Sanatta Yaşanan Büyük Aşklar

Aşklarını eserlerine yansıtan yaratıcı çiftleri bir araya getirdik. Aşk hikâyelerini ve aşklarından ilham alan eserleri inceleyin.

Sanat dünyasındaki figürler, sadece ürettikleri eserlerle değil, aynı zamanda tutkulu aşk ilişkileriyle de geniş bir ilgi odağı oluşturdular. Bu sanatçıların özel hayatları, çoğu zaman kamuya açık bir şekilde konuşulan ve merak edilen konular arasında yer aldı. Bazıları, yaratıcılıklarını şekillendiren, eserlerine derin bir duygusallık katan romantik ilişkileriyle tanındı. Kimi zaman, bu aşklar sanat tarihine damga vuracak kadar etkileyici ve unutulmaz hikayeler haline geldi. Sanat dünyasındaki bu romantik bağlantılar, sadece sanatçıların özel hayatlarına değil, aynı zamanda eserlerinin anlamına da derinlik kattı. Yazarlardan, ressamlara, performans sanatçılarından fotoğrafçılara kadar en çok akılda kalan sanatçı aşklarından bazılarını sıraladık.

Gala ve Salvador Dali

Deli dahi ressam Salvador Dali’nin her zaman ilham kaynağı olarak gösterdiği eşi Gala ile farklı bir hikâyeleri var. İlk tanıştıklarında evli ve çocuk sahibi olan Gala ve Salvador arasında çekim öyle güçlüymüş ki birbirlerine karşı koyamayarak birlikte yeni bir hayat kurmuşlar. Sıra dışı ama bir o kadar da tutkulu bir aşk yaşayan çift, birlikte geçirdikleri 54 yılda birbirlerini kusursuzca tamamlarken aynı zamanda herkesten farklı sıra dışı bir ilişki yaşamışlar. Salvador Dali’nin sosyal yaşamına ve kendine dair güvensizliği olduğu, Gala’nın da yeni ilişkiler yaşamaya çok açık olduğu biliniyor.

Man Ray ve Lee Miller

Sürrealist fotoğrafçı Man Ray ve model ve gazeteci Lee Miller’ın aşkı 1930’ların Paris manzaralarıyla hayal edince daha da romantik bir hâl alıyor. Fotoğraf yeteneğini geliştirmek için Man Ray’in öğrencisi olma konusunda şansını zorlayan Lee Miller sonunda kabul edilince zamanla ikilinin arasında nerdeyse gözle görülen kıvılcımlar başlamış. Birlikte çok güzel fotoğraflara imza atan ikilinin aşkı, Lee Miller’ın özgürlüğünü hissetmek istemesiyle sona erip sadece üç yıl sürse de her zaman sevgilerini korumayı başarmışlar.

Elaine ve Willem de Kooning

İkisi de soyut çalışmalarıyla ünlenmiş ressam olan Kooning çiftinin aşkları 1940’larda adeta dillere destan olmuş. Tanıştıktan kısa bir süre sonra birlikte yaşamaya başlayıp sonrasında da evlenen çift iş anlamında da her zaman birbirlerinin en büyük eleştirmenleri olmuş. Özellikle de Willem’in büyük bir yetenek olarak gördüğü Elaine’i acımasızca eleştirildiği söylenenler arasında. Zamanla büyük aşklarının yerini saygısızlık ve alkol alınca çiftin de yolları ayrılığa gitmiş.

Alfred Stieglitz ve Georgia O’Keeffe

Suluboya çalışmalarıyla efsanevi ressamlardan biri olan Georgia O’Keeffe ve başarılı fotoğrafçı Alfred Stieglitz’in aşkları tarihte iz bırakanlardan. Eserlerini göstermek için geldiği New York’ta kendinden 20 yaş büyük ve evli olan Alfred ile tanışan Georgia arasında karşı konulmaz bir aşk başlamış. Alfred’in en büyük ilhamı olan ve ona sayısız çıplak poz veren Georgia’ya bu ilişkinin iyi geldiği pek söylenemez. Alfred’in çapkınlıkları yüzünden akıl sağlığını koruyamayan Georgia sonunda Alfred’den ayrılsa da geriye dönüp baktığında aralarındaki aşkın ne kadar büyük olduğunu her fırsatta dile getirmiş.

