Venedik Seyahat Rehberi

Yazı Boyutu:
Kanallarındaki gondol gezileri, hayran bırakan mimari güzellikleri, ünlü bir ismi görmenin çok sıradan olduğu mekanları, sanat seven sayısız insanı bir araya getiren festival ve bienaliyle Venedik görülebilecek en farklı ve bir o kadar da büyüleyici güzellikte bir yer. Masallar şehri Venedik’i en güzel noktalarıyla keşfediyoruz!
İtalya’nın kuzeydoğusunda, Adriyatik Denizi’nin suları üzerinde kurulu, dünyada eşi benzeri olmayan Venedik sokaklarında ve kanallarında dolaşırken zaman kavramını unutturan bir şehir. Su yolları üzerinde yükselen binaları, dar sokakları ve 100’den fazla küçük adacığı birbirine bağlayan renkli köprüleri ile hafızalarda kalan şehir tarihin ve sanatın izlerini de keşfetmek için harika bir yer.
Venedik Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Hakkında en çok kitap yazılan, dergilerde bahsi geçen, sürekli haberlere konu olan şehir Venedik olabilir! Sayısız blog ve gezi yazılarında da yer almış; en klasik Venedik rotaları çizilmiştir. İtirazım yok, yanlış değil ama biraz eksik! O zaman önce Venedik’in nasıl oluştuğunu kısaca bir hatırlayalım.
Venedik’in Kısa Tarihi
’La Serenissima Repubblica‘( En Huzurlu Cumhuriyet) olarak 7 ve 18’inci yüzyıl arasında Akdeniz’e hüküm kurmaya çalışan ve adalardan oluşan Venedik, ticareti genişletip halkını zenginleştirmeye; sanat, ticaret, kültür ve eğlence merkezi hâline gelmeye uğraşan bir şehir devletiymiş. Bu uğurda, aynı istikamette benzer amaçlarda bulunan Osmanlı İmparatorluğu ile de yeri gelince savaşan, yeri gelince dostluk ilişkileri kuran; günümüzde de en fazla ilgi gören cazibe rotalarından biri.
Bu cazibesini önce yüzyıllar içinde çok farklı milletlerden ticaret insanlarını, elçileri, seyyahları ağırlayarak; aynı zamanda kendi halkından da farklı ülkelere, kültürlere elçiler göndererek oluşturmuş. Doğu ile batı arasında ticaret köprüsü olurken sanata da çok önem vermiş. Önce Roma ardından baskın Bizans kültürü ve mimarisi ile gotik, Rönesans, barok dönemleri derken; İstanbul ile de sıkı ilişkiler kurmasıyla da kozmopolit hâle gelerek, kendine has eklektik mimarisi ve kültürü olan bir merkeze dönüşmüş.

Venedik coğrafi olarak İtalya’nın Veneto bölgesinin baş şehri. İtalya’yı dünya haritasında uzun bir çizme olarak gözünüzde canlandırırsanız diz kapağının arkasına denk gelen yerde -yani İtalya’nın kuzeydoğusunda- Po ve Piave nehirlerine ev sahipliği yapan, Adriyatik denizine dökülen ve çoğunlukla bataklıktan oluşan bir lagün gölüdür aslında. Hâlâ tam anlamıyla hemfikir olunmasa da; yaklaşık 118 adası, 170 kanalı ve 417 köprüsü olduğu düşünülüyor. Köprülerin 300 tanesi taştan, 60 tanesi demirden ve 57 tanesi de ahşaptan oluşuyor. Köprülerin yaklaşık 72 tanesi ise özel mülkiyete ait.

Venedik’e hayran olan, bir müddet şehrin farklı yerlerinde yaşayan ve şehri kapsayan kitaplar yazan Henry James, Venedik’in koridorlardan ve salonlardan oluşan bir apartman dairesi gibi olduğunu anlatmıştır. Çok hak veriyorum. Tabiri caizse kendilerine daha geniş koridorlar ve salonlar oluşturmak için de birçok kanalı kapatmışlar.
İtalyanca ve Venedik Dili
Venezia (Venetsiya) şehrin kendi dilindeki adı. İtalya’nın diğer tarihi şehir devletleri ve bölgeleri gibi Venedik’in de kendi diyalektiği var. Hatta öyle kendine has bir şehir ki birçok detayında olduğu gibi, mimarisi için bile kendince bir Venedik jargonu oluşmuş. Örnek vermek gerekirse:
Calle-Calletta (Kalle-kalletta)

