Renklerin ve Lezzetlerin İzinde: Provence

Mavi gökyüzü altında uzanan lavanta tarlaları, pitoresk köyler ve zeytinliklerle çevrili Provence, herkes için unutulmaz manzaralar sunuyor.

Provence, Fransa’nın güneydoğusunda yer alan, doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve eşsiz kültürel mirasıyla göz kamaştıran bir bölge. Antik Yunan ve Roma dönemlerine uzanan kökleriyle Provence, zengin bir geçmiş ve büyüleyici bir sanat kültürü barındırıyor. Bölgenin sunduğu leziz yemekler, kaliteli şaraplar ve sıcak misafirperverlik, burada geçirilen zamanı unutulmaz kılıyor. Bu benzersiz deneyimin tadını çıkarmak için Provence’a dair bu notları mutlaka kaydetmelisiniz.

Provence’a Nasıl Gidilir?

Provence bölgesine ulaşmak için en uygun rota, Marsilya Havalimanı’na inen direkt uçuşlardan birini seçmek. İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen’den Marsilya’ya neredeyse her gün uçuşlar gerçekleşiyor. Diğer şehirlerden gitmek için de yine İstanbul aktarmalı uçmak en iyi seçenek.

Marsilya’ya vardığınızda, seyahatinize daha rahat devam etmek için araba kiralayabilir veya otobüsle kalacağınız şehre transferinizi kolaylıkla yapabilirsiniz. Güney Fransa’daki mesafeleri de göz önüne alarak seyahatiniz boyunca araba kiralamak oldukça avantajlı olacak.

Provence’ın En Güzel Zamanı

Provence bölgesini ziyaret etmek için en ideal dönem, ilkbahar ve sonbahar ayları. Ancak, lavanta tarlalarının büyüleyici manzarasına tanık olmak istiyorsanız temmuz ayını tercih etmelisiniz.

Eğer seyahatinizi lavanta mevsimine denk getirirseniz, Orta Çağ’dan kalma tarihi köyleri gezerken, lavanta tarlalarının önünde durup hem manzaranın tadını çıkarabilir hem de ömür boyu saklayacağınız fotoğraflar çekebilirsiniz.

{51852}

Provence Otel Önerileri

Provence seyahatinizde kalacağınız yer, bölgeyi nasıl deneyimleyeceğinizi tamamen değiştirebilir. Bu yüzden otel önerilerini şehir ve bağ otelleri olarak iki ayrı kategoride değerlendirmekte fayda var.

Şehir Konaklamaları

Provence’ın ruhunu en iyi şekilde hissetmek istiyorsanız, Avignon, Arles ve Aix-en-Provence şehirlerinde konaklayabilirsiniz. Marsilya’da da kalabilirsiniz, ancak gerçek Provence atmosferini hissetmek için önerim bu üç şehirden biri olacak.

Provence Bağ Otelleri ve Lüks Konaklamalar

Provence’ın şehir dışındaki lüks otelleri, doğa ile iç içe bir deneyim arayanlar için ideal. Şehir merkezine kısa bir araba yolculuğu ile ulaşılabilen bu oteller, konforu ve doğayı bir araya getiriyor.

Provence’ın En İyi Restoranları

Provence, yalnızca büyüleyici manzaralarıyla değil, aynı zamanda zengin gastronomi kültürüyle de öne çıkıyor. Akdeniz ikliminin bereketli topraklarında yetişen taze sebzeler, aromatik otlar ve zeytinyağıyla hazırlanan yemekler, bölgenin mutfağını sade ama rafine lezzetlerle donatıyor. Peynir ve deniz ürünleri gibi yerel tatlar, Provence mutfağını eşsiz kılıyor. Burada, hem Michelin yıldızlı restoranlarda hem de küçük bistro köşelerinde Fransız mutfağının en özel lezzetlerini keşfedebilirsiniz.

Villa Gallici

Helene Darroze A Villa La Coste

Chardon, Avignon

L’arlatan, Arles

Airelles Gordes, La Bastide

Restaurant Sevin, Avignon

La Table de l’Orangerie

{51852}

Bağcılık ve Tadımlar

Chateau Neuf Du Pape

Şarap üretimi denildiğinde ilk akla gelen coğrafyalardan biri olan Provence’da birçok yerel üretici ve adı globale yayılmış marka var. Châteauneuf-du-Pape ise Provence’ın dünyaca ünlü bir şarap üretim bölgesi. Bölgenin yüzde 90’ında kırmızı, geri kalanında beyaz şarap ve az miktarda roze şaraplar üretiliyor. Burası Appellation d’Origine Contrôlée (AOC) -bölgede üretilen şarapların belirli standartlara ve geleneklere uygun olarak üretildiğini ve kökenlerinin korunduğunu gösteren belge- statüsüne sahip olan önemli bir şarap üretim alanı olarak da biliniyor.

