preloader

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

06.01.2025
Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Yazı Boyutu:

Sanat tarihinin üzerine en çok tartışılan ve etki yaratan akımlarından Sürrealizm akımı hakkında bilinmesi gereken her şeyi bir araya getirdik.

Gerçeklik ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan, bilinçaltının derinliklerinden beslenen Sürrealizm, 1924’te André Breton’un kaleme aldığı Sürrealizm Manifestosu ile resmen bir sanat akımı olarak doğdu. O günden bugüne, yalnızca resim ve edebiyatta değil, sinema, moda ve tasarım gibi pek çok alanda da etkisini hissettiren bu akım, bireyin bilinçdışı dünyasına açılan bir pencere olarak sanat tarihine damgasını vurdu. 2024 yılında 100. yılına kutlayan Sürrealizm’in kökenlerini, temel özelliklerini ve modern dünyadaki etkilerini keşfedin.

Sürrealizm Nedir?

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Willem den Broeder, “BrainChain”; 2001

Sürrealizm, bilinçdışının yaratıcı potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlayan, hayal gücünü ve gerçeküstü kavramları merkeze alan bir sanat ve edebiyat akımıdır. 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan bu akım, rüyalar, otomatik yazım ve bilinçdışı süreçler gibi kavramlardan etkilenmiştir. André Breton’un 1924 yılında yayımladığı Sürrealizm Manifestosu, akımın doğuşunu resmen ilan eder. Sürrealizm, bireyin içsel dünyasını ifade etmeyi hedeflerken, mantık ve gerçekliğin sınırlarını zorlamayı amaçlar. Bu akım, yalnızca sanatta değil, edebiyat, sinema, tiyatro ve müzik gibi birçok alanda da etkisini göstermiştir.

Sürrealizm Akımı Nasıl Gelişti?

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Sürrealizm, Birinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da yaşanan toplumsal ve psikolojik yıkımın etkisiyle ortaya çıkmıştır. Dadaizm’in anarşik ve anti-estetik yaklaşımlarından doğan bu akım, bireyin bilinçdışı dünyasına odaklanarak yeni bir ifade biçimi arayışına girmiştir. Freud’un psikanaliz kuramlarından ilham alan Sürrealizm, bilinçaltının ve rüyaların sanatsal yaratım sürecine dahil edilmesi gerektiğini savunur.

André Breton’un liderliğinde, Guillaume Apollinaire’in kullandığı “sürrealizm” terimi, bu yeni estetik anlayışı tanımlamak için kullanılmaya başlanmıştır. Zamanla Salvador Dalí, Max Ernst ve René Magritte gibi sanatçıların katılımıyla akım uluslararası bir etkiye sahip olmuştur.

Sürrealizm Akımının Özellikleri

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
René Magritte, “The False Mirror”; 1929

Sürrealizm, sıradan mantık kurallarını reddeden, bilinçdışının ve hayal gücünün özgür bir şekilde ifade edilmesini savunan bir akımdır. İşte temel özellikleri…

  • Rüyalara ve Bilinçdışına Dayanma: Rüya imgeleri ve bilinçdışı süreçler, sürrealist eserlerde sıkça kullanılır. Freud’un psikanaliz teorilerinden etkilenilmiştir.
  • Otomatizm: Sanatçılar, bilinçli bir müdahalede bulunmadan, akla ilk gelen düşünceleri ve imgeleri ifade eder.
  • Gerçek ile Gerçeküstünün Birleşimi: Hayal gücü ve gerçeklik bir araya getirilerek, izleyicide şok etkisi yaratan sürreal kompozisyonlar oluşturulur.
  • Simgecilik: Günlük nesneler ve figürler, sembolik anlamlarla yeniden yorumlanır.
  • Absürd ve Paradoksal Unsurlar: Mantıksız ve absürd sahneler, sürrealist eserlerin önemli unsurlarıdır.

