TEFAF Antika ve Sanat Fuarı, 30. Yılını Kutluyor!
Yazı Boyutu:
10 – 19 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek TEFAF’ta 270 galeri tarafından 7000 yılı kapsayan eserler sunulacak.
30 yıldır Maastricht’de düzenlenen Avrupa Güzel Sanatlar Fuarı (TEFAF), 10 günlük sanat şöleni olarak sanatseverlerin takvimlerinde önemli yer tutuyor. Bu yıl 10 – 19 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek fuar dokuz ana başlık atında Maastricht Sergi ve Kongre Merkezinde gerçekleşecek. 270 galeri tarafından sergilenecek binlerce eser, 7000 yılı kapsayan geniş bir seçkiden oluştuğu için büyük heyecan ile bekleniyor.
Antik Mısır eserleri arasında 3. Amenhotep dönemi olan milattan önce 1386-1349 yıllarından rölyef, 2. yüzyıl Roma döneminden bronz heykelinin kol fragmanı, Sicilya menşeili ejderi öldüren Kadmos vazosu MÖ 400 yılından, Roma’dan ise birinci yüzyıldan mermer kadın başı ve milattan önce 7. yüzyıldan Yunan savaşçı miğferi öne çıkan parçalar arasında sayılıyor.
Müzeler dışında nadiren görülebilen 18. yüzyılın ünlü ressam Francesco Guardi’nin Venedik tablosu, Hollanda’nın altın çağında Wallerant Vaillant tarafından resmedilen “Türbanlı Adam” portresi öne çıkarken, görülmesi gereken tablolar arasında Pietro Luchini’nin 1860 tarihli “Kadın Sultan” eseri, imzası ve Costantinopoli yazısı ile ayrı önem taşıyor.
{77451}
Mobilya, porselen, kitap ve çeşitli objelerin arasında öne çıkan 1715 tarihli Claudius Duchesne saat 42 farklı müzik çalabilmesi ile türünün ender örneklerinden sayılıyor. 1600’lerden kalan fildişi saplı seyahat çatal bıçak takımı, aynı dönemden altın ve gümüş işlemeli oğlak derisi eldivenler, türünün nadide örneklerinden 1788 Londra damgalı gümüş sofra aksesuarı ve Bangkalan Sultanı tarafından Hollanda Prensi Hendrik’e 1837 yılında hediye edilen gümüş gülabdan öne çıkan parçalar arasında görülmeğe değer.
{77615}
Yüzlerce ihtişamlı parçanın arasında öne çıkan 1870 tarihli Giacinto Melillo antik döneme gönderme yapan bileziği, 1898-1900 yıları arasında René Lalique imzalı pandantif, 1980 yılı geleneksel Çin sanatına gönderme yapan Cartier mercan yüzük, yüzlerce yılı kapsayan cep saatleri, Ernesto Pierret ‘nin 1860 tarihli parure takımı görülmeğe değer. Ayrıca bileziğe dönüştürülebilen 30.34 karatlık kabüşon sarı Seylan safiri, 5.76 karat Brezilya Troidia Brezilya zümrüdü, 131 pırlantası ile göz kamaştıran kolyenin ise kimin tarafından alınacağı ise merak ediliyor.
Koleksiyonerlerin talebi üzerine ilave edilen bölümde 1827 tarihli Adolf Senff imzalı botanik etütleri ile 1750 yılında İranlı sanatçı Muhammad Baqir’in çiçek çizimlerini, Paul Gaugin’nin 1891’deki Polinezya suluboya çalışması ile Auguste Rodin’in nü eskizlerini karşılaştırmak mümkün olabilecek. Ayrıca 1270 ve 1380 yıllarında Paris’te yapılmış olan el yazmaları, mükemmel kondisyonları ile önce çıktığı için meraklıları tarafından hemen alınması kesin gözü ile bakılmakta.
Dekorasyon eşyalarının öne çıktığı bölümde özellikle 20. yüzyılın ilk yarısına ait parçalar öne çıkıyor. Berlin’deki Stonborough-Wittgenstein binası için yapılan dolabın anahtar tasarımı 110 yıldır başlı başına eser sayılırken, 1903 yılında oyma ceviz ağacı iskemle ve 1925 isveçli tasarımcı Uno Åhrén tarafından yapılan marküteri çalışma masası ve Japon tasarımcı Katsuyo Aoki’nin sabun köpüğünü andıran beyaz porselen vazosu en değerli parçalar arasında sayılıyor.
Genç galerilere adanan bölümde mücevher, seramik, kabile sanatları, Asya, Afrika ve Japonya’dan sanatçıların eserleri ilk defa sergilenecek. Aralarında Adrian Schlag, Elisabetta Cipriani, Renaud Montméat ve Sokyo Gallery‘nin bulunduğu bölümde sergilenen eserleri, sanatın geleceğine yön verenlerin eserlerinin görülebileceği yer olarak önemli görülüyor.
Üçüncü kez düzenlenen “küratör” bölümü için bu yıl Lizbon’un ünlü Gulbekian Müzesi’nin direktörü Penelope Curtis seçilmiş. Geçmişi çağdaş sanatçılar ile birleştirmek için klasik “La Grande Horizontale” konusuna odaklanan eserlerin görüleceği bölümde, Jan Sluijters’in 1934 tarihli eseri başta bu bölümde yer alan 7 galerideki eserler kaçırılmaması gerekenler olarak adlandırılmış.
En tanınmış sanatçıların yer aldığı bölümde ise Trouville’i 1880 yılında resmeden Eugène-Louis Boudin’nin tablosu, çağdaş sanatçı Anish Kapoor eserleri, Pol Bury’nın heykelleri, Roy Lichtenstein’nın çizgi romanlardan ilham alarak yaptığı 1976 tarihli eseri, Joan Miró’nun tuval ve kâğıt eserleri, Jean Hélion’nun 1953 tarihli stüdyosu, Japon sanatçı Kitagawa Utamaro’nun 1795 tarihli Nishiki-e tekniği ile yapılmış ahşap baskısından grafiti sanatçısı Keith Haring litografilerine kadar heyecan verici müze kalitesindeki seçki görülebilir.