Venedik dilindeki Calle, İtalyanca’da via demek. Türkçesi ise ‘sokak’! Kimi doğaldır, adacıklar üzerinde var olan yollardır; kimisi ise kanalların doldurulmasıyla elde edilmiştir (rioterra). Yok mu hiç İtalyanca olan? Var, tıpkı piazza gibi, nadir! Yine sokak demek olan strada da bir taneciktir. Strada Nova ise (İtalyanca: nuova) doğal değil, doldurulmuş kanaldır. Sadece iki tanecik via vardır; San Marco bölgesindeki lüks mağazaların bulunduğu Via 22 Marzo ve Castello bölgesindeki Via Garibaldi. En dar sokak anlamına gelen calletta’nın ise genişliği 53 cm’dir.
Bir de salizade vardır, o da sokaktır! ‘’E iyi de calle değil miydi o?’’ derseniz, fark var arada; eskiden çok eskiden tüm sokaklar toprak iken ‘kum taşı’ demek olan ‘salizada’ (tekil bu durumda) kullanılırmış. Sonradan dışardan taşlar getirilince, yollar asfaltlanınca bu değişimi belirtmek gerekmiş! ‘’Geçtiğin yolları calle deyip geçme, zira asfalttır (salizada) kendileri’’ diye eklemişler. Üşenmeden değiştirdikleri de ‘salizade’dir; tembelliğe kurban gidenleri ise hâlâ ‘calle’dir. Yani, calle geniş de olabilir dar da, meydana da açılabilir meydancığa da; ancak iki sokakta kesişiyorsa adı birden crosere oluverir.
Fontego

Arapça ‘funduq’ kelimesinden gelen; hem ticari alan hem de otel olan mekân, bizdeki ‘han’ yani. İtalyancası ise fondaco. İki tanesi çok ünlü; Fontego dei Turchi (Türk Hanı; zamanında Osmanlıların, Türklerin kaldığı şimdi ise doğa ve tabiat müzesi), diğeri ise Fontego dei Tedeschi! İşte tam Rialto’ya nazır Fontego dei Tedeschi’ye mutlaka gitmelisiniz! Şimdilik şehrin lüks koleksiyona sahip tek alışveriş merkezi. Alt katında çok keyifli kafe restoranı da var. En üst katında ise Venedik’i tepeden görebileceğiniz; şehrin en büyüğü olan ve ücretsiz girebileceğiniz bir teras var.
Campo
İtalyanca’da piazza demek olan ‘meydan’, Venedik’te campo olarak geçer. Sadece bir tane ‘piazza’ vardır; o da ‘’San Marco’’dur, hani şu en büyük meydan! Napoleon Bonaparte, San Marco Meydanı için “Dünyanın en güzel dans pistidir ve sadece mavi gökyüzü, onun çatısı olmaya layıktır” diyerek güzel tarif etmiştir. Meydanın incisi ise İtalya’nın en eski cafe’si olan; 1720’den beri dünyanın en ünlü ve en önemli misafirlerini ağırlayan Caffe Florian’dır. Bu keyifli mekânda, müzik eşliğinde dilerseniz bir kahve ya da bir kadeh prosecco ile kendinizi şımartabilirsiniz. Gideceğiniz mevsim ve meydanın güneş alma durumuna göre, Caffe Florian’ın tam karşısındaki Gran Caffe Quadri de öğle yemeği için listenize girmeli! Stendhal‘dan Woody Allen’a, Wagner’den Proust’a kadar birçok ünlüyü 1775’ten beri ağırlayan tarihi bir kafe.
Rialto

‘’Büyük Kanal’’ olarak da çevrilen Rialto ya da Canal Grande üzerinde dört büyük köprü var. Venedik şehir devleti iken Rialto Köprüsü dışında başka köprü inşa edilmesine izin verilmemiş. Köprü yerine traghetto kullanılmış, hâlâ üzerindeki birkaç durak aktif olarak kullanılıyor. Yani gondol ile kanalın karşı tarafına duruma göre 6-10 kişiyle geçiliyor. Şehrin en güzel sanat rotalarına kısa mesafede olan Accademia Köprüsü’ne de yakın bir durakta, Rialto’da ya da Gritti’de keyifli bir moladan sonra ‘’S.Maria del Giglio’’ durağını kullanabilirsiniz.
Nissioetti
Sokak levhası. Genellikle küçük dikdörtgen beyaz bir kat harcın üzerine siyah kalemlerle yazılmışlardır.
Ruga ya da Rughetta
Calle gibi düşünün ama bir yanında evler, bir yanında ise dükkânlar vardır.

Sotoportego
Evlerin arasında olan köşeli tünellerdir.
Masegni (Mazenyi)
İtalyan yazar ve mühendis Paolo Barbaro demiş ki; “Venedik’te gördüğün her şey bir yerlerden getirilmiş, ithal edilmiş, gizlice taşınmış ya da yağmalanmıştır.” Ne de güzel söylemiş! Bir lagün gölünden ve eski bir bataklıktan oluşan bu şehri; Balkanlar’dan, Yunan adalarından ve -en değerlileri 1204 yılındaki 4. Haçlı Seferi ile- İstanbul’dan çalınanlar olmak üzere getirilen değerli heykellerle ve taşlarla süslemişler. Sözün özü Venedik lehçesinde bir tür taş demek olan masegni‘ler de dışarıdan getirilmiş; çünkü şehirde taş yokmuş.
Venedik’e Nasıl Gidilir?

Venedik bir adalar şehri ve Ponte della Liberta, yani “Özgürlük Köprüsü” ile anakaraya bağlanıyorsunuz. Bu yüzden hem su hem de kara yolu var. Kara yolunun bittiği Piazzale Roma ve Troncehtto’da araçlarınızı park edebileceğiniz ücretli park yerleri mevcut. Park yerinden de doğrudan tekne ya da deniz taksileriyle gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz. Çok işlek bir havalimanına sahip. Havalimanından şehre water taxi’ler ile yaklaşık 25 dakikada sudan ya da karadan ulaşabilirsiniz. Konaklamanızın olduğu yere göre rota ve araç seçilebilir.
Dünyanın neredeyse her yerinden direkt uçuşlar var. İstanbul’dan yaklaşık 2 saat 20 dakikalık bir uçuşla gidebiliyorsunuz. Milano’dan ortalama her yarım saatte bir hızlı tren var, yaklaşık 2 buçuk saat sürüyor.
Venedik’e Ne Zaman Gidilir?

