Sanatçı Sohbetleri: Cömert Doğru
Yazı Boyutu:
Türkiye’nin ilk Sanat Danışmanı ve Sevil Dolmacı Art Consultancy Kurucusu Sevil Dolmacı, Cömert Doğru ile sanat üzerine yaptığı röportajını OGGUSTO’da kaleme aldı.
Eserlerinizin çıkış noktası nedir?
Kendimi “hyperrealist” olarak tanımlıyorum. Buradan bakarsak “hype” kelimesinin karşılığı olan aşırılık var eserlerimde, gerçekliği aşırı yaptığımızda güzellikler mükemmele ulaşırken aslında biraz da gerçeküstücülük ekleniyor. Çizdiğim portrelerde gerçeği kendimce daha da güzelleştirmeye, balıkları da bu güzelliklere ekleyerek hayal gücümün gerçekliğine ulaşıyorum. Aslında eserlerimi izleyenlerin gördükleri benim gerçeklerim, yani benim hayal gücümün yarattığı gerçeklerin yansımaları. Bu gerçekleri tüm insanlar rüyalarında yaşıyor. Görmek için ışığa ihtiyacımız olduğunu sanırız, ama uykumuzda gecenin karanlığında etrafta hiç ışık yokken, hatta gözlerimiz kapalıyken çok renkli alemlere dalarız. Benim eserlerim bu alemlerin ilham yoluyla uyanıkken görülüp tuvale aktarılmasından ibaret. Sanatçı farkı bu sanırım, tabi uykusuz günler geceler geçirerek çalışmak ve çalışmakla hayallerinizi tuvale aktarabiliyorsunuz.
Kullandığınız malzeme ve teknikten bahsedebilir misiniz?
Su bazlı bir boya olan “akrilik” kullanıyorum. Yağlı boya, sulu boya ve diğer teknikleri de kullandım. Ama akrilik çok daha sıcak geldi bana. Oldukça dayanıklı, son derece kalıcı ve esnek bir boya. Yönlendirilebilir bir malzeme. Bu özellikleri benim için çok önemli. Bu bir süreç elbette. İleride diğer teknikleri ve malzemeleri de kullanabilirim. Bence en önemlisi, istediğim sonuca ulaşmak. Bu sırada da en uygunu kullanmak. Resimlerimi, ahşap ve board yanında büyük ölçüde keten tuale yapıyorum. Çok dayanıklı ve arşivlik bir malzeme.
{771174}
Sanat fuarları, müzeler ve bienallere gider misiniz? Favori sanat rotalarınızı paylaşır mısınız?
Birçok fuar ve sergiye gidiyorum. Gündemde olan veya olmayan. Genelde isimler yerine, çalışmaları daha çok takip eden, meraklanan ve orijinalleri görmeye gayret eden biriyim. Sürekli farklı sergileri takip etmek zor olabilir, kaçırılabilir. Ancak sanat fuar ve bienalleri hem ülkemizde hem dünyada çok önemli organizasyonlar. Aynı anda birçok çalışmayı ve bilgiyi, görme ve öğrenme imkanı sağlıyorlar. Yurtiçi ve yurtdışı fuarları özellikle tavsiye ediyorum. Contemporary İstanbul, Art Basel, Miami Art Week gibi.
Wynwood Art District – Miami
Etkilendiğinizi düşündüğünüz usta isimler var mı? Eserlerinizde bu ustalara referanslar var mı?
Gerçek bir ustadan, büyük sanatçılardan etkilenmemek mümkün değil; ancak bana katkıları daha çok görüp odaklanıp, izleyip, anlamaya yönelip, ekstra çalışma yapmamı sağlamaları yönünde oluyor. Referans almaktan çok yeni şeyler sunmayı tercih ediyorum. O ustaların yapıtları zaten muhteşem. Hak ettikleri saygıyı verebilmenin yolu; o yapıtları iyi anlayıp, yeni şeyler yapmaya ve üretmeye çalışmaktan geçiyor, bence.
{772372}
Para limitiniz olmasa almak istediğiniz eser ne olurdu? Neden?
Hayal etmesi bile güzel. Kesinlikle Sir Lawrence Alma-Tadema’nın “The Finding Of Moses ” ya da “The Roses Of Heliogabalus” ya da Van Gogh‘un, Gustav Klimt’in ,Gottfried Helnwein in bir eseri. Düşündükçe daha çok kararsızlaşıyorum. Çok zor bir soruymuş gerçekten, doğru cevabı yok gibi. O kadar çok güzellik var ki sanatçılar tarafından yaratılmış… Her gün saatlerce izleyebilirim bu kalitedeki eserleri. Ömrümün sonuna kadar bıkmadan. Bir yapıta olan tutku ve bağ çok başka, gerçekten. Karar bile veremiyorum!
Sir Lawrance Alma-Tadema – The Finding of Moses