Sanatçı Sohbetleri: Güher Elçiçek
Yazı Boyutu:
Resimden seramik ve enstalasyona kadar uzanan yelpazede işler sunan sanatçı Güher Elçiçek ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Güher Elçiçek’in “Dönüşüm” adlı sergisi, Marcus Graf küratörlüğünde, 25 Mayıs-25 Haziran tarihleri arasında Göztepe’de yer alan G&G Sanat Merkezi’nde hayata geçiyor. Sergi, dönüşüm kavramının imgesel bir alegorisi olarak kelebeğe dair referanslar kullanıyor ve değişim kavramını tartışıyor.
Resimden seramik ve enstalasyona kadar uzanan yelpazede işler sunan sanatçı, soyutlama ile figürasyon eşiğinde duran parçalarda felsefedeki evrimsel değişim fikrini tartışıyor. Deformasyon ve temsilin yanı sıra doku ve renkler de Elçiçek’in işlerinde önemli bir rol oynuyor.
Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?
Tabii ki memnuniyetle. 1974, İstanbul doğumlu, evli ve iki çocuk annesiyim. Lisans eğitimimi Doğuş Üniversitesi’nde tamamladım. Sanat ve Tasarım Bölümü’nü birincilikle bitirdim. O yıllardan beri çalışmalarım genişleyerek devam ediyor. 2020 yılında Göztepe’deki atölyemi kurdum. Buranın açılışını 2021’de hocam Devrim Erbil’in kişisel (özel bir seçkisiyle) sergisiyle, G&G Sanat Merkezi olarak yaptık. Burada halen çeşitli sanatsal atölyelerde dersler vermeye ve kendi çalışmalarımı üretmeye devam ediyorum.
İşlerime gelince, aslında çok yönlü bir sanatçıyım, öncelikle resimlerimden bahsedeyim. Tuval üzerine, bazen karışık teknik, genelde yağlı boya çalışıyorum. Doku ve renkleri deformasyon ve temsilin yanı sıra, mikro ve makro perspektifler sunuyorum. Doğanın renk ve formlarından esinleniyorum. Baskın renk kontrastlarının yanı sıra, monokrom çalışmalarım da oluyor. Diğer taraftan bu çalışmalarla ilintili olarak, 2 boyutlu duvar panoları ve 3 boyutlu seramik heykelleri de üretiyorum. Bunlar resimlerime nazaran doku ve ifade biçimleri daha sakin, yalın ve minimal çalışmalardır.
Güher Elçiçek, “Başkalaşım”
Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?
Resme olan ilgim çok genç yaşlarda başladı. Ortaokul-lise dönemlerinde resim hocalarımın işlerine yardım ederken yoğun ilgim olduğunu fark ettim. Fakat eğitimimi mühendislik üzerine almayı düşündüğüm için bu ilgimi askıya almıştım. Yıllar geçse de bunu çok fazla baskılayamadım ve sanat ve tasarım okudum. Profesyonel anlamda 15 yıldır resim ve tasarımlar yapıyorum.
Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?
Çalışmalarımda kavramsal olarak doğaya ve insanlığın bu dünyadaki konumuna holistik bir açıdan bakıyorum. Geleneksel doğa kültür ayrımının ötesine geçerek evrendeki sonsuz döngüsel varoluşumuza dikkat çekiyor ve doğanın dönüştürücü gücünü hayranlıkla izleyerek, işlerimle vurgulamaya çalışıyorum.
Güher Elçiçek, “Yeniden Doğuş 1”
Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?
Çalışmalarımda doğadan, evrendeki uyum, denge ve dizayndan ilham alıyorum. Bana göre doğadaki tüm canlılar mucizevi bir şekilde evrim sembolüdür. Örneğin bir kelebeğin, yumurtayla başlayan yaşam serüveni doğanın dönüştürücü gücünü temsil eder. Evrendeki gecenin gündüze, gündüzün geceye evrilmesi bu simetrik düzeninin ilahi yaratımla gerçekleştiğinin göstergesidir. Tüm bunlar beni etkileyen ilham kaynağımdır.
Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?
Öncelikle bu düşündürücü soru için size teşekkür ederim. Doğada gözlemlediklerimi kendi estetik anlayışıma göre yeniden düzenleyip izleyiciyle buluşturduğum için ve felsefi anlamda beni etkileyen duygu ile iç dünyamın bir aktarımı olup vurgulamaya çalıştığım temalarımdan ötürü “ekspresyonizm”in beni daha iyi tanımladığını düşünüyorum. Örneğin konumun ve sembollerin olduğundan farklı biçimlerde kullanıp deformasyona uğratırken soyutlamaya gidiyorum.
Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?
Tüm çalışmalarıma başlarken müthiş keyif ve heyecan duyuyorum. Her biri benim duygularımla ortaya çıkmış özel işlerdir. Ayırmam çok zor. İlla birini söylemem gerekirse “Bölünme” adındaki seramik tablomdur. Çünkü yağlı boya çalışmalarımın seramik rölyeflere dönüşmesinin ilk eseridir. Yani seramik çalışmalarımın çıkış noktası olmuştur.
Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?
