Sanatçı Sohbetleri: Nihat Arıkan
Yazı Boyutu:
Tıp alanında uzun yıllar hizmet verdikten sonra sanata yönelen, seramik ve porselen çalışmalarıyla tanınan heykeltıraş Nihat Arıkan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Heykellerinizde genellikle hangi temaları işliyorsunuz ve bu temaları seçmenizin arkasındaki düşünce süreci nedir?
36 yıl tıp doktoru olarak çalıştım ve bunun 34 yılı bir cerrahi branş olarak Üroloji alanındaydı. Bu süreçte insan bedeninin fiziksel yapısını anlamaya odaklanmıştım. Ancak zaman içinde insanın iç dünyasının karmaşıklığına ve duygularının derinliğine olan ilgim beni farklı bir yolcuğa çıkardı; sanatın büyüleyici dünyasına. Bir insanın yüzünde, bedeninde, duruşunda sakladığı öyküleri anlatmaya , insan figürünü soyut bir biçimde kullanarak, iç dünyanın karmaşıklığını ve zenginliğini ifade etmeye çalışıyorum.
Çalışmalarımda seçtiğim temaların arkasındaki düşünce sürecinin genellikle kendi deneyimlerimden, gözlemlerimden ve insan doğasının derinliklerini anlamaya yönelik arayışlarımdan beslendiğini düşünüyorum.
Her heykel ile bir öykü anlatmaya çalışıyorum; tüm insanların ve tabii kendi hayatımda olduğu gibi; kimi zaman mutlu ve sevinçli, kimi zaman hüzünlü ve acılı. Aslında bir anlamda heykellerimin kendi iç dünyamda bir yolculuk olduğunu söyleyebilirim. Bir hekim olarak cerrahi gibi son derece somut, kesin çizgilerle sınırlanmış bir alanda 30 yılın üzerinde yaşadıktan sonra duygularımı en özgür biçimde sessizce dışa vurabildiğim bir yol olarak görüyorum heykeli.
Sanatınızı tanımlarken kullandığınız bir tarz veya yaklaşım var mı? Bu tarzın veya yaklaşımın sizin için özel bir anlamı var mı?
Akademik bir heykel eğitimi almadım. Belki bu nedenle de cisimlerle ilgili bir takıntım yok. Yıllarca, çalışılabilecek en somut alanlardan birinde çalıştıktan, insanın iç dünyasından çok anatomisiyle ilgilendikten sonra, duygularımı ifade etmekte soyut figüratif anlatım biçiminin benim için en uygun tarz olduğunu düşünüyorum.
Heykellerinizde kullandığınız sembollerin veya motiflerin bir anlamı var mı? Eğer varsa bunları nasıl seçiyorsunuz ve işliyorsunuz?
Daha önceki birikimlerime bağlı olarak mutlaka ki bir anlam vardır ama bunlar bilinçli olarak seçilen sembol ya da motifler değil kendiliğinden ortaya çıkan biçimlerdir.
Bir heykel yapmaya başlamadan önce ilham almak veya konsept geliştirmek için hangi yöntemleri kullanırsınız?
Heykele başladığım ilk yıllarda belirli bir konsept geliştirme gibi bir düşüncem yoktu. Okuduğum kitaplarda dikkatimi çeken bir bölüm, tek bir cümle, izlediğim bir filmden bir görüntü ya da bir diyalog ama en çok geceleri uyanıp hala görmeye devam ettiğimi sandığım, bazen çok net, bazen gölgeler şeklinde formlar ve bunlarla birlikte açığa çıkan unutulmuş anılar, o anda bir heykel üstünde çalışma dürtüsü açığa çıkarırdı. Bu hala devam ediyor ama pandemi sürecinde Hacettepe Tıp Fakültesinden fotoğraf sanatçısı sınıf arkadaşım Selma Oransay birkaç fotoğraf çalışmasını göndererek, belki de şaka yollu, bunlara heykel yapabilir misin diye sordu. Ben de birkaç heykelimin fotoğrafını göndererek onlar için fotoğraf çalışması yapmasını istedim. Bu şekilde üç yıllık bir süreç sonunda “Etkileşim” adını verdiğimiz fotoğrafa heykel, heykele fotoğraf çalışmalarından oluşan bir sergi gerçekleşti ve oldukça ilgi topladı. Bu projeden bahsederken Üroloji camiasından yakından tanıdığım fotoğraf sanatçısı sevgili Oktay Demirkesen bir süredir üzerinde çalıştığı su damlacıkları fotoğraflarını paylaştı benimle. O dönemde “An” üzerine odaklanmıştım ve bu fotoğraflar tam anlamıyla anı yakalayan muhteşem karelerdi. Bu şekilde bir proje oluşturarak çalışmaya başladık ve yaklaşık üç yıl sonra şu günlerde DeCollage Art Space’te sergilenen “An’da Asılı Kalan” sergisi ortaya çıktı. Benim konsept oluşturma öyküm bu şekilde başladı ve umuyorum bu şekilde devam edecek. Çok farklı iki sanat disiplini gibi görülmesine karşın fotoğraf ve heykelle yakalanan birliktelikten son derece keyif alıyorum.