Söz konusu Venedik olunca mevsimden çok gidilecek tarih önemli oluyor! Nisan ayının sonunda gerçekleştirilen Venedik Bienali’nin açılış haftası, Venedik Karnavalı‘na denk gelen şubat haftası ve eylül ayının başlarındaki Venedik Film Festivali gibi zamanlar şehrin en kalabalıklaştığı dönemler oluyor.
Ayrıca Regata Storica (kürek yarışları) haftası ve temmuz ayına denk gelen, şehrin en önemli bayramı Redentore zamanlarında da şehrin nüfus yoğunluğu artıyor. Bu güzel etkinlikler için gelmek istiyorsanız, çok önceden rezervasyon yapmakta fayda var. Bu sadece konaklama değil, restoranlar için de geçerli.
Venedik’i gezmek için genelde havanın ılık, günlerin yağışsız, sergi seçeneklerinin çok olduğu nisan, mayıs ve ekim ayları en keyifli aylar. Şehre sadece kendine has mimarisi, sessizliği, sisler altındaki büyüleyici yansımalarıyla turist yoğunluğunun en az olduğu zamanlarda gelmek isterseniz; aralık, ocak ve mart ayları da ideal olabilir.
Venedik’te Otel Önerileri
The Gritti Palace


Lüks alışverişin tam ortasında; Bauer Otel’in restorasyona girmesinin ardından, şimdilik şehrin gözde oteli The St. Regis Venice! Süit odaları muhteşem, kanal kenarındaki kahvaltı ve bar salonu inanılmaz keyifli.

The St. Regis Venice’in neredeyse karşısına denk gelen ama kanalda olmayan ve San Marco Meydanı’na sadece 2 dakikalık mesafede, şehrin en yeni lüks ve güzel oteli ise Nolinski.

Ca’di Dio, şehrin en yeni 5 yıldızlı otellerinden biri. Tarihi önemiyle de adından bahsettiren ve bienal odaklı gelen ziyaretçiler için çok iyi konumda, sade ve rafine bir otel.

4 yıldızlı Starhotels Splendid, Rialto ile San Marco meydanı arasındaki iyi konumuyla bütçeyi yormayan güzel, temiz bir otel.
Venedik’te Ne Yemeli?

Venedik’in görkemli ve çok sesli tarihi mutfağına da yansımış durumda. Balık ağırlıklı olsa da et ve hamur işlerinin hakkını da veriyorlar.
Öncelikle İspanya’nın ‘tapas’ına benzeyen ve pek bilinmeyen cicchetti’lerden bahsetmek gerekiyor. Öğle ve akşam yemekleri öncesinde genellikle içecek yanında bu küçük ekmek üstü atıştırmalıkları deneyebilirsiniz. İtalya’da içki yanında cicchetti servis eden ufak mekânlara, tavern ya da bacaro deniyor. Her bölgede yaygın olsa da en özellerinin bulunduğu Rialto, Dorsoduro’nun Accademia civarı ve Cannaregio bölgesinin Fondamenta de la Misericordia tarafı iddialıdır.
Venedik’te Restoran Önerileri

Düşünülenin aksine aslında Venedik’te restoran seçeneği oldukça fazla. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu, rezervasyon ve hâliyle restoranların kapalı günleri. Mekânlar küçük ve talep yoğun olduğu için seyahatinizi aylar önce planlamış olsanız bile restoranlar için de önceden rezervasyon yapmanızı mutlaka öneririm.
Fine dining ve kanal manzaralı bir yer tercih ederseniz Gritti Saray Oteli’ndeki Club Del Doge Restaurant doğru tercih olabilir. Kanal ve konum önemli değil, yerel ve sakin olsun derseniz; turist akınlarından uzak Mara ve Maurizio Martin’in klasik İtalyan yemeklerini sezonun meyve-sebzeleriyle daha hafif ve modern bir tarzda sunduğu Da Fiore ve Rialto yakınlarındaki L’osteria Santa Marina sizi memnun edebilir.

Yerel ve leziz balık ürünleri üzerine ise Rialto bölgesinde bir aile işletmesi ve aynı zamanda Hollywood’dan birçok yıldızın da favorisi olan Trattoria Antiche Carampane‘yi denemelisiniz. Restoranın sahiplerinden Francesco ile bu tatlı, küçük mekânın ve İstanbul’un üzerine de güzel bir sohbet etmenizi ayrıca tavsiye ederim.
Günlük olarak taze balıklarla ve ürünlerle menü çıkaran minik -sadece 9 masası var- ve San Marco’ya yakın çok ara bir noktada kalan Osteria alle Testiere de sizi mutlu edecektir. Bienalin açılış haftası ve film festivali sırasında 9 masayı da dünya yıldızlarıyla ve sanatçılarıyla dolu görürseniz hiç şaşırmayın.
Arsenal’e (Venedik Tersanesi) yakın bir aile işletmesi olan Al Covo Restaurant da lokal lezzetleri denemek için uğrayabileceğiniz yerlerden.

