preloader

Philips LatteGo İle Sanatın Baristası: Ayla Turan

21.08.2023
Philips LatteGo İle Sanatın Baristası: Ayla Turan

Yazı Boyutu:

OGGUSTO ve Philips iş birliği ile sanatın önde gelen isimlerinden Ayla Turan’ı Philips LatteGo ile buluşturduk. Sanatıyla ilham olan Ayla Turan’ın rutinlerini ve hayatında kahvenin yerini izlemeye hazır olun!

“Sanatın baristası olur mu?” dediğinizi duyar gibiyiz. OGGUSTO x Philips iş birliği ile sanatın önde gelen isimlerinden Ayla Turan’ı LatteGo ile bir araya getirdik ve sizlere kahve deneyiminin en sanatsal halini sunduk.

İlk olarak sizlere mükemmel bir kahve yapmanın yolunu açıklıyoruz. Yüksek kaliteli, aromatik kahveler demlemek en pratik şekilde Philips LatteGo 5400 ile mümkün! Ristretto’dan köpüklü cappucino’ya kadar taze çekirdeklerden 12 kahve çeşidi yapmanızı sağlayan makinede, 12 ayardan oluşan farklı hassas öğütme çeşitleri mevcut. Aroma Extract sistemiyle de mükemmel sıcaklık, aroma ve krema elde edebiliyorsunuz. Üstelik kahve özelleştirme seçeneği sizlere kişiselleştirilmiş bir kahve deneyimi sunup 4 farklı kahve profili kaydetmenize de imkân veriyor. Yoğunluk ve uzunluk tercihinizi ayarladıysanız tek tuşla favori kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Günlük yaşamımızdan nesneleri ya da kişileri çocuksu bir yaklaşımla ele alan Ayla Turan ile bir aradayız. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde mezun olan sanatçı; mermer, metal ve polyester gibi malzemeler kullanarak ürettiği heykellerini minimalist bir üslupla ele alıyor. Eserlerinde toplumsal problemlere işaret eden Turan, izleyicinin esere daha derinden bakmasını hedeflerken toplumsal problemlere dair pek çok konunun okumasını da yapmaya yönlendiriyor. Almanya, Fransa, Macaristan, Güney Kore, Dubai, Mısır, İtalya, Çin, İsveç ve Meksika gibi dünyanın birçok ülkesinde kamusal alanlarda heykelleri bulanan sanatçıyı gelin daha yakından tanıyalım.

Bize biraz kendinden bahseder misin, senin hakkında ne bilmeliyiz? Çalışmalarındaki temel motivasyon nedir?

1973 Hamburg/Almanya’da doğdum. Çocukluğum Almanya’da ve 7 yaşımdan sonra Türkiye’de farklı kentlerde geçti. Üniversite dönemimde İstanbul’daydım, 1996 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun oldum. O zamandan beri hem İstanbul’daki atölyemde hem de dünyanın çok faklı yerlerinde heykel çalışmalarım oldu. Almanya’dan Macaristan ve İtalya’ya, Güney Kore’den Burkina Faso, Çin, Meksika ve Amerika’ya çok geniş bir coğrafyada kamusal alanlar ve meydanlarda özel koleksiyonlarda heykellerim mevcut.

Philips LatteGo İle Sanatın Baristası: Ayla Turan

Çalışma ve üretim rutinini de merak ediyoruz. Nasıldır çalışma rutinin? Mesela çalışmaya başladığında her şey kafanda belli midir yoksa kendini akışa bırakıp süreç boyunca değişiklik yapar mısın?

Çok çalışırım, hiç durmam hatta. Kafamda sürekli yeni şeyler vardır, çevremdekiler takip ederken yorulur. Onlarca fikir gelir aklıma, çoğundan vazgeçerim, süzgeçten geçirip elerim, her düşündüğümü gerçekleştirmek olası değil elbette. Üretime başlamadan önce genellikle bellidir ne çalışacağım. Eskizlerle başlarım. Üç boyutlu bir işe giriştiğinizde, malzemeyi de düşündüğünüzde teknik olarak çözümlemelerini ve uygulamasını planlamış olmanız gerekiyor. Tasarım aşamasında değişiklikler yapılabilir ama uygulama öncesi malzemesine, boyutuna tekniğine karar vermiş olmak gerekiyor.

Bir sanatçı olarak senin için “isyan, başkaldırı” ne demek?

Sanatçı her zaman muhaliftir, düzene karşı çıkandır. Kabul etmez, biat etmez. Yenilik için de bu böyledir. Yaratı için şarttır isyan, sanat baskıdan doğar.

Sanatın eleştiri potansiyelinin dışında dönüştürücü bir gücü olduğunu düşünüyor musun? Ya da sorunun en başına şunu koyalım; sanat eleştirmeli mi?

Sanatın dönüştürücü gücü vardır ama aynı zamanda eleştirilebilir de. Her şey eleştirilebilir, gelişim için önemlidir.

Philips LatteGo İle Sanatın Baristası: Ayla Turan

Geçimin sanat piyasasına bağlı olduğuna göre, sanat piyasasının senden ne istediği senin için ne kadar önemli?

Hiç önemli değil, “sanat piyasası” kavramı son derece uzak benim için. Sanat eserleri alınıp satılabilir ancak sanatçı üretimini bu amaçla yapmamalıdır.

La chapelle bir röportajında “Gerçek sanatçılar şans ve risk alır ve sonuçları hakkında endişelenmezler” demiş, bizim coğrafyamız konjonktüründe buna katılıyor musun?

Söyleyeceğin sözü nasıl ifade edebiliyorsan hangi yolu seçtiysen onunla var oluyorsun. Şarkı söyleyeceksen kimse susturamamalı, şiir yazacaksan kimse engel olmamalı. Ben heykeli seçtim anlatmak için; bir yolunu bulup söylüyorum sözümü.

Çocukluğumdan beri böyleydi, dayak yiyeceğini bilsen de o ağaca çıkmak istiyorsan çıkıyorsun, hiçbir şey engel olamıyor.

Sanatçı olduğundan hiç şüphe duydun mu?

Hayır duymadım.

Philips LatteGo İle Sanatın Baristası: Ayla Turan

Çok büyük paralara mâl olan fantastik, ayrıntılı sanat eserleri yapabileceğin ayrıcalıklı bir konumda olsan; yapacağın ilk proje ne olurdu?

Üretmek için bir kaynak gerekli ama bu her zaman için geçerli değil. “Para = harika sanat eseri” fikrinin mutlaka aynı cümlede olması gerektiğine inanmıyorum. Yaratı için mutlaka para şart değil.

Bugünlerde genç neslin sanata daha fazla ilgi gösterdiğini fark ettin mi?

Bu çok olumlu bir şey, umarım daha da artar. Bilinçli sanat izleyicileri olması harika.

Bir sanat eserinin, örneğin bir resmin açıklanması, anlatılması hakkında ne düşünüyorsun?

Ben kendi adıma eserlerimi ortaya koyduktan sonra yeniden anlatmayı çok tercih etmiyorum. Ne algılanıyorsa odur. Nasıl bir yazar kitap yazdığında “Aslında şunu demek istemiştim” diye yeniden anlatmıyorsa, heykel için de aynı şekilde… O esere bakan herkes kişisel deneyimiyle nasıl algılıyorsa öyle kalmalıdır. Eseri anlamak biraz da sanatçıyı tanımakla alakalı olabilir diye düşünüyorum.

Philips LatteGo İle Sanatın Baristası: Ayla Turan

Kendine aldığın ilk parçayı hatırlıyor musun?

Yıllardır sanatçı arkadaşlarımla eser değişimi yapıyorum. Çok şanslıyım, güzel bir koleksiyonum oldu ama ilk hangisiydi hatırlamıyorum.

Sanatçı olmaya karar verdiğin günlere döndüğünde sana “Sanatçı olmak istiyorum” dedirten şey ne oldu?

Çok sevdiğim bir hikâye var, notlarıma kaydetmiştim. Bir gün üniversitede, odasında çalışırken kapısı çalınır Sartre’ın. Gelen bir öğrencidir. “Yazmak niyetindeyim, kaç zamandır düşünüyorum. Sizce yazmalı mıyım?” der Sartre’a. Kafasını kaldırır Sartre, yanıtı verir ve yazısına döner: “Yazmadan durabiliyorsan, yazma!”

Sanırım ben de çalışmadan duramıyorum. Yaratmayı seviyorum, yeni bir şeyler keşfetmeyi seviyorum. Üretmediğim zaman eksik hissediyorum.

Sanat, hayatta kalma yolculuğunda yardımcı oldu mu?

Başka ne yapardım bilmiyorum. İyi hissettiğim, var olduğum yer, konfor alanım sanat.

Favori kahven nedir? Günün hangi saati için “Kahvesiz yapamam” dersin?

Espresso… Sabah olmazsa olmaz.

Teknoloji ve sosyal medya gibi şeylerin, insanlara birbirleriyle bu kadar saf bir şekilde nasıl birlikte olunacağını unutturduğunu düşünüyor musun?

Unutturdu evet, cep telefonlarının bile olmadığı bir dönemi bilen bir nesil olarak çok çabuk alıştık bu duruma. Her iki dönemi de yaşadığım için şanslı hissediyorum. Bir sonraki nesil için daha da hızlı olacak değişim.

Pop quiz başlıyor…

En sevdiğin film?

Yönetmen Kim Ki-Duk’un Kore filmi; Boş Ev.

Peki, olmazsa olmazım dediğin bir şey var mı?

Üretmek.

Tatil için favori destinasyonun?

Yunan Adaları.

Kahvesiz olmaz, senin favori kahven hangisi?

Espresso.

En son hangi kitabı bitirdin?

“Hacı Komünist”, Ferhan Şensoy

Tek bir süper güce sahip olacaksın, tercihin ne olurdu?

Hayvan yenmeyen bir dünya yaratırdım.

En çok kime gülersin?

Kemal’e (Kemal Tufan).

Sanatçı olmasan ne olurdun?

Gezgin.

*Bu içerik Philips iş birliğinde hazırlanmıştır.

Banu Seyhan
Banu Seyhan Tüm Yazıları