İlişkilerinizi Güçlendirmenizi Sağlayacak Kitap Önerileri
Yazı Boyutu:
Huzurlu ve mutlu ilişkilerinizin devamlılığını sağlayarak, ilişkilerinize farklı bir pencere açacak olan kitapları keşfedin.
Şüphesiz hepimizin ortak sorunlarından biri “anlaşılmak”. Gündelik hayat içerisinde anlaşılmadığımızı hissettiğimiz belki bizim de karşı tarafı anlayamadığımız durumlarda yaşanan iletişim kopuklukları ne yazık ki günümüz ilişkilerinin en büyük problemlerinden bir tanesine dönüşmüş durumda. Sağlıklı bir ilişkinin temel gereksinimlerini sağlıklı iletişim kurabilmek ve partnerlerin birbirini yeterince tanıması olarak özetleyebiliriz. Bu sebeple, ilişkilerinizde yaşayabileceğiniz sorunları minimize etmenize yardımcı olacak ve ilişkinizi güçlendirmenizi sağlayacak kitapları derledik. Aşka farklı bir pencereden bakmaya hazır olun!
Bir Aşk Söyleminden Parçalar, Roland Barthes
Aşka ve ilişkilere daha önce hiç bakmadığınız bir pencereden bakmaya ne dersiniz? Felsefe ve edebiyat teorisinin geçtiğimiz yüzyıldaki en önemli isimlerinden olan Roland Barthes’ın “Bir Aşk Söyleminden Parçalar”ı kitabı, adından da anlaşılacağı üzere aşk üzerine yazılan denemelerden oluşuyor. Barthes’a göre, aşık olduğumuzda kullandığımız dil, normalde konuştuğumuz dilden farklıdır. Zira kullanılan dilin öznesi kendimiz ya da hayalimizdeki sevgiliye yönelir. Bu noktada Barthes’a göre aşkın dili aynı zamanda yalnızlığın diline dönüşür. Barthes’ın 1977 yılında kaleme aldığı aşka ve ilişkilere yeni bir bakış açısı sağlayan bu kitap, edebiyatın içerisinden Goethe, Flaubert, Proust, Dostoyevski gibi isimlerin eserlerindeki aşk fenomenine değinirken bir yandan da Sartre, Nietzsche ve Descartes gibi isimlerin düşünceleri üzerinden aşka dair felsefi bir yaklaşım üretir. “Bir Aşk Söyleminden Parçalar” arzunun anatomisini çıkartıyor ve aşık olan herkesin iyi bildiği bekleyişlere, heyecan verici randevulara, mektuplara, “ölesiye seviyorum”lara, tartışmalara, bitişlere ve yeniden bir araya gelişlere odaklanıyor. Yazarın, çeşitli kavram ve çağrışımlarla okura sunduğu “Aşk söylemi”, geçmiş ile bugün arasında bir köprü kurarak bugün de geçerliliğini koruduğunu kanıtlıyor.
Sevgi Üstüne, José Ortega y Gasset
20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden olan Albert Camus’nün “Ortega y Gasset, Nietzsche’den sonra belki de en büyük Avrupalı yazardır” cümlesi ile yazarlığına övgüde bulunduğu Ortega y Gasset, “Sevgi Üstüne” kitabında bir ilişki içerisindeki kadın ve erkek bakış açılarına odaklanıyor. Sevgi, aşk ve arzu gibi kavramları yeniden tanımlayan yazar sevgiyi çok katmanlı bir yapı olarak ele alır ve derinleşen anlatısıyla bu katmanların aralarına sızar. Gasset, otomatikleşen alışlanlıklarımızdan, toplumun benliğimize dayattığı belli formülasyonlardan yola çıkarak özünde kadın ve erkeğe odaklanır. Aşkın ve kadın-erkek ilişkilerine düşünsel bir pencereden bakmak istiyorsanız bu kitap tam size göre!
Aşkın Psikolojisi, Sigmund Freud
Aşka biraz daha psikolojik bir noktadan yaklaşarak eylemlerimiz üzerine düşünmek ilginizi çekiyor mu? O zaman sizin için doğru kitap, psikoloji biliminin günümüzde de gündemde kalmayı başaran önemli isimlerinden Sigmund Freud’un kalme aldığı “Aşkın Psikolojisi” olabilir. Psikolojiye karşı bir ilginiz varsa, psikanalizin kurucusu olan Freud’un diğer tezlerindeki düşüncelerinin bir izdüşümüne bu kitapta rastlayabilmeniz mümkün. Freud, hissettiğimiz aşk duygusunun çocukluktan getirdiğimiz bazı hayal ve tecrübelerimizin eylemlerimize yansıması biçimi olduğu öne sürüyor.
Aşkın Psikolojisi cinsellik ve aşk arasındaki ilişkiye odaklanırken bir yandan da kadın ve erkekler arasındaki anatomik farklara odaklanarak kadın-erkek ilişkilerinin ruhsal boyutlarına değinmeyi de ihmal etmiyor. Freud’un cinselliğe dair, çağdaşlarından günümüze dek büyük ilgi ve bir yandan da eleştiriyle karşılanan teorileri “Aşkın Psikolojisi” ile sizlerle buluşuyor.
{774674}
Birlikte İyi Hissetmek, Dr. David Burns
Panik Atak ve İyi Hissetmek gibi kitaplarıyla Türkiye’de de büyük ilgi uyandıran ve çok satanlar listesinde yer alan Dr. David Burns, psikoloji bilimini halka sevdirmesiyle birlikte akademik çevrelerin de saygısını kazanan bir isim. Birlikte İyi Hissetmek kitabında ise, günümüzün “toksik” olarak nitelendirebileceğimiz problemli ilişkilerine değiniyor. Hiç önemsemediğimiz, yeterince tanımadığımız bir insanla dahi gün içerisinde bir tartışma yaşamak çoğu zaman sinirlerimizi bozan, enerjimizi ve neşemizi tüketen bir duruma dönüşebiliyor. Hâl böyleyken önemsediğimiz ve sevdiğimiz bir insanla tartışmak daha can sıkıcı sonuçlara yol açıyor. Dostane, sevgi ve saygıya dayalı ilişkiler kurmaya çalışırken neden üzüntü ve güvensizlikle karşılaşırız? Bunun başlıca sebepleri nelerdir? Tüm bu soruların cevabını bulabileceğiniz bir kitap: Birlikte İyi Hissetmek.
Akışkan Aşk, Zygmunt Bauman
Polonyalı ünlü sosyolog Zygmunt Bauman, aşk kavramını sosyolojik bir eksen üzerinden ele alıyor. Bauman “Akışkan Aşk”ta post-modern dönem dünyasındaki insan ilişkilerini tartışıyor. Dolayısıyla eserin ana malzemesi insan ilişkileridir. Bireyleşmenin ve buna bağlı olarak kaçınılmaz şekilde yalnızlaşmanın artmakta olduğu dünyada ilişkiler de farklı uçlarda yaşanmaya başlar. Rüya gibi olan ilişkiler zaman zaman bir kâbusa dönüşebilir, birinin ne zaman diğerine dönüşeceği meçhuldür. Fakat hayatın kendisi gibi ilişkiler de bu tip tezatlıkları barındırır. Farklı bilinç düzeylerinde de olsa bu iki hal bir aradadır. Post-modern yaşamın tezatlıklar arasındaki akışkanlığı, duygularımızı ve ilişkilerimizin dinamiklerini de derinden etkilemektedir. İnsanlar arasındaki bağların kırılganlığı, bağların kopması endişesiyle oluşan güvensizlik duygusu, özgürlük hissinin kısıtlanmışlık hissine dönüşmesi, çatışan arzular ve aşkın kökten değişen doğası; Bauman günümüzün ilişkilerindeki problemlere “Akışkan Aşk” ile ışık tutuyor.
Alain Badiou, Aşka Övgü
“Aşkı yeniden icat etmek” ifadesi size neyi çağrıştırıyor? Aşk olgusuna dair bir anlam arayışı içerisindeyseniz bu kitabı mutlaka okumalısınız. Çağımızın en büyük düşünürlerinden Alain Badiou ve Nicolas Truong, “Aşka Övgü”de okuyucuyu duyuların en yücesi olan aşkı yeniden icat etmeye çağırıyor. Alain Badiou, aşkın bir tehlike sorunsalına dönüştüğü, sevginin ise çoğu zaman yalnızca arzu ve hedonizmin bir çeşidi olarak yıpratıldığı ve anlam kaybına uğradığı post-modern dünyanın tüketim toplumunda aşkın tehdit altında olduğuna inanıyor. Fransız sembolizminin önde gelen şairlerinden Rimbaud’nun ünlü “Aşkı yeniden icat etmeli, besbelli” sözünü merkeze alan Aşka Övgü; Kierkegaard, Platon, de Beauvoir ve Proust gibi isimlerin de eşlik ettiği, 21. yüzyıl post-modernizmine karşı yeni bir aşk anlatısı sunuyor.
Badiou’ya göre aşk varoluşsal bir proje ve sürekli gelişen bir hakikat arayışıdır. Aşktan korkulamamalıdır. Başkalarını keşfetmek ve benliğimizde yer edinen aşka dair saplantılardan kurtulmamız için bize yeni ufuklar açan “Aşka Övgü” bizlere bir sohbet ortamının içerisinden sesleniyormuşçasına aşka ve ilişkilere olan bakış açımızı yeniliyor.
{773662}
Aşık Olmak ve Aşk, Francesco Alberoni
Francesco Alberoni “Aşık Olmak ve Aşk” kitabında öncelikli olarak âşık olmanın ne demek olduğu sorusuna odaklanır. Alberoni’ye göre âşık olmak “iki kişiye dayalı kolektif bir hareketin başlangıç evresidir.” Aşık olmanın hazzını sosyolojik bir perspektiften bakarak irdeleyen Alberoni, Durkheim ve Weber gibi düşünürlerin tezlerini aşkla bağdaştırarak ortaya ilginç bir çalışma çıkartıyor. Aşkı bilimsel bir düzlem üzerinden ele alan yazar yer yer Mevlânâ’dan Dante’ye, Abelard ve Heloise’den Romeo Juliet’e uzanan aşk temalı eserlere de yer vererek aşk olgusuna dair yaklaşımları çok katmanlı hale getiriyor.
Sevme Sanatı, Erich Fromm
Sevgiyi bir sanat olarak tanımak ve sevginin reçetesini öğrenmek ister misiniz? 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden olan psikanalist ve sosyolog Erich Fromm, “Sevme Sanatı”nda sevgiyi; bireyin kendisini diğer insanlardan ayıran duvarları yıkan, onu diğerleriyle birleştiren etkin bir güç, sevmeyi ise bir sanat olarak ele alıyor. Kişi gündelik hayatında ve kariyerinde ne her ile ilgileniyorsa bu durum mutlaka disiplin, sabır ve odaklanma gerektirir. Başarı ise, tıpkı bir çocuğun yeni yürümeye başladığı dönemlerdeki gibi düşe kalka ama denemekten vazgeçmemekle elde edilir. Sevmek de içinde sevme ve sevilme eylemini barındıran bir sanat olarak karşımıza çıkar. Bir ustası, bir kılavuzu olmayan bu sanat, kişinin yalnızca kendisi için tek başına edinebileceği bireysel bir deneyim olarak ele alınır.
“Sevme Sanatı” söz konusu sevginin reçetesini sunan veya ne olduğunu anlatan bir kişisel gelişim kitabı olmaktan ziyade yıllar içerisinde bir klasiğe dönüşen, hemen hemen tüm dünya dillerine çevrilen, yayımlandığı ülkelerde milyonlarca satan sevgiye ve sevme eylemine felsefi bir boyuttan yaklayaşan kusursuz bir eser.
Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüs’ten – John Gray
Sizce de kadınlar ve erkekler ayrı gezegenlerden mi geliyorlar? Amerikalı yazar ve ilişki danışmanı John Gray, Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüsten’i bir dizi meditasyon dereceleri ve psikolojide yazma kursu aldıktan sonra kaleme alıyor. Kitap, genel çerçevede erkekler ve kadınlar arasındaki en yaygın ilişki sorunlarının, kadın ve erkeklerin arasında farklı fizyolojik ve psikolojik dinamiklerin var olmasına dayandırır. Hatta bu farklılığı gezegen metaforu kullanarak desteklemeyi seçer. Gray’e göre her cinsiyet kendi gezegeninin toplumuna ve geleneklerine aşinadır, diğerininkilere değil. Bu noktada Gray, okura her iki cinsiyetin de birbirini anlayabilmesinin ipuçlarını sunuyor. Yayınlandığı dönemde 15 milyondan fazla satan ve CNN’in raporuna göre tam 121 hafta en çok satanlar listesinde kalan ilk kurgu dışı eser oldu. John Gray’in tüm dünyada yankı uyandıran bu kitabını okumadıysanız mutlaka okumalısınız.
{32832}