‘Balık iyi tamam da biraz da pizza olsun, makarna olsun, sakin bir meydanda oturup keyifle yemeğimi yerken çevreyi de, gelen geçenleri de göreyim’ diyorsanız, Venedik’te yaşasalar da Amalfi asıllı, köklerine derinden bağlı Amalfi’den gelen malzemelerle dolu menüsüyle San Marco’ya birkaç dakika yürüme mesafesindeki aile işletmesi Ristorante AcquaPazza’ yı öneririm.
Bu mekânlarda zaten yediyseniz ve farklı gurme bir restoran arayışınız varsa o zaman Ristorante Wisteria Dama ya da Bistrot de Venise listenizde olabilir.
Michelin yıldızlı ve özel bir restoran tercih etmek isterseniz, renkli evleriyle ünlü Burano Adası’na köprüyle bağlı olan Mazzorbo’daki Ristorante Venissa seçenekleriniz arasında olmalı. Adadaki yeşillikler içinde kendi minik bağı da olan keyifli bir restoran.
Venedik’te Görülecek Yerler
San Marco Bazilikası

İstanbul için Ayasofya ne ise buralar için de San Marco Bazilikası o diyebiliriz. Bir ibadet yeri olsa da her anlamda hakkında saatlerce konuşulabilecek çok önemli bir tarihi mekân! Dört İncil yazarından biri olan Aziz Marco’nun kutsal emanetlerinin korunduğu kilisenin uzun kuyruğu sizi korkutmasın, mutlaka listenizde olsun!
Ziyaret ettiğinizde, İstanbul’daki sanatçılar tarafından 976 yılında yapılmış ve 2.000 civarında inanılmaz değerli taşlarla süslenmiş Altar’ın arkasındaki Pala d’Oro (Altın Sunak) ve 1204 yılındaki 4. Haçlı yağması esnasında İstanbul’daki At Meydanı’ndan getirilen dört bronz atın orijinallerini görmeden dönmeyin.
Bir de terastan meydanın harika manzarasını izlemeden lütfen ayrılmayın. Kiliseye giriş ücretli. Eğer çok sıra varsa ekstra birkaç euro ödeyerek skip the line (kuyruğu atlama) opsiyonunu değerlendirebilirsiniz.
P.za San Marco, 328, 30100 Venezia VE, İtalya +390412708311
Palazzo Ducale (Dükler Sarayı)

San Marco Bazilikası’nın hemen yanındaki Serenissima‘yı (eski Venedik’i) yöneten Doge (Türkçe ‘doj, doce, düka, dük’ olarak da anılan) liderlerinin yaşadığı saray, müthiş sanat eserleriyle dolu. Çoğunluğu 1309-1424 yılları arasında yapılan Palazzo Ducale, daha önce bu alanda bulunan bir kale üzerine inşa edilmiş. Saray, 1574 yılındaki bir yangında ağır hasar gördükten sonra gotik mimariyi yansıtan özgün tasarımına göre yeniden yapılmış. (Hatta sanatçı Anselm Kieffer bu olaya gönderme yaparak 2022’de o salonlarda çok başarılı bir sergiye imza atmıştı.)
Doj’ların taç giyme törenlerinin yapıldığı Devler Merdiveni’nde (Scala dei Giganti) Mars ve Neptün isimli tanrıların heykellerini incelemeden; Doj’ların yaşadığı bölümdeki odalardaki tahta oymalar, altın varaklar kadar İtalyan Ressam Jacopo Bassano’nın “Kenan Topraklarına Dönen Yakup” ve yine İtalyan Ressam Veronese’nin “Europa’nın Kaçırılışı” görkemli eserlerini görmeden ayrılmayınız.

Altın Merdiven’den (Scala d’Oro) çıkarsanız, tavanı İncil’den sahnelerle süslenmiş olan Dört Kapılı Oda’ya (Sala dele Quatro Porte) giriyorsunuz. Büyük Konsey Odası’nın (Sala del Maggior Consiglio) tavanında ise Tintoretto tarafından yapılan ve dünyanın en büyük yağlı boya eseri olarak kabul edilen ‘’Cennet’’ eseri var. Düka tahtının üzerinde, Veronese’nin yaptığı ve Türklere karşı İnebahtı Savaşı’nda elde edilen zafer için Hz. İsa’ya teşekkürlerini sunan komutan Sebastian Venier’in resmi bulunuyor. Venedik’in İstanbul ile bağlantısının çok olduğundan bahsetmiştim. Nitekim bu sarayda da çok izler var. Tablolarda Osmanlı bayrağını görmek sizi şaşırtmasın!
P.za San Marco, 1, 30124 Venezia VE, İtalya +390412715911
Gallerie Dell’Accademia (Akademi Galerisi)

