İtalya'nın Efsane Adası: Sicilya Seyahat Rehberi
Yazı Boyutu:
Kristal berraklığında denizi, büyüleyici antik kalıntıları, barok mimarisi, sokak lezzetleri, kendine has mutfağı, birbirinden etkileyici çok sayıda şehri ve kasabası ile Sicilya’yı keşfe çıkıyoruz.
The Godfather filminden tanıdığımız mafyaları ile ün kazanmış ada, İtalya’nın güneyinde yer alıyor. İtalya’nın kuzeyi ve güneyi de birçok konuda birbirinden ayrılıyor. Genel olarak Kuzey İtalya daha çalışkan, temiz ve birçok alanda daha gelişmişken; Sicilya’nın da dahil olduğu Güney İtalya daha tembel, temizlik açısından şüpheli, güvenlik açısından ise sıkıntılı olarak bilinir. Aynı zamanda kuzey ve güneyin konuştukları lehçe de ciddi farklılıklar taşıyor.
Benim gibi Kuzey ve Orta İtalya’da uzunca vakit geçirmiş kişiler için Güney İtalya -özellikle Sicilya- ilk karşılaşmada oldukça değişik gelebilir. Hatta Sicilya’yı İtalya’nın güneyinde bulunan diğer bölgelerinden de (Abruzzo, Basilicata, Calabria, Campania, Molise, Puglia, Sardegna) ayrı tutmak gerekiyor. Çünkü adaya adımınızı attığınız ilk andan itibaren mimarisinde, mutfağında, insanlarında farklı kültürlerin izlerini çok net bir şekilde gözlemliyorsunuz. Bu sebeple İtalya tutkunlarına ‘Gerçek anlamda İtalya’nın güneyini tadabilmek ve deneyimleyebilmek için en doğru destinasyon Sicilya’ diyebilirim.
Sicilya, kendi bağımsızlığını ilan etmiş gibi gözüken; özellikle Yunan ve Arap kültürlerinin etkisinin hissedildiği, her gezginin hayran kalacağı bir ada. Her yanı, her şehri, her kasabası farklı dokulara sahip. Sanki mozaiği tamamlayan parçalar gibi…
Komiser Montalbano dizisinin çekildiği, ‘barok mimarinin mücevheri’ olarak anılan Noto‘nun bu deyişe sahip olmasının sebebi ise Katanya’daki barok mimariden farklı olarak tüm şehrin beyaza boyanmış olması. Ardından Sicilya’nın Atina’sı olarak anılan Siracusa. Büyülü, hilâl şeklindeki formuyla ünlü Trapani ve liste böylece uzayıp gidiyor…
Goethe’nin de söylediği gibi;
“Sicilya’yı görmeden İtalya’yı anlamak mümkün değildir!”
Sicilya Seyahat Rehberi
Sicilya’ya Nasıl Gidilir?
İtalya’nın 20 ayrı bölgesinden biri olan ve ülkenin en güneyinde yer alan Sicilya, aynı zamanda İtalya’nın en büyük adası. Sicilya’ya gitmek için farklı ulaşım seçeneklerini değerlendirebilirsiniz.
Hava Yolu ile Ulaşım
İtalya’nın liman şehirlerinden birine yapacağınız uçak yolculuğunun ardından feribot ile adaya gidebilirsiniz. İstanbul’dan bölgenin baş şehri olan Palermo’ya veya ikinci büyük şehri Katanya’ya yaklaşık iki saat süren direkt uçuş seferleri bulunuyor.
Feribot ile Ulaşım
İtalya yarımadasının adaya en yakın noktası, Calabria bölgesinin güneyinde bulunan Reggio Calabria. Reggio Calabria’dan Messina boğazını geçerek 20 dakikalık feribot yolculuğu ile adaya ulaşabilirsiniz. Diğer birçok liman şehrinden de feribot ile ulaşım sağlanıyor.
{272685}
Sicilya’ya Ne Zaman Gidilir?
İlkbahar ve sonbahar ayları seyahat için en keyifli aylar; çünkü yaz aylarında sıcaklık 30 derecenin üzerinde seyrediyor. Hatta 40 dereceyi gördüğü de oluyor. Ayrıca Katanya yakınındaki aktif yanardağ olan Etna Yanardağı, her yıl temmuz ayında hareketleniyor. Patlamalar sebebiyle Katanya şehrinde sokakları küller içerisinde gezmek zorunda kalabilirsiniz.
