Fransa’nın En Güzel Kasabaları

Keşfedilmeyi bekleyen tarihi güzellikler, masalsı mimari, büyüleyici sahiller ve benzersiz kültürel deneyimler sunan Fransa’nın farklı bölgelerinde yer alan büyüleyici özelliklere sahip kasabaları inceledik. Ortaçağ ve Rönesans dönemlerinden kalma izleri, sanatçılara ilham olan manzaraları ve hafızalardan silinmeyecek güzelliği ile Fransa’nın dört bir yanından bu kasabaların her biri çok güzel…

Fransa, sadece büyük şehirleri ve tarihi başkenti Paris ile değil, aynı zamanda küçük kasabalarıyla da dünya çapında ünlü. Bu kasabalar, zengin tarihleri, benzersiz kültürel mirasları ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini adeta büyüleyen, keşfedilmeyi bekleyen gizli cennetler.

Ortaçağ’dan kalma sokakları, Rönesans dönemi binaları, renkli çiçeklerle süslenmiş yolları ve sakin kanalları ile bu kasabalar, Fransa’nın en çekici yönlerini temsil eder. Her biri kendine has bir hikâyeye sahip olan bu kasabalar, ziyaretçilere zamanın durduğu, huzur ve sakinliğin hakim olduğu bir atmosfer sunuyor. Sanattan, gastronomiden, ve tarihten ilham alan bu yerler, her biri farklı bir deneyim vaat eder. İster lavanta tarlalarının arasında kaybolmak, ister tarihi şarap mahzenlerini keşfetmek, ister deniz kenarında yürüyüş yapmak olsun, Fransa’nın bu büyüleyici kasabaları her ziyaretçiye unutulmaz anlar yaşatır.

Dordogne

Fransa’nın güneybatısında yer alan Dordogne hem tarihi hem de yemek kültürü ile oldukça büyüleyici bir yer. Bu romantik kasaba orta çağlardan kalma birbirinden büyüleyici La Roque-Gageac gibi şatolarla dolu. Çarşamba ve Cumartesi günleri şehrin pazarını gezip lokal tadları tatmak ise öncelikleriniz arasında yer almalı. Bölgenin özellikle ördeği, kaz ciğeri,”cabcau” denen keçi peyniri ve siyah trüf mantarı oldukça ünlü. Bu tatları tamamlayan oldukça geniş lokal şarap çeşitlerini de unutmamak gerek. Lot nehrinin içinden geçtiği kasabada tekne gezileri yapabilirsiniz.

Elit ve göz alıcı bir tatil istiyorsanız Güney Fransa’yı mutlaka görülecekler listenize almalısınız. En iyileriyle Güney Fransa’yı keşfetmek için tıklayın.

Colmar

Fransa’nın doğusunda, Alsace bölgesinin kalbinde yer alan Colmar, ziyaretçilerine tarihi ve kültürel bir şölen sunuyor. Bu renkli kasaba, Orta Çağ ve Rönesans mimarisinin harika örneklerini, leziz yemeklerini ve sıcak atmosferini keşfetmek için mükemmel bir yer. Colmar’ı keşfetmeye, dar ve renkli sokaklarından başlayabilirsiniz. Burada, yarı ahşap evlerin cıvıl cıvıl renkleri ve çiçeklerle süslü balkonları sizi adeta bir masal dünyasına götürüyor.

“Küçük Venedik” olarak da bilinen su kanalları boyunca yapacağınız bir tekne turu, kasabanın büyüsünü suyun üzerinden yaşamanızı sağlıyor. Tarihi ve kültürel zenginliğiyle öne çıkan Colmar, Bartholdi Müzesi gibi önemli kültürel noktaları ve Orta Çağ’dan kalma dini yapılarıyla ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkarır. Geleneksel Alsace mutfağının en lezzetli örneklerini sunan yerel restoranlar ve şarap mahzenleri, gastronomi meraklılarını cezbeder. Yıl boyunca düzenlenen festivaller ve özellikle büyüleyici Noel pazarları ile Colmar, her mevsim ziyaretçilerine eşsiz deneyimler sunan canlı ve renkli bir kasaba.

Etretat

Claude Monet’nin tablolarını süsleyen Etretat, Normandiya kıyılarında bulunuyor. Falaise Aval olarak adlandırılan yüksek uçurumlarda yer alan doğal kemerleri ve beyaz kumları ile ünlü olan kasaba özellikle günübirlik turistlerin favori destinasyonlarından biri. İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma olan patika da yürüyüş yaparak bu doğal manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Tepede yer alan Notre Dame de la Garde şapeli de içinde ki müzesi ile gezilecek yerlere bir alternatif.