Châteauneuf-du-Pape’da 13 çeşit üzüm üretimine izin verilmesine rağmen, pratikte bölgenin yüzde 80’inde Grenache türünde üzüm üretiliyor.

Châteauneuf-du-Pape, “Papa’nın yeni kalesi” anlamına geliyor. Papa Clement V’in, 14. yüzyılda papalığı Roma’dan Avignon’a taşımasıyla burası Katolik Kilisesi’nin merkezi haline gelmişti. Provance’ta rotanızı bu tarafa çevirecekseniz bölgede yer alan Château La Nerthe’i ziyaret edilecek yerler arasına ekleyebilirsiniz.

Château La Canorgue

“A Good Year” (İyi Bir Yıl) filmini izleyenler, bu ikonik şatoyu hemen tanıyor. Eğer bu filmi izlemediyseniz, Provence tatiliniz öncesinde mutlaka izleme listenize ekleyin. Russell Crowe’un başrolünde olduğu bu film, Provence’ın pitoresk manzaralarıyla, hayatınızın bir bölümünü sevdiğinizle birlikte bu bölgede geçirmek istemenize vesile oluyor ve uçak bileti bakarak seyahat planınızı yapmaya teşvik ediyor. Aynı zamanda, sinema anlatımı açısından da kolay izlenen bir romantik komedi olarak öne çıkıyor.

850 Rte du Pont Julien D149, 84480 Bonnieux, Fransa
+33490758101

Provence’da Görülecek Yerler

Abbaye de Sénanque

Provence’ın en ünlü manastırlarından biri olan Abbaye de Sénanque, 12. yüzyılda kurulmuş ve lavanta tarlalarının ortasında yer alıyor. Gordes’ten arabayla yaklaşık 10-15 dakikalık ince ve dar yollarla ulaşabileceğiniz bir konumda bulunuyor. Eğer lavanta mevsiminde ziyaret ediyorsanız, bu gezi için en az 1 saat ayırabilir ve ziyarete açık olan manastırı gezebilirsiniz.

Gordes

Luberon Dağları’nın tepelerinde yer alan Gordes tarihi taş yapıları, dar sokakları ve manzaralarıyla bölgenin en güzel köylerinden biri. Lavanta tarlalarıyla çevrili bu bölge, özellikle yaz aylarında nefes kesici bir güzellik sunuyor. Köyde yer alan tatlı butikler için mutlaka zaman ayırmalısınız.

Aix en Provence

Burası Provence’in tarihi ve kültürel merkezi olarak biliniyor. 17. ve 18. yüzyılda inşa edilmiş tarihi binaları, şık kafeleri, sanat galerileri ve ünlü Cours Mirabeau bulvarıyla hem ziyaret etmek hem de konaklamak için en ideal yerlerden biri.

Çeşmeleriyle meşhur olan Aix en Provence, Paul Cézanne gibi sanatçılarla anılan bir şehir ve sanat ile mimari severlerin mutlaka uğraması gereken sıcak bir destinasyon.

Arles

Antik Roma döneminden kalma yapıları, Vincent van Gogh ve Luma Arles gibi şehre çok önemli katkılarda bulunan müzeleriyle tanınıyor. Ayrıca, Vincent van Gogh dışında Picasso, Paul Cézanne ve Paul Gauguin gibi ünlü ressamları da tarihine dahil eden Arles, sanatseverler için kesinlikle ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.

Lourmarin

Efsunlu görünüme sahip Lourmarin Luberon Dağları’nın eteklerinde yer alıyor. Şirin taş evleri, dar sokakları ve eski kilisesi ile ünlü. Doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla huzurlu bir Provence deneyimi yaşamak için mutlaka Lourmarin’e, en azından bir kahve molası için uğrayabilirsiniz.

Camargue

Provence’ın diğer bölgelerinden farklı olarak doğası ve habitatıyla fark yaratan bir bölge Camargue. Sahilde koşan atların görselleriyle hatırlayabileceğiniz Camargue, bataklıklar, tuzlu lagünler, tuzlu topraklar, çayırlar ve sulak alanlarla kaplı. Flamingolar, boğmaca martıları, bataklık kuşları ve diğer nadir kuş türlerine ev sahipliği yapan bu bölge, eşsiz bir habitat sunuyor. Daha çok at sırtında gezintiler, bisiklet turları ve doğa yürüyüşleri gibi aktiviteleriyle tanınan Camargue, meraklısı için unutulmaz bir deneyim vadediyor.