Sürrealizm Akımının Temsilcileri ve Eserleri

Sürrealizm, sanat dünyasına damgasını vuran birçok önemli ismi bir araya getiren bir akım olmuştur. Sanatçılar, edebiyatçılar ve sinemacılar arasında gerçeküstü düşünceyi farklı biçimlerde ifade eden isimler, sürrealizmi geniş bir yelpazede tanıtmışlardır. İşte sürrealizmin önde gelen temsilcileri ve katkıları…

Salvador Dalí

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Salvador Dalí, “Belleğin Azmi”; 1931

Sürrealizm denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri olan Salvador Dalí, hayal gücünün sınırlarını zorlayan eserleri ve sıra dışı kişiliğiyle akımın en dikkat çeken temsilcilerindendir. Dalí, bilinçaltının karmaşıklığını çarpıcı imgelerle ifade etmiş ve gerçek ile hayalin iç içe geçtiği rüya sahneleri yaratmıştır. “Belleğin Azmi” adlı ünlü eserinde, eriyen saat imgeleriyle zamanın akışkan doğasını sorgulamıştır. Detaylı bir teknik ustalık sergileyen eserleri, gerçeküstü imgelerle doludur. Dalí’nin sinema, moda ve sahne tasarımı gibi farklı alanlarda da üretim yapması, sürrealizmin etki alanını genişletmiştir. Kendi eksantrik kişiliği ve performanslarıyla Dalí, sürrealizmin halk arasında tanınmasını sağlayan bir figür olmuştur.

René Magritte

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Rene Magritte, “The Son of Man” (İnsan Oğlu); 1964

Belçikalı ressam René Magritte, gündelik nesneleri alışılmadık bağlamlarda sunarak izleyicinin algısını sorgulatan eserleriyle sürrealizme özgün bir yorum getirmiştir. Magritte, gerçeklik ve görünüş arasındaki ilişkiyi ele alarak, sıradan nesneleri sıra dışı bağlamlarda sunmuş ve böylece izleyicinin zihninde bir paradoks yaratmıştır. “İnsan Oğlu” adlı eserinde, bir adamın yüzünü elmayla kapatarak gizem ve kimlik temalarını işlerken, Bu Bir Pipo Değildir adlı çalışmasında, imgelerin gerçekliği temsil etmedeki sınırlarını sorgulamıştır. Magritte’in eserleri, sade görsellikleriyle derin anlamlar taşır ve felsefi sorular uyandırır.

Pablo Picasso

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Pablo Picasso, “Guernica”; 1937

Pablo Picasso, sürrealizmin aktif bir üyesi olmamasına rağmen, sanatının belirli dönemlerinde bu akımın etkilerini yansıtmıştır. Özellikle 1920’lerde, sürrealizmin bilinçdışını ve rüyaları merkeze alan yaklaşımlarını benimsemiştir. Picasso’nun figürlerinde görülen deformasyon, gerçeklik algısını yıkan kompozisyonları ve sembolik anlatımları, onun sürrealist duyarlılığını gösterir. Picasso’nun “Guernica” gibi başyapıtlarında, hem figürlerin gerçeküstü deformasyonu hem de imgelerin çarpıcılığı, sürrealizmin savaş ve acı gibi konuları derinlemesine işlemek için nasıl bir araç haline gelebileceğini gözler önüne serer. Picasso ayrıca, mitolojik temaları ve insanlık tarihine dair imgeleri kullanarak bilinçdışının kolektif boyutlarını eserlerine taşımıştır.

Frida Kahlo

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Frida Kahlo, “The Two Fridas” (İki Frida); 1939

Frida Kahlo, sürrealist sanatın etkilerini eserlerinde güçlü bir şekilde yansıtan, ancak kendisini bu akımla tanımlamayan bir sanatçıdır. André Breton, Kahlo’yu sürrealist bir ressam olarak nitelendirmiş ve onun sanatını bilinçdışının doğal bir ifadesi olarak görmüştür. Kahlo’nun eserleri, genellikle kendi yaşamındaki acı, fiziksel zorluklar ve psikolojik mücadelelerden ilham alır. Frida Kahlo’nun otoportreleri, sürrealizmin hayal gücüne ve sembollerine yaslanarak, onun içsel dünyasını ve fiziksel deneyimlerini ifade eder. Örneğin, “The Two Fridas” (İki Frida) adlı eserinde, sanatçı kendisini iki farklı kişilikte resmeder ve bu ikilik, onun kimlik ve duygu durumunu yansıtır. Eserlerinde hayvanlar, bitkiler ve folklorik unsurlar, bilinçdışını keşfeden güçlü semboller olarak öne çıkar. Kahlo, sanatıyla sürrealizmi kişisel bir gerçeklik ve kendi dünyasını anlamlandırma aracı haline getirmiştir.

