan Parker, trompetçi Byron Wallen ve arpçı Tori Handsley’den oluşan genişletilmiş bir kadroyla çalıştı.
{168357}