preloader

Sanatçı Sohbetleri: Burcu Perçin

26.12.2024
Sanatçı Sohbetleri: Burcu Perçin

Yazı Boyutu:

Sanatçı Burcu Perçin ile sanat yolculuğunu, ilham kaynaklarını ve ödüllü projelerini konuştuğumuz bir röportaj gerçekleştirdik.

Sanat dünyasının ilham veren isimlerinden biri olan Burcu Perçin, küçük yaşlarda başlayan sanat tutkusu ve yıllar içinde şekillenen özgün sanatsal yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Bale ve müzik eğitimiyle başlayan sanat yolculuğu, resimle derinleşmiş ve bugün doğayı, geçmiş kültürleri ve toplumsal değerleri merkeze alan bir pratiğe dönüşmüş durumda. Hem kişisel sergilerinde hem de çevresel sanat alanındaki küratöryel projelerinde, izleyiciyi düşündürmeyi ve umut dolu bir gelecek tasavvuruna davet etmeyi hedefleyen sanatçı, yaratıcı sürecini şekillendiren ilham kaynaklarını ve ödüllü projelerle taçlanan başarı hikayesini bizlerle paylaşıyor.

Kendinizden ve sanat pratiğinizden bize bahsedebilir misiniz?

Sanata ilgim küçük yaşlarda başladı. Çocukken bale ve müzik eğitimi aldım, sonra yolum resimle kesişti. Ortaokulun sonlarında ressam olmaya karar verdim ve bu hayalle Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde, ardından Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü’nde eğitim aldım. Sanatçı olarak bir iz bırakmanın, çocukluktan itibaren taşınan bir bilinçle şekillendiğine inanıyorum; en azından benim için böyle oldu.

Sanatçı Sohbetleri: Burcu Perçin

İlk kişisel sergimi 2005 yılında açtım. O dönem işlerimde, küreselleşmenin endüstriyel düzen içinde yarattığı etkileri farklı bakış açılarıyla ele aldım. Daha sonra tahrip edilen dağlar ve yapay doğa manzaralarına odaklandım.

Sanatsal pratiğimde farklı disiplinlerde çalışmayı ve yeni şeyler denemeyi seviyorum. Araştırma alanım olan çevresel sanatta küratöryal projeler de yapıyorum. Amacım izleyiciyi, doğa ile olan ilişkimize dair daha derin düşünmeye sevk etmek.

Son yıllarda işlerimde bugünün meselelerini antik sanatı referans alarak kurguluyorum. Geçmiş kültürlerin ve yaşamların, geleceğe ışık tutabileceğini hatırlatmak istiyorum. Resimlerimde yer alan figürler, geçmişi, bugünü ve geleceği bir araya getirerek barışçıl ve eşitlikçi bir mesaj taşıyor. Kültürel mirasın gücünü vurgularken, adalet, eşitlik ve umut dolu bir geleceğin mümkün olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Yarattığım imgelerin, izleyiciyi daha iyi bir dünya hayaline yönlendirmesini arzu ediyorum.

Başarılı sanat yolculuğunda Burcu’yu neler motive tutmakta?

İçsel yolculuğum, sanat yolculuğumu doğrudan etkiliyor ve motive ediyor. Öz farkındalıklarım, dış dünyayla olan ilişkimi dönüştürürken, olaylara, deneyimlerime farklı perspektiflerden bakmama yardımcı oluyor. O yüzden motivasyonumu artırmak için kendi iç yolculuğuma her zaman vakit ayırırım.

Seyahat etmek, yeni mekanlar keşfetmek, dünya müzelerini gezmek beni müthiş besleyen bir şey. Üzerinde çalıştığım konularla ilgili araştırmalar yapmak ve fotoğraf çekmek için sık sık seyahate çıkıyorum. Bu süreç, işlerime hem görsel hem de kavramsal anlamda büyük katkı sağlıyor. Ama benim asıl yaratım alanım, atölyemde geçirdiğim zamandır. Adeta inzivaya çekilerek, yoğun üretim temposuna girdiğim alan. Bazen 3-4 hafta boyunca Moda’dan dışarı adım atmadan aralıksız çalışırım.

Sanatçı Sohbetleri: Burcu Perçin

Ödülünüz için tebrik ediyorum, hikayesini paylaşabilir misiniz?

Teşekkür ederim. Lüksemburg Art Prize’ın bu yılki sahiplerinden biri olmak, benim için gerçekten büyük bir onur oldu. Lüksemburg La Pinacotheque Müzesi tarafından düzenlenen ve çok değerli jüri üyelerinin yer aldığı bu prestijli sanat ödülü, 2024 yılının bana en güzel armağanlarından biri oldu. Ülkemi böyle önemli bir platformda temsil etmek büyük bir mutluluk.

Beni en çok duygulandıran, müzeden ve değerli küratörlerden aldığım içten kutlamalar ve övgü dolu sözlerdi. Bu yıl hayatımda ilk kez uluslararası yarışma ve konuk sanatçı programlarına başvurdum; sonuçlar gerçekten harika oldu. Amerika’da iki artist residency programı ve uluslararası iki sanat ödüllüyle 2024’ü tamamlıyorum. Umarım, 2025’te daha nicelerini birlikte deneyimleriz.

Sanatçı Sohbetleri: Burcu Perçin

2025 gündeminizde neler var; nasıl projelerde göreceğiz sizi?

Üzerinde çalıştığım seri şu anda yeni bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Resimlerimdeki figürler artık doğada değil, metafizik bir atmosferde yer alıyor. Mekan ve figürler soyutlanarak yeni formlar oluşmaya başladı. Bu yaklaşımla planladığım bir dizi resim üzerinde çalışıyorum. Ayrıca, bu resimlere paralel olarak 12. kişisel sergim için birkaç heykel yapmayı da hedefliyorum. Serginin mekan ve tarihi henüz netleşmedi, kesinleştiğinde mutlaka paylaşacağım.

Şubat ayında İstanbul Modern’de başlayacak “Bir Hayalin İzinde” eğitim programında bu yıl da resim atölyesini yürütecek olmak beni heyecanlandırıyor. Kız öğrencilerine yönelik bu sanat eğitimi, cinsiyet eşitliğini vurgulayan çok değerli bir proje ve bu yıl uluslararası bir ödüle layık görüldü.

Mart’ta CAM Galeri’de, kadının toplumdaki yerini sorgulayan bir grup sergisinde yer alıyorum; yine benim için oldukça önemli bir tema.

Sanat piyasamızda genç koleksiyonerlik sizce yükselişte mi?

Genç koleksiyonerler var, ancak şu an yükselişte olduklarını düşünmüyorum. Bunun için öncelikle sanata ilginin artması ve sanatın toplumsal ve kültürel anlamda büyük bir değer taşıdığına dair daha güçlü bir farkındalık yaratmamız gerekiyor. Bu farkındalığı geniş kitlelere aktarabilmek, koleksiyonculuğun da zamanla daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlayacaktır.

Pop Quiz

Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?

İçsel Dinamik Pentür.

Mümkün olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?

Max Beckmann.

Tüm zamanların en önemli sanat eseri sizce hangisidir?

Picasso, “Guernica”.

Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?

Claude Monet, “Water Lillies”.

Hangi şehirler size ilham veriyor?

İstanbul gizli cevherleriyle her zaman esin kaynağım olmuştur. Bu yıl ise Roma, Atina ve New York bana ilham veren şehirler oldu.

En son ziyaret ettiğiniz üç sergi nelerdir?

Galerist’te Karoly Aliotti’nin küratörlüğünü üstlendiği “Distilled From Scattered Blue” grup sergisi, Taviloğlu Koleksiyon Sergileri ve Casa Botter’de Levent Çalıkoğlu’nun küratörlüğünde Komet’in sergisi.

Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?

Yine sanatın içinde olurdum; küratörlük, sanat yazarlığı ya da galericilik gibi bir meslek tercih ederdim.

{327358}

Deha Çun
Deha Çun Tüm Yazıları