Giverny

Giverny, ünlü Fransız ressam Claude Monet’nin evi ve bahçeleri ile tanınan, Normandiya bölgesinde yer alan büyüleyici bir köy. Monet’nin Nilüferler serisine ilham kaynağı olan bu bahçeler, sanat ve doğa severler için adeta bir cennet. Köyün kendisi de tarihi yapıları ve pastoral manzaraları ile ziyaretçilere huzurlu bir atmosfer sunar. Giverny, sanat tarihi ve doğal güzelliklerin iç içe geçtiği, huzur verici bir kaçış noktası.

Barfleur

Normandiya’nın kuzeydoğusunda yer alan Barfleur, pitoresk limanı, tarihi taş evleri ve deniz ürünleri restoranları ile ünlü bir sahil kasabasır. Fransa’nın “En Güzel Köyleri”nden biri olarak kabul edilen bu yer, geleneksel Normandiya mimarisini ve sakin yaşam tarzını yansıtıyor. Deniz feneri ve liman boyunca uzanan yürüyüş yolları, ziyaretçilere eşsiz manzaralar sunuyor. Taze deniz ürünleri ve yerel lezzetler, Barfleur’un gastronomik olarak da çekiciliğini artırıyor.

Biarritz

Kral Napolyon karısı için burada bir saray inşaa ettirdiğinden beri Avrupa kraliyetlerinin vazgeçilmezi haline gelen Biarritz, Fransa’nın Atlantik kıyısında yer alıyor. Kasaba aynı zamanda sörf tutkunları için de Avrupa’nın bir numaraları destinasyonu. Eğer Kraliçe Victoria ile aynı otelde kalmış olmak isterseniz Hotel du Palais tam size göre. Kasabanın çeşitli ve ödüllü yapılarını gezmek ve sayısız plajında güneşin keyfini çıkarıp sörf yapanları izlemek mümkün.

Domme

Dordogne bölgesinin kalbinde yer alan Domme, yüksek bir tepenin üzerinde kurulu ve muhteşem manzaralar sunan bir ortaçağ kasabası. Bastide tarzında inşa edilmiş bu kasaba, muhteşem Dordogne Vadisi manzaraları ve korunmuş tarihi sokaklarıyla ziyaretçilerini etkiliyor. Domme, yer altı mağaraları, tarihi pazar yeri ve yerel gastronomi ürünleriyle de tanınır. Bu tarihi kasaba, zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Èze

Fransa’nın Côte d’Azur bölgesinde, Nice’in yakınında yer alan Eze, Akdeniz’e bakan tepelerde kurulu şirin bir köy. Tarihi, taş sokakları ve egzotik bahçeleri buranın bu kadar ünlü olmasını sağlayan detaylardan. Eze, Orta Çağ’dan kalma yapıları ve nefes kesici manzaraları ile romantik ve bir o kadar da etkileyici bir atmosfer sunuyor.

Saint Jean Cap-Ferrat

Lokallerin bölgenin mücevheri olarak adlandırdığı Cap Ferrat, Cote d’Azur’un zenginliğine ve görkemine sahip olmasına rağmen komşuları kadar göz önüne çıkmış bir kasaba değil. İtalya, Fransa ve Monako tarafından ortak korunan Pelagos Sığınağı’ndan Akdeniz’in muhteşem sularında dalış yapmak ve açıklardaki yunus sürülerini izlemeniz mümkün. Four Seasons Cap Ferrat ya da Hotel Bagatelle ise bölgenin görkemine uygun konaklama alternatifleri arasında yer alıyor. Kasabadayken gezmeniz gereken en önemli yer ise ünlü aile Rothschild’in villaları ve hektarlarca büyüklükteki bahçeleri.

Eguisheim

Alsace bölgesinde bulunan Eguisheim, dairesel sokakları ve renkli yarı ahşap evleriyle ünlü bir şarap köyü. Bu köy, tipik Alsace mimarisi ve şarap üretim geleneğiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Eguisheim, sakin atmosferi ve yerel şarap mahzenleriyle, bölgenin en güzel köylerinden biri olarak kabul edilir. Köy, aynı zamanda Alsace şarap yolunun da bir parçasıdır.

Honfleur

Normandiya’nın kalbinde, Seine Nehri’nin denize kavuştuğu yerde yer alan Honfleur, tarih boyunca sanatçıları ve şairleri büyülemiş bir kasaba. Bu şirin liman kasabası, renkli marin manzaraları, dar sokakları ve tarihi ahşap binalarıyla ziyaretçilerini adeta bir zaman yolculuğuna çıkarır.

