preloader

Doğa ve Yaratıcılığı Anlatan Sergi: Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler

05.07.2021
Doğa ve Yaratıcılığı Anlatan Sergi: Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler

Yazı Boyutu:

Eden Phillpotts’un 1918 tarihli Doğa Tasvirleri kitabından alıntılarla ve ünlü düşünürlerin sözleriyle tarihe derin bir yolculuk yapmaya hazır mısınız? Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler sergisini yakından inceleyin.

Halet-i ruhiyemizin hiç sönmeyecek ışığı sanat, bazı mevsimlere ve aylara sığmayacak kadar büyük. Ne mutlu ki yaz aylarında da sanatsız kalmayacağımız etkinlikler mevcut. Nişantaşı’ndaki Kalyon Kültür’de yedi sanatçının bir araya geldiği Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler sergisi hâlâ İstanbul’da kalıp tatile çıkmamış olanlar için iyi bir seçenek. Sergiyi gezerken ünlü düşünürlerin sözleriyle tarihe derin bir yolculuk yaparken iyi sanat eserleriyle tanışacaksınız. Serginin koordinatörü Bahar Güneş sergiyle ilgili şunları dile getiriyor:

Doğa ve Yaratıcılığı Anlatan Sergi: Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler

Doğada kendiliğinden var olan, insan eseri olmayan şeylerin bütünü olması anlamı 20. yüzyılda ön plana çıkıyor. Sergi aslında William Butler Yeats, Bertrand Russell gibi 20. yüzyıl şair ve düşünürlerine mâl edilse de esasen Eden Phillpotts’un 1918 tarihli Doğa Tasvirleri kitabında yer alan bir alıntıdan yola çıkıyor.

Doğa ve Yaratıcılığı Anlatan Sergi: Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler

Evren duyularımızın keskinleşmesini sabırla bekleyen büyülü şeylerle doludur. Biz de hayatta olmakla ilgili bir sınav verdiğimiz, küçüldüğümüz, kendi içimize çekildiğimiz, belirsiz bir bekleyişin içinde durmayı öğrendiğimiz zamanlardan geçtik. Geçmeye de devam ediyoruz. Bu süreçte pencereleremizden yansıyan ışığa, gölgelere, mevsimlerin geçişine dikkat kesilmeyi öğrendik. Sergi bu sürecin verdiği ilhamla her bir katılımcı sanatçının yeni ve yakın dönem eserleriyle şekillendi.

Doğa ve Yaratıcılığı Anlatan Sergi: Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler

Sergi, her ne kadar doğaya müdahalelerimizle aksamış olsa da doğanın kendine has ritminin, fenolojisinin, manzaralarının, mekanizmalarının yansımalarını insanın yaratıcı üretimindeki izlerini sürüyor. İnsanın yaratıcı üretimindeki izini sürerken hangi kavramlar beliriyor dersiniz? Biz bu yapıtlara bakarken doğada kendiliğinden var olan emek, sabır, detay ve zaman gibi kavramların ışığında bakarsak neler görürürüz sorularını sorduk. Sergide yer alan yapıtlar aslında doğanın bir tür mimessisi olarak da okunabilecek doğaya öykünen hatta çoğu doğadan gelen malzemeyle üretilmiş eserlerden oluşuyor.

Doğa ve Yaratıcılığı Anlatan Sergi: Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler

Sergide; Ali İbrahim Öcal, Ahmet Duru, Ayşe Gül Süter, Melis Buyruk ve Sadık Arı’nın yeni ve yakın dönem yapıtları yer alırken, Dikine Ongoing Project’in ‘Şey ve Tekrar’ isimli mekâna özgü uzun süreli performans ve video yerleştirmesi, Umut Sevgül ve Barbaros Kayan tarafından gerçekleştiriliyor. Serginin küratörlüğünü Sezgi Abalı, koordinatörlüğünü ise Bahar Güneş üstleniyor.

Sergide en beğendiğim eserlerden Ayşe Gül Süter’in ışık ve renk temelli cam enstalasyonu, ışık ve izleyici arasında bir diyalog başlatan ayna heykelleri çok etkileyiciydi.

Melis Buyruk’un Tavşan, Kurbağa ve Fare heykelleri oldukça gerçekçiydi. Dikine Ongoing Project’in Şey ve Tekrar isimli mekana özgü uzun süreli performansı da takdire şayan. Sergideki bazı eserlerin hikâyeleri şöyle:

Doğa ve Yaratıcılığı Anlatan Sergi: Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler

{774141}

Ayşe Gül Süter: "Mikro-küreler"serisi insan hücrelerinin üzerinde bir uçuş simülasyon videosu, ayrıca çeşitli ölçülerde, renklerde üretilmiş kürelerden oluşuyor. "Yaşamı" oluşturan bu küreler, somut bir şekilde karşımıza çıkıyor, ışıkla var oluyor ve diğer kürelerle etkileşime giriyor. "Hücreler üzeri uçuş" videosunda insan hücrelerinin mikroskop altı görüntülenen "mikro kürelerine" şahit oluyoruz. Alanda gördüğümüz 1 veya 2 adet "aynalı mikro küreler" kendi imgelerimizin küreler tarafından deforme edildiğini ve kendi imgemizin hatırlanmaz hale geldiğini gösteriyor.

Doğa ve Yaratıcılığı Anlatan Sergi: Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler

Melis Buyruk: Yer üstünden yer altına, varoluştan yok oluşa, aydınlıktan karanlığa, deliklerden aşağıya, aralarda ve eşiklerde rastlarsınız onlara. Hızlıca belirip gözden kaybolurlar söz verdiği randevulara yetişemeyenlere has telaşla. Uzun zamandır çakallara ve kurtlara, yılanlara ve kartallara, bir de insanlara yem olsalar da aynı telaşla çoğalırlar yeryüzünün hemen her kıtasında. Acayip ve tuhaf olanın rolünü kaptıkları masallarda çıkarlar sonra ortaya. Derler ki 18.yy’da bir çin hanedanının elbisesindeki işlemede, ayın üzerindeki hayat ağacının yanında oturan bir beyaz tavşan varmış. Ay ışığında yıkanırken elindeki kadehten ölümsüzlük iksirini yudumlarmış. İnsanlara hayata gelmenin ve getirmenin, üretmenin ve yenilenmenin sırrını fısıldarmış.

Doğa ve Yaratıcılığı Anlatan Sergi: Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler

Dikine Ongoing Project: Eski tarihli gazeteler ile üretilen 297 adet, biri bir avuca sığabilecek boyuttaki boncuktan oluşan tesbihin mekâna yerleşimi boncukların teker teker ipe dizilmesi ile gerçekleşiyor.

Sanatın gücünün ve ışığının attığımız her adımda yolumuzu aydınlatırken ruhumuzu beslemesi dileğiyle…

Fulden Karayel
Fulden Karayel Tüm Yazıları