Tarihi dopdolu olsa da 1750’de Venedik Senatosu tarafından şehrin güzel sanatlar okulu olarak açılan Accademia Galerisi binasında; ressamlık, heykeltıraşlık ve mimarlık eğitimleri verilmiş. Zaten önceki yapının dönüştürülme amacı da Venedik’i Avrupa’nın sanat merkezlerinden biri hâline getirmek. Şehri ‘ters s’ şeklinde adeta ikiye bölen büyük kanalın dört ünlü ve güzel köprülerinden en eski 2. köprüsü olan Accademia’nın hemen ayağında, 1817’den beri halka açık koleksiyonların sergilendiği müze; Giorgione, Giovanni Bellini, Vittore Carpaccio, Veronese, Tintoretto ile Tiziano gibi Venedik sanatının en önemli isimlerinin yanı sıra; Hollandalı Rönesans ressamı Hieronymus Bosch ve Leonardo da Vinci’nin “Vitruvius Adamı” isimli ünlü çizimine de ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Accademia Galerisi de artık bienale paralel çağdaş sanatçıları ağırlıyor.
Calle della Carità, 1050, 30123 Venezia VE, İtalya +390415222247
Ca’ D’oro

Çevirisi ‘altın ev’ olan Ca’ D’oro, her ne kadar eski şaşalı günlerine gönderme yapan adını korusa da bende hep sanki Fransızca j’adore (hayranlık uyandırıcı) anlamını çağrıştırıyor. Bu benim yorumum, çünkü her defasında hayranlıkla bakıyorum. En özel halılara bile taş çıkartacak güzellikteki yer mozaikleri, ev sahipliği yaptığı kalıcı eserler koleksiyonu ve geçici sergileri ile muhakkak listenizde olmalı. Oraya gittiğinizde hemen yakınındaki The Venice Venice Hotel’in terasında da bir şeyler içmenizi de tavsiye ederim.
Calle Ca’ d’Oro, 3934, 30121 Venezia VE, İtalya +390415222349
Scuola Grande Di San Rocco

Venedik’in en gösterişli yapılarından olan Scuola Grande Di San Rocco, için Venedik’in ‘Sistina Şapel’i desek abartmış olmayız! Dönemin en önemli 6 büyük scuole’si içinden (Bu konu başlı başlına derin mevzu; eğitim verilen binalar, yoncalar, mesleki kurslar veren dini eğitimi de kapsayan çoğunlukla laik olan okullar gibi düşünün) günümüzde 4 tanesi aktif.
1478 yılında Venedik’in varlıklı ailelerinin, şehri iki kere kuşatan veba salgınından korunmak için yaptırmaya başladıkları bina, 1560 yılında tamamlanabilmiş. Adını vebayla savaşan Aziz Rocco’dan alan ve yüzyıllara meydan okuyan Scuola Grande di Rocco, hem cephesiyle hem de ince ince süslenmiş salonları ve odalarıyla çok gösterişli. 1564 yılında yapının dekoratif işlerini üstlenen ünlü İtalyan Ressam Jacopo Tintoretto, 23 yılını bu binaya adamış ve her odasını ayrı boyamış. 50’den fazla çalışmasını görebileceğiniz mekânda, duvarlar ve tavanlar birbirinden güzel resimlerle süslü. Hatta Venedik hayranı Amerikalı yönetmen Woody Allen’nın ‘’Everyone Says I Love You’‘ (Herkes Seni Seviyorum Der) filminde, Julia Roberts ve Woody Allen burada filmin kahramanının Tintoretto’ya olan tutkusundan konuşuyorlardı.
Üst kattaki son odada ‘’İsa’nın Çarmıha Gerilişi’’ isimli tüm duvarı kaplayan çalışma müthiş. Gelenek bozulmamış; yüzyıllar sonra da 2020’de, pandemide kapanma bittiğinde de ilk açılan mekân olmuş, bir nevi şükran ayini yapılmıştı. Tarihe de gönderme yaparak anılan yıllar, olaylar beni çok duygulandırmış; köklerine geleneklerine bu kadar bağlı olan İtalyanlar da hâlâ pandeminin en yoğun günlerinde olsa da maskelerini takıp bu şükran duasına, açılışına katılmıştı.
San Polo, 3054, a, 30125 Venezia VE, İtalya +390415234864
Punta della Dogana (Çağdaş Sanat Merkezi)

Çağdaş sanatla ilgilenen Venedik ziyaretçilerinin mutlaka ziyaret ettiği bu Punda Della Dogana, bienale paralel sergi düzenlenen çok özel bir mekân. 1678-1682 tarihleri arasında yapılan Büyük Kanal’ı ve Giudecca Kanalı’nı birbirinden ayıran; bu nedenle de üçgen bir alanda inşa edilen bu eski gümrük binası, ünlü Fransız sanat koleksiyoneri ve iş insanı Francois Pinault tarafından restore edilip galeri haline getirilmiş. Mimarlığın Nobel’i olarak gösterilen Pritzker Mimarlık Ödülü sahibi ünlü Japon mimar Tadao Ando’ya ise bu restorasyon yaptırılmış.
Bu bina ile birlikte Canal Grande üzerindeki Palazzo Grassi ayrı bir kurumun olsa da, alacağınız tek bilet ile iki binayı da gezebilirsiniz. Her yıl çok önemli ve özel sanatçıları ağırlayan bu merkezleri, yakınlarındaki diğer harika yapılarla beraber gezmenizi öneririm. Güncel sergileri sitelerinden takip edebilirsiniz. Her iki mekânın da ufak bir restoranı ve kafesi de mevcut.
Dorsoduro, 2, 30123 Venezia VE, İtalya +390412401308
Peggy Guggenheim Müzesi

