"Kolektif Yansıma” Sergisi Sanatseverlerle Buluşuyor
Yazı Boyutu:
Dünyaca ünlü İran asıllı Amerikalı sanatçı Shirin Abedinirad’ın eserleri, Mina’nın Çocukları Projesi kapsamında gerçekleşen “Kolektif Yansıma” sergisi ile Trabzon Kızlar Manastırı’nda 11 Mart tarihine kadar sanatseverlerle buluşacak.
Yaşamın her alanında disiplinlerarası kurguladığı projelerini sanat ile zenginleştirerek sesini ve amacını daha geniş kitlelere duyurmayı amaçlayan Mina’nın Çocukları Projesi kapsamında Eylül ayında Bodrum’da 11 sanatçının katılımı ile “Kolektif Hafıza” sergisi, Ekim ayında ise Contemporary Istanbul’un Tersane İstanbul’da gerçekleşen 16. Edisyonunda “Kolektif Hafıza” seçkisinden bu proje için özel üretilmiş bir eser sergilenmişti. Mina’nın Çocukları şimdi ise 13.YY’da kız öğrencilerin yaşam-üretim alanı ve korunma amacı ile inşa edilmiş Trabzon Kızlar Manastırı’nda serinin devamı niteliğindeki “Kolektif Yansıma” sergisi ile güncel sanatın evrensel diliyle tüm dünyaya sesini duyurmayı hedefliyor.
Dünyaca ünlü İran asıllı Amerikalı sanatçı Shirin Abedinirad’ın eserleri, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) İstanbul Şubesi bünyesindeki Mina’nın Çocukları Projesi kapsamında gerçekleşen “Kolektif Yansıma” sergisi ile Trabzon Kızlar Manastırı’nda 11 Mart tarihine kadar sanatseverlerle buluşuyor. Mina’nın Çocukları Projesi’ne özel üretilmiş eserlerin sergilendiği “Kolektif Yansıma” sergisinin küratörlüğünü ise Ayça Okay üstleniyor.
Aynaları eserlerinde kullanma konusunda alanındaki en usta sanatçılar arasından gösterilen sanatçı Shirin Abedinirad’ın yapıtları, kadın birliği ile kurulmuş ve kadın dayanışması ile kolektif iyilik hareketi olarak ortaya çıkmış olan Mina’nın Çocukları Projesi’nde sergileniyor. Güncel üretimlerine yaşadığı ABD’nin Michigan eyaletinde devam etmekte olan, Türk kültürüne ve özellikle de tasavvuf felsefesinin önemli düşünürlerinden Mevlana Celaleddin Rumi’ye oldukça aşina olan 1986 yılında Tebriz’de dünyaya gelen multidisipliner kavramsal sanatçı Shirin Abedinirad’ın eserlerinde Rumi’nin şiirsel anlatımının somut formları Trabzon Kızlar Manastırı’nda sanatseverleri karşılıyor.
Ünlü Katılımcılarla Anlamlı Panel
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin gündemimizin üst sıralarında yer aldığı bu günlerde, insani değerlere ve kadının toplumdaki önemine mekana özgü üreteceği yapıtlarla dikkat çekmeyi hedefleyen projenin açılışı yerli, yabancı ve yerel basın toplantısı ve ardından Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın modaretörlüğünde İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Nazan Moroğlu, Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ve PwC ortağı – koleksiyoner Feride İkiz’in konuşmacı olarak katıldığı panelle yapıldı.
Günün ikinci yarısında gerçekleştirilen panelde, yaklaşan Dünya Kadınlar Günü öncesinde Trabzon Mina’nın Çocukları Projesi’nin davetlisi olarak önemli birçok isim bir araya geldi. Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın modaretörlüğünde gerçekleşen panelin ilk oturumunda, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Nazan Moroğlu, Türkiye’de kadın ve kadınların yaşadıkları sorunlar üzerine hukuk bağlamında bir konuşma gerçekleştirdi. İkinci oturumda ise PwC ortaklarından koleksiyoner Feride İkiz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bağlamında öncelikle profesyonel iş hayatında kadın olmayı ve sonrasında da koleksiyonerlik yolculuğunu, CI Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli çağdaş sanatın içinde dün, bugün ve yarın kadın sanatçıların – kadının önemini vurgularken, CI yapısındaki kadın egemen yapıya değinen Ali Güreli CI’in önümüzdeki dönemdeki Anadolu açılımlarını anlattı.
Biz de OGGUSTO olarak panel sonrası Beril Başaran, sanatçı Shirin Abendirinad ve küratör Ayça Okay ile “Kolektif Yansıma” sergisiyle ilgili kısa bir röportaj gerçekleştirdik.
Mina’nın Çocukları Projesi ve projenin çağdaş sanat ile yollarının kesişmesi nasıl oldu?
Beril Başaran: 2018 yılında yolum dostlarım sayesinde Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, İstanbul Şubeyle kesişti ve 11 genç kızımıza burs verdik. Mina’nın Çocukları Projesi de tamamen bu parlak genç kızların başından sonuna inşa ettiği ve bana hediye ettiği bir projedir. Proje karakter gelişimleri açısından da en önemli yaş olan 10 – 14 yaş aralığındaki çocukları kapsamaktadır. Bursiyerlerimiz Baltaş gruptan önemli eğitimlerden geçerek Türkiye’nin dört bir yanındaki çocuklarla zaman geçirip, aldıkları eğitimleri aktarıp ve dönüşümlerine ışık olmayı hedefliyorlar. 11 kişi başladığımız bu yolda her geçen gün katlanarak devam ediyoruz.
Ben de toplumun bilincini yükseltmeyi amaçlayan üniversite öğrencilerimizin bu kıymetli sosyal sorumluluk projelerinin yanındayım. Projemizde güncel zamanı yakalamak ve hatta ötesinde olmak ana amaçlarımızdan. Çağdaş sanat da bilimle sanatı bir arada yürütmeyi hedeflediğimiz bu yolda bizim için önemli bir açılım oldu. Bu bize hem kızlarımızın kişisel gelişimleri için hem de projemizin sesini daha çok ve farklı gruplara duyurmak için aracı oldu. Çağdaş sanatla yolumuz, geçtiğimiz Eylül ayında Bodrum’da kesişti. 1-11 Eylül’de Bodrum’da Kolektif “Hafıza” sergisi ardından Contemporary İstanbul’da Kolektif Hafıza seçkisinden bir eserle, şimdi de “Kolektif Yansıma” ile güncel sanatın evrensel dilini kendimizi anlatmak ve ülkemizde farklı coğrafyalarda farkındalık yaratmak için kullanıyoruz. Bu sergimizde yaklaşan Dünya Kadınlar günü dolayısıyla da kadın üretkenliğini merkezine alan bir panel düzenlemek istedik.
Projede yer alan eserlerinizde hangi mesajları vurgulamak istediniz?
Shirin Abendirinad: Kızlar Manastırı kadınların bir şeyler ürettiği ve geçimini sağladığı çok özel bir mekan. Mina’nın Çocukları Projesi de Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği’ne destek veren üretken 11 kadın tarafından kurulmuş. Tıpkı Manastırın kuruluş amacı gibi bu projede kadınları güçlendirmek için çalışmalarına devam ediyor. Bu projede eserlerimle kadınları cesaretlendirmek ve onlara kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için aynadaki yansımalarına bakmalarının yeterli olduğunu eser yerleştirmelerimle anlatmaya çalışıyorum. Özellikle erkek egemen toplumlarda, üretken, gökyüzü gibi aydınlık kadınlara umutsuzluğa kapıldıklarında gökyüzüne bakmalarına ve yaptıklarını yapmaya devam etmeleri için bir mesaj veriyorum. Bence burada önemli olan cesaret. Çünkü kadınlar saf enerjilerini, saf benliklerini, potansiyellerini ortaya çıkartabilirlerse güçlenerek yollarına devam edebilirler. Bu yüzden bu projeye dahil olmak ve kadınların kaldığı, ürettiği ve yaşadığı tarihi bir manastırda çalışmanın çok heyecan verici buluyorum. Yapım uygulamam Manastır ile mükemmel bir şekilde eşleşti çünkü mekan da yıllar süren tadilattan sonra saf bir güzelliğe sahip. Manastırın yaşanmışlığı her bir taşında hissediliyor. Umarım bu proje ile Mina’nın Çocukları’nın sesini duyurmaları için aracı olurum ve dünyanın farklı coğrafyalarında sesleri yankılanır.
Serginin küratöryel süreci hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ayça Okay: Mina’nın Çocukları, kolektif hafızayı yapılandırarak anıları iyiliğe dönüştürüp, geleceğe aktarma misyonuyla düzenlediği sergi serisinin ikincisi niteliğindeki “Kolektif Yansıma” için altı aylık bir küratöryel süreç hazırlığı yaptı. Bu özel projenin devamında da yer almanın mutluluk ve gururu ile söylemek isterim ki dünya çapında bienallere katılmış sanat yapıtı ve mekan ilişkisinin gücünü gözler önüne seren Shirin Abedinirad’ın projede yer alması heyecan verici. Üretim pratiğinde kırılgan ve hassas ancak bir araya geldikçe güçlü bir yapıya dönüşen aynaları tarihi Kızlar Manastırı’nda üretkenlik ve birlik mesajları vermek üzere mekan ile yeniden yorumlama, canlandırma ya da yeni bir kimlik kazandırmaya yönelik yaklaşımla izleyiciye sunuyor. Küratöryel süreçte tarihi mekanda deneyimlediğimiz raslantısallık ise projeyi içselleştirmemiz adına büyük bir etken oldu.