Diğer yandan deniz tatili için harika plajları, berraklığı ve mavinin tonları ile kendine aşık eden bir denizi var. Ada 25,711 km² yüzölçümüne sahip, yani oldukça büyük bir ada. Bu nedenle adanın tamamını gezmek istiyorsanız 15 gün gibi bir süre ayırmanız gerekebilir.
Sicilya’dan Ne Alınır?
Sicilya’nın her neresine giderseniz gidin, uğur ve bereket getirmesi için kendinize ve sevdiklerinize ‘La Testa di Moro’ almayı unutmayın. Sicilya’nın sembolü hâline gelmiş seramik kafa şeklindeki vazoları; evlerde, bahçelerde, meydanlarda, hatta her yerde göreceksiniz. Hikâyesi, Palermo’da 1100 yılı civarında yaşamış güzel bir Sicilyalı kız ile esmer genç bir adamın aşkına dayanıyor.
Güzel kız bir gün genç adamın onu terk edip Doğu’daki topraklarına döneceğini öğrendiğinde derin bir üzüntüye kapılır. Uzun uykusuz gecelerinden birinde, onun anısını yaşatmak amacıyla bir seramik saksı yapar. Bu saksıya fesleğen eker. Fesleğenler o kadar gür çıkar ki, bunu gören mahalle sakinleri de seramik saksılar kullanarak bitki yetiştirmeye başlarlar. Yıllar içerisinde bu seramik saksılar, çiçek, yaprak ve meyve gibi dekoratif unsurlarla süslenerek Sicilya’nın sembolü hâline gelir. Bu eserler, Sicilya topraklarıyla derinden bağlantılı olan bereket simgelerine dönüşür.
Sicilya gezinizi planlarken adanın iki büyük şehri Palermo ve Katanya olarak ikiye ayırarak ilerlemek faydalı olacak.
Palermo Seyahat Rehberi
İtalya’da her bölgenin bir baş şehri (capoluogo) bulunuyor. Sicilya bölgesinin baş şehri ise Palermo. Aynı zamanda eski Sicilya Krallığı’nın da başkenti. Çok sayıda tarihi ve turistik yerleri yanında yeme-içme kültürü ile de oldukça etkileyici bir şehir.
Palermo’da Ne Yenir?
Avrupa’nın en iyi sokak yemeği şehri olarak ilan edilen Palermo’da mutlaka farklı tatların büyüsüne kendinizi bırakmalısınız. Tarihi pazarı olan Ballaro’ya yolunuz düşerse hem Palermo’nun sıcak atmosferine tanık olabilir, hem sokak lezzetlerinin tadına bakabilir, hem de yerel lezzetlerden satın alabilirsiniz.
Özellikle pesto di pistacchio (şam fıstıklı pesto sosu) almadan pazardan ayrılmayın. Pazarda yiyecek satan tezgâhlarda, nohut unundan hazırlanan kızartma ‘le panelle’, içi sebze veya kıyma ile doldurulmuş pirinç topları kızartması ‘arancini’ , ricotta peyniriyle hazırlanan krema ile doldurulmuş hamur kızartması ‘cannoli siciliani’ alıp deneyebilirsiniz. Ayrıca patlıcan kızartması, domates, zeytin ve kapari ile hazırlanan ‘caponata’, patlıcanlı makarna ‘pasta alla norma’, şam fıstığı pestolu tipik Sicilya makarnası ‘busiata al pesto di pistacchio’ gibi lezzetleri de mutlaka denemelisiniz.
Locale Palermo
Eğer bu lezzetleri sokakta değil de yerel gençlerin takıldığı alternatif ve popüler bir mekânda; tadımlık küçük tabaklarda (piattini) ve de yanında bir kokteyl ile denemek isterseniz, size önerim modern bir osteria olan Locale Palermo olur. Keyifli bir atmosferi ve sıra dışı bir dekorasyonu var. Tabakları da oldukça lezzetli. Ancak yoğunluktan ötürü mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneriyorum.