Diego Rivera ve Frida Kahlo

Diego’yu ilk gördüğü an aşık olan Frida, aldatmalarına ve diğer tüm saygısızlıklarına rağmen tüm hayatını onunla ve onun aşkıyla geçirdi. İlişkilerini bir dargın bir barışık ve iki defa evlenerek sürdüren çiftin ardından tablolar ve duygu dolu şiirler kaldı.

Dorothea Tanning ve Max Ernst

Ernst Amerikan vatandaşı olmak istemediği için Avrupa’da yaşayan çift, yeni hayatlarına alışmaya çalışırken birbirlerini çok da yıpratmalarıyla biliniyor. Ama yine de Max Ernst’ün hayatını kaybetmesine kadar birbirlerinden hiç ayrılmamışlar. 101 yaşında hayata veda eden Dorothea Tanning, bir röportajında eşiyle ilgili ‘ihtiyacım olan tek şey oydu’ demesi, ikiliyle ilgili akıllarda kalan izlerden biri.

Ulay ve Marina Abramovic

1974’ten 1988’e kadar birlikte olan iki performans sanatçısı Ulay ve Marina Abramovic’in aşkları hayal kırıklığıyla bitse de tarihin en büyük aşklarından biri olarak akıllarda. Birlikte sanatlarını sergiledikleri 14 yılın ardından, çift uzun uğraşlar sonucu Çin Seddi’nin ortasında buluşacakları bir performans planladı. Aynı zamanda evlilik hazırlığı da yaptıkları ve günler süren performans sırasında Mariana, Ulay’ın kendisini aldattığını, bu ilişkiden de bebek beklediğini öğrendi. İkili son olarak Çin Seddi’nin ortasında buluştu, performanslarını tamamladı ve sonra bir daha görüşmediler. Ta ki 2010 yılında Marina’nın bir performansı sırasında Ulay karşısına geçmesine kadar. Marina’nın yaşanan her şeye rağmen geriye dönüp baktığında ilişkilerini ‘işini yapan iki aşıktık’ sözleriyle özetlemesi aralarında ne kadar büyük bir aşk olduğunu kanıtlar nitelikte.

Auguste Rodin ve Camille Claudel

Düşünen Adam, Kale Kent Soyluları, Cehennem Kapıları heykelleriyle tanınan Auguste Rodin’in tüm eserlerine ilham veren ve onlara yardım eden bir aşkı vardı. Bambaşka bir hayatı varken öğrencisi olan Camille ile tanıştığında hayatı değişti ve birlikte yaşadığı, çocuğunun annesine rağmen Camille’e olan tutkusuna karşı koyamadı. Aralarındaki 24 yaşa rağmen birbirlerini tamamladıklarına inanan çiftin aşkları ömür boyu, inişli çıkışlı olarak devam etti. Rodin kadar tanınmasa da Camille Claudel de hayatı boyunca mükemmel heykeller üretti.

Niki de Saint Phalle ve Jean Tinguely

Renkli heykel çalışmalarıyla tanınan; Stravinsky ve Château-Chinon Çeşmeleri ile Paris’e imzasını bırakan Niki de Saint Phalle ile kendisi gibi heykeltıraş olan Jean Tinguely heyecanlı bir aşk yaşamış. Tanıştıklarında evli olmalarına rağmen aralarındaki tutkuya karşı koyamayan ve eşlerinden ayrılarak birlikte olan çift, birbirlerinden aldıkları ilhamı eserlerine de yansıtmışlar. Aşklarından aldıkları destek ve ilham o kadar kuvvetli olmuş ki iki yılın ardından ayrılsalar da kariyerleri boyunca birlikte çalışmışlar.

{21036}