Provence’da Sanat ve Tarih

Luma Arles

LUMA Arles projesi, İsviçreli milyarder Maja Hoffmann tarafından sanatsal yapıları korumak ve yaşatmak amacıyla kurulmuş. Babası kuş bilimcisi olan Maja Hoffmann, ailecek Camargue bölgesinde geçirdiği çocukluk döneminin kendisini birçok alanda beslediğinden bahsediyor. Lucas ve Marina isimli çocuklarının isimlerinin ilk iki harfiyle oluşan Luma Vakfı, mimari alanda dekonstrüktivizm olarak bilinen ve alanında önemli bir üne sahip Frank Gehry tarafından tasarlanmış.

Gehry’nin imzasını taşıyan binalar, genellikle sanat ve mimari dünyasında öne çıkan dinamik ve çarpıcı tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Frank Gehry, LUMA Arles tasarımında Arles’in ve çevresinin karakteristik ve tarihi özelliklerini modern bir yorumla yeniden inşa etmiş. Yapının alt kısmında yer alan çember biçimindeki cam yapı, aslında Arles’in kalbinde bulunan Arles Amfitiyatrosu’nun modern bir yorumunu temsil ediyor. Ek olarak, bölgede bulunan kayaların kaotik yapısının izdüşümünü, 10 bin adet birbirinden farklı boyutta metal levhayı birleştirerek eşsiz bir form oluşturacak şekilde yaratmış.

Modern sanat alanına ilgi duyan herkesin LUMA Arles’i ziyaret etmesi ve en az 2 saat burada vakit geçirmesi mümkün.

Fondation Vincent Van Gogh

Vincent van Gogh‘un Arles şehrindeki yaşamını ve eserlerini kutlamak amacıyla kurulmuş bu sanat vakfı, Arles’e gittiğinizde ziyaret etmeniz gereken en önemli müzelerden biri. Vincent van Gogh, 1888-1889 yılları arasında Arles’de yaşamış ve bu şehir, sanatçının dönüşüm geçirdiği ve modern sanat tarihinde önemli bir iz bıraktığı yerlerden biri.

Fondation Vincent van Gogh Arles 35 ter, rue du Docteur-Fanton 13200 Arles +330488658293

Carrieres de Lumieres

Les Baux-de-Provence köyü yakınlarındaki bu taş ocağı, 1970’lerde sanatsal etkinlikler için dönüştürülmüş. Orijinal olarak taş kesimi için kullanılan bu mekân, sonraki yıllarda ışık ve ses gösterileri için kullanılarak devasa duvarlara ve kaya yüzeylerine yansıtılan yüksek çözünürlüklü dijital görüntülerle etkileyici ve eşsiz bir ışık-ses gösterisi sunuyor.

Route de Maillane, 13520 Les Baux-de-Provence, Fransa +33490492002

Palais des Papes

Avignon, 1309-1377 yılları arasında Papalık Sarayı olarak kullanılmış ve bu süre zarfında Avignon, Roma’dan sonra Katolik Kilisesi’nin ikinci merkezi olarak önem kazanmış. Gotik tarzda inşa edilmiş büyük bir kompleks olan saray Palais des Papes, büyük taş duvarları, yüksek kuleleri ve geniş avlularıyla dönemini oldukça iyi yansıtıyor ve günümüze kadar iyi korunmuş bir yapı. Avignon ziyaretinizde Papalık Sarayı’nı görmek için 1-2 saatinizi ayırmak mümkün.

Pl. du Palais, 84000 Avignon, Fransa +33432743274

Arles Amfitiyatrosu

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Arles Amfitiyatrosu, Roma İmparatorluğu dönemine ait en iyi korunmuş antik yapılarından biri. Bu amfitiyatros, Roma döneminde gladyatör dövüşleri, vahşi hayvan avları ve diğer eğlenceler için kullanılmış. Şehrin içerisinde bulunan bu yapıyı gördüğünüzde, gözlerinizi kapatıp zaman yolculuğu yapma hissi yaşayabilirsiniz.

1 Rdpt des Arènes, 13200 Arles, Fransa +33490493636

Provence’ın Kısa Tarihi

Provