preloader

Sanatçı Sohbetleri: Ülkü Yılmaz

24.06.2024
Sanatçı Sohbetleri: Ülkü Yılmaz

Yazı Boyutu:

Sanatını öznelliğin karanlık uçurumunda geçen masalda görsel bir diyalog olarak tanımlayan Ülkü Yılmaz ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Decollage Art Space, 30 Mayıs tarihinde Ülkü Yılmaz’ın “Unnamed” adlı solo sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı “Unnamed” sergisinde, sınırlamalar ve yönlendirmeler olmaksızın, kelimelerin yetmediği duyguları işleri üzerinden, estetik kaygıdan ziyade güçlü bir dışavurumla, kendini ifade etme biçimi olarak bizlere aktarıyor.

Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?

1978 İstanbul doğumluyum, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu bölümü mezunuyum uzun bir süre hem restorasyonu hem de sanat üretimimi 24 saati gündüz ve gece olarak iki ayrı biçimde kullanarak, her iki alanda da yoğun bir tempo ile çalışarak sürdürdüm. Borusan Contemporary ve Resim Heykel Müzesi gibi kurumlar bünyesinde sanat tarihine katkıda bulunduğum güzel işler yaptım fakat benim için sadece resim üretimime aracı olan hayatımın bu kısmını 2 yıl önce tamamen sonlandırarak sadece resim ürettiğim ve yaşamımın sonuna kadar da öyle kalacak bir karar aldım. Şimdilerde İstanbul’da bulunan atölyemde çalışıyorum. Şu anda Decollage Art Space’de devam eden kişisel sergimin bitişi olan 7 Temmuz 2024 tarihi sonrası Fransa’da üye olduğum bir sanatçılar grubu birliği ile hem ortak hem de bireysel olarak hareket edeceğim bir üretme sürecine geçiş yapacağım.

İşlerimi aklımın başında olmadığı, dünyayı kalbimle gördüğüm bir yerden üretiyorum… Duygularımı somut halleri ile betimlemek için sembollere ihtiyaç duyduğum bir dünyada sanat tarihi bana ilham veren en önemli kaynak…

Sanatçı Sohbetleri: Ülkü Yılmaz

Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?

Hatırladığım bir zaman dilimi yok maalesef… Sanat hatırlayamadığım en küçük yaşlarımdan itibaren kendimi ifade etmenin tek yolu oldu. Bilgisayarların olmadığı bir ortamda geçen çocukluğum boyunca eğlenmek için de öğrenmek için de sürekli kitap okurken okuduğum masalların resimlerini kopyalamak muhtemelen sanata dair ilk anılarım…

Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?

Birçok farklı ülke ve şehirde yüzlerce müze, binlerce eser gördüm… Beni en çok etkileyen her zaman klasik eserler olmuştur… Sanat dünyası olarak hâlâ yapılmışın üzerine yeni bir hikâye koyabildiğimizi düşünmüyorum… Bİll Viola gibi bir video sanatçısının son derece dijital dünyaya hitap eden hikâyesinin çıkış noktasında ve devam eden hikâyesinde dahi Rönesans tablolarına göndermeler varken, aynı biçimde günümüz sanatı bana da ilham vermekten çok uzak bir yerde şekilleniyor… Çalışmalarımın her birinin geçmiş sanatından ilhamla üretilmiş bir öyküsü var…

Sanatçı Sohbetleri: Ülkü Yılmaz

Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?

Sembolizm.

Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?

Kesinlikle şu anda Decollage Art Space’de devam eden “Unnamed” sergisindeki bütün işler. Çünkü her bir iş bir öykünün ayrılmaz birer parçası. Birinin eksik olması demek hikâyenin eksik anlatılması demek olur. İzleyicinin hikâyeme başından sonuna hem görsel hem işitsel açıdan şahitlik edeceği atmosfere sahip bir sergileme biçimi var galeride. Öyle zannediyorum ki şu sıralar İstanbul’ da gerçekleşen en görülmesi gereken sergilerden biri. Bunu işlerin sanatçısı olduğum için değil geçmişte birçok sergi kurulumunda profesyonel olarak yer alan müzeci bir izleyici olarak söylüyorum.

Decollage Art Space ekibi, galeriden ziyade bir müze çalışma disiplini ve vizyonuna sahip. Bu kesinlikte sanatçının hikâyesinin doğru bir yerden anlatılmasına olanak ve özgürlük sağlayan bir çalışma biçimi. Türkiye’de böyle bir galerinin olduğunu bilmek ve kendileri ile çalışma şansını elde etmek benim için çok değerli bir deneyim oldu.

Sanatçı Sohbetleri: Ülkü Yılmaz

Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?

“Unnamed” sergimde yer alan “Self Icon” işinin devamı bir seri üzerinde çalışıyorum.

Güncel serginiz “Unnamed” hakkında bilgi verebilir misiniz?

“Unnamed”, sanat yolculuğumda yaklaşık 10 yıldır devam eden bir hikâyenin kalp ağrısını görsel bir dille anlatan en son durağı. Mekâna girildiği andan itibaren izleyiciyi John Berger’in “Kelime dağarcığımız çok fakir olduğu için hayatta başımıza gelen pek çok şey isimsiz kalır…” sözleri karşılıyor.

Bu sergiye belli bir isim vermek işlerimi üretirken sözlerle ifade edemediğim hiçbir duygunun karşılığı olmayacaktı dolayısıyla sergiye “İsimsiz” demek süreç içinde hissettiğim kalp ağrısının ve öfkenin beni sanatıma yaklaştıran en önemli iki duygu olduğunu kelimelerden daha güçlü olan görsel bir dille izleyicinin hissetmesini sağlıyorum. Bu sadece benim için değil, genel anlamda canımız yandığı zaman elimizin kalbimize dokunma hareketi acıyı sevgiden çok daha fazla fiziksel olarak hissettiğimiz anlamına gelmez mi? İşlerimi betimlerken, acıyı romantikleştiriyor ve aynı zamanda teselli de buluyorum ve kendimi daha az yalnız hissettiğim bir süreci tecrübe ediyorum… İnanıyorum ki, “Unnamed” sergisinin atmosferine girildiği andan itibaren bütün duygularım izleyicide kendi hisleri olarak yer bulacak…

Sanatçı Sohbetleri: Ülkü Yılmaz

Sergide Piero Manzoni’nin “Artist’s Shit” işinden temellük ettiğim son dönem işlerimden biri bundan sonraki süreçte yolculuğumu belirleyecek bir eser oldu. Bu sergiye kadar kalp sembolünü anatomik olarak betimlerken bu sergi ile beraber kalp imgesini “Artist’ s Heart” söylemi ile Piero Manzoni’nin “Artist’s Shit” konserve kutularında saklanmasını istediğim duyguları ile beraber koruma altına alarak aslında bir taraftan da kavramsal bir iş üretmiş oldum. Sergi aynı zamanda izleyicinin işitsel anlamda da interaktif bir yolculuğa çıkmasına vesile oluyor. “Unnamed”in en büyük işlerinden biri olan ve tuval üzerine yağlı boya olarak betimlediğim “Awareness of the Void” eseri çok yetenekli sanatçı arkadaşım, İrem Hakyemez tarafından dijital ortamda hareketlendirilip, gerçek kalp atışı sesi ile bütünleştirildi. İzleyici sergiyi gezerken, hem gerçek zamanlı olarak kalp atışını görüp hem de sesi ile beraber hissederek bütün işlerimin duygusunu tecrübe ediyor. Serginin metni çok sevdiğim ve üretim yolculuğumda duygularımı anlayan nadir arkadaşlarımdan biri olan ve aynı zamanda Galeri Fe’nin uzun zamandır yöneticisi çok değerli Esin Koçuk tarafından kaleme alındı. Bir sanatçının kendini tanıyan insanlarla çalışması gerçekten sonuçta ortaya çıkan işin çok daha içten olmasına neden oluyor. Umuyorum ki, 3- 4 yıl sonra Esin’in küratörlüğünde bir kişisel sergi de yapmak istiyorum. Serginin sanat koordinatörlüğünü Hakan Kürklü yaparken, kurulum anlamında küratöryel çalışması benim ve çok sevgili Melisa Şahin tarafından gerçekleşti.

Bu sergi Fransa’da sanat kariyerime devam edeceğim yolculuğum öncesi Türkiye için uzun bir ara vermeden önce gerçekleşen son sergim. Elbette bir solo sergi ile geri döneceğim fakat şimdilik gelecek 3-4 yıl boyunca Türkiye’de sadece karma sergilerde yer almak istiyorum.

{268716}

Burcu Dimili
Burcu Dimili Tüm Yazıları