Honfleur, özellikle 19. yüzyılda, Claude Monet ve Eugène Boudin gibi ünlü izlenimci ressamlar için ilham kaynağı olmuştur. Kasabanın limanı, Vieux Bassin, yansıyan renkli binaları ve yelkenlileriyle, ressamların tuvallerinde sık sık yer almıştır. Sainte-Catherine Kilisesi, Honfleur’un en dikkat çekici tarihi yapısıdır. Fransa’da ahşaptan yapılmış en büyük kilise olan bu yapı, etkileyici mimarisiyle ziyaretçilerini şaşırtır. Ayrıca, Honfleur’un dar sokaklarında yer alan sanat galerileri ve butikleri, kültürel bir keşif sunar.

Saint-Suliac

Brittany bölgesinde yer alan Saint-Suliac, tarihi taş evleri ve dar sokaklarıyla ünlü bir sahil köyü. Rance Nehri’nin kıyısında yer alan bu köy, geleneksel Brittany mimarisi ve denizcilik tarihini yansıtan bir atmosfere sahip. Saint-Suliac, yürüyüş yolları, küçük limanı ve yerel deniz ürünleri restoranlarıyla ziyaretçilere huzurlu ve otantik bir deneyim sunuyor.

Roussillon

Provence bölgesinde yer alan Roussillon, kırmızı ve sarı tonlardaki olağanüstü toprak formasyonları ve renkli binalarıyla ünlü bir köy. Bu köy, Provence’ın tipik lavanta tarlaları ve zeytin ağaçlarıyla çevrili, eşsiz doğal güzellikler sunuyor. Roussillon, Ochre Yolu gibi yürüyüş parkurları ve sanatsal atmosferi ile hem doğa severlerin hem de sanat meraklılarının ilgisini çektiğini söylemek gerekli.

Yvoire

Auvergne-Rhône-Alpes bölgesinde, Leman Gölü’nün kıyısında yer alan Yvoire, tarih boyunca korunmuş bir ortaçağ kasabası. 14. yüzyıldan kalma surları, çiçeklerle süslü dar sokakları ve göz alıcı manzaraları ile ziyaretçilerini adeta zamanda bir yolculuğa çıkarıyor.

1306 yılında Savoy Kontu tarafından bir askeri kale olarak kurulmuş olan Yvoire, günümüzde bu tarihi dokusunu surları, kuleleri ve eski kapılarıyla hala korumakta. Kasabanın tarihi merkezi, Orta Çağ’dan kalma yapıları ve dar, taş döşeli sokakları ile büyüleyici bir atmosfere sahip. Yvoire, Leman Gölü’nün taze su ürünleri ile ünlüdür. Yerel restoranlar, özellikle “filet de perche” (turna balığı filetosu) gibi geleneksel lezzetleri sunar. Ayrıca, bu şirin kasabada yerel şarapları ve Fransız mutfağının diğer spesiyalitelerini tadabilirsiniz.

Conques

Occitanie bölgesinde, sakin bir vadide yer alan Conques, Saint-Jacques de Compostela hac yolunun üzerindeki tarihi ve mistik bir köy. Bu ortaçağ köyü, muazzam Roma mimarisi ve zengin tarihi ile ziyaretçilerine adeta zamanın ötesine bir yolculuk sunar. Conques, özellikle ünlü Sainte-Foy Kilisesi ile tanınır. 11. yüzyıldan kalma bu kilise, muhteşem mimarisi ve altın kaplama heykelleriyle dikkat çeker. Kilisenin detaylı taş işçiliği ve ünlü “Son Yargı” kabartması, Orta Çağ sanatının en iyi örneklerindendir. Köyün dar, taş döşeli sokakları ve iyi korunmuş ortaçağ evleri, ziyaretçileri tarihin derinliklerine götürür. Conques, bir zamanlar zengin ve güçlü bir manastıra ev sahipliği yapmıştır. Bugün, köy ve manastır, yüzyıllardır devam eden bir hac geleneğinin parçası olarak, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri ağırlamaktadır.

Fransa’daki duraklarınızdan biri Paris ise bu restoranları kaydetmeyi ve Fransız mutfağının tadını çıkarmayı unutmayın.

Annecy

Fransa’nın güneydoğusunda Alpler’in ortasında yer alan Annecy kanallardan oluşan, kristal berraklığında bir gölün kenarında, muhteşem dağ manzaraları ile ünlü bir kasaba. Alpler ile çevrili olan Annecy Gölü ise özellikle yaz aylarında kristal mavi sularıyla turistleri kendine çekiyor. Su kayağı, kano ve paddle gibi su sporları destinsyonun olmazsa olmaz aktivitelerinin başında yer alıyor. Eğer daha sakin bir tatil geçirmek istiyorsanız şehrin kanallarında bir bot turuna katılabilir, şehrin en önemli simgesinden olan Palais de l’Isle’yi gezebilir ya da Fransa’nın en iyi pazarı olarak adlandırılan lokal pazarda Raclette peynirinin tadına doyabilirsiniz.