Toskana: Lezzet, Zarafet ve Doğa Bir Arada
Yazı Boyutu:
Mistik tepeleri, bağları ve zeytin ağaçlarıyla adeta sanat eserinin içindeymiş gibi hissettiren Toskana her detayıyla çok davetkâr bir destinasyon.
İtalya’nın masalsı güzellikteki bölgesi Toskana görsel şölen sunuyor; Rönesans’ın izlerini taşıyor ve her bir adımında kendine özgü kültürünü saklıyor. Mantarlar ve peynirlerin başrolde olduğu taze ve tadına doyulmaz malzemelerle, kendine özgü yemek zevki bulunan Toskana’nın mahzenlerinden de ayrıca bahsetmek gerek. Dünyanın şaraplarıyla ünlü bölgelerinden biri olan Toskana’nın toprakları şaraplara da yansıyor.
Yaşamın kendisini kutladığı Toskana’yı seyahat planınıza aldıysanız bu rehberde gezinizi mükemmelleştirecek sayısız öneri bulacaksınız.
Toskana Nerede ve Nasıl Gidilir?
İtalya’nın bölgelerinden biri olan Toskana, ülkenin kuzeybatısında bulunuyor ve Ligurya Denizi’ne bakıyor. Adıyla akıllara ilk olarak yemyeşil ve güneşli manzaraları getiren bölgenin tek özelliği bu değil elbette. İtalya’nın en çok turist çeken şehirlerinden olmasının yanı sıra Rönesans’ın doğuşunun olduğu Floransa, Pisa ve Siena gibi şehirler de bu bölgede yer alıyor.
Toskana bölgesine direkt uçuşlar için -Emilia-Romagna bölgesinde bulunan- Bolonya Guglielmo Marconi Havalimanı’nı tercih edebilirsiniz. İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen’den neredeyse her gün Bolonya’ya direkt uçuş gerçekleşiyor. Bolonya’dan Toskana’nın gideceğiniz bölgesine göre araba kiralayabilir ya da otobüs ile şehir transferinizi gerçekleştirebilirsiniz.
Ne Zaman Gidilir?
Toskana’yı gezmek için ilkbahar ve sonbahar dönemleri en güzel aylar. Sıcaklıkların daha uygun olduğu ve görsel olarak bir şölen sunan bu dönemlerde ziyaret ederseniz, güneşin sarı rengi eşliğinde Val d’Orcia manzarasını adeta bir kartpostal tadında deneyimleyebilirsiniz.
Bu dönemlere ek olarak Toskana programınızı bir etkinlik ile birleştirmek istiyorsanız bölgede yer alan önemli etkinlik ve festivallerin tarihlerine de göz atabilirsiniz:
*Bu etkinliklerin tarihi her yıl değiştiği için gitmeden önce kontrol etmekte fayda var.
- Palio de Siena
- Andrea Bocelli’nin doğduğu köy olan Lajatico konseri
- Puccini Festivali
- Lucca Yaz Festivali
- Viareggio Karnavalı
- Ferie Delle Messie
{113115}
Toskana’da Otel Önerileri
Toskana seyahatinizde konaklama tarzınıza göre seyahat tarzınızın tamamen değişeceğini düşündüğüm için otel öneri tercihlerini iki farklı opsiyon içerisinde incelemek gerekiyor.
Şehir Konaklamaları
Daha önce Floransa’da vakit geçirmediyseniz Toskana programınızın konaklama tercihini Floransa’da planlayarak hem Floransa’yı hem de Toskana’nın birbirinden özel kasabalarını tek seyahat içerisinde gezebilirsiniz. Alternatif olarak Siena ve Lucca, şehir olarak bölgeyi keşfetmek amacıyla hem lojistik açısından hem de akşamları sahip olduğu eğlence, gastronomi gibi deneyimler açısından Floransa harici konaklama tercihleri arasında önde gelen şehirler olacaktır.