Şimdilik New York, Bilbao, Abu Dabi ve Venedik’te bulunan; modern ve çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapan ünlü kurumlardan Guggenheim’ın, belki de en özel ve en kişisel olanı Peggy Guggenheim Müzesi diyebilirim. Müzenin sanat dünyasının futurizm, sürrealizm ve soyut ekspresyonizm gibi sanat akımlarının en önemli isimlerinin yapıtlarını barındıran kalıcı koleksiyonunda; Max Ernest, Jackson Pollock, Salvador Dali, Pablo Picasso, George Braque, Vasily Kandinsky ve Alberto Giacometti gibi pek çok önemli sanatçının eserini görebilirsiniz. Ayrıca Mart 2024’e kadar devam edecek olan Marcel Duchamp Sergisi gibi her yıl geçici özel sergilere de ev sahipliği yapıyor.
Dorsoduro, 701-704, 30123 Venezia VE, İtalya +390412405411
Ghetto

Ghetto, günümüzde dezavantajlı konumdaki halkın ya da grupların bir bölgede toplanmasıyla nitelenen bir kent içi alan olarak bilinse de aslında Venedik diyalektiğinde “dökümevi” anlamına geliyor. 1516 yılındaki yönetim, Musevilerin şehrin politik merkezine en uzak bölgesi olan eski top döküm atölyelerinin olduğu yerde ikâmet etmelerine izin vermiş.
Şehrin en eski sinagogu ve kosher restoranları da burada bulunuyor. 2022’de sanatçı Anish Kapoor’un eski ghettonun karşısındaki saraya sergi açması ve oraya göndermede bulunarak yaptığı eseri ile yeniden gündeme gelse de, bence şehrin ez an bilinen en özel alanlarından biri. Bir öğleni burada geçirirseniz hemen Ghetto çıkışındaki Cannaregio bölgesinde bir aperatif almadan dönmeyin derim.
Yakınlarında; Tintoretto’nun eserlerine ve mezarına ev sahipliği yapan; içeriden ve dışarıdan Venedik’in en beğendiğim kiliselerinden biri olan Madonna dell’Orto bulunuyor. Burada ayrıca, eski Venedik’in en önemli dört ailesinin mezarları da mimarileri de kesinlikle görülmeye değer.
Campo del Ghetto Nuovo, C. del Magazzen 30121 Venezia VE, İtalya
Venedik Karnavalı

Venedik’te her sene belli günlerde hayat maske ve kostümlerle donanıyor. Bulunduğu toplum ve bütçe değişse de halka ait olan ve kentsel bir karışıklık durumunun yansıması olan karnavalların en güzellerinden biri olan Venedik Karnavalı için de şehre gelenlerin sayısı bir hayli artıyor.
Venedik Karnavalı Tarihi
Venedik Karnavalı hakkında çok şey yazılıp çizilse de kesin bir başlangıç tarihi bulunmuyor. Dünya çapında bilinen bu gösterişli karnavala dair ilk belge Dük Vitale Falier yönetimindeki 1094 tarihli kayıt. Aslında, Venedik karnavalı, Büyük Perhiz (La Quaresima) öncesinde halkın doyunca eğlendiği bir çeşit bayramdır. Büyük perhiz, Hristiyanlık inancına göre (özellikle Katolik ve Ortodoks mezheplerinde ) 40 gün boyunca günde bir öğün yenilen ve özelikle cuma günleri en hafif gıdaların tüketildiği ancak bu süre içerisinde et yenilmeyen bir nevi oruçtur ki bu oruç önemli bir dini bayram olan Paskalya ile biter.
1296 tarihi ise Venedik (La Serenissima) Cumhuriyeti senatosunun, Venedik Karnavalı’nı perhizden önceki son günü tatil ilan etmesiyle karnavalın halk tatiline dönüşmesidir. Bu tarihten itibaren karnaval, Venedikliler ve yabancılar için önemli bir eğlence dönemine dönüşmüş. Hatta arşivlerdeki kaynaklara göre bir zamanlar Ekim ayının ilk pazarı başlayıp epifani (Ocak ayı- İtalya’da 6 Ocak) döneminde yoğunlaşıp ve perhizden önce zirveye çıkarmış. Halk günlük alışkanlıklarını bırakıp, çılgınlar gibi eğlenirmiş, meydanlarda akrobatlar, müzisyenler toplanırmış, oyun alanları kurulup, kestane, tatlı satıcıları gezer herkes müzikle eğlenirmiş. Özellikle maskelerin kullanılmaya başlamasıyla gece gündüz dans edilir; kimlik, sınıf, ırk, din farkı olmadan herkes eğlencenin doruklarını yaşarmış. Ta ki Napolyon önderliğindeki Fransızlar 1797 yılında Venedik Cumhuriyetini işgal edene kadar.

