Ortadoğu’nun Büyülü Dünyası: Ürdün
Yazı Boyutu:
Petra’dan Ölüdeniz’e kadar Ortadoğu’nun şaşırtıcı güzellikteki ülkesi Ürdün’ü keşfe çıkın.
İstanbul’dan sadece 2 saatlik bir uçuşla ulaşabileceğiniz Ürdün, bu kadar yakında olmasına rağmen neden gitmediğinizi sorgulatacak zenginliklere sahip bir ülke. Oldukça küçük bir ülke olmasına rağmen birbirinden farklı doğal güzellikleri barındıran bu muhteşem ülkede tarihten, yemeğe kadar uzanan oldukça etkileyici bir kültür mirası bulunuyor. Gelin hazırladığımız Ürdün rehberi ile hep beraber bu muhteşem ülkeyi keşfedelim.
Ürdün’de gezilecek yerler?
Amman & Jerash
Ürdün’ün başkenti Amman bizi oldukça şaşırtan ve heyecanlandıran bir şehir oldu. Batı ve Doğu’nun muhteşem bir harmanını deneyimleyeceğiniz şehirde hiç beklemediğimiz bir manzara bizi karşılıyor çünkü şehirde garip bir düzen hakim. İnşaa edilen bütün evlerin bölgeye özel bir taştan yapılmasını zorunlu kılan bir kural varmış bu sebeple de tüm şehrin binaları aynı renkte ve göze hitap ediyor. Amman’da aynı İstanbul gibi 7 tepeli bir kent ve bu tepelerden birinde Citadel ve Roma Tiyatrosu yer alıyor. Romalılardan kalma harabelere bakarken bir anda yankılanan ezan sesi, iki kültürü bir araya getirerek oldukça etkileyici bir ambiyans yaratıyor. Bölgede aynı zamanda Herkül Tapınağı ve keyifle gezilebilecek bir Arkeoloji Müzesi’de yer alıyor.
Şehrin en renkli caddelerinden biri ise Rainbow Street. Bu alternatif caddede keşfedilecek pek çok mağaza var. Eğer sıcak bir mevsimde seyahet ediyorsanız duyduğumuza göre geceleri cıvıl cıvıl oluyormuş. Öneri üzerine gittiğimiz Trinitae isimlu sabun evini siz de muhakkak ziyaret edin! Eski bir konaktan evrilmiş mağazada her türlü ihtiyacınızı karşılayacak sabun, krem ve cilt bakım ürünlerini bulabilirsiniz.
Amman’ın 1 saatlik dışında bulunan antik Roma şehri Jerash ise dev Hadrian kapısıyla şehre adım attığınız andan itibaren mistik bir ruh haline büründürüyor. En az 2 saatinizi ayırmanız gereken şehri özellikle bir rehber ile gezerseniz, şehrin tarihi ve hikayelerinden etkilenmemeniz olası değil.
Petra
İtiraf edelim pek çok kişi gibi bizim de Ürdün’e asıl gitme amacımız Petra’yı görmek! Amman Petra arası yaklaşık 2.30 3 saat kadar sürüyor ve heyecanımız git gide artıyor. Rehberimizin söylediğine göre Petra’nın her bir köşesini gezmek için neredeyse 1 hafta gerekliymiş. Ürdün’de sadece 5 günümüz olduğundan dolayı biz 1 gün ayırabiliyoruz ama 2 gün ideal olarak düşünülebilir.
Deprem sonrası oluşan uzunca bir kanyondan yürümeye başlıyorsunuz. Kanyonu oluşturan kayalar yüksek miktarda demir oksitin güneş ile buluşması sayesinde pembe, turuncu ve kırmızının binbir tonunu yansıtıyor. Yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşün ardından dünyanın yeni 7 harikasından biri olarak gösterilen Petra’nın El Hazne yapısı ile karşılaşıyoruz. Indiana Jones filminden oldukça iyi biliyor olsakta sonunda karşınıza çıktığında çevremizdeki hemen hemen her turistin tepkisi aynı oluyor. Şaşkınlık ve hayranlık…
Petra, Nebatiler tarafından kayaları oyarak ve yontarak yaratılmış bir şehir. Arap egemenliği sonrasında Romalılar tarafından işgal edilmiş ve bir süre sonra gözden düşerek kayıplara karışmış. 1812’de İsviçreli kaşif Johann Burckhardt tarafından yeniden keşfedilmesiyle yüzyıllar boyu süren sakinlik yerini her sene katlanarak artan turistlere bırakmış. Petra şehrinde pek çok yapı bulunuyor. Özellikle Kral mezarları ve Roma Tiyatrosu oldukça etkileyici. 2 gününüz olursa birkaç kilometra daha yürüyerek en az El Hazne kadar etkileyici olduğu söylenen Manastır’a ulaşıyormuşsunuz.
{771910}
Gün batmadan merkeze geri dönüş yapıyoruz çünkü akşam Bedeviler tarafından düzenlenen ayine katılıp, mum ışıklarıyla aydınlatılmış El Hazne’yi görmek için geri geleceğiz. Eğer Petra’yı akşam görmek isterseniz size tavsiyemiz kapı açılış saatinden 20 dakika önce orada olup en önde olmak yoksa kalabalıkta karmaşa oluyor. Akşamki tecrübemiz de oldukça etkileyici ama Instagram’da gördüğünüz gece karelerine çok da aldanmayın!
Editörün notu: Petra’nın girişine yepyeni bir müze açılıyormuş, biz yetişemedik ama kesinlikle bir dahaki sefere görmek için aklımıza kazıyoruz.
Wadi Rum
Ülkenin çöllük bölgesi Wadi Rum da apayrı bir tecrübe vaat ediyor. Ama çöl deyince aklınıza Mısır ve Dubai’de görmüş olabileceğiniz çöller gelmemeli. Wadi Rum aynı Petra gibi kıpkırmızı ve sert çöl olarak adlandırılan bir yapıya sahip kızıl bir çöl. Etrafınız her saat farklı renklere ve atmosfere bürünüyor. Ülkenin tamamında karşılaşacağınız Bedeviler burayı domine etmiş durumda. Bedevi rehberimiz önderliğinde çölde safari turuna çıkıyoruz. Özellikle gün batımı ve gün doğumunda yaptığımız yolculuk oldukça büyüleyici.
İzole ve farklı bir deneyim yaşamak isteyenler için ise çölün içinde Bedevi kampları bulunuyor. Bizim tercihimiz ise Aicha Luxury Camp’dan yana oldu. Burada kalmanın en güzel kısmı ise akşam geleneksel yemeklerin ardından tüm kamp toplanarak yıldız izlemeye gidiliyor olması. Aklınızda olsun ay çıktıktan sonra yıldızları görmek pek mümkün değil.
Uçsuz bucaksız çölde pek çok kanyon, doğal köprüler bulunuyor. Bu açıdan rehberinizin iyi olması çok önemli ki sizi etkileyici yerlere götürebilsin. Özellikle gün batımı zamanı turistlerden uzakta iyi bir nokta biliyorsa, oldukça şanslısınız.
Kızıl Deniz
Wadi Rum’dan yapacağınız sadece 45 dakikalık bir yolculuk ile kendinizi Kızıl Deniz’in mavi sularında bulabilirsiniz. İki farklı iklime bu kadar kısa sürede ulaşabiliyor olmak da oldukça enteresan. Ülkenin deniz turiziminin gerçekleştiği tek yer olan Aqaba özellikle dalış sevenlerin çok sık tercih ettiği bir destinasyon. Kızıl Deniz’in ününü zaten biliyorduk ama kıyıdan sadece 200 metre ileride muhteşem mercan kayalıkları ile karşılaşınca yine de çok şaşırdık. Bölgede biraz korkutucu olan tanker, gemi gibi batıkları görmeniz de mümkün.
{772338}
Ölü Deniz
Deniz seviyesinin 430 metra altında kalan Ölü Deniz, dünyanın en alçak gölü olarak bilinmekte. Aynı zamanda dünyanın en tuzlu üçüncü gölü olmasından dolayı, aşırı miktardaki tuz oranıyla yüzmek yerine suyun üzerinde batmadan durabiliyorsunuz. Buraya herkesin akın etme sebeplerinden biriyse şifalı suyu ve pek çok minerali barındıran çamuru. Çamur banyosu yaparak cildinizi iyileştirmeniz ve suda batmayarak eğlenceli vakit geçirmek bir arada. Etrafta bulunan Marriott Dead Sea başta olmak üzere pek çok otelin Spa merkezlerinde Ölüdeniz’in sunduklarından yararlanabileceğiniz güzellik uygulamaları sunuluyor.
Ürdün’de nerede kalınır?
W Amman
Çoğu şehirde olduğu gibi modern ve eski olarak ikiye bölünmüş bir şehir olan Amman’ın en yeni ve hip otellerinden biri W Amman. Havaalanından 30 dakikalık bir araba yolculuğu ile ulaşabileceğiniz otel W zincirinin DNA’sını yansıtır şekilde oldukça renkli dekore edilmiş. Her detayın misafirler için düşünüldüğü odalarda Amman’ın muhteşem manzarası ile karşılaşıyorsunuz.
Gurur verici bir detay olarak otelin Türk genel müdürü Esra Parin, açıldığı günden itibaren canla başla çalışarak W Amman’ı turistlerin yanı sıra yerellere de sevdirerek şehrin sosyalleşme duraklarından biri haline getirmiş. Happy Hour’lar ve özel eventlerin bolca düzenlendiği otelin havuzu da keyif yapmak için ideal. Amman’da geçireceğiniz yorucu günlerin ardından ise AWAY Spa’da bölgeye özgü malzemelerin kullanıldığı lokal masaj ile kendinizi şımartabilirsiniz.