Heykellerinizde izleyiciyi etkilemek veya düşündürmek istediğiniz mesajlar var mı? Eğer varsa bunları nasıl iletiyorsunuz?
Öyle bir çabam kesinlikle yok. İzleyicinin kendi iç dünyasına göre yaptığı yorumlar benim için çok değerli.
Yaratıcılık sürecinizde karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir ve bu zorlukları aşmak için nasıl bir yol izlersiniz?
Cerrahiden heykele geçişte benim için en büyük sorun somut düşünceden soyut düşünceye geçişti. Soyut düşünce yaratıcı düşünmeyle ilişkilidir. Siz bir ameliyat yaparken belli kurallara uymak, belli teknikleri uygulamak zorundasınız. Bu kurallara ne kadar uyar ve teknikleri ne kadar doğru uygulayabilirseniz o derece başarılı bir cerrah olursunuz. Ancak bu düşünce biçimi sanat alanında, soyut kavramlarla ilgili yeni fikirler üretmenizi zorlayacaktır ki ben de böyle bir süreç yaşadım doğal olarak. Burada birlikte çalıştığım çok değerli dostum heykeltıraş Ali Asgar Çakmakçı’nın, heykel sanatıyla ilgili cömertçe aktardığı birikimleri bu süreci en kısa sürede ve en verimli biçimde geçirmemi sağladı.
Geçmiş eserlerinizden birine geri dönecek olsanız, onu değiştirmek veya yeniden şekillendirmek ister miydiniz?
Her heykel benim o an içinde bulunduğum durumun ve duygularımın bir ürünüdür. Değiştirmeye çalıştığım zaman o anı değil ancak şu anda içinde bulunduğum anı ortaya koyabilirim.
Sanat dünyasında yaratıcı bir kariyer kurmak isteyen gençler için önerileriniz ne olur?
Ben heykele oldukça ileri bir yaşta başladım. Günümüzde son derece bilinçli ve donanımlı bir genç sanatçı nesli olduğuna inanıyorum. Yaşımla ilgili sorunum yok ama Orson Welles’’’in o unutulmaz şarkısında söylediği gibi “I know what it is to be young but you don’t know what it is to be old” (Ben genç olmanın ne olduğunu biliyorum ama sen yaşlı olmanın ne olduğunu bilmiyorsun) sözlerinden hareketle birkaç söz söyleyebilirim belki. En önemlisi tutku ve ilgi alanlarınızın keşfedilmesi ve bu alanda kendinizi sürekli geliştirmeniz (ben bunu hala yapmaya çalışıyorum) Sabırlı ve azimli olmak, disiplinli çalışma alışkanlığı edinmek, yeni şeyler öğrenmeye açık olmak… (işte bunlar benim cerrahi pratiğimden en büyük kazanımlarım) Hepsi çok önemli ama günümüzde en az bunlar kadar önemli başka faktörler de var. Ağ kurma ve ilişki geliştirme bunların başında geliyor. Sanat dünyasındaki diğer “doğru” profesyonellerle bağlantı kurma ve işbirlikleri oluşturma ve kendinize uzun vadeli hedefler belirleme, bu hedeflere ulaşabilmek için tüm çaba ve özveriyi gösterme… Başka ne diyebilirim ki ?
Pop Quiz
Sanatınızı üç kelime ile tanımlayabilir misiniz?
Duygularımın soyut ifadesi…
İmkanınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?
O kadar çok ki; yabancı heykeltıraş olarak Michelangelo, Auguste Rodin, Henry Moore, David Smith. Türk olarak ise Nizam Güner, İlhan Koman ve Şadi Çalık’ı öncelikle söyleyebilirim. Ama tüm sanat dalları içinden tek bir sanatçı ismi istiyorsanız edebiyat dünyasından benim için çok önemli ve özel bir isim olan Ernest Hemingway ile özellikle tanışabilmeyi isterdim.
Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?
Cevaplaması zor ve subjektif olacak bir soru. Mona Lisa gibi bir klasik, Michelangelo’nun Davut heykeli, Beethoven’in 9. senfonisi… Ama modern heykel sanatında bir dönüm noktası olması nedeniyle Rodin’in “Düşünen Adam Heykeli” benim listemde birinci sırada.
Türkiye ve Dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?
En çok etkilendiklerim; Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Paris’teki Louvre Müzesi ve Viyana’daki Doğa Tarihi Müzesi.
Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?
Evimin bahçesinde Davut Heykel’i hiç de fena durmazdı.
Hangi şehir size ilham veriyor?
Muhteşem müzeleri ve heykelleriyle Viyana.
En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?
Metin Yurdanur’un Sivrihisar Açık Hava Heykel Müzesi, Prag’da yer alan Mucha Müzesi’nde Alphonso Mucha’nın eserleri ve İstanbul’daki Decollage Art Space’deki “1.5 Derece” resim sergisi.
Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?
Seçtiğim meslek tıp doktorluğuydu. Sanat uğraşımda başlangıçta biraz zorlanmama neden olmuş olsa da, geri dönüp baktığım zaman, muhtemelen gene aynı mesleği seçerdim. Tıbbı hiç seçmemiş olsaydım gazetecilik ya da reklamcılık tercihim olurdu.
{258993}