Yeni Bir Sergi, Yeni Bir Mekan: Alan Kadıköy
Yazı Boyutu:
Yeni sergi mekanı Alan Kadıköy’le ilgili merak edilenleri koleksiyoner Öner Kocabeyoğlu ve Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Alişan Çapan anlattı.
İstanbul’un Kadıköy semtinde Kadıköy Belediyesi’nin yeni kültür mekanı Alan Kadıköy ilk sergisiyle sanatseverlerle buluştu. Alan Kadıköy, Kadıköy’de uzun zamandır eksikliği hissedilen kapalı sergileme alanı ile Anadolu yakasının öne çıkan kültür sanat mekanlarından biri olmayı hedefliyor. Bu mekanın ilk sergisi Öner Kocabeyoğlu’nun özel koleksiyonundan seçilerek hazırlandı. Serginin ismi “XX. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı 2021 – PAPKO / Öner Kocabeyoğlu Koleksiyonu”
Serginin ilki “XX. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı” ismiyle Ferit Edgü küratörlüğünde, 2011’de Santral İstanbul’da gerçekleşmişti. Yeni sergide 10 yıl sonra devamı niteliğinde, 433 eser arasından 182 eserin Metin Deniz tarafından bir araya getirildi. 15 Şubat 2022 tarihine kadar devam ediyor.
Koleksiyoner Öner Kocabeyoğlu ve Kadıköy Belediyesi Kültür Müdürü Alişan Çapan ile sohbet ettik.
Koleksiyoner Öner Kocabeyoğlu
Öner Kocabeyoğlu
Koleksiyonunuzdaki eserleri 2011 yılından itibaren ara ara hemen hemen her sene farklı mekanlarda farklı sanat etkinliklerinde sergiliyorsunuz. Bu sergi tekliflerini siz mi projelendiriyorsunuz yoksa teklif sunan küratörün önerisiyle mi hazırlıyorsunuz?
Evet sanatın paylaştıkça çoğalacağına olan inancım ile her fırsatta sergileme projelerini değerlendiriyorum. Genelde sanat için alan ayıran kurumlar, müzeler ya da organizasyonlar böyle projeler öneriyor, bende küratöre karar verip birlikte güzel bir seçki hazırlamaya uğraşıyorum. Marcus Graf ve Derya Yücel ile de böyle birkaç sergi yaptık geçmişte. Ralli Apartmanında son zamanlarda kendi seçkimi paylaşıyorum.
Koleksiyonunuzdaki eserleri başkalarıyla paylaşmak nasıl bir duygu?
Koleksiyon genel anlamıyla kişiye özel bir olgu diye nitelendirilebilir belki. Ama bir sanat koleksiyonu için aynı şeyi söyleyemeyiz diye düşünüyorum. Çünkü eserler koleksiyonere ait olsa da biriktirilen bir kültürel miras. Ben paylaşılmayan koleksiyonların hiçbir anlamı olmadığına inanıyorum. Mutlaka paylaşılmalı, sanatseverler tarafından görülmeli. Evlerde, depolarda, ofiste kapalı bir şekilde kendinize sakladığınız ve sınırlı kişilerin izlediği bir koleksiyon benim sanata bakışımla uyuşmuyor. Ben bu eserleri, sanatçıları insanların görmesini, tanımasını istiyorum ve her fırsatta paylaşıyorum. Hatta paylaşımları daha da kalıcı kılmak için sergilerin kitaplarını yahut küçük kataloglarını yapmaya özen gösteriyorum.
Koleksiyonunuzun büyük bir kısmı modern Türk sanatçılarının eserlerinden oluşuyor. Bu sanatçılarımızın büyük bir çoğunluğu da ‘Paris Ekolü’ olarak adlandırdığımızda eğitim için Fransa’ya giden ve birçoğu da oraya yerleşen sanatçılar. Sizin bu sanatçıları seçmenizdeki neden, eserler dışında onların yaşamları ve çabaları olabilir mi?
Benim çok önem verdiğim ve takdir ettiğim bir nokta bu. Bu sanatçılar, dönemin Paris’inde yaşam mücadelesine devam ederken, bir taraftan da sanat üretip ayakta kalmaya çabalamışlar. Satışlarda para kazanma gayesinden çok yeni işler üretecek malzeme temin etme amacı var. Bunca zorluk içinde ortaya çıkan eserler Çağdaş Türk Sanatı’nın dönüm noktası dedirtmiş adeta Türk resmine sınıf atlatmış. Ben Paris Ekolü hakkında araştırma yapmaya başladığımda çok etkilenmiştim bu başarıdan. Ve evet seçimlerime etki ettiğini söyleyebilirim.
Sanat tarihçileri ve eleştirmenlerinin bir dönem özellikle de yurt dışına giden ressamlarımız için ‘’Türk sanatının geçmişi yoktur, üretilen çalışmalar özgün değildir, eserlerin çoğu Batılı ressamların birer kopyalarıdır’’ gibi söylemleri olmuştu. Bu düşüncelere katılıyor musunuz?
Kesinlikle katılmıyorum, Sayın Ferit Edgü’nün de altını çizdiği gibi ilk defa bu dönem de Türk Resmi Çağdaşları ile aynı paralellikte eserler üretmişler adeta çağı yakalamışlar. O dönem eserleri tabii ki kendi aralarında benzerlikler gösteriyor, çünkü etkilenme var, atölye çalışmaları var. Çok normal kimi eserlerin benzer görünmeleri kesinlikle kopya değildir. Kesinlikle Türk resminin en özgün örneklerinin verildiği bir dönem olarak anılıyor.
İleride bir müze açmayı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle hayır, müze, müzecilik başka bir proje, ben kendi imkanlarım elverdikçe, projeler karşıma çıktıkça paylaşacağım hep…
Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Alişan Çapan
Alişan Çapan
Alan Kadıköy için gelecek sergi projeleri için başvurular alıyor musunuz? Bununla ilgili belli şartlarınız var mı?
Alan Kadıköy’ün plastik sanatlar için bir sergi alanı ve çekim merkezi olması düşüncesi süreç içinde geliştireceğimiz bir tercih. Başlarken olabildiğince güçlü bir sergiyle girmek istedik. Bu noktada danışmanımız Metin Deniz’in Öner Kocabeyoğlu ile önceden çalışmış olmasının avantajı devreye girdi açıkçası. 20. yüzyılın XX Modern Türk Sanatçısı Türkiye’nin en önemli resim koleksiyonlarından birinden oldukça güçlü bir seçki. Belediye olarak misyonlarımızdan biri de ülkemizin en nitelikli sanat ürünleriyle her yaştan Kadıköylüleri buluşturmak. Genciyle yaşlısıyla sergiyi gezen herkesin zenginleştiği, özellikle pandemi ortamında maddi manevi iyileştiği bir sergi düzenlediğimizi düşünüyoruz. Alan Kadıköy henüz yolun başında olmasına rağmen şimdiden sergi talepleri gelmeye başladı. Şart ya da kıstas derseniz plastik sanatların hangi disiplininden olursa olsun düzenlenecek sergilerin böyle zenginleştirici ve dönüştürücü olmasını hedefliyoruz.
Alan Kadıköy’ün web sitesindeki programında daha çok gösteri sanatları daha ağırlıkta duruyor. Sergi programları da devam edecek mi?
Alan Kadıköy’ün her şeyden önce bir tiyatro mekanı olarak tasarlandığını ve hayata geçirildiğini unutmamak gerek. Sanatseverlere kapılarımızı İKSV’nin tiyatro festivali ile açmamız bir tesadüf değil. Festival sonrası Aralık ayı ile birlikte tiyatro programımız izleyicilerle buluştu bu program zenginleşerek devam edecek.
Sanatın farklı disiplinleriyle ortak projeler yapmayı düşünüyor musunuz?
Alan Kadıköy’de Ocak ayı sonundan başlayarak düzenleyeceğimiz farklı formatlarda konserlerle müzikseverlere de sürprizlerimiz olacak. Türkiye’de benzerleri olan ama eşi olmayan bir sahnemiz var. Tiyatro başta olmak üzere tüm sahne sanatlarının sınırlarının mekânın olanakları ölçüsünde zorlanmasını hedefliyoruz
Alan Kadıköy’de ileride sanat eğitim programları da olacak mı?
Alan Kadıköy’de farklı gruplara yönelik eğitimler olacak. Bunların detayları üzerinde çalışıyoruz. Başlangıçta tiyatro odağını ön planda tutacağız. Dramaturji, metin yazımı, oyuncu yönetimi, sahne tasarımı, ses ve ışık gibi tiyatronun bütün alanlarına yayılan konular gündemimizde. Bu bahsettiğim daha çok doğrudan tiyatro yapan sanatçılara yönelik. Dünya tiyatrosuyla bağlarımızı iletişimimizi güçlendirmeyi amaçlayan eğitimler.
Pandemi sırasında ve sonrasında sanata olan ilginin arttığı görülüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Siz de Kadıköy Belediyesi olarak bu artan ilgiyi ne şekilde değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?
Pandemiden bağımsız olarak sanata ilginin giderek arttığı gözlemlemek mümkün. Bu da çok doğal çünkü ülke olarak çok genç bir nüfusumuz var. Dünyanın her yerinde gençler hayatın dinamosu. Üretimin de tüketimin de baş taşıyıcısı. Sanat alanı da bundan bağımsız değil. Kadıköy ise ayrıca incelenmesi gereken bir örnek. İlçemizde hatırı sayılır yoğunlukla “yaşlı” diye nitelendirilebilecek nüfus olmakla birlikte onların da hayatın dolayısıyla sanatın tadını çıkartma konusunda gençlerden geri kalır yanları yok. Kadıköy Belediyesi olarak hedefimiz böyle yaratıcı ve talepkar bir nüfusa layık olarak sanata olabildiğince alan açmak hem nitelikli ürünlerin ortaya çıkması.
Bu değerli bilgileri bizimle paylaştıkları için Öner Kocabeyoğlu’na ve Alişan Çapan’a çok teşekkür ediyor ve sizleri hem bu güzel mekanı hem de birbirinden muhteşem eserleri görmeye davet ediyoruz.