6 – 7 aylık yoğun sergi çalışmalarımın üzerine bir müddet (çeşitli öykü ve yazı) dinleneyerek geçirmeyi planlıyorum. Yeni fikirler için buna ihtiyacım olacak fakat şu anki planlarımda, 3 boyutlu seramik heykeller üzerine çalışmaları, sürdürmeyi düşünüyorum.
Güncel serginiz “Dönüşüm” hakkında bilgi verebilir misiniz?
Öncelikle ismiyle başlayayım “Dönüşüm” ismi hem sergi içeriği hem kavramsal olarak hem de bendeki bir takım gelişmeler sonucunda oluştu. Merkezimizin giriş katında yağlı boya tablolarım yer alıyor. Tablolarımda kelebek ikonun alegorisini kullanarak renk, doku olarak yansıtırken aynı zamanda farklı perspektiflerden, mikro makro açılardan baktığımı görebilirsiniz. Üst kata çıktığımızda bir değişim ve dönüşüm başlıyor. 2 boyutlu seramik duvar panoları, 3 boyutlu seramik heykeller bulunuyor. Bu farklı disiplinleri holistik olarak değerlendirerek bir araya getirdim. Hepsinin kendi içinde bir kavram bütünlüğü var. Ve son olarak sergi bir enstalasyon çalışmamla son buluyor. Bu sergiyle doğanın ve içimizdeki dönüştürücü gücüne vurgu yaparak, insanlara entelektüel anlamda yaşam döngüsünü düşündürüp, yeniden keşfettirmek istedim.
Pop Quiz
Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?
Üç kelimeyle sıkıştırmak çok zor. Renk, doku, his.
İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?
O kadar çok var ki, hangisini söylesem bilemedim. İlk aklıma gelenlerden Leonardo Da Vinci. Çünkü zekâsıyla, yetenekleriyle, çok yönlülüğüyle ve dahiliğiyle hayran olduğum bir isim. Tanımayı çok isterdim. Bir diğeri ise Salvador Dali; yeteneğiyle renkli kişilik özellikleri ve içinde yaşadıkları, hayal gücünün etkisiyle çıkan eserlerini daha iyi anlamak için yakından tanımak isterdim.
Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?
“Uçuş Senfonisi” adlı eserimdir. Çünkü tarzımın çıkış noktasıdır.
Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?
En sevdiğim galeri G&G Sanat Merkezi. Evet şaka bir yana; Osmanlı’nın ilk müzesi ve mimarisi 1891’de kurulması ve dünyada da yerinin olması açısından çok önemli İstanbul Arkeoloji Müzesi’dir. İçeriğiyle zenginliği tarihi çok eskilere dayanan kültür hazinelerine ve çok değerli eserlere ev sahipliği yapan sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önde gelen arkeoloji müzelerinden biridir.
Dünyada beğendiğime gelince; yine birçok müzeye gerek tarihi mimarisi ve gerekse barındırdığı önemli eserlerden dolayı ayrı ayrı hayranlığım var. Fakat bunlardan birini seçmem gerekirse Londra’da bulunan Victoria ve Albert Müzesi (V&A)dir. Dünyaca ünlü sanat ve tasarım müzesidir. Tamamen benim bölümüm ve ilgi alnımla alakalıdır. 5000 milyon objeden oluşan koleksiyonlar 5000 yıllık insan yaratıcılığının sonucu ve dünyanın dört bir yanından gelen çok farklı kültürlerin bir arada toplandığı çok nadide parçalara sahip. Bu geniş yelpaze her türden sanatsevere hitap ediyor. Mimarisi de kendi döneminin mimari tarzını ve mühendislik başarısını yansıtıyor. Ben içinden bir türlü kendimi alamadım. Herkesin görmesini kesinlikle tavsiye ediyorum.
Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?
Yine seçmesi çok zor bir soru. O kadar özel eserler var ki. Bunu tek bir esere sınırlandırmak yerine şöyle diyebilirim; Tarzından ve resimlerinden etkilendiğim iki isim var ki eserlerine saatlerce baksam doyamıyorum. Biri izlenimcilik akımının başta gelenlerinden Pierre Auguste Renoir. Diğeri de sürrealizmin ene önemli temsilcisi Salvador Dali. Bu iki ismin tüm resimlerine hayranlığım var.
Hangi şehir size ilham veriyor?
Aslında geçmişine sahip çıkan tarihi dokusunu günümüze kadar ustalıkla koruyup getirebilmiş tüm şehirlere hayranım. Sanatsal anlamda bir Katalan şehri olan “Barcelona” her zaman için ilham kaynağım olacaktır.
En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?
En son Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde Contemporary İstanbul, Arter’de Farz Et Ki Sen Yoksun” Ömer Koç Koleksiyonu, Sakıp Sabancı Müzesi’nde “Melek Celal” sergisi.
Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?
Sanatçı olmasaydım kesinlikle mimar (iç-dış) olmayı isterdim. Bu yönde yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Aslında okul zamanında yan dal olarak derslerini almaya başlamıştım, fakat iki meslek kendine özgü zorlukları olan bölümler. İkisinden de ödün vereceğime birini tam yapabilme adına seçim yapmak zorunda kaldım. Ama hiçbir zaman mimari dekorasyonu destekleyecek tasarımlardan uzak kalmadım.
{268577}