Otelin içindeki Asya restoranı Enso ise yetenekli şefi Lamberto Valdez eşliğinde harikalar yaratıyor. Ürdün’de sushi mi yenir diye düşünmeyerek Valdez’in geniş menüsünden leziz tabakları denemenizi tavsiye ediyoruz.
Marriott Petra
Ürdün’ün en büyüleyici durağı olan Petra’da bir gece geçirmek isterseniz veya daha fazla gününüzü bu büyüleyici şehre ayırmayı planlıyorsanız tercihiniz Marriott’dan yana olmalı. Şehre tepeden bakan otelden harika bir manzara ve gün batımı seyrediliyor. Spa’dan, spor salonuna her türlü tesisi bulabileceğiniz otelin Dushara ve Hala Hala isimli iki restoranında gerçekten çok lezzetli meze ve kebap çeşitleri bulunuyor.
{772331}
Al Manara, a Luxury Collection hotel, Saraya Aqaba
Ürdün’ün Çeşme’si gibi düşünebileceğiniz Aqaba, ülkenin tek denize kıyısı olan bölgesi. Kızıl Deniz kıyısındaki beldede pek çok 5 yıldızlı resort bulunuyor olsa da Al Manara kesinlikle en görkemlilerinden biri. Hatta sizin de şansınız bizim kadar yaver giderse Penelope Cruz ve Javier Bardem gibi dünyaca ünlü yıldızları da belki görebilirsiniz. Kızıl Deniz’in dingin sularına bakan odalarda aynı zamanda bir süpriz sizleri bekliyor; balkondan baktığınızda karşısı İsrail ve biraz ileriden ise Mısır’ı görebiliyorsunuz. Otelin sevecen ve yardımsever ekibi ise size her daim evinizde hissettirmek için gözünüzün içine bakmakta.
Al Manara, macera ve aktivite arayanlar için de pek çok alternative sunuyor. Kızıl Deniz’in muhteşem sualtı yaşamını keşfedebilir veya lokal mutfağı öğreneceğiniz bir yemek kursuna katılabilirsiniz. Tembellik yapmak istiyorsanız da plajda palmiyeler altında tüm gün yatmakla Heavenly Spa’da birkaç saat geçirmek arasından bir tercih yapmanızı öneririz. Akşam yemeği için ise oldukça şık bir ambiyansa sahip Kubba Levantin’i es geçmeyin.
Nerede yenir?
Sufra
Şehrin en renkli sokaklarından olan Rainbow Street’de bulunan Sufra, geniş bahçesi ve otantik ortamıyla gerçekten keyifli bir mekan. Ürdün’de yemeklerde Lübnan mutfağının etkisi oldukça fazla yani aslında damak zevkimize uyan ve aşina olduğumuz tatlar var. Bu sebeple menüde size tanıdık gelen pek çok meze ve kebap türünü göreceksiniz. Her şeyin tadı oldukça lezzetli ancak çoban salatayı andıran Fattoush’u kesinlikle denemelisiniz!
Fakhreldin
Bizim için bütün gezinin en favori lezzet durağı kesinlikle Fakhreldin. Zaten şehrin en ünlü restoranlarından biri olarak dillerde. Hem turistlerin hem de yerellerin radarı altında olan bir yer. Restoranın binası oldukça görkemli zaten eskiden bir başbakana aitmiş. Ürdün’de çoğu yerde olduğu gibi yine Lübnan mutfağının lezzetlerini deneyimliyorsunuz. Humus veya Tabule gibi lezzetleri her yerde bulurum diye sakın denememezlik yapmayın çünkü gerçekten bizim yediklerimize göre kat kat lezzetliler.
{772237}
Petra Kitchen
Petra’da yemek için tavsiye arıyorsanız özellikle öğlen için tavsiyemiz Petra Kitchen. Restoran aynı zamanda bir yemek okulu olduğu için şef ile beraber yemek yapabiliyorsunuz.
Dushara ve Hala Hala
Marriott Petra Hotel’in iki restoranı Dushara ve Hala Hala geleneksel yemekleri tadabileceğiniz bir diğer restoran. Güzel havalarda muhteşem bir bahçede muhteşem bir manzara karşısı deneyimleyebileceğiniz restoranlarda Ürdün’ün en ünlü yemeği Mansaf’ı tadabilirsiniz.
il Terrazo
Ölü Deniz’deki Marriott’un içinde bulunan il Terrazo, İtalyan mutfağı olmadan olmaz diyorsanız veya Ölü Deniz’de vakit geçirecekseniz aklınızda bulunması gereken bir restoran.