Via Francesco Guardione, 88, Palermo PA, İtalya
I Segreti del Chiostro
I Segreti del Chiostro, Santa Caterina Manastırı’nın içinde yer alan tarihi bir pastane. Biraz sıra beklemeyi göze alırsanız, Sicilya’nın en iyi cannoli tatlısını burada yiyebilirsiniz. Cannoli dışında ricotta kekleri, bademli bisküviler, krema dolgulu Puglia tatlısı ‘pasticciotti’ ve krepler gibi birbirinden leziz tatlıları deneyebilirsiniz.
Pasticceria Scimone 1950
Palermo’nun en eski pastanesi olarak bilinen Pasticceria Scimone’nin aynı zamanda sahil kasabası Mondello’da da bir şubesi var. 1948 yılında Bay Carmelo tarafından kurulan, cannoli, cassate, arancine gibi yerel lezzetlerin yapıldığı yapıldığı pastane, babadan oğullara geçerek ün kazanmış.
Doba
Palermo’da İtalya’nın en büyük opera binası olan Teatro Massimo’nun karşısında bulunan Doba’nın terası, şehrin çan kulelerini ve kubbelerini görebileceğiniz etkileyici bir manzaraya sahip. Şef Domenico Basile’nin yönettiği restoranda, hem büyüleyici manzaranın tadını çıkarabilir hem de unutulmaz bir gastronomi deneyimi yaşayabilirsiniz.
Palermo’da Görülecek Yerler
Catacombe dei Cappuccini (Palermo Yeraltı Mezarlığı)
Kentin en ünlü turistik mekânları arasında yer alan Palermo Yer Altı Mezarlığı, kayaların içleri kazılarak meydana getirilmiş tünellerden oluşan etkileyici bir yapı. Tünellerde, farklı cinsiyet ve yaştaki Palermo vatandaşlarının mumyalanmış bedenleri bulunuyor. Olağanüstü tarihi öneme sahip olan bu mezarlık, şehrin geçmiş hikâyesini kendi vatandaşları aracılığıyla anlatabilme özelliğine sahip. Mezarlığı ziyaret etmek kasvetli ve tedirgin edici gözükmesine rağmen, halkın sosyal geçmişini ve dini inançlarını da yakından gözlemlemek adına güzel ve benzersiz bir deneyim sunuyor.
Teatro Massimo
1897 yılında açılışı yapılan Teatro Massimo, Palermo’nun en ünlü anıtlarından biri. 8 dönüme yakın alanıyla Paris Opera ve Viyana Devlet Operası’ndan sonra Avrupa’nın üçüncü büyük opera binası. Şehrin eski merkezi ile daha modern olan kuzey bölgesi arasında yer alıyor.
Teatro Politeama Garibaldi
1867’de Giuseppe Damiani Almeyda tarafından başlatılan ve 1874’te açılışı yapılan Teatro Garibaldi, eksik ve çatısız olmasına rağmen tiyatronun sosyal işlevini geliştirmek için “Halk Tiyatrosu” olarak tasarlandı.1874’te at nalı şeklindeki salon; 5.000 seyirci kapasiteli, çift sıralı localar ve iki düzene bölünmüş bir galeriden oluşuyor. Tiyatro günümüzde ise Sicilya Senfoni Orkestrası‘nın prestijli yerleşkesi olarak faaliyet gösteriyor.
Palermo’da Gidilecek Yerler
Cefalù
Küçük ve büyüleyici Orta Çağ kasabası Cefalù, eşsiz güzelliği ve turizm kalitesi ile birçok ödül kazanmış özel bir yer. Yunanlılar tarafından Kephaloidion (Κεφαλοίδιον) adı ile kurulan kasaba; Romalılar, Bizanslılar, Araplar ve Normanlar gibi farklı kültürlere ev sahipliği yapmış. Bu nedenle sanatsal, kültürel ve coğrafi bir mirasa sahip. Tarihi kiliseleri, taş döşeli sokakları, denize bakan rengârenk balıkçı evleri ve altın kumsalları ile hem yazın hem de kışın ziyaretçileri için unutulmaz anlara sahne oluyor.
