preloader

Mamut Art Project Sanatçıları: Erdem Çolak

29.10.2021
Mamut Art Project Sanatçıları: Erdem Çolak

Yazı Boyutu:

Mamut Art Project’in 2021 seçkisinde, inanç sistemleri ve toplumsal kurumlar arasındaki ilişkinin dinamiklerine odaklanan Erdem Çolak’ın “İnancın Yapısı” adlı serisini keşfedin.

Mamut Art Project Sanatçıları: Erdem Çolak

Erdem Çolak

“İnancın Yapısı” başlıklı serinizin çıkış noktasından bahseder misiniz?

“İnancın Yapısı” serisi, 2018 yılında doktora tez konum olan Manifesta Bienali’ni takip etmek üzere gittiğim Palermo’da çektiğim bir fotoğrafla başladı. Yıllardır terk edilmiş bir biçimde duran bir yapı, Manifesta’nın sergi mekanlarından birine dönüştürülmek üzere restorasyona alınmış, fakat sergi açılışına tamamen yetiştirilememişti. Mekanın bir odasındaki tavan resminin bir kısmı çökmüştü. Resmin arkasındaki ahşap konstrüksiyon ve elektrik kabloları resmin aurasını tamamen ortadan kaldırıyordu. Daha sonra tavan resmiyle çökmüş olan bölümün arasındaki tezatlık üzerine düşünmeye başladım. Aslında insanların kendisiyle inançsal bir bağ kurmasını talep eden bütün sosyal organizasyonlar kendilerini materyal sembollerle ifade ederler ve bu semboller gitgide kutsal ya da yarı-kutsal bir hal alır. Antropolojinin ve siyaset biliminin önemli inceleme alanlarından biri olan bu durum, günlük hayatımızda da birçok farklı biçimde tezahür eder. Bu seride, farklı ülkeler, sosyal organizasyonlar ve bağlamlarda benzer tezatlıkların nasıl geliştiğini görsel olarak anlatmak istedim.

Mamut Art Project Sanatçıları: Erdem Çolak

Fine Art Baskı, 50×70 cm, 5 + 1 Edisyon, 2019

6 Avrupa ülkesi ve 10 farklı kentten çekilen fotoğraflar neyi yansıtıyor?

Bu seriyi oluşturan fotoğraflar, gittiğim farklı şehirlerde inançsal bir boyutu olan sosyal organizasyonların (ulus-devlet, din, siyasi ideolojiler vs.) materyal boyutlarını gösterme ve izleyiciyi gördüğü imge vasıtasıyla insan-sembol-kutsal arasındaki ilişki üzerine düşünmeye teşvik etme amacı taşıyor. Bu ülke ve şehirleri bu proje kapsamında seçmedim; aksine, bireysel gezilerim ya da akademik çalışmalarım sebebiyle bulunduğum şehirlerde, o şehirlerin kendi dokularında barındırdıkları inançsal olan ile materyal olan arasındaki ilişkiyi keşfetmeye çalıştım. Ortaya çıkan fotoğrafların bir kısmı başka ülkelerde de karşılaşılabilecek durumları yansıtırken bazıları ise doğrudan bir ülkeyi ya da bir ideolojiyi görselleştiriyor. Öte yandan serinin tamamı birlikte düşünüldüğünde farklı ülkelerdeki inançsal olan ile materyal arka plan arasındaki bağlantının ne kadar birbirine benzediği görülebilir. Mamut Art Project’in sergi mekânı için serinin yedi fotoğrafını seçtik, fakat serinin tamamı Mamut Art Project’in internet sitesinde izlenebilir.

Çektiğiniz fotoğraflardaki kompozisyonları nasıl yaratıyorsunuz?

Mamut Art Project Sanatçıları: Erdem Çolak

Fine Art Baskı, 60×45 cm, 5 + 1 Edisyon, 2019

Serginin açılış günlerinde de izleyicilerin sıkça sorduğu bir soruydu bu. Öncelikle şunu belirteyim: bu fotoğraflar önceden belirlenmiş bir kompozisyon, kurgu, kolaj, ya da photoshop müdahalesi ile üretilmediler. Tamamı hâlihazırda o kentte var olan, benim ise bu seri bağlamında kadraja aldığım işler. Ben sadece serinin ana fikrini aklımın bir köşesinde tutarak hayatımı sürdürüyor ve bu fikre uygun düşebilecek bir anı yakalamaya çalışıyorum. Yani aslında fotoğrafı çekmekten öte fotoğrafı görmekle, ya da fark etmekle ilgileniyorum. Daha sonra o gördüğüm anı en iyi şekilde verebilecek açılardan fotoğraflar çekiyorum. Bu yüzden seriye senede sadece üç dört fotoğraf ekleyebiliyorum.

Bugünün ideolojilerini temsil eden nesne ve yapıları geçmiştekilerle nasıl karşılaştırırsınız?

Teknik ve teknolojik gelişimlerin getirdikleriyle birlikte ideolojik temsillerde ve görsel üretimlerde farklılaşmalar olsa da, işin mantığında büyük oranda bir fark olmadığını söyleyebilirim. Nihayetinde inançsal boyut taşıyan her sosyal organizasyon bireylere kendilerinden daha büyük bir güce bağlanmak, topluluğun bir parçası olmak, yücelik duygusunu tattırmak, bireysel yalnızlıklara ve yetersizliklere karşı topluluğun gücünden faydalanmak gibi – doğrudan ya da dolaylı – bir takım vaatlerde bulunur. Bu herhangi bir dinin çok büyük ve geniş bir mabedinde, herhangi bir ülkenin ulusal sembollerinde, faşizmin ufka bakan sağlıklı ve tek tip yurttaş görsellerinde ya da kapitalizmin Coca Cola üzerinden tasarladığı özgürlük betimlemelerinde bulunabilir. Bütün bunların formları zaman içerisinde değişiyor ve tüketim alışkanlıkları değişen günümüz insanına ulaşmak için yeni biçimlere giriyor. Yine de son kertede bu temsillerin tamamı kendilerine duyulmasını istedikleri inancı dünyevi bir yolla kurmak zorunda – ki bu da benim çalışmalarım yoluyla düşündüğüm ve yansıtmaya çalıştığım bir durum.

Sizin en çok etkilendiğiniz şehir, yapı ve sanat eseri hangileri?

Mamut Art Project Sanatçıları: Erdem Çolak

Fine Art Baskı, 60×45 cm, 5 + 1 Edisyon, 2018

Yaşanmışlıkların da etkisiyle, son dört yılımı geçirdiğim Amsterdam sanırım hala beni en derinden etkileyen şehir. Yapı ve sanat eseri ise saymakla bitmez. Sanat üretimimde en çok kullandığım medyum olan yağlı boya ve onun önemli müzelerdeki muazzam örnekleri, böyle bir tercih yapmamı – iyi ki – engelliyor. Yine de Rembrandt, Edvard Munch, Nicolas de Staël, Lucian Freud, Alberto Giacometti, Euan Uglow, Carlo Mattioli ve Jacek Sienicki’ye göz kırpmadan geçemeyeceğim.

OGGUSTO
OGGUSTO Tüm Yazıları