1260 ile 1797’ye kadar olan dönemde farklı yıllarda farklı kurallar konmuş; kısıtlamalar ya da değişimler yasalarla ilan edilmiştir. Fakat önce işgalci Fransızların sonra Avusturyalıların, karnaval etkinliklerini iptal etmeleri ve böylece Venediklilerin geleneklerini devam etmelerine izin vermemeleri ve kutlamalara kötü bakmaları nedeniyle karnaval görkemini yavaş yavaş kaybetmeye başlamış ve çok uzun yıllar boyunca özellikle Burano ve diğer birkaç ada haricinde kutlanmamış.
Peki nasıl olmuş da yeniden bu kadar ünlenmiş? 1970’li yıllarda bir grup Venedikli ve bazı dernekler Venedik’in kalkınması için ünlü Venedik Karnavalı’nı yeniden canlandırmaya kendilerini adıyorlar ve 1979 yılının karnavalı için tüm halkı içine dahil eden zengin bir program hazırlıyorlar. Gösteriler, büyük bir yankı getiriyor ve devam eden yıllarda güçlü sponsorlar, televizyondan yayınlar, reklamlar derken yeniden ünleniyor.
Venedik Karnavalı’nda Neler Oluyor?

Bu yıl 14 Şubat- 4 Mart tarihleri arasında olan karnaval boyunca her gün çok farklı etkinlikler bulunmakta ve her yıl yeni bir tema seçilerek o tema kapsamında etkinlikler düzenlenmekte. Program ve tarihler Paskalya dini bayramı öncesi olduğu için dini takvime göre değişiklik gösteriyor. Genel olarak Ocak – Şubat – Mart ayları arasında ancak her yıl tarihleri ve etkinlikleri takip etmek açısından karnavalın resmi sitesini takip etmek gerekmekte.
Bu yılın teması ‘The Time of Casanova’. Çapkınlığa adını veren Venedikli Giacomo Girolomo Casanova! Dünya’nın tescilli ilk çapkını olduğu söylense de aslında şair, yazar, politikacı, asker, diplomat, hitabet sanatından çok iyi anlayan, kadınlara nasıl yaklaşılmasını çok iyi bilen çok önlü bir insanın 300’üncü doğum yılı. Haliyle bu yılın etkinliklerinin de eğlenceli olacağını düşündürtüyor insana.
Venedik Karnvalı’nda Öne Çıkan Günler
Venedik Karnavalı’nın gözdesi; Türk’ün uçuşu!

1500 yılların ortasında Türk bir akrobat, Dükler Sarayı’nın önünde teknesinden çan kulesine bir halat gerer ve bir denge yardımıyla bu halat üzerinde düşmeden yürür. Venedikliler bundan çok etkilenir ve bu görkemli etkinliği ‘Svolo del Turco’ (Türk’ün Uçuşu) olarak karnavalda kullanmaya başlarlar. Her yıl daha gösterişli bir şekilde devam eder ve yıllar içerisinde değişik şekillerde gerçekleşir. Bir gün talihsiz bir kaza meydana gelir ve bu uçuşun adı değişir ve Meleğin Uçuşu (Il Volo dell’Angelo) olur. Şimdi ise, her yıl Festa Delle Marie etkinliğinde birinci gelen evlenmemiş hanımefendi bir sonraki yılın uçan meleği oluyor.
Karnavalın resmi açılış gecesi Rio Del Cannaregio’da yapılıyor. Sonra her güne farklı etkinlikler yerleştiriliyor. Ancak asıl karnaval Festa Delle Marie ve Meleği Uçuşu’nun olduğu hafta sonu oluyor. Giovedi Grasso ve Martedi Grasso diye adlandırılan perhizden önceki son Perşembe ve karnavalın bitiş günü olan son Salı en çılgın günleri.
Venedik Karnavalı’nın Yazılı Olmayan Kuralları