- Grand Universe Lucca, Autograph Collection
- Grand Hotel Continental Siena – Starhotels Collezione
- Hotel Brunelleschi
- FH55 – Hotel Calzaiuoli
- Casa G Firenze
Bağ Otelleri ve Lüks Konaklamalar
Toskana’yı belki de en doğru deneyimlemenize olanak sağlayacak olan bu seçim kesinlikle bütçeniz doğrultusunda tercih etmeniz gereken özel bir konaklama deneyimi sunuyor. Tarihi şatoların restore edilerek son derece lüks konaklama ve gastronomi deneyimleri ile birleştirildiği bu konsept, Val d’Orcia manzarası eşliğinde romantik bir tatilin gizli bir anahtarını oluşturuyor.
- Castello di Casole, A Belmond Hotel, Tuscany
- Borgo Santo Pietro
- Castello di Vicarello
- Borgo Pignano
- Precise Tale Poggio Alla Sala
Toskana’da Ne Yemeli?
Trattoria Sull’Albero
Dünya’nın en lüks otelleri arasında yer alan Borgo Santo Pietro’nun Toskana mutfağının yerel lezzetlerini oldukça usta bir şekilde sunan Trattoria’sını mutlaka denemelisiniz. Konsept gereği lezzet odaklı ve bulunduğu konuma kıyasla ulaşılabilir fiyatları ile harika bir manzara eşliğinde keyif yapmak ve yemeğin tadını çıkarmak isteyenler için harika bir seçim olacaktır.
Località Palazzetto, 110, Palazzetto SI, İtalya , +390577751222
Rinuccio 1180 – Antinori nel Chianti Classico
2022 yılında Dünya’nın en iyi şaraphanesi seçilen Antinori, 26 kuşak boyunca devam eden bir aile işletmesi olarak Toskana’nın en önemli üreticilerinden biri olma önemini taşıyor.
Mimari açıdan da bölgenin en ikonik yapılarından biri olan Antinori’ye mutlaka seyahat planınız sırasında rezervasyon yapmalısınız. Üst katında yer alan Rinuccio 1180 Restaurant ise ziyaret sonrası keyifli bir öğle yemeği için oldukça güzel bir alternatif olacaktır. “Super Tuscans” segmentinde yer alan ve bu alanın öncülerinden biri olan Tignanello’nun tadına bakmanızı öneririm.
San Casciano Val di Pesa FI IT, Via Cassia per Siena, 133, Bargino, İtalya, +390552359720
Gelateria Dondoli
San Gimignano kasabasında bulunan ve dünyanın en iyi dondurmacıları listesinde sürekli yer alan bu dondurmacıyı mutlaka denemelisiniz.
Dondoli özellikle deneysel, özgün ve sıra dışı lezzetleriyle tanınan ve Crema di Santa Fina (safran ve çam fıstıklı krema), Champelmo (pembe greyfurt ve köpüklü şarap), Dolceamaro (aromatik bitkili krema) ve Vernaccia Sorbeti gibi farklı lezzetleri olan özel bir dondurmacı.
Piazza Della Cisterna, 4, San Gimignano SI, İtalya, +390577942244
Pasticceria Nannini
Siena içerisinde birkaç şubesi bulunan ve 100 yılı aşkın tarihi ile şehrin ikonik yerlerinden biri olan Nannini’de mutlaka ününü bugünlere getiren un kurabiyelerinden tatmanızı öneririm.
Via Banchi di Sopra, 24, Siena SI, İtalya, +390577236009
Tosca
11’inci yüzyıldan kalan bir şato içerisinde eşsiz bir Toskana manzarasını lüks bir akşam yemeği ile birleştirme fikrine ne dersiniz? Bu öneri eğer size uygun ise bir Belmond oteli olan Castello di Casole’nin içerisinde yer alan Tosca Restaurant’a mutlaka gitmelisiniz. Güneş batmadan bu otele gitmenizi ve gerçek bir şato içerisinde bu deneyimi keyifli bir akşam yemeği ile birleştirmenizi tavsiye ederim.
Mercato Centrale, Piazza del Mercato Centrale, Firenze FI, İtalya, +390552657424
Ristorante Giglio
Lucca’da Piazza del Giglio meydanında bulunan Ristorante Giglio, klasik Toskana mutfağının dışına çıkıp daha fine dine bir konsept ile özel bir akşam yemeği almak isteyenler için oldukça güzel bir seçim.
Sezonluk menülerini rezervasyon sırasında incelemenizi ve damak tadınız ile olan uyumu kontrol etmenizi tavsiye ederim. Bu restaurantın sakatat, av yemekleri gibi seçimleri ile farklılaşan bir restaurant olduğunu önemle vurgulamak istiyorum.
Via Iglesias, 25, Cagliari CA, İtalya, +390703345493
La Taverna di San Giuseppe
Siena’da bulunan ve Michelin Guide listesinde yer alan La Taverna di San Giuseppe, Siena’da deneyimleyeceğiniz en güzel gastronomi deneyimi olacak. Toskana’nın hem kültürünü hem de tarihindeki izlerini tabaklara yansıtan bu restorandaki her an deneyim olarak hafızalarınızda kalacak.
Via Giovanni Duprè, 132, Siena SI, İtalya, +39057742886
La Terrazza Del Chiostro
Pienza’da bulunan ve İtalyan mutfağını eşsiz bir manzara ile taçlandıracak bu restoranı kesinlikle akşam güneş batımını izlerken deneyimlemelisiniz.
Via del Balzello, Pienza SI, İtalya, +390578748183
Toskana ve Bağlar
Söz konusu Toskana olunca bu toprakların muhteşem üzüm bağlarından ve bölgenin şaraplarından da bahsetmek gerekli.
Toskana bölgesine ziyaret ederken bölgenin yerel üzümlerini mutlaka tanımalısınız. Üzüm çeşidi olarak bölgenin en ön plana çıkan üzümü Sangiovese oluyor. Chianti şarabı belki de herkesin en bildiği seçimlerden biri olurken 1970’li yıllarda ortaya çıkan “Super Tuscans” segmenti bölgenin yerel üzümleri haricinde Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc ve Merlot gibi üzümlerin üretimde kullanılması ve Fransız meşe fıçısı kullanımı ile elde edilen kupaj ya da monosepajlardan oluşuyor.
Seyahatiniz sırasında daha da derin bir keşif gezisi yapmak isterseniz, yukarıda belirttiğim Antinori nel Chianti Classico dışında İtalya’nın en özel üzümlerinin yetiştiği Brunello di Montalcino’dan bahsedilebilir.
{168429}
Toskana’da Trüf Avı
Toskana’ya geldiğinizde sadece trüflü yemeklerin tadına bakmakla kalmayın mutlaka mantar avına da katılın. Bölgenin orta kesimlerinde yer alan genellikle meşe ağaçlarının çevrelerinde yetişen beyaz ve siyah trüf mantarları gastronomi açısından bölgede önemli bir yer taşıyor.
Bölgenin birçok restoranı içerisinde trüf bazlı yemeklerin tadına bakabilir; lisanslı trüf avcısı ve özel köpeği ile trüf avına çıkabilirsiniz. Ortalama 1 – 1.5 saat arası süren bu aktivite içerisinde köpeklerin trüf avı için aldığı eğitimleri, avlanma alan sınırlarını ve sezonsal olarak değişen trüf mantarlarının aromatik yoğunluklarının farkları gibi birçok alanda bilgi sahibi olabileceğiniz harika bir aktivite sizi bekliyor.
Toskana’da Görülecek Yerler
Sonsuz kırsallar, lezzetli yemekler, ruhunu her adımda hissettiren sıcak İtalyan kasabaları ve çok daha fazlası… Toskana denildiğinde akıllara ilk olarak bunlar gelse de bu coğrafyaya geldiğiniz seyahatiniz için birkaç gün daha ayırın ve Rönesans’ı hâlâ yaşayan bu şehirleri de mutlaka görün.
Siena
Mimarisi ve kızıl renkli sokakları ile tarihte yolculuk yaptığınızı hissettiren Siena, Toskana’yı ziyaret etmişken mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Her yıl şehrin tam merkezinde bulunan Piazza del Campo meydanında düzenlenen Palio At Yarışları ise seyahat tarihinize denk getirebilmeniz durumunda eşsiz bir anı olacak. Not olarak, gastronomi alanında üst düzey bir deneyim elde etmek isteyenlerin Piazza del Campo meydanında yan yana sıralanmış mekânlardan kesinlikle uzak durmasını tavsiye ediyorum. Yemek için uzak durulması gerekse de bu restoranlarda bir kahve molası vermenizi ve şehrin mimarı yapısını en geniş perspektiften gözlemlemenizi tavsiye ederim.
Montepulciano
Rönesans etkisinde kalmış mimarisi, dar sokakları ve kaldırım taşları ile Toskana bölgesinin favori ziyaret noktalarından biri. Yaz aylarında sanat, opera, caz ve varil yuvarlama gibi birbirinden renkli festivaller ile canlı bir yaşam sunan Montepulciano’da mutlaka yarım gün geçirmelisiniz.
San Gimignano
Zengin geçmişi ve Orta Çağ’dan kalma mimarisiyle kesinlikle görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Geçmişten bugüne 14 tane yüksek kulesini günümüze kadar korumayı başarmış olan San Gimignano, aynı zamanda dünyanın en iyi dondurmacıları listesinde yer alan Gelateria Dondoli’ye de ev sahipliği yapıyor. Toskana’ya gelmişken en az 2-3 saatinizi San Gimignano’yu ziyaret ederek değerlendirmelisiniz.
Pienza
Pope Pius II’nin doğduğu yer olarak önem kazanan Pienza, Siena’nın güneydoğusunda ve Val D’orcia’nın eşsiz tepelerinden geçerek manzara eşliğinde gittiğiniz tatlı bir kasabadır. Yüzde 100 koyun sütünden yapılan Pecorino Romano peyniri; İtalya’nın sadece belirli bölgelerinde coğrafi işaret (PDO) ile üretildiği gibi Pienza denilince akla ilk gelen lezzetlerden biri. Pienza’da şehrin kalbinde yer alan Duomo’ya doğru yürürken birbirinden güzel kokulu peynir dükkanlarında mutlaka zaman geçirmeli ve pecorino tadımı yapmalısınız.
Montalcino
“Brunello di Montalcino” şarapları ile bölgenin en özel kasabalarından biri olan Montalcino, kesinlikle kısa bir ziyareti hak ediyor. Orta Çağ’dan kalma dar sokakları, taş binaları ve yüksek rakımdan tüm bölgeye hakim bağ manzarası ile gastronomi severlerin uğraması gereken bir yer.
Lucca
Puccini’nin doğduğu yer olan Lucca, tamamen surlarla kaplı bir şehir planına sahip olmasına rağmen günümüz dünyasına entegre olmuş bir şehir olduğunu da söyleyebilirim. Birbirinden güzel meydanları, dar sokakları, alışveriş imkânı ve gastronomi açısından farklı fırsatları ile Toskana ziyaretiniz sırasında planınıza eklemeniz gerekenler listesinde yer almalı. Eğer Toskana’ya yazın gidiyorsanız, Lucca Yaz Festivali takvimine mutlaka bakmanızı ve programınızı buna göre yapmanızı öneririm. Gece surların hemen dışında yer alan konser alanı içerisinde dünyaca ünlü sanatçıların konserlerinin olduğu bu güzel etkinliğe katılmak istiyorsanız seyahat planınızı şehrin yoğun sınırlı konaklama imkânı sebebiyle erkenden yapmalısınız.
Forte dei Marmi
Toskana’ya yazın seyahat ediyorsanız ve tatilinizi deniz ile birleştirmek istiyorsanız işte adresiniz: Forte dei Marmi. İtalyan rivearasının kraliçesi olarak kabul edilen bu sahil şeridi, altın renkli kumun keyifli bir deniz ile birleştiği bir lüks İtalyan kaçamağı. Yan yana yer alan sayısınız plaj imkânı sayesinde her bütçeye uygun opsiyonun olduğu bu sahilde mutlaka deniz mahsullü yemekler yemeli ve şehrin lüks alışveriş imkânlarının olduğu caddelerinde ufak bir tur atmalısınız. Mutlaka önden rezervasyon yaparak lüks bir beach deneyimi sunan Twiga Beach’i deneyebilirsiniz.
PietraSanta
Forte dei Marmi’den araba ile sadece 10 dakika içerisinde gidebileceğiniz, sanat dolu bir kasaba önerisi var sırada. Dünyaca ünlü Carrara’nın mermer ocaklarına çok yakın konumu nedeniyle heykeltıraşlar ve ressamlar için bir buluşma noktası haline gelmiş bir kasaba olan PietraSanta. Sanat merakınız var ise uğramanız gereken yerlerden biri olarak listenizde yer almalı. Kasabada dolaşırken, caddelere dağılmış birçok galeride çağdaş sanat ve heykel eserlerini görebilirsiniz.
Floransa
Ve Floransa… İtalya’nın en çok ziyaretçi alan, sanatseverlerin gözdesi ve her köşesinde ayrı bir tat bırakan bu şehir için Toskana bölgesinin en bilineni diyebiliriz. En azından 2-3 gün ayırmanız gereken bu şehir romantizmi ve sanatıyla büyülüyor. Detaylı bir Floransa rehberi için bu içeriğe göz atabilirsiniz.
{88387}
Toskana’nın Kısa Tarihi
Toskana adı, M.Ö. 1000 yıllarında buraya yerleşen bir Etrüsk kabilesinden türemiş. Toskana’nın yerleşik yer olarak anılmasıysa M.S. 3. yüzyılda Roma İmparatorluğu dönemine denk geliyor. Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra birbiri ardına gelen Herulianlar, Ostrogotlar gibi toplumların egemenliği altına girmiş ve zamanla ve kendi yöneticilerini ortaya çıkarmış.
12. yüzyıla gelindiğinde dönemin şartları Toskana’yı da etkilemiş ve şehirleşme, bağımsızlaşma başlamış; soylular da şehirlerde yaşamaya zorlanmış. Yüksek Orta Çağ’a gelindiğinde Pisa, Siena, Arezzo, Pistoia, Lucca ve özellikle de Floransa’da tekstil üretimi, ticaret, bankacılık ve tarım daha da yükselmiş. Bu dönemlerde güç ve toprak elde etmek için yaşanan savaşlarla Floransa yükselmeye başlamış.
15. yüzyılda Medici ailesinin baskın gelmesiyle aristokratlardan oluşan oligarşi Toskana’yı da yönetmeye başlamış. Zamanla sanat ve edebiyat Avrupa’nın başka hiçbir yerinde olmadığı kadar bu bölgede gelişmiş ve Rönesans, Floransa merkezli olarak Toskana bölgesinde başlamış.
Floransa; Dante, Petrarch ve Macchiavelli gibi yazarların ve Botticelli, Brunelleschi, Alberti, Leonardo Da Vinci ve Michelangelo gibi sanatçı ve mühendislerin çıktığı da bir bölge. Aralarında Dante’nin de olduğu edebiyatçılarla, -o güne kadar sokak Latincesi adı verilen- modern İtalyancanın da temelleri atılmış.
Dante’nin, İlahi Komedya’yı yazmak için Latince yerine zamanının Toskana yerel dilini kullanmasının İtalyan dilinin yaratılmasına katkısı olduğu düşünülür.
Medicilerden sonra Toskana, Avusturyalı Lorraine Dükleri tarafından yönetilmiş. Şaşalı günlerin ardından 17. yüzyılda Floransa ve Toskana giderek belirsizliğe gömülmüş. 1861 yılında Toskana’nın birleşik İtalya’ya ilhak lehine oy kullanmasıyla Lorraine yönetiminin sona ermiş ve bölge yeniden canlanmaya başlamış. Floransa 1865-1871 yılları arasında da İtalya Krallığı’nın başkenti olmuş.
Bugün Toskana, büyük heykeller, tablolar ve fresklerle dolu müzeleri, galerileri, kiliseleri ve tüm zamanların en büyük ustaları tarafından inşa edilmiş muhteşem anıtlarıyla önemli bir kültür merkezi. 1970’lere kadar devam eden Mezzadria adlı, mahsulün yarısının toprak sahibine ve yarısının onu işleyen çiftçiye bölüştürülmesine olanak sağlayan sistem sayesinde Toskana, İtalya’nın en zengin tarım bölgelerinden biri olmuş. Hâlâ tahıl üretimi, bağcılık, zeytin ve büyükbaş hayvancılık bölgenin önde gelen faaliyetleri arasında yer alıyor.