Marc Chagall

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Marc Chagall, “I and the Village” (Ben ve Köy); 1911

Marc Chagall, sürrealist akımla doğrudan ilişkilendirilmemesine rağmen, eserlerinde sürrealizme yakın bir duyarlılık sergileyen bir sanatçıdır. Hayal gücü, rüyasal imgeler ve geleneksel motiflerle gerçeküstü bir dünya yaratmıştır. Chagall’ın eserleri, genellikle mistik bir atmosferle doludur ve kişisel hayatından, özellikle çocukluk anılarından, Yahudi kültüründen ve halk hikayelerinden etkilenmiştir. En bilinen eserlerinden biri olan “I and the Village” (Ben ve Köy), masalsı bir dünya sunar ve gerçek ile hayalin iç içe geçtiği imgelerle doludur. Chagall, tablolarında genellikle uçan figürler, ters yüz olmuş perspektifler ve fantastik renklerle, rüya ile gerçeklik arasında bir köprü kurar. Sanatı, insanlık, aşk ve inanç temalarını işlerken sürrealist öğeleri derin bir duygu ve nostalji ile birleştirmiştir.

Max Ernst

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Max Ernst, “Woman, Old Man and Flower Femme” (Kadın, Yaşlı Adam ve Çiçek Femme); 1923

Alman sanatçı Max Ernst, sürrealizmin en yenilikçi isimlerinden biridir. Hem resim hem de heykel alanında çığır açan teknikler geliştiren Ernst, sanatında bilinçdışının imgelerini ifade etmenin farklı yollarını araştırmıştır. Frottage (dokulu yüzeylere kağıt sürterek desen oluşturma) ve grattage (kazıma) gibi deneysel tekniklerle eserlerinde bilinçdışının rastlantısal doğasını yansıtmıştır. Kolajlarında, farklı imgeleri bir araya getirerek yeni ve çarpıcı kompozisyonlar yaratmıştır. Mitolojik ve fantastik imgelerle dolu eserleri, hem rüyasal bir atmosfer yaratır hem de bilinçaltının derinliklerini keşfeder. Ernst’in sanatı, sürrealizmin hayal gücünü sınırların ötesine taşıyan bir temsilidir.

Luis Buñuel

İspanyol yönetmen Luis Buñuel, sinemada sürrealizmin öncüsü olarak kabul edilir. Buñuel, filmlerinde mantıksız olay örgüleri, sembolik imgeler ve toplumsal eleştirilerle sürrealist estetiği sinemaya taşımıştır. Salvador Dalí ile birlikte çektiği “Bir Endülüs Köpeği” adlı kısa film, sürrealist sinemanın başlangıcı olarak kabul edilir ve izleyiciyi şaşırtan rüyasal sahneleriyle tanınır. Altın Çağ filminde ise burjuvazi ve din gibi toplumsal kurumlara cesurca eleştiriler getirir. Buñuel, bilinçdışının karanlık ve çelişkili doğasını sinemada keşfederek, izleyiciyi rahatsız eden ama düşündüren bir deneyim sunar.

