Sanatçı Sohbetleri: Onur Hastürk
Yazı Boyutu:
Minyatür sanatının usta ismi Onur Hastürk ile minyatür sanatına bakışı, ilham kaynakları ve sergileri hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Bugünlerde gündeminizde neler var? Devam etmekte olan bir serginiz var, değil mi?
Evet, şu an devam etmekte olan ve son dönem çalışmalarımın ilk yansıması, “Güç ve Erk” adını verdiğim çalışmam, Can Akgümüş küratörlüğünde gerçekleştirilen “POV” başlıklı karma sergiyle Kairos Galeri’de 27 Nisan’a kadar görülebilir. Açıkçası, gündemimde uzun süredir bu çalışmanın beraberinde getirdiği bir malzeme, form ve sergileme çözümlemelerinin olduğunu söyleyebilirim. Bu sergilenen işin yanı sıra, son dönem üretim pratiğime dahil ettiğim malzeme oyunlarıyla denemeler yapıyorum.
Sanat üretim yolculuğunuz nasıl gitmekte?
Bir süredir, Gümüşsuyu’ndaki atölyemde, yeni üretim sürecime odaklanmış bir inziva içinde olduğumu söyleyebilirim. Şimdiye kadarki çalışmalarımı takip eden sanatseverlerin de bildiği üzere üretim pratiğim minyatürün kitap sanatı geleneğinden gelen kağıt malzeme üzerinde yoğunlaşır. Şimdilerde ise üretim pratiğimi ve ifade biçimimi zenginleştireceğini düşündüğüm farklı materyallerle söylem bütünlüğü kurmak üzere denemeler yapıyorum. En son sergilememde de bu sürecin ilk üretimini gün yüzüne çıkartmış bulunmaktayım. 183×100 cm bir metal levha üzerine UV kesim yöntemiyle tamamlayarak enstalasyona dönüştürdüğüm sergilemede geleneksel desenlerin içinde en aşina olduğumuz rumi motifini kendi görme biçimime göre soyutlayarak yeniden yorumladım. Yüzyıllarca kültürlerarası bir diyalog kurmuş bu motiflerin çağdaş sanatta ve şimdiki yüzyılın sanat pratiği içinde tezyini bir form olmaktan çıkıp en yalın haliyle bir anlam metnine dönüşmesi beni heyecanlandırıyor.
Peki, Onur’un motivasyon kaynakları nelerdir diye sorsam…
Sanatsal üretim ve yaşamsal motivasyonumu birleştirerek ifade etmek gerekirse, en yüksek motivasyonum tutkudur. Sanatsal pratiğimde yüzyıllar ve dönemler arasında hissettiğim tutkulu bağ, benim için üretimlerimde hayati öneme sahiptir. Hem sanat kariyerimde hem de yaşamımda bir ying- yang çemberi gibi iç içe olan ve varoluşumu çepeçevre saran en yüksek motivasyon, içimde hissettiğim tutku, yaşamıma her an her koşulda, yeniden ve bambaşka motivasyonlar getirir. Tutkuyla yaşadığım her an, beni zenginleştirir ve motive eder. Bu anlar, benim için sadece birer motivasyon kaynağı değil, aynı zamanda hayatımı şekillendiren temel unsurlardır. İnanıyorum ki, içimizdeki tutku duygusuyla bağ kurmaya başladığımızda gerçek potansiyelimizi keşfeder ve doğru şekilde kullanarak en yüksek seviyede başarıya ulaşırız. Varoluşu anlama ve anlamlandırma çabam, yaradılış amacımı idrak etme ve varoluşsal potansiyelimin tekamülü gibi başlıklar da motivasyon kaynaklarım arasında yer alır. Tüm bunlar, üzerinde düşündüğüm ve farklı görme ve ifade biçimleriyle üretim pratiğime yansıyan, üzerinde derinleşmeye çalıştığım yaşamsal motivasyonlarımı oluşturur.
Fuar, yarışma ve karma sergilerin sizin perspektifinize göre önemi nedir?
Fuarlar, yarışmalar ve karma sergiler, sanatçılar için çok önemli birer platformdur. Özellikle, uluslararası fuarlar ve yurtiçi etkinlikler, kişisel sergilerimiz dışında devam eden üretim ve düşünme pratiğimizi sanatseverlerle buluşturma fırsatı sunar. Bu tür etkinlikler, sanatseverlere, yoğun kent yaşamında ziyaret etme ve görme fırsatı bulamadıkları çalışmalarımızı veya yeni üretim süreçlerimizin ilk gösterimlerini keşfetme imkanı sağlar. Ayrıca, karma sergilerde konsept kapsamında bir araya getirilmiş işlerin, birbiriyle nasıl bir söylem, bütünlük veya ironi yarattığını görmek, hem ilham verici hem de düşündürücüdür. Dolayısıyla, emekle hazırlanan bu sergilerin, hem sanatçılar hem de izleyiciler için büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum.