İstanbul Sergi Rehberi: Nisan 2021
Yazı Boyutu:
İstanbul’daki en yeni sanat sergi programlarını takip etmeniz için detaylı bir rehber hazırladık. Sergi takviminizi yapmadan önce, güncel sergilerle ilgili tüm merak ettiğiniz konuların yer aldığı OGGUSTO Nisan Sergi Rehberini mutlaka inceleyin.
İstanbul sanat şehri olmaya devam ediyor. Birçok yeni sergiye ev sahipliği yapan İstanbul’da hangi sergiye gidilmeli diye düşünüyorsanız, en yeni sergi rehberini mutlaka keşfedin. Arter, Meşher, Pera Müzesi gibi İstanbul’un önemli galerilerinde yer alan sanatçıların en çok merak edilen sergilerini bir araya getirdik.
Adas, Burcu Aksoy-Deniz Orkuş “Epigraf”
Epigraf; bu sergi adına yakışır bir şekilde alandaki başka perspektiflere Burcu Aksoy’un mükemmel kurgulanmış alanlarına Deniz Orkuş’un kendi mekan düzenlemelerinden gönderme amacıyla kullanılıyor. Kurgu eserlerde, eserin içeriğine uyumlu kurgulanmış epigraflar kullanılıyor.
Aynı alandaki başka metinlere gönderme amacıyla kullanılabilecek bir ‘kelime’, epigraf olarak birbirini seçmiş olan kurgulanmış bir geleceğe dair iki sanatçının yol almasıdır…
“Burcu Aksoy’un işlerinde uzun zamandır beni heyecanlandıran bir kaç nokta var, gerçekliğin bu kadar içindeyken, araçlarını, bakış açısını bilinç dışına çevirerek farklı bir bakış yakaladığı görüntüler, içiçe mekan ve yansımaları, adeta yerinde duramayan, bulunduğu zamanı, mekanı yeniden şekillendirme arzusu.” – Deniz Orkuş
“Deniz Orkuş’un soyut yaklaşımında, sanatsal düşüncelerimin karşılığını gördüğümde, iki zihnin kesişmesinin kaçınılmaz olduğunu farkettim. Soyut olana bakışı, dokuyu vurgulayışı, üç boyutlu ifadeye yatkınlığı, mekanı oluşturabilme becerisi, kompozisyon, renk ve formla kurduğu cesur ilişkisi ve alanları sorgulayışındaki dinamizmin etkisinde kalmamak mümkün değildi.” – Burcu Aksoy
Sergi 31.05.2021 tarihine kadar ziyaret edilebilir.
PİLEVNELİ Dolapdere, “Makine Hatıraları: Uzay”, Refik Anadol
PİLEVNELİ, üç yıl aradan sonra Refik Anadol’un yeni kişisel sergisini gerçekleştireceğini açıklamaktan mutluluk duyar. 25 Nisan 2021 tarihine kadar PİLEVNELİ Dolapdere’de izlenebilecek “Makine Hatıraları: Uzay” sergisinde, Anadol’un daha önce sergilenmemiş son dönem çalışmaları yer alıyor.
Los Angeles’ta bulunan Refik Anadol Studio’nun İstanbul’da bugüne kadar gerçekleşen en kapsamlı kişisel sergisi “Makine Hatıraları: Uzay”, astronomik araştırmaların insanlık tarihindeki yerini gözler önüne seren ve uzayla ilgili büyük veri kümelerine ışık tutan yeni bir kavramsal çerçeve sunuyor. Sergi, görünmez uzay verilerini, kamusal sanat sayesinde dışa vurulabilen duygularla birleştirip şiirsel metaforlar oluşturuyor.
“Makine Hatıraları: Uzay”, hafta içi her gün 10.00-18.00 saatleri arasında ücretsiz olarak izlenebiliyor.
Sergi öncesi Refik Anadol’un eserleri hakkında detaylı bilgi edinmek için tıklayın.
Pilevneli Gallery, Refik Anadol & Esra Gülmen
Refik Anadol’un PİLEVNELİ’de devam eden yeni sergisi “Makine Hatıraları: Uzay” kapsamında üç ayrı edisyon baskı hazırlandı. Sanatçının ISS teleskopunun verilerini kullanarak oluşturduğu yapıtının edisyon baskıları 130 x 92.7 cm ebatlarında, 200 gr. Hahnemühle kağıt üzerine Fine Art baskı ve alüminyum sıvama. Her bir eserin edisyon sayısı, açık edisyon sistemiyle, sergi bitimine (25 Nisan 2021) kadar üretilen baskı sayısı ile belirlenecek. Edisyonların maksimum sayısı ise 100 olarak belirlendi. Baskılar, sergi bitimi ardından teslim edilecek.
Esra Gülmen’in “Turkey” adlı eseri LBGTQ-IA+ bireylerin görmezden gelinmesini yorumluyor. 36 x 36 cm (çerçeveli), 200gr. Hahnemühle kağıt üzerine giclée baskı tekniğindeki 2020 tarihli edisyon, imzalı olarak 100 adet hazırlandı.
Mixer, Alp İşmen & Yüksel Dal, “Olağanüstü Denklikler, İnce Benzerlikler”
Mixer’in ana galeri mekanında Alp İşmen ve Yüksel Dal’ın çalışmalarını Nergis Abıyeva küratörlüğünde bir araya getiren “Olağanüstü Denklikler, İnce Benzerlikler” adlı sergi yer alıyor.
Olağanüstü Denklikler, İnce Benzerlikler, Alp İşmen ve Yüksel Dal’ın çalışmalarını birbirine paralel izlenen denkliklerle sunarken izleyiciye her bir sanatçının pratiğini kavrama fırsatı da veren bir kişisel sergi deneyimi sunuyor. Adını Umberto Eco’nun Foucault Sarkacı romanından alan sergi, ilk bakışta, hemen görünür ve kavranır olanın değil, derinleştikçe, katmanlarına inildikçe fark edilenin izini sürüyor. Sergi 3 Nisan 2021 tarihine kadar Mixer’de görülebilir.
NG Agency & ArtWorks, “Çizginin Ötesinde”
Mercedes-Benz’in, gücünü ilham veren kadınlardan alan She’s Mercedes platformu kapsamında sponsorluğunu üstlendiği, “Çizginin Ötesinde” sergisi kapılarını sanatseverlere açtı. Uzun yıllardır sanat projelerine yer veren NG Agency & Artworks’ün gerçekleştireceği sergi, yaratıcı, ilham veren Türk resim ve heykel sanatının başarılı kadın temsilcilerini bir araya getiriyor. Heykeltıraş ve iç mimar Seda Eyüboğlu, ressam Aysun Akbulut, ressam Deniz Say, ressam Renan Ertosun, heykeltıraş Nilay Özenbay, ressam Canan Ustaoğlu Savaş ve seramik sanatçısı Defne Samman’ın, kadının derin, incelikli zarafetini yansıtan eserlerinin yer aldığı “Çizginin Ötesinde” sergisi, 6 Mayıs tarihine kadar NG Agency & ArtWorks’de ziyaret edilebilecek. Aynı zamanda online platformdan da açılan sergiyi ziyaret edebilirsiniz.
Mixer, Leyla Emadi, “Gel-Git”
Gel-Git, Leyla Emadi’nin son bir yılda yaşadığı zorunlu değişimler ve toplumsal sorunlarla çalışmalarının nasıl evrildiğini izlememize fırsat sunuyor. Sergi, konfor alanlarımız ve bunun tam zıttı olan bilinmezlik-belirsizlik hallerini sorguluyor. Sanatçı, sergide yer alan çalışmalar ile konfor alanlarımıza ve bu alanlarda mutlu mesut yaşarken ansızın karşımıza çıkan; kontrol edemediğimiz durumlar karşısındaki bocalamalarımız ve duygu durumlarındaki iniş çıkışlar ve gelgitlerin yarattığı belirsizlik halinin “ruh”ta yarattığı “yıkım”a odaklanıyor. Sergi 3 Nisan 2021 tarihine kadar Mixer’de görülebilir.
Mixer “LENS’21: Video Sanatında Kişisel Anlatılar”
Mixer, 2019 yılında fotoğrafa odaklanarak ilkini gerçekleştirdiği LENS sergi serisinin ardından bu sene bir üretim aracı olarak videoyu daha geniş bir perspektiften ele alıyor. Sanat kurumları arasında işbirliğinin gücüne inanan Mixer, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır’da paralel olarak gerçekleşecek konuşmalar ve online gösterimler ile Bilsart, Monitör ve Loading’i Lens’21 sergisi kapsamında bir araya getiriyor.
Videonun, sanatsal ifade biçimi olarak gelişiminde etkin rol üstlenen sanatçıların; kişisel anlatılarından yola çıkarak oluşturdukları çalışmaları bir araya getiren Lens’21 sergisi, 15 Nisan – 29 Mayıs tarihleri arasında Mixergaleri alanı ve Bilsart’ta izleyici ile buluşacak. Cengiz Tekin, Çağrı Saray, Erkan Özgen, Ferhat Özgür, Hale Tenger, Neriman Polat, Nil Yalter, Özgür Demirci ve Vahap Avşar’ınçalışmaları Mixer’de yer alırken, Ali Şentürk’ün ‘’Hafif Derinlikte Açığa Çıkan Birtakım İhtimaller’’ başlıklı video yerleştirmesi ise Bilsart’ta ziyaret edilebilecek.
Sanatorium, Agnès Guillaume “Let’s Escape / Kaçalım”
Agnès Guillaume’un işleri kinayeli, metaforik, asla gerçekçi olmayan, ancak yine de varoluşsal bir gerçeklikle bağlantılı olmalarıyla birleşiyor. Paul Ardenne’in belirttiği gibi Guillaume’un işleri, varoluş olgusu ve yaşam boyu şu soruları sorarak düşünme üzerine kafa yormakla meşgul: Doğru yönü seçip seçmediğimizi hiç bilebilir miyiz? Nasıl ve ne ile var oluruz? Sevgi, talihsizlik, direnç, akışa bırakmayla mı? Ölümlü kaderimizin eylemlerimize uyguladığı korku ve odakla mı? Sığındığımız hayal gücüyle mi?
“Kaçalım” ile sanatçı, meditatif hali kendi üzerine düşünmeye ve gerçeklikten kaçmak için birer davet olarak iki farklı yöne itmeyi amaçlıyor. İnsan olmanın ne anlama geldiğini, özellikle psişe açısından derinlemesine sorgulayan sanatçı, işlerinde bu meditatif hale kapı açmak için, tümü tanınmaz haldeki bedensel biçimlerle karışmış su, kum, kaya, rüzgar ve ışık gibi çeşitli doğa unsurlarını kullanıyor.
Somuttan bir kaçış ve her türlü kesinlik ve tekil düşünce yapısının karşısında olarak sergi, daha açık fikirli, eleştirel ve kişisel bir bakışla gerçekliğe geri dönüş için bir çağrı niteliği taşıyor. Sergi 4 Nisan 2021 tarihine kadar Sanatorium’da görülebilir.
Sanatorium, Farid Rasulov “Kurban Olurum – Sacrifice Myself”
Sanatorium, Farid Rasulov’un ‘‘Kurban Olurum’’ başlıklı Türkiye’deki ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. “Kurban Bayramı”nın bir incelemesini sunan sergi, bu bayramın kasıtlı olmadan sembolize eder hale geldiği açgözlülük ve aşırılığı sorguluyor. Sanatçı absürdizm, hiciv ve grotesk yöntemler kullanarak bu kadim uygulamanın sürekli değişen modern çağımızda tekrar ele alınmasını sağlıyor.
Rasulov, bir hayvanın kesilmesini şart koşan, İslam’ın başlıca bayramlarından biri olan Kurban Bayramı’nı sergisi için bir çıkış noktası olarak alıyor. İbrahim Peygamber’in Tanrı’ya itaat ederek oğlunu kurban etme isteğinin sembolü olarak kesilen hayvan, geleneksel olarak akrabalar, ev ve ihtiyacı olanlar arasında paylaştırılırdı. Ancak bu gelenek son zamanlarda kurban, statü ve servetin bir göstergesi haline geldi.
Yuxularin Yuxusu (Düşlerin Düşü) adlı yeni filminde Rasulov, bir hastane odasında geçen dramatik ve komik bir anlatı yaratıyor. İki doktorun konuşurken bayram için giydirilmiş bir koyunu parçalarına ayırdıkları ve iç organlarıyla bir dolu mücevheri karıştırdıkları görülüyor; kara mizah ve ironiyi bir arada içeren sahne, etkinlikle ilişkilendirilen absürt maddiyata dikkat çekiyor. Sergide Rasulov bu filmi bir enstalasyon formunda daha da detaylandırıyor. Bu yolla giysiler, altın süsler ve medikal donanım gibi çeşitli aksesuarlarla kurduğu grotesk bir anlatı sunuyor. Rasulov sergiyi yeni, büyük ölçekli resimler sunarak tamamlıyor. Tasvir edici bir yaklaşıma sahip işler karnavalesk bir Kurban Bayramı’nı betimliyor. Sergi 20 Nisan’dan itibaren 23 Mayıs tarihine kadar görülebilir.
Bu sergi ilk olarak ‘‘Qurban Olum’’ başlığıyla Suad Garayeva-Maleki küratörlüğünde YARAT Contemporary Art Space’de sergilenmiştir.
Arter Dinleyen Gözler İçin, Dick Higgins Albüm Sayfası
Arter Koleksiyonu’ndan oluşturulan ve küratörlüğünü Arter Kurucu Direktörü Melih Fereli’nin üstlendiği Dinleyen Gözler İçin başlıklı sergi, çoğu müzikle güçlü bir bağ kuran yirmi üç yapıtı bir araya getiriyor. Ziyaretçiler, galeri alanına hakim olan sessizliğin içinde yapıtlardan yükselen “sesleri” keşfetmeye ve hayal etmeye davet ediliyor. Sergi, 25 Temmuz’a kadar görülebilir.
David Tudor tarafından tasarlanan ve Composers Inside Electronics, Inc. tarafından gerçekleştirilen Yağmur Ormanı V (varyasyon 3) başlıklı etkileşime açık yapıt ise “Sesli Dizi”nin dördüncü sergisi olarak yine Melih Fereli’nin küratörlüğüyle Karbon’da deneyimlenebilecek. Dinleyen Gözler İçin ve Yağmur Ormanı V (varyasyon 3) sergileri birbiriyle yakından ilişkilenerek ses ve sessizlik kavramları üzerinden tek bir sergi gibi de işliyor. Yağmur Ormanı V, 11 Temmuz’a kadar görülebilir.
Arter Koleksiyonu’ndan oluşturulan ve küratörlüğünü Kevser Güler’in üstlendiği Gökcisimleri Üzerine başlıklı grup sergisi, yaşamsal bir biraradalık düzleminin bugün yeniden düşünülebilir ve inşa edilebilir olmasına dair sorulara odaklanıyor. Yirmi sekiz sanatçının yapıtlarını kapsayan sergi, var olanların bir araya gelme ve dağılma biçimlerini, ilişki kurma tarzlarını, birbirlerine mesafe alma ve yakınlaşma yollarını birlikte düşünmeye davet ediyor. Sergi, 25 Temmuz’a kadar görülebilir.
Evin Sanat Galerisi, Karma Sergi
1996 yılından beri Bebek’te sanat etkinliklerine devam eden Evin Sanat Galerisi 2021 ile beraber 25. yılını kutluyor.
Kurulduğu günden beri devam ettirdiği misyonla, ülkemizde üretilen plastik sanatları sadece İstanbul da değil farklı illerde de sergiler gerçekleştirerek sanatseverlerle buluşturmuştur. 25. Yılında isimli sergi kapsamında Nuri İyem, Nasip İyem, Rahmi Aksungur, Cansen Ercan, Temür Köran, Ahmet Elhan, Hakan Gürsoytrak, Orhan Cem Çetin, Murat Germen, Zulal, Emin Turan, Setenay Alpsoy’un yeni eserleriyle, galerinin tarihinden notları ve anıları sanatseverlerle buluşturacak.
25. yılına özel 2 Mart – 9 Nisan 2021 tarihleri arasında gerçekleşecek yeni sergisinde Rahmi Aksungur, Cansen Ercan, Temür Köran, Ahmet Elhan, Hakan Gürsoytrak, Orhan Cem Çetin, Murat Germen, Zulal, Emin Turan, Setenay Alpsoy’un özenle seçilmiş son dönem yapıtlarına yer verecektir. Sanatseverler, yeni eserlerin keşfinin yanında Evin Sanat Galerisi’nin tarihine göz atacakları bu sergi 9 Nisan 20201 tarihine kadar görülebilir.
Galeri Selvin, Ekrem Kadak “Süpür II”
Yaşamı boyunca Kapadokya’ya ilgi duyan Ekrem Kadak için Kapadokya, resmine eklentiler oluşturma sürecinin önünü açan deneysel bir sürecin başlangıcı niteliğinde. Cam paletin diğer yüzündeki büyü onu dünyada cam altı resmi konusunda neler yapıldığını araştırmaya yönlendirmiş ve şimdi ise 20.yy da büyük sanatçıların ilgisiyle zanaattan sanata evrilen bu duruma çağdaş göndermeler oluşturarak çalışmalarına devam ediyor.
2018 AANKSRS Sanat kurumu yılın sanatçısı ödülüne layık görülen Ekrem Kadak‘ın “Süpür II” isimli sergisi 17 Nisan tarihine kadar Galeri Selvin’de görülebilir.
Cocoon, Bayburt’tan İstanbul’a Maske/ Çağrışımlar
Baksı Müzesi’nde sergilenen Maske/Çağrışımlar, Contemporary Istanbul Vakfı’nın iş birliği ile bu kez İstanbul’da sanatseverlerin ilgisine sunuluyor. Vakfın, Fişekhane’de bulunan ilk üretim ve sergi mekanı Cocoon’da, 21 Nisan tarihine kadar gezilebilecek sergide; 20 sanatçı ve tasarımcının maske yorumlamaları yer alıyor. “Sergide hayatımızın asıl unsurlarından biri halen gelen maskeler, sanatçı ve tasarımcıların yorumları ile tekrar şekilleniyor ve sanat-tasarım yolu ile maskelerle barış yolu aranıyor”
Çağdaş sanatı daha geniş kitlelere ulaştırmak, gençleri koleksiyoner olmaya teşvik etmek ve bununla birlikte sanatçıları desteklemek, uluslararası ve ulusal kuruluşlar ile geliştirilen eğitim programları ile sanatın farklı alanlarında farkındalık yaratma misyonu ile 2019 yılında faaliyetlerine başlayan Contemporary Istanbul Vakfı, Fişekhane’nin tarihi dokusunda bulunan mekanı Cocoon’da İstanbulluları sanatla buluşturmak için Maske/Çağrışımlar sergisini Baksı Müzesi ile yaptığı iş birliğiyle İstanbul’da da sergilenmesini sağladı. 2021 yılında ajandasındaki eğitim programlarının yanı sıra belirli dönemlerde sergilere ve koleksiyon seçkileri ile de sanatseverlere kapılarını açacak Contemporary Istanbul Vakfı, bu kapsamda bu yılın ilk sergisinde 20 sanatçı ve tasarımcının, maske yorumlamalarının yer aldığı Maske/Çağrışımlar sergisine ev sahipliği yapacak. Baksı Müzesi koleksiyonuna bir 20. yıl armağanı olan ‘Maske/Çağrışımlar’ adlı sergide, 20 sanatçı ve tasarımcının, maske yorumlamaları yer alıyor.
Daire Sanat, Özge Enginöz “Alfabe” & Özgül Kahraman “Üç İhtimal Üzerine”
Daire Sanat’ın ev sahipliği yaptığı Açık Atölye Sanatçı Programı’nın yeni dönem sanatçıları belli oldu. 15 Mayıs 2021 tarihine kadar Daire Sanat’a konuk olacak sanatçılar Fırat Arapoğlu, Örge Tulga, Sevil Binat, Evrim Kavcar ve Elif Öner’in oluşturduğu Seçici Kurul tarafından Özge Enginöz ve Özgül Kahraman olarak belirlendi. Sanatçılar bu tarihler arasında atölyelerini Daire Sanat’ın Cihangir’deki mekanında kuracak ve başvurularındaki projeleri üzerinde çalışacaklar. Sanatçı atölyeleri 15 Mayıs 2021 tarihine kadar her Salı ve Perşembe günü saat 11.00- 18.30 arası Daire Sanat’ta görülebilir.
Özge Enginöz konuk sanatçı programı kapsamında bu üç ay boyunca Alfabe adlı projesi üzerinde çalışacak. Sanatçı, Virginia Woolf’un Deniz Feneri kitabı ve günlüklerinden alıntıladığı cümlelerle kolajlarını bir araya getirerek bir video kitap tasarlayacak. Sesli metin ve kolajlarla bir bütün oluşturacak kitabı program sonrası basım aşamasına getirmek ise projenin ikinci basamağını oluşturacak.
Özgül Kahraman, son altı aydır görme yetersizliğinin insan yaşamına yansımaları üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu bağlamda görme engelli bir öğretmenin desteğiyle Braille alfabe sistematiğini öğrenen sanatçı, çalışma pratiğine yansıyan bu yazı sistematiği Üç ihtimal Üzerine adlı projesinde kullanıyor. Görme yetersizliği olan bireylerin yaşam dinamiklerinden ilham alan Üç İhtimal Üzerine, projesi iletişimin imkân ve imkânsızlıklarını, insanın soyut olarak inşa ettiği yaşam dinamikleriyle sorgular. Tikelden tümele doğru yol alan bu çalışma serisi, görmeme ya da az görmeden kaynaklı eşitsiz durumları, insan yaşamındaki anlamlandırma ölçütlerini anlamsızlaştırarak sorgular.
x-ist, “Ak-sayanlar”
Art Unlimited tarafından oluşturulan “Ak-sayanlar” serisi, x-ist işbirliğiyle matbu dergi ortamından sergi mekanına taşınıyor. 15 ismin ikili birlikteliğinden doğan 8 üretimin yer aldığı karma sergi “Ak-sayanlar”17 Nisan 2021 tarihine kadar x-ist’te görülebilir.
Güncel sanat dergisi Art Unlimited tarafından 2017 yılından bu yana düzenli olarak yayımlanan “Ak-sayanlar”; farklı alanlarda üretimlerini sürdürenlerin ortak çalışmalarıyla filizlenen yeni birliktelikleri ve çalışma pratiklerini görünür kılmayı hedefliyor. “Sanat ve sanatla ilişkilenen farklı disiplinler bugün nasıl yan yana gelebilir?” sorusu etrafında, Ak-sayanlar serisi, vesile olduğu birliktelikleri daha sıkı dokumak, alanlar arası beslenme olanaklarını ve ilişkilenme şekillerini incelemek üzere dergi mecrasından çıkarak x-ist’in galeri mekanında sergiye dönüşüyor.
Merve Akar Akgün ve Çınar Eslek tarafından hazırlanan “Ak-sayanlar” serisinin x-ist’e taşınan formatında katılımcı olarak Ece Eldek ile Emin Alper, Ferhat Özgür ile Süreyyya Evren, Kemal Özen ile Şebnem İşigüzel, Kirkor Sahakoğlu ile Tayfun Pirselimoğlu, Murat Palta ile Gülfem Pamuk, Neriman Polat ile Sema Kaygusuz, Pınar Öğrenci ile Fırat Demir eşleşiyor; Orhan Cem Çetin ise kendi içinde ürettiği edebiyatçı partneriyle yer alıyor. Seri için bir araya gelen yazarlar, yönetmenler, şairler ve sanatçılar dergi sayfalarında geliştirdikleri diyalogları sergi hazırlığı sürecinde yeni sorular, formlar ve kavramlar ile mekana göre yeniden biçimlendiriyor. Sergi mekanına yayılan sekiz farklı karşılaşma kimi zaman ortak, kimi zaman da dergide yer alan diyaloğun çağrıştırdığı ayrı ayrı üretimlere evriliyor. Katılımcıların bireysel tecrübeleri, ortaklıkları ve diyaloglar arası ilişkiler sergide farklı kesişmelere olanak sağlıyor. “Ak-sayanlar”, 17 Nisan 2021 tarihine kadar x-ist’te görülebilir.
Artopol Gallery, Grup Sergisi “Bir Hayalim Var”
Artopol Gallery ev sahipliğinde Hakan Kürklü’nün küratörlüğünde şekillenen “I Have A Dream – Bir Hayalim Var” adlı 11 sanatçıdan oluşan grup sergisi 4 Mart 2021’de canlı ve keyifli bir baharı müjdeledi.
Bir sanat eseri nasıl üretilir? Teknik bilgi, yaratıcı fikir ve bu ikisini bir araya getirerek yeni bir biçim kazandıran hayal gücüyle… Yeri geldi mi en katı sanat geleneklerini yıkan, sanat tarihinde kırılmalar yaratan hayallerin gücüyle…
Her eserin alt metni olan bu güç, yeni sergimiz için bir ilham kaynağına dönüşüyor. Kendi iç zenginliklerini kişisel ve sağlam üsluplarıyla buluşturan sanatçıların güçlü figürleri ve soyut dünyaları, özlediğimiz sanat ortamını vadediyor. Sonrasında ise sıra, izleyicinin hayallerine geliyor. Kırmızı rengin kuvvetli ve canlı kapsayıcılığında bir araya gelen sanatçılar, uzun süredir ihtiyaç duyduğumuz keyifli ve sanat dolu bir etkinliğin kahramanları olarak, bize güzelliklerin ulaşılabilirliğini anlamlı çizgilerle gösteriyor. Sergi 4 Nisan 2021 tarihine kadar Artopol Gallery’de görülebilir.
EKAV Gallery, Nezih Çavuşoğlu “Reçetesiz II”
EKAV / Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı, içinde bulunduğumuz zor pandemi dönemine hitaben sanatın büyüleyici ve tedavi edici gücüne dikkat çekerek 13 çağdaş sanatçının yer aldığı, Nezih Çavuşoğlu’nun küratörlüğünü üstlendiği “Reçetesiz II” isimli karma sergiye 7 Mayıs 2021 tarihine kadar Ekavart Gallery’de ev sahipliği yapıyor.
İnsanoğlunun bugüne kadar yarattığı en kalıcı değer daima sanat olmuştur. İnsanlığı bütünleştiren sanat tarih boyu toplumsal travmaların tedavisinde çok önemli bir rol üstlenmiştir. Dünya sanatçılarının ve kendi sanatçılarımızın pek çoğu başyapıtlarını bu travmatik dönemlerde üretmişlerdir.
EKAV, Yaşadığımız bu zor günlerde, 2017 yılında EKAVART GALLERY’de ilkini gerçekleştirilen – R E Ç E T E S İ Z – karma sergimizin 2.sini gerçekleştirerek sanatın büyüleyici ve tedavi edici gücünü bir kez daha ortaya koyarak, düşündüren kavrayan ve umut dolu bir ortamı sanat izleyicisi ile buluşturuyor. İnsanoğlu sanatla bütünleştiğinde ruhsal bir zenginliğe ulaşır ve bu durum zihinsel bir arınma ve aydınlanma sürecini de beraberinde getirir. Sanatın bu olağan üstü özelliği tamamlayıcı bir tedavi niteliğindedir ve üstelik – R E Ç E T E S İ Z D İ R. “Reçetesiz” sergisinde yer alan sanatçılar herhangi bir kavrama, kurguya bağımlı kalmadan, yapıtlarını hür olarak üretmişlerdir. Bora Aşık, Börte İpek, Carole Turner, Cengiz Yatağan, Eda Baysal, Erkut Terliksiz, Eyüp Ataş, Horasan, Jinoos Misaghi, Kemal Özen, Nezih Çavuşoğlu, Nurdan Likos ve Seçil Erel’in eserlerinin yer aldığı sergi 7 Mayıs tarihine kadar EKAV Gallery’de görülebilir.
Galeri Diani, “Kök”
Sanatçılar Gülseren Südor, Hale Sontaş, Hülya Düzenli, Zeynep Dilek Çetiner, Sema Bicik, Tuba Önder Demircioğlu’nun ‘KÖK’ kavramını merkeze alarak işaretlediği üç temel anlayışı aydınlatmaya çalışıyor. Küratörlüğünü Telga Südor Mendi’nin üstlendiği sergide ayrıca onur sanatçısı olarak Eren Eyüboğlu’nun da eserleri yer alıyor.
Birbirinden çok farklı ve öznel yapıtlar üreten ve hatta farklı kuşaklardan olan bu yedi güçlü kadın sanatçı ‘kadının’ isteyerek ve çoğunlukla da istemeden yüklendiği üç görev üstünde yoğunlaşarak ‘KÖK’ kavramını açmaya ve izleyiciyle bütünleştirmeye çalışıyorlar. Karşı: Tüm engellere karşı güçlü kalmayı Öteki: Ötekileştirme ve Öteki olmayı Kahraman: ise istemeden de olsa tabulaştırılmayı aynı zamanda da gücü iyi yönde kullanıp öncü olmayı temsil ediyor.
Sanatçılar son bir yıldır yaşamakta olduğumuz Covid-19 salgını nedeniyle yalnızlaşma ve bireyselleşmenin düşüncelerimize ve bilinçaltımıza yoğunlaşmamıza neden olduğu düşüncesinde birleşirken ‘KÖK’lerimize dönüp bir bakıma aydınlandığımızı ve yeni bir geleceği olgunlaştırmanın temelini oluşturduğumuzu dile getiriyorlar. Sergi 20 Nisan 2021 tarihline kadar Galeri Diani’de görülebilir.
Anna Laudel İstanbul, Karma Sergi “Love Over Entropy”
Anna Laudel İstanbul, güzelliğin ve dayatılan tüketim kültürünün “standart” olduğu ekosistemde, aklın mercek altına alındığı “Love Over Entropy” isimli karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Ayça Okay’ın ve koordinatörlüğünü Lal Batman’ın üstlendiği sergide, farklı teknik ve materyallerle üretim yapan 19 sanatçının yakın dönem eserlerinin yanı sıra sergiye özel ürettikleri yeni eserleri de yer alıyor.
“Akıl” unsurunun potansiyeli ve yarattığı hazza gönderme yapan “Love Over Entropy”, kişinin bir diğerinin zekasına, entelektüel oluşuna ve aklına çekim duyması anlamına gelen sapyoseksüellik kavramına dikkat çekiyor. Yeni toplum tasarımlarının aklı ne denli etkileyici hale getirebileceğini yansıtan ve bu konuda karşımıza çıkan bir takım sorulara cevap niteliği taşıyan seçkide yer alan sanatçılar, farklı teknik ve malzeme dilinin yarattığı etkileyicilik ile hem akla hem duygulara karşı koyarken, izleyicileri aklı ne derece çekici bulduklarını sorgulamaya davet ediyor.
Fotoğraf, enstalasyon, video, plastik sanatlar, heykel ve neon işleri dahil olmak üzere farklı tekniklerde üretilmiş, disiplinlerarası bir seçkinin yer aldığı “Love Over Entropy” sergisi 29 Nisan 2021 tarihine kadar Anna Laudel İstanbul’da görülebilir.
Art On, Olgu Ülkenciler “Meneviş”
Sergiye ismini veren “meneviş” sözcüğü, “bir yüzeyde ışık ile oluşan renk dalgalanmaları, parlaklık” ve Farsça “hare” anlamına geliyor. Sanatçı, bu sözcükten hareketle resim yüzeyini problematize ettiği sergisinde, içinden geçtiğimiz zamanı romantize etmeden anlama gayreti ile yüzeyde araştırdığı yeniliği, değişimi bir arada sunuyor.
Olgu Ülkenciler, insana olan inancını, insanın eksiltildiği gelecek kurguları içinde bir kere daha yineliyor ve serginin bütününe bu umudu yerleştiriyor. Meneviş sözcüğünün edebiyatta ve halk arasında tam da böyle bir umudu simgelediğine inanan sanatçı, sıradan insanlar için hayatı yaşanılır kılanın, bir umut ışığıyla beliren parıltı olduğunu düşünüyor.
Olgu Ülkenciler, “yeniden insan” demeyi sürdüğürdüğü “Meneviş” ile insanı, yeryüzünün parıltısı olarak öne çıkarıyor ve insanca yaşama hakkını savunuyor. Olgu Ülkenciler’in altıncı kişisel sergisi “Meneviş,” 22 Nisan tarihine kadar Art On İstanbul’da görülebilir.
Versus Art Project, “Fluid Dynamics”
Fluid Dynamics, “akışkanlık” kavramına, bu kavramın birey-mekân ilişkisi içinde doğa, kent ve sanal mekânlar üzerindeki yansımalarına ve yaşamın içindeki akışkanlık vurgusuna odaklanır. Sergi, adını hareket hâlindeki sıvı, gaz ve plazmaların davranışlarını inceleyen “Akışkanlar Dinamiği”nden alır. Bu alan, birbiriyle çarpışan moleküllerden oluşan akışkanların bitimsiz hareketine dair ölçümlemelerle ilgilenir.
Sergi, akışkanlık kavramıyla ilerleyen bir küratöryal aks üzerine kurulmuştur. Bu aks, doğada en primitif haliyle bulunan “su”dan yola çıkar, doğanın içindeki akışa ve akışkanlığa, suyun mitolojik ve biyo-politik referanslarına değinir. Salt yerkürenin değil, bedenin içindeki sıvılarla da ilgilenir. “Su”dan hareketle, “akışkanlık” kavramına ve bu kavramın beraberinde getirdiklerine varıp, insan bedeninin doğayla olan iletişiminde akışkanlığın yerini araştırır. Akışkanlık kavramına uzak bir gönderme olarak düşünülebilecek olan ateş de sergide önemli bir yer tutar. Gezegenin çekirdeğinden akışkan bir ateş olarak yüzeye çıkan lav, volkanik coğrafî kesitler, kurşun ve diğer katı maddelerin eriyerek form değiştirmesiyle bizler için referanslarının ve ürettikleri anlamların da değişmesi gibi noktalara değinir. Akışkanlığın esnekliğe varışı, adapte olma yeteneği ve hayatta kalma becerisi üzerinden, aksın sonraki uğrak noktaları betonun akışkanlığı ve kent hayatının içindeki devinimdir. Sergi 8 Mayıs 2021 Tarihine kadar Versus Art Project’de görülebilir.
Simbart Projects, Dilara Göl “Disorder”
Dilara Göl ‘Disorder’ adlı sergisi, Simbart Projects Çukurcuma’da gerçekleşen ilk kişisel sergisinde bir akıl hastasının yazdığı mektuplardan yola çıkarak ürettiği son dönem çalışmalarıyla yer alıyor. Kişinin hastalığından ziyade, içinde barındırdığı duyarlılık ve o duyarlılığın sergi alanında kurgulandığı bir dünya yaratıyor. Sanatçının tanımadığı bir insanın içsel yolculuğuna eşlik ediyor olması aidiyet duygusunu pekiştiriyor. Birtakım hassasiyetleri ve kişinin taşla kurduğu ilişkileri ele alan sergi, aslında bir bakıma normal ve anormal yargıları üzerinden bir eleştiri barındırıyor.
Mektuplarda hastanın elinden bırakmadığı taş, hasta için patolojik bir simge işlevini görüyor. Bu kişinin taşta bir kimlik araması, ona anlamlar yüklemesi ve taşın bir belleği olduğuna inanması, anlamsız gibi görünen bir nesne ile kurulan ilişkiyi, insanın varoluş kaygısını, kendi mevcudiyetini ve dünyanın algılanmasına dair detayları içeriyor.
Göl, sergideki çalışmalarında sembolik bir dışavurumu reflekssel olarak benimseyerek hasta ile kurduğu organik bağda ortaya çıkan kavramları empatik seçimler üzerinden üretimlerinde ortaya koyuyor. İçgüdüsel bir istifçilikle atölyesinde ve defterlerinde biriktirdiği semboller; esinlendiği kişinin ruhunda istiflediği olgular ile kucaklaşıyor. ‘Disorder’ sergisinde kavramların plastik karşılığını farklı medyumlar üzerinden izleyici ile paylaşan sanatçı, üretimlerinde sembolist bir yaklaşımla metaforlar aracılığıyla yalın bir yüzey ortaya koyarken; serginin bütününde şiirsel bir platform yaratıyor. Sergi 18 Mart’tan İtibaren 8 Mayıs tarihine kadar Simbart Projects Çukurcuma’da görülebilir.
Sapphire Art, Recep Çiftçi “Vanity”
Sanatçının tutarlı bir ahenge ulaştığımızda hakikatin netlik kazanacağını vurgulayan eserlerinde ilk bakışta soyut bir renk kompozisyonu görülmektedir. Çıplak gözle soyut bir resim olarak görülen eserlere cep telefonlarınızın kameraları ya da fotoğraf makinelerinin kadrajından yani bileşik mercekle bakıldığında ise bir suret ortaya çıkar; yani gerçeği görebilirsiniz.
Recep Çiftçi’nin merak yaratan eserlerini, residence algısına farklı bir yaklaşım getiren Sapphire Residence’ın lounge alanında yer alan Sapphire Art’ta görebilir; çıplak göz ve mercek arasındaki farkı birebir deneyimleyebilirsiniz.
Recep Çiftçi imzalı eserlerin yer aldığı ‘Verity’, Sapphire Art’ta yer alan ilk solo sergi olarak da dikkat çekiyor. Sanatçının ‘Bir tuvalde iki tablo’ mottosuyla son zamanlarda ilgi gören ve tamamı optik illüzyon tablolardan oluşan eserlerinin yer aldığı ve Küratörlüğünü Feride Çelik’in üstlendiği VERITY Koleksiyonu Mayıs ayı sonuna kadar kadar sanatın yeni adresi Sapphire Art’ta görülebilir.
Pera Müzesi, Etel Adnan “İmkansız Eve Dönüş”
Rum olan İzmirli bir anne ve Şamlı Osmanlı subayı olan bir babanın çocuğu olarak 1925’te Beyrut’ta çok yönlü bir aile ve coğrafyada doğmuş sanatçının bu zengin kimliğinin izlerini eserlerinde görmek mümkün. Çevresindeki dünyayı doğallıkla yorumluyor, özgün soyut manzaraları ve özellikle dağları renk, yazı, hafıza ve zaman gibi konuları işlediği eserleri dünyayla kurduğu hassas ve dinamik ilişkiyi yansıtıyor.
Yaşamından eksik olmayan savaşlara, siyasal ve toplumsal olaylara kayıtsız kalmayan Etel Adnan, üretimlerinde iki temel ifade aracını, yazıyı ve resmi, bazen birbirinden ayrı bazen birbirinin içinde kullanıyor.
Ressam, yazar ve şair Etel Adnan’ın yüz yıla yaklaşan yaşamının tüm üretim dönemlerini kapsayan retrospektif niteliğindeki bu sergiyi 8 Ağustos’a kadar Pera Müzesi’nde ziyaret edebilirsiniz.
Akademililer Sanat Merkezi, Gizem Enuysal
Figüratif Türk resminin genç temsilcilerinden Gizem Enuysal’ın yeni kişisel resim sergisinde, günlük hayat sahneleri, çocuk portreleri, otoporte temalı resimlerin yanı sıra guaj ve kuru boya tekniğiyle yapılmış olan kağıt serisinden resimler yer alıyor. Beyoğlu’nda gözlemlediği kozmopolit hikayeleri kayıt altına alan ressam, kendi resim anlayışının bir parçası olan hikaye unsurunu da sosyal medyada sıkça kullanılan bir dille ifade ediyor. Gizem Enuysal Resim Sergisi ziyaretleri sırasında HES kodu zorunludur. Bu nedenle sergiyi ziyaret etmek isterseniz öncesinde randevu alınması gerekmektedir. 8 Mayıs 2021 tarihine kadar, Akademililer Sanat Merkezi’nde randevu alarak sergiyi ziyaret edebilirsiniz.
Randevu için: 02122450229
Galeri 77, Mehmet Resul Kaçar “Güllerin Ovası”
Mehmet Resul Kaçar’ın “Güllerin Ovası” isimli İstanbul’daki ilk kişisel sergisine Galeri 77 ev sahipliği yapıyor. Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde bulunan Demo Köyü’ndeki Güllerin Ovası bölgesinden ismini alan seçkide sanatçının resimleri dışında bir de video çalışması bulunuyor. Yapıtlarında doğup büyüdüğü coğrafyayı konu alan sanatçı, “Güllerin Ovası” sergisinde, bir tarafta doğa manzaralarını kendine has bir plastik dille aktarırken diğer tarafta insanların hayvanlara uyguladığı istismar ve şiddet arasındaki ilişkiyi irdeliyor.
Sanatçının “Güllerin Ovası” isimli İstanbul’daki bu ilk kişisel sergisi Galeri 77’nin Karaköy’deki mekânında 2 Mayıs tarihine kadar sanatseverler tarafından ziyaret edilebilir.
Ferda Art Platform, Seydi Murat Koç “Ertesi Gün”
İzleyiciye sunulan, hayvanların ve bitkilerin hakimiyeti ele geçirdiği bir distopyadaki modern kent manzaraları, Koç’un çizim ve resim arasında yaptığı güçlü sentezle varoluyor. Üretim süreci boyunca farklı medyumlardan yararlanan sanatçının, kalın renkli boya tabakalarıyla çizdiği distopik desenleri beyaz impastoyla kaplıyor ve yüzey ile altta yatan renkli zemin arasında yarattığı karşıt bağlantıyla doğa ve insanlık arasındaki varoluşsal mücadeleye dikkat çekiyor.
Seydi Murat Koç’un sergisi 30 Nisan 2021 tarihine kadar Ferda Art Platform’da izlenebilecek.
x-ist,Burak Dak-Gökhan Gökseven-Metin Alper Kurt “Kesişme VI”
x-ist’in, genç sanatçıların evrensel fikre dayalı eser üretimini destekleme misyonu ile gelenekselleşen Kesişme serisiyle temelleniyor. Birçok başarılı sanatçının kariyerine ivme kazandıran Kesişme, bu edisyonunda Burak Dak, Gökhan Gökseven ve Metin Alper Kurt’un sergiye özel hazırladıkları yapıtlarına yer veriyor.
Genç yeteneklerin bir araya geldiği keşif serisi Kesişme, 6. edisyonunu 12 Haziran 2021 tarihine kadar izleyiciyle buluşturuluyor.
Merdiven Art Space, Kezban Arca Batıbeki “Senin Annen Bir Melekti Yavrum”
1984’ten bu yana, farklı platformlarda, kadın ve popüler kültür üzerine yaptığı işlerle tanınmış ve Türkiye’de Güncel sanatın değerli isimlerinden biri olan Kezban Arca Batıbeki; “Senin Annen bir Melekti Yavrum” isimli kişisel sergisiyle sanatseverlerle tekrar buluşmaya hazırlanıyor.
Sanat pratiğinde nostalji öğelerinin belirginliğiyle de bilinen Kezban Arca Batıbeki, bu yeni sergisinde, Türk Sinema tarihinde önemli yerleri olan babası Yönetmen Atıf Yılmaz ve Sinema/Tiyatro oyuncusu annesi Nurhan Nur’ la paylaştığı çocukluğunun izlerini; sinematografik sahneler, fotoromanlar, alt kültür, klişe, kitsch ve pop kavramları çerçevesinde gerçekleştirdiği sanatsal üretimleriyle izleyiciyle paylaşıyor. Sanatçının çoğu yapıtında izleyici, tanıdık duyguların eşlik ettiği bir filmin fragmanı içinde geziniyor hissine kapılıyor. Sanatçının kişisel hafızasından, anılarından, sinemadan kısacası yaşamından beslenen; yalnızlık, özlemler, hayaller ve hüznün melankolisi ile sarmalanan ve bu kez salt “kadın” a değil aslında annesine yönelik içsel ve dışsal kuşatmayı da ele alan son sergisi “Senin Annen Bir Melekti Yavrum “, Batıbeki’ nin duygu yüklü andaçlara sahip üretimlerinden önemli bir örnek olacaktır.
Annesinin sinema fotoğraflarından yola çıkarak hazırladığı ve çeşitli sanat pratiklerini bir araya getirdiği sergi Merdiven Art Space’de açılıyor.
Ajandanıza Not Edin: 6 Mayıs
Galeri Selvin, Mahir Güven “Baharı Getirdim Sana”
Sergisinde klasik perspektifin dışına çıkan bir mekan anlayışını gördüğümüz sanatçı yaşam alanlarımızı tekrar tartışmaya açıyor. Günümüzün gerçekliği olan eve kapanma hallerimizi, doğaya özlemi ve baharın yaşama davetini birlikte resmederek güç bir işin altından estetikten vazgeçmeyerek kalıcı resimlerle üreterek ustalıkla kalkıyor.
Galeri Selvin Nişantaşı adresinde 15 Mayıs tarihine kadar figüratif resmin önemli temsilcilerinden Mahir Güven’in “Baharı Getirdim Sana” isimli resim sergisini ziyaret edebilirsiniz.
Online Sergileri Evinizden Gezin
Artcrowdistanbul, Burcu Aksoy “00:03”
Türkiye’nin öncü çevrimiçi sanat platformlarından Artcrowdistanbul Online Galeri’de açılan ve küratörlüğünü Şanel Şan Sevinç’in üstlendiği, sergi değerlendirme yazısını İpek Yeğin-sü’nün kaleme aldığı 00:03 isimli sergisinde sanatçı Burcu Aksoy, yine, izleyiciye objektifin göremediği ve fotoğrafı ‘oluşturanın’ kendisinden başkasının önceden hayal edemeyeceği görüntüyü sunuyor. Farklı, çeşitli ama eşsiz zihin durumlarının oluşturduğu görüntüler ve algılar üretme -anlatma isteği Burcu Aksoy’un çalışmalarının temelini oluşturuyor.
Sergide izlenecek fotografik işler iki seriden oluşuyor; SEDUCTION THEORY ve PARAPRAXIS. İlki; Freud’un 1896 yılında yayınladığı bir makale ile tanımlanmış olan ‘Baştan Çıkarma Teorisi’dir ve histeriklerin etiyolojisinde yer tutan ‘baştan çıkarma’ olgusunun etrafında geliştirdiği teoridir. İkincisi; yanlış bir hareket, gaf veya dil sürçmesi, bir eşyayı yanlış yere koyma gibi hafıza yanılmalarını ifade eder. 00:03 sergisi, 18 Nisan 2021 tarihine kadar Artcrowdistanbul Online Galeri’de çevrimiçi olarak izlenebilir.
Borusan Contemporary, “Düş Suda”
Yeni Medya sanatına odaklanan Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na disiplinler üstü bir okuma önerisi getiren ve küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez’in üstlendiği Düş Suda sergisi, Peter Coffin, Thierry Dreyfus, Boomoon, Ellen Kooi, Frank Thiel, Michael Wolf, Antti Laitinen, Rafaël Rozendaal, Jim Campbell, Maurizio Nannucci gibi uluslararası isimlerin eserlerini, Türk şiirinin güçlü kalemi Edip Cansever’in aynı ismi taşıyan şiiriyle ilişkilendiriyor.
Borusan Holding Merkez Ofisi Perili Köşk’te konumlanan ve Borusan Contemporary’nin internet sitesi üzerinden 360 derece sanal tur ile gezilebilecek olan Düş Suda, Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) teknolojilerinin desteğiyle kamusal alana taşınıyor.
Sergiye ilişkin duyuruları, 6 Mart 2022 tarihine kadar Borusan Contemporary’nin internet sitesinden ve sosyal medya hesapları üzerinden takip edilebilirsiniz.
Mixer “Lens’21: Video Sanatında Kişisel Anlatılar”
Mixer, LENS serisi kapsamında 2020 yılında gerçekleştirmeyi planladığı ve Covid-19 nedeniyle ertelenen bu projeyi video sanatı alanında Türkiye’nin öncü kurumlarından Bilsart ile birlikte daha kapsamlı bir davete dönüştürmeye karar vermiştir. Sanat alanında birlikte hareket etmenin ve iş birliğinin önemine ve gücüne inanarak, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan sanat kurumlarının katılımı ile yeni ve uzun soluklu bir proje olan Senkron ‘Eş Zamanlı Video Sergileri’nin ilk adımları bu sayede atılmıştır. Tüm kurumların kendi programları ile katıldığı ve kolektif bir şekilde organize edilen Senkron, özellikle video alanında hissettiğimiz boşluğu doldurmayı ve ilerleyen senelerde farklı sanat bileşenlerinin de katılımı ile, bu birlikteliğin ve dayanışmanın devam edeceği bir etkinlik olmayı hedefliyor.
Videonun, sanatsal ifade biçimi olarak gelişiminde etkin rol üstlenen sanatçıların; kişisel anlatılarından yola çıkarak oluşturdukları çalışmaları bir araya getiren Lens’21 sergisi, 29 Mayıs tarihine kadar Mixer galeri alanı ve Bilsart’ta izleyici ile buluşacak. Cengiz Tekin, Çağrı Saray, Erkan Özgen, Ferhat Özgür, Hale Tenger, Neriman Polat, Nil Yalter, Özgür Demirci ve Vahap Avşar’ın çalışmaları Mixer’de yer alırken, Ali Şentürk’ün ‘’Hafif Derinlikte Açığa Çıkan Birtakım İhtimaller’’ başlıklı video yerleştirmesi ise Bilsart’ta ziyaret edilebilecek.