Joan Miró

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Joan Miró, “The Harlequin’s Carnival” (Harlequin’in Karnavalı); 1924-1925

İspanyol ressam Joan Miró, sürrealizmi soyut imgelerle harmanlayan ve renklerin gücünü ön plana çıkaran eserleriyle tanınır. Miró’nun resimleri, rüyasal bir atmosferle birlikte çocukça bir hayal gücünü yansıtır. “The Harlequin’s Carnival” gibi eserlerinde, organik şekiller ve parlak renkler, bir masal dünyasını andıran kompozisyonlar yaratır. Sürrealist sembollerle dolu eserleri, hem bilinçdışının derinliklerine hem de insanın yaratıcılık potansiyeline bir övgüdür. Miró’nun sanatı, soyut ve gerçeküstü arasında bir köprü kurarak sürrealizmin farklı bir yorumunu sunar.

Man Ray

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Man Ray, “Le Violon d’Ingres”; 1924

Amerikalı fotoğrafçı ve ressam Man Ray, sürrealizmi fotoğraf sanatıyla buluşturan öncü isimlerden biridir. Rayografi adını verdiği teknikle, kamerayı kullanmadan doğrudan fotoğraf kağıdı üzerine nesnelerin gölgelerini yansıtarak, rüyasal ve gerçeküstü imgeler yaratmıştır. “Le Violon d’Ingres” adlı çalışmasında, kadın bedenini bir kemanla birleştirerek sürrealist bir metafor oluşturmuştur. Man Ray’in deneysel çalışmaları, hem görsel sanatlarda hem de fotoğrafçılıkta sürrealizmin etkisini derinleştirmiştir.

Yves Tanguy

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Yves Tanguy, “Mama, Papa Is Wounded” (Anne, Baba Yaralı!); 1927

Fransız ressam Yves Tanguy, sürrealist peyzajları ve soyut imgeleriyle tanınır. Eserlerinde hayal gücüne dayalı, gerçek dünyada var olmayan mekanlar yaratmıştır. Tanguy’un tablolarında, amorf şekiller ve dokulu yüzeyler, bilinçaltının soyut imgelerini çağrıştırır. “Anne, Baba Yaralı!” gibi eserlerinde, hem tanıdık hem de yabancı gelen bir atmosfer yaratır. Tanguy’un sanatı, bilinçdışının sessiz ve gizemli yönlerini keşfetmenin bir yolu olmuştur.

Edebiyatta Sürrealizm Akımı

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Isidore Lucien Ducasse’nin ilk Sürrealist metinlerden “Les Chants de Maldoror” (Maldoror’un Şarkıları) adlı kitabı

Edebiyat, Sürrealizmin doğduğu ve en güçlü şekilde ifade bulduğu alanlardan biridir. André Breton’un liderliğinde şekillenen sürrealist edebiyat, bilinçaltını ve rüyaları edebi metinlere taşımayı hedeflemiştir. Yazarlar, otomatik yazım adı verilen bir teknikle bilinçli düşüncelerini devre dışı bırakarak, zihinden akıp gelen düşünceleri ve imgeleri kağıda dökmüştür. Bu yöntem, dilin alışılmış yapısını bozmuş, mantıksız gibi görünen ama bilinçdışının derin anlamlarını barındıran metinler ortaya çıkarmıştır. Paul Éluard ve Louis Aragon gibi şairler, sevgi, ölüm, bilinçaltı imgeler ve rüya temaları etrafında güçlü şiirler üretmiştir. Breton’un romanı Nadja, bilinçdışı süreçleri ve bireyin kendiyle olan ilişkisini keşfetmesi açısından sürrealist edebiyatın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Sürrealizm, edebiyatı yalnızca bir anlatı aracı olarak değil, insan zihninin sınırlarını keşfetmek için bir laboratuvar olarak görmüştür.

Tiyatroda Sürrealizm Akımı

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Sürrealizm, tiyatroda geleneksel yapıyı ve mantıksal olay örgüsünü tamamen reddeden bir anlayış ortaya koymuştur. Tiyatroda sürrealist yaklaşım, izleyicinin bilinçdışına hitap etmeyi ve alışılmış tiyatro deneyimini dönüştürmeyi amaçlamıştır. Antonin Artaud’un geliştirdiği Vahşet Tiyatrosu, bu anlayışın en güçlü örneklerinden biridir. Artaud, tiyatronun duygusal ve fiziksel bir deneyime dönüşmesini savunmuş, dilin ve diyalogların ötesinde, beden hareketleri, sesler ve ışık oyunlarıyla izleyici üzerinde sarsıcı bir etki yaratmayı hedeflemiştir. Sürrealist tiyatroda, absürd olaylar, rüya gibi sahneler ve sembolik imgeler sıkça kullanılmıştır. Bu tiyatro anlayışı, modern tiyatro ve performans sanatlarına büyük bir ilham kaynağı olmuş ve Samuel Beckett gibi yazarların absürd tiyatro anlayışını şekillendirmiştir.