Mondello
Palermo’da denize girecek çok sayıda plaj mevcut ama özellikle Palermo’ya yarım saat uzaklıkta açık renk kumuyla, muhteşem deniziyle ünlü Mondello kasabasını ziyaret etmenizi öneririm. Kasaba, yan yana plajlardan oluşuyor. Plajlar için önceden rezervasyon gerekiyor, aksi takdirde yoğun sezonda yer bulmak oldukça zor. Bazı plajların da günlük müşteri kabul etmediğini sezonluk rezerve edildiğini unutmamak lazım.
İtalya’nın sahillerinde günlük misafir kabul edilmemesi, alışılagelmiş bir durum aslında. Sahillerde bir sürü boş şezlong görmenize rağmen sezonluk kiralama sebebiyle plajın komple dolu olduğunu söyleyerek sizi plaja kabul etmiyorlar.
Mondello Italo Belga bu bölgedeki en iyi plajlardan biri. Site adresi üzerinden rezervasyon yapabilirsiniz. Kalabalık başlangıçta rahatsızlık verici gibi gözükmesine rağmen bir süre sonra plajın eğlenceli ve renkli havasına kendinizi kaptırıyorsunuz. Sürekli gelip geçen renkli satıcılar; yiyecek-içecek, çocuklar için şişme oyuncak ve kadınlar için çeşitli aksesuarlar satıyor. Satıcılardan alışveriş yapacak olursanız pazarlık etmekten sakın çekinmeyin.
Ayrıca plajın arka tarafında harika bir pizzacı var. Seyyar tezgâhında yiyecek içecek satan; küçük bir fırını, önünde birkaç masa sandalyesi olan bir yer. Bu tarz yerlere İtalyancada ‘chiosco’ deniyor. Pizzanızı plaja sipariş verebiliyorsunuz. Leziz pizzalar ve Aperol Spritz eşliğinde etrafınızı izlerken saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.
Bir de mutlaka ‘ciambella’nın (simit şeklinde, üzeri şekerli, kızarmış yumuşacık hamur tatlısı) tadına bakın.
Scopello
Denizin keyfini sürmek için Palermo yakınında bir diğer muhteşem lokasyon ise arabayla Palermo’dan 1 saat uzaklıkta bulunan Scopello. Kayalık olduğu için çocuklu ailelere uygun olmayabilir ancak muhteşem bir denizi ve manzarası var.
Konaklama için tercih edebileceğiniz Tonnara di Scopello da burada yer alıyor. Eski bir ton balığı fabrikasının restore edilmesiyle hizmete açılan tatlı bir butik otel. Aynı zamanda içerisinde denizcilikle ilgili bir müzesi de var. Dilerseniz rezervasyon yaptırarak müzeyi gezebilirsiniz.
{113115}
Katanya Seyahat Rehberi
Sicilya’nın ikinci büyük şehri ise Katanya. Barok mimarinin en güzel örneklerine sahip olan şehir, adanın doğusunda yer alıyor. Etna Yanardağı ile de büyüleyici bir görünüme sahip.
Katanya’da Görülecek Yerler
Sant’Agata Katedrali
Barok mimarinin kalbi olarak görülen ve Piazza del Duomo bölgesinde bulunan Sant’Agata Katedrali öncelikli olarak görülmesi gereken yerlerden. Kilise, 17. yüzyılın sonunda meydana gelen iki dramatik olayın ardından Barok tarzda yapılan birçok anıtın gelişmesine katkıda bulunmuş. Bunlar, Etna Yanardağı’nın patlaması ve şehri yerle bir eden deprem. Bu olaylardan sonra Katanya yeniden inşa ediliyor ve birçok sanatçı, şehri yeniden tasarlamak için işbirliği yapıyor. Sonucunda da şehir bugünkü ihtişamlı hâlini alıyor.
Chiesa della Badia Sant’Agata Kilisesi
Katanya’da öncelikli görülecek bir diğer yer, şehrin kalbinin attığı Badia di Sant’Agata Kilisesi. Bu kilise aynı zamanda Katanya Katedrali olarak biliniyor. Sant’Agata ise şubat ayında Avrupa’nın en büyük dini festivallerinden biriyle kutlanan şehrin koruyucu azizinin ismi. Dilerseniz kubbeye çıkıp şehri yukarıdan görmek için düzenlenen turlara katılabilirsiniz.
Teatro Antico e Odeon
Katanya tarihinin merkezinde; birbirinden birkaç adım ötede Yunan-Roma Tiyatrosu ve Odeon bulunuyor. Tiyatro, Yunan döneminden kalma mevcut bir yapının yanında, MS. 2. yüzyılda inşa ediliyor. Zaman içinde mermerleri taşınarak Sant’Agata Katedrali’nin yapımında kullanılıyor. Önceleri 7 bine kadar seyirci ağırlayabiliyordu. Ancak tiyatronun bazı bölümleri art arda meydana gelen patlamalar ve depremler nedeniyle büyük hasar gördü.
Odeon ise Roma döneminde dans gösterileri ve konserlere ev sahipliği yapan yarım daire şeklinde bir yapıya sahip. Günümüzde de çok sayıda yaz gösterileri bu alanda yapılıyor.
Castello Ursino
Ursino Kalesi, 1239-1250 yılları arasında II. Federico’nun emriyle doğu Sicilya kıyılarının savunma projesi olarak inşa ediliyor. 1934 yılında ise restore edilerek Katanya Şehir Müzesi’ne dönüştürülüyor.
Ursino Kalesi’nin müze koleksiyonu, şehrin kültürel tarihine gerçekten olağanüstü bir tanıklık sunuyor. Arkeolojik buluntular, mimari parçalar, kitabeler ve resimler gibi geçmişin tüm dönemlerini belgeleyen son derece zengin ve heterojen seçkilere sahip.
Orto Botanico di Catania
Avrupa’nın en büyük botanik parklarından biri olan Orto Botanico di Catania da görmeniz gereken etkileyici yerlerden. Parkın içerisinde çeşit çeşit bitkiler, çocuklar için özel alanlar ve yürüyüş parkurları bulunuyor.
Dilerseniz gezi treni ile dolaşarak Katanya’nın tarihi ve turistik yerlerini keyifli bir turla 40 dakikada görebilirsiniz.
Katanya’da Gidilecek Yerler
Taormina
Katanya’dan 40 dakika uzaklıkta bulunan ve Sicilya’nın incisi olarak anılan Taormina da mutlaka görülmesi gereken şehirler arasında. Adanın en zarif şehirlerinden biri olan Taormina, kendine has bir çekiciliğe sahip. Bu nedenle ‘İtalya’ya Yolculuk’ adlı eserinde buradan söz eden Goethe’den Oscar Wilde ve Hemingway’e kadar birçok sanatçı ve yazarın gönlünde yer edinmesi tesadüf değil. Şehrin daracık sokaklarında yürüyüş yapmak, Isola Bella’da denize girmek, tepeden muhteşem manzarayı izlemek paha biçilemez.
Taormina’da Nerede Kalınır?
Teatro Antico di Taormina‘ya ve 14. yüzyıldan kalma Palazzo Corvaia‘ya yürüme mesafesinde olan Grand Hotel Timoe, Etna Dağı ve sahil manzarasına bakıyor. Sicilya tarzı şık ve konforlu bir konaklama deneyimi için en iyi alternatifler arasında, diyebilirim. Etkileyici manzaraya sahip terasında, gün batımında aperitivo yudumlamak ise unutulmaz anılarınız arasında yerini alacak.
Mazzaro Körfezi’nde 1830 yılında inşa edilen bu lüks otel Villa Sant’Andrea, Isola Bella’ya yürüyerek 12 dakika, Palazzo Corvaia’ya ve Greko-Romen Tiyatrosu‘na ise 3 km uzaklıkta yer alıyor. Aynı zamanda Taormina’nın özel plaja sahip tek tesisi. Büyüleyici manzarasının yanında, restoranıyla misafirlerine etkileyici bir gastronomi deneyimi sunuyor.
Taormina’da Ne Yenir?
Taormina’nın sembolü haline gelmiş Bam Bar’da ‘granita’ ve yanında brioche yemeyi de unutmayın. Özellikle ‘granita’ Sicilya’da popüler; meyve, su ve şeker ile hazırlanan yarı donmuş bir tatlı. Brioche ekmeğini granita’ya batırarak yenilmesi öneriliyor.