Karnaval (İl Carnavale) aslında Latince’den gelen Carnem Levare yani eti bırakmak anlamındadır. Karnavalda da eti bırakma perhizi öncesince çılgınlar gibi yiyip eğlenmektir. Kelime anlamıyla yağlı Perşembe demek olan Giovedi Grasso zamanında kazanılan bir savaş sonrası kutlamalarının o tarihe denk gelmesi ve çokça hayvan kesilip yağlı yemek yenmesinden ötürü bu şekilde kalmıştır. Martedi Grassoise perhizden önceki son gün çokça yağlı yemek ve tatlı yenmesinden dolayıdır. Fransızların Mardi Gras’ından geçtiğine inanılmaktadır.
Maskelerde gizlilik esastır. Cinsiyetler, ırklar, statüler maskelerin altındadır. Tüm eğlencesinin yanında karnaval aynı zamanda bir sanattır. Mekan, müzik, kostüm ve maske geleneksel bir estetik olarak bizi büyüleyebilir. Bu yüzden karnaval boyunca, San Marco Meydanı’nda kurulmuş olan platformda her gün ikişer defa en güzel kostüm ve maske yarışmaları düzenlenir. Biri sabah ve biri de öğleden sonradır.
Son hafta sonu da çok yoğundur, özellikle Veneto ve Venedik halkı Arsenale ve Rialto çevresinde partiler düzenleyerek doyunca eğlenirler.
Fotoğraf ve kostüm düşkünleri nerdeyse her sabah çok erken saatlerde hatta bazen güneş doğarken San Marco Meydanı civarında ve Dükler Sarayı’nın önünde fotoğraf için hazırlanırlar. Beğendiğiniz bir kostümlü karakterle sadece gülümseyerek bir fotoğraf çektirebilirsiniz. Bundan çok hoşlanıyorlar.
Hangi yılda olduğunuzu unutturucak maskeli balo! Büyük Kanal manzaralı Ca’ Vendramin Calergi, bu yıl da resmi balosunu 22- 23 – 27- 28- Şubat 1-2-3 Mart’ta gerçekleştirecek. Maskeli ve kostümlü gitmek ve hayli yüksek fiyatlı bileti almak gerekli. Sitesinde kostüm kiralayabileceğiniz atölyeler tavsiyeler bölümünde yer almakta.
Arsenale’de prestijli bienal sergisi yerini kısa süreliğine ışıklı karnaval gösterisine bırakıyor.
Ca’Rezzonico müzesinde ünlü karnaval eserlerinin yanı sıra görkemli Venedik dönem saraylarından birini keşfetmek için çok iyi bir tercih. (Casa di Carlo Goldoni, Museo Mocenigo, Palazzo Fortuny, Museo Correr diğer alternatifler olabilir)
İster aile olarak ister arkadaşla bir maske atölyesine katılmak çok eğlenceli olacaktır. Şehrin farklı bölgelerinde farklı bütçelerde maske yapımı unutulmaz bir deneyim olacaktır.
Maskeli baloya katılmadan başka dönemlere ışınlanabileceğiniz mekanlar ise Hotel Danieli ve Cafe Florian. Yaşayacağınız deneyimin etkisinden uzun süre kurtulamayacaksınız.
Hiç ummadığınız bir ara sokakta ya da meydanda maskeli, kostümlü arkadaş gruplarına denk gelmek karnavalın en şaşırtıcı yanı.
Maalesef yoğun kalabalığı ve artan kapkaç riskini göz önünde bulundurup değerleri eşyalarınızı üzerinizde taşımamak ve minik fermuarlı mini çantayla gezmek güvenilir bir yol olabilir.
Venedik Karnavalı Tatlıları
Karnavala özel çok lezzetli tatlılar yapılır. En başta gelenler ‘frittelle’ ve ‘galani’dir. Lokma tatlısını andıran ve içi kuş üzümü, badem, krema (zabaione Venedik’e özel olan geleneksel krema da olan) çam fıstığı, krem şanti gibi farklı malzemelerle doldurulan bir nevi kızartılmış hamur olan frittelle çok yaygındır.
Venedik Karnavalı Maskeleri
Üzerinde en çok konuşulan ve farklı hikayeler anlatılan maddelerden biri elbette ki maskeler. En yaygın olanı ise ilk veba salını sırasında doktorların, hastalardan veba kapmamak amacıyla uzun burunlu maskeler. Diğer yaygın olan rivayet ise vebadan dolayı yüzü yaralar içinde kalan halkın maske kullanması. Kimliği belli etmemesinden dolayı yaygınlaştığına inanılıyor. Özellikle zengin ve soylu halkın yılda bir dönem istedikleri gibi rahat hareket edebilmelerini sağladığı için eğlence aracına dönüştüğüne inanan da azımsanmayacak kadar çok.
Commedia dell’arte (komedi sanatı) ve carnevale (karnaval) olarak iki temel kategoride sekizer sekizer olmak üzere 16 yaygın maske modeli bulunmaktadır. Karnaval sırasında en yaygın kullanılanları arasında Medico della peste (veba doktoru), Colombina (yüzü daha güzel gösterdiğine inanılan maske) Jester (Orta çağdan bir palyaço), Pulcinella Napoli’nin sembollerinden tembel ve aylak hizmetçi yer almaktadır.
Venedik Karnavalı’nda Nelere Dikkat Edilmeli?
Temel olarak rezervasyonlar ve biletler dikkate alınarak yapılan sayımlarda sadece karnaval zamanı Venedik’e 1 milyona yakın insan geliyor. En yoğun günler hafta sonları ile Giovedi Grasso ve Martedi Grassodur. Düşünsenize sadece Meleğin Uçuşu’nun olduğu gün her yıl ortalama en az 115-150 bin arasında turist geliyor. Hal böyle olunca karnavala gelmeyi düşündüğünüz tarihleri kontrol edip, uçak-tren biletlerini çok önceden almak, otel rezervasyonlarını, karnavala özel balo, akşam yemeği, konser ve tiyatro etkinlik biletlerini mümkün olduğunca erkenden ayırtmakta fayda var. Gösterileri net bir şekilde görmek isterseniz, etkinlik başlamadan en az 1 saat önce meydanda olmanız da fayda var, tabi yanınıza atıştırmalık bir şeyler ve su alarak.
Venedik Bienali

1895’te temeli atılan ve dünyanın en prestijli, en seçkin kültürel kurumlarından biri olarak kabul edilen Venedik Bienali’nde iki yılda bir olmak üzere; bir yıl sanat bir yıl ise mimarlık sergisi düzenleniyor. Genellikle nisan ile kasım aylarını kapsayan bienalde; dans, müzik, tiyatro ve film etkinlikleri de yapılıyor.
Keyifli keşfetmeler!