Müzikte Sürrealizm Akımı

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Erik Satie

Müzikte sürrealizm, geleneksel melodik yapıları ve armonileri terk ederek yenilikçi ve deneysel bir ifade biçimi sunmuştur. Özellikle 20. yüzyılın başlarında Erik Satie gibi besteciler, absürd ve minimalist yaklaşımlarla müzikte sürrealist bir duyarlılık yaratmıştır. Satie’nin eserleri, dinleyiciyi şaşırtan alışılmadık ritimler ve melodi yapılarıyla sürrealist müzik anlayışının ilk örneklerinden biridir. Daha sonraki dönemlerde John Cage gibi sanatçılar, sürrealizmin etkisiyle doğaçlamayı ve tesadüfi sesleri müziğe dahil ederek, bilinçdışının müzikteki yansımasını keşfetmiştir. Müzikte sürrealizm, bir anlatı sunmaktan çok dinleyicinin zihninde yeni duygular ve imgeler uyandırmayı amaçlamış ve bu yönüyle performans sanatlarıyla da yakın bir ilişki kurmuştur.

Sinemada Sürrealizm Akımı

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Sinemada sürrealizm, rüyasal imgeler, mantıksız olay örgüleri ve sembollerle sinemanın sınırlarını zorlayan bir estetik anlayış ortaya koymuştur. Luis Buñuel ve Salvador Dalí’nin birlikte yaptıkları “Bir Endülüs Köpeği”, sürrealist sinemanın en tanınmış eserlerinden biridir. Bu film, rüya mantığını andıran kopuk sahneleri ve şok edici imgeleriyle izleyiciyi bilinçdışının karmaşıklığına davet eder. Altın Çağ gibi diğer filmler de toplumsal normları ve burjuvazi değerlerini eleştirerek sürrealizmin sinemadaki etkisini pekiştirmiştir. Modern dönemde ise David Lynch, sinemasında sürrealist temaları başarıyla kullanan bir yönetmen olarak öne çıkmıştır. “Mulholland Drive” ve “Eraserhead” gibi filmler, rüyalar ve gerçeklik arasındaki sınırları bulanıklaştırır. Sürrealist sinema, izleyiciyi rahatsız eden ama aynı zamanda derinlemesine düşündüren bir deneyim sunarak sanatsal sinemanın en yenilikçi alanlarından biri haline gelmiştir.

Mimaride Sürrealizm

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Haydar Aliyev Kültür Merkezi; Bakü – Azerbaycan

Mimarlıkta sürrealizm, geleneksel yapı formlarının ve geometrik düzenlerin ötesine geçerek hayal gücüne dayalı tasarımlarla kendini gösterir. Antonio Gaudí’nin organik formlar ve akışkan çizgilerle tasarladığı eserleri, sürrealist bir anlayışı yansıtan erken örneklerdir. Zaha Hadid gibi modern mimarlar da dinamik, soyut ve gerçeküstü formlarla sürrealizmi çağdaş yapı tasarımına taşımışlardır. Sürrealist mimari, sadece görsel açıdan çarpıcı olmakla kalmaz, aynı zamanda mekân algısını yeniden tanımlayarak insanları alışılmışın dışında bir deneyime davet eder.

Modada Sürrealizmin Etkisi

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Sürrealizm, modaya hayal gücünü, absürd tasarımları ve bilinçdışının ifadelerini getirerek bu alanda devrim niteliğinde bir etki yaratmıştır. Elsa Schiaparelli, sürrealizmin modadaki en önemli temsilcilerinden biridir. Schiaparelli, Salvador Dalí ile yaptığı işbirliklerinde sanat ve modayı birleştiren yenilikçi tasarımlar üretmiştir. Örneğin, ünlü Lobster Dress (Istakoz Elbisesi) ve çekici tasarımlarıyla dikkat çeken Shoe Hat (Ayakkabı Şapka), sürrealizmin alışılmadık imgelerle moda dünyasında nasıl yeniden yorumlandığını göstermektedir.

Sürrealizm, modaya geleneksel sınırları aşmayı ve hayal gücünü tasarıma dahil etmeyi öğretmiştir. Alışılmış kalıpların dışına çıkan desenler, gerçeküstü aksesuarlar ve teatral detaylarla zenginleştirilmiş kıyafetler, izleyiciyi rüyaların dünyasına taşır. Modern dönemde Alexander McQueen, Viktor & Rolf ve Iris van Herpen gibi tasarımcılar, sürrealist ilhamları koleksiyonlarına taşımışlardır. Dalgalanan formlar, organik yapılar ve absürd görseller, bu tasarımcıların çalışmalarında sürrealist bir dokunuşla karşımıza çıkar. Moda dünyasında sürrealizm, giysiyi sadece bir işlevsel nesne değil, bir sanat eseri olarak değerlendiren bir anlayışı temsil eder.

Dekorasyonda Sürrealizmin Etkisi

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Salvador Dalí’, Mae West’in Dudakları Kanepe

Dekorasyon ve iç mimaride sürrealizmin etkisi, mekanları hayal gücünün ve bilinçdışının oyun alanı haline getirme arzusuyla kendini göstermiştir. Sürrealist dekorasyon, alışılmadık nesnelerin bir araya getirilmesi, perspektifin bozulması ve sembolik anlamlarla dolu tasarımların kullanılmasıyla dikkat çeker. Salvador Dalí’nin mobilya tasarımları, bu etkinin en çarpıcı örneklerindendir. Dalí’nin ünlü Mae West Lips Sofa (Mae West’in Dudakları Kanepe) ve Leda Sandalyeleri, mobilyayı hem işlevsel hem de sanatsal bir obje olarak yeniden yorumlamıştır.

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Sürrealist dekorasyon, genellikle absürd ve şaşırtıcı unsurlar içerir. Duvarlarda beklenmedik desenler, zeminde optik illüzyonlar ve mobilyalarda rüyasal formlar bu tarzın belirgin özellikleridir. Modern iç mekan tasarımlarında da sürrealizmin etkisi görülmeye devam etmektedir. Örneğin, Jonathan Adler’in eğlenceli ve cesur tasarımları ya da Studio Job’un absürt ve gerçeküstü öğelerle dolu çalışmaları, sürrealist mirası taşıyan çağdaş örneklerdir.

Görsel: Jonathan Adler

Dekorasyonda sürrealizm, yalnızca estetik bir yönelim değil, aynı zamanda mekanları gündelik yaşamın ötesinde bir deneyim alanı haline getirme çabasıdır. Bu anlayış, bireylerin yaşadıkları mekanlarda hem hayal gücünü hem de bireysel ifadesini özgürce sergilemesine olanak tanır.

Yemek Sanatında Sürrealizm

Sürrealizm Sanat Akımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Yemek sanatı, sürrealizmin etkilerini özgün sunumlar ve yaratıcı konseptlerle hissettirmiştir. Şefler, Salvador Dalí’nin sanatsal anlayışından esinlenerek, yemekleri adeta bir sanat eseri gibi tasarlamışlardır. Dalí’nin kendi yemek kitabı olan “Les Dîners de Gala”, sürrealizmin mutfaktaki yansımalarını sergileyen önemli bir çalışmadır. Modern mutfakta ise moleküler gastronomi, sürrealist sunumların bir devamı olarak değerlendirilebilir.

Salvador Dalí’nin “Les Dîners de Gala” adlı yemek kitabı

{84450}

OGGUSTO
OGGUSTO Tüm Yazıları