La Locanda Dei Mori ise sıcak ve samimi bir ortamda Sicilya mutfağını deneyimlemek için çok keyifli bir adres.
Camelot
Sokak lezzetlerinin ön planda olduğu Sicilya mutfağının popüler tabaklarından biri de at eti ızgarası. Piazza Federico di Svevia’da ızgara at eti sunan ilk yerlerden biri olan Camelot. Orta Çağ atmosferine sahip büyük bir mekân. Restoranda farklı yemek seçeneklerini değerlendirebilirsiniz. Ancak esas uzmanlık alanları, ateşte pişirilen at eti.
P.za Federico di Svevia, 73, İtalya
Sciacca
Palermo ve Katanya gibi turistlerin yoğun olduğu şehirlerin aksine daha sakin, daha çok İtalyanların tercih ettiği bir lokasyonda deniz tatili yapmak isterseniz, adanın güneyinde bulunan Agrigento şehrine bağlı bir balıkçı kasabası olan Sciacca’ya mutlaka uğramalısınız.
Sciacca’da Nerede Kalınır?
La Tonnara di Sciacca
La Tonnara di Sciacca denize sıfır apart evlerden oluşuyor. 1954 yılına kadar ton balığı fabrikası olarak kullanılan arazi on sene önce restore edilerek turizm tesisi haline gelmiş. Çok şirin dizayn edilmiş minik apart evler, eskiden balıkçıların evleriymiş. Bu evlerin en güzel tarafı ise birkaç adımda denize ulaşmanız. Tesisin kendine ait bir plajı da var. Özel plajın devamında ise uzun bir halk plajı bulunuyor.
Kasabanın sembolü hâline gelmiş sahilde bulunan uzun kulede ise balıkçılar eskiden ton balığı pişiriyorlarmış. Kule, kokunun olabildiğince uzağa gitmesi için ise oldukça uzun inşa edilmiş. Kulenin eski hâli bozulmadan hâlâ korunuyor.
Rocco Forte Hotels Verdura Resort
5 yıldızlı lüks bir konaklama için Rocco Forte Hotels Verdura Resort’u tercih edebilirsiniz. Tesis aynı zamanda spa ve golf oteli olarak da hizmet veriyor.
Sciacca’nın En İyi Restoranları
Kasabanın merkezinde ve limanda da yeme içme için keyifli alternatifler mevcut. Merkezde La Matrice, Basilica’nın hemen karşısında keyifli bir meydanda bulunan popüler bir mekân. Liman tarafında ise Porto San Paolo, limanın en güzel restoranı. Gün batımını keyifle izleyebileceğiniz limana hâkim bir manzarası var. Tabakları da gayet başarılı. Rezervasyon şart.
Yine aynı bölgede La Lampara, Trattoria Al Faro ve La Trattoria Corallina; tarihi merkezinde ise Hostaria del Vicolo önerebileceğim yerler arasında.
Venti Nodi
Akşam yemeği için hemen kumsaldan yürüyerek ulaşabileceğiniz restoran Venti Nodi’de ise taptaze balık ürünlerine doyabilirsiniz. Gidecek olursanız; karışık balık, karides, kalamar kızartması ve kum midyeli salatasını mutlaka denemelisiniz. Son olarak bir kadeh misket üzümü şarabı yanında ‘cannolo siciliano‘ ile yemeğinizi taçlandırabilirsiniz. Tesis, aynı zamanda kasabanın merkezine ve limana 5 dakika uzaklıkta.
Sciacca Seramikleri ve Gaspare Patti
Sicilya’nın genelinde seramik sanatları çok önemli bir yer alıyor. Özellikle Sciacca, seramik konusunda en önemli lokasyonlardan biri.
Ünlü seramik sanatçısı Gaspare Patti’nin atölyesi de Sciacca’da bulunuyor. Atölyesini ziyaret edip eserlerini yakından görmenizi tavsiye ederim. Gaspare Patti ile ilgili tüm detaylar, tanışma hikâyemiz, atölyesinde gerçekleştirdiğimiz sohbet, eserleri, atölyesi başka bir yazımın konusu olacak mutlaka!
Agrigento
Sciacca’nın bağlı olduğu Agrigento ilinde ise ‘La Valle dei Templi’ (Tapınaklar Vadisi) şüphesiz Sicilya’nın en güzel ve görülmesi gereken yerlerinden biri. Tapınaklar, Sicilya’nın antik Yunan ruhunu sembolize ediyor ve gün ışığında ayrı güzel olan tapınaklar, akşam spot ışıklarıyla muazzam bir manzaraya dönüşüyor. Agrigento’dan doğu yönüne doğru ilerlediğinizde ise başka güzellikte şehirler sizleri bekliyor.
Ragusa
Ragusa’nın iki yüzü vardır; biri, ikonik bir Sicilya şehri imajını yansıtır. Diğeri ise aynı Katanya’da olduğu gibi 17. yüzyılın sonlarında meydana gelen depremden sonra inşa edilen, daha çok barok mimariye sahip yüzü.
Burada konaklama için çok özel bir butik otelden bahsetmek istiyorum; şehrin içinde bir vaha olan Villa Boscarino. Benim gibi ruhu olan mekânlara ilginiz varsa buraya kalbinizi bırakabilirsiniz. 1895 yılında Francesco Boscarino, ailesini kolera salgınından korumak için bu oteli yaptırmış. Sonrasında 1970 yılına kadar Boscarino ailesi tarafından yazlık ev olarak kullanılmış. Yıllar sonra on yıllık bir restorasyon çalışmasının ardından butik otele dönüştürülmüş. Villanın şapelinde kahvaltı yapmak, sakin havuzunda rahatlayıp odanın muhteşem terasından villanın zarif mimarisini seyre dalmak unutulmaz izler bırakıyor.
Marzamemi
Ragusa’dan yaklaşık bir saat uzaklıkta rüya gibi bir sahil kasabası olan Marzamemi’de ise Michelin yıldızlı ve Sicilya’nın sembolü hâline gelmiş Taverna La Cialoma’da keyifli bir akşam yemeği yiyip (rezervasyon şart) ardından da hareketli sahilinde yürüyüş yapabilirsiniz.
{567}
Katanya’da Ne Yapılır?
Tarihi yerleri görmek dışında Via Etnea’da (Etnea Caddesi) alışveriş yapabilir; pazar günleri hariç her gün kurulan ve Via Etnea’ya paralel sokaklarda bulunan büyük açık pazarı da gezebilirsiniz. Pazarda sadece yiyecek değil; aynı zamanda ev dekorasyonu ve tekstil ürünleri, giysi ve aksesuarlar, hediyelik eşyalar gibi aklınıza gelebilecek her şeyi bulmanız mümkün.
Sant’Agata Katedrali’nin hemen yakınında bulunan tarihi balık pazarını da gezmenizi öneririm. Çeşit çeşit taze balıkların yer aldığı renkli pazara, tezgâhları önünde duran esnaflar ayrı bir renk katıyor. Sabahın erken saatlerinde pazarda başlayan hareket, öğle saatlerine kadar sürüyor. Bence bir şehri ve insanlarını en güzel analiz edebileceğiniz yer, o şehrin pazarlarıdır.
Yeme-içme için ise merkezde oldukça fazla alternatif bulunuyor. Ancak gerçek Katanya mutfağını deneyimlemek için tarihi restoran olan La Siciliana’yı mutlaka denemenizi öneriyorum.
Sicilya’da yediğim en leziz tabakları La Siciliana’da yedim diyebilirim. Yerel halkın tercih ettiği, turiste nadiren rastlanacak cinsten tipik bir Sicilya restoranı. Turistik bölgenin dışında Viale Marco Polo’da 19. yüzyıldan kalma bir Katanya villasında yer alıyor. 1968 yılında Giuseppe La Rosa‘nın girişimiyle kurulmuş ve şu anda ikinci nesil olan oğulları Vito ve Salvo tarafından yönetiliyor. Deniz mahsulü ağırlıklı bir menüsü var. Tabaklar günlük taptaze ürünlerle geleneklere sadık kalınarak hazırlanıyor. Yemek salonundaki personeller çok başarılı ve tecrübeli. Oldukça zengin bir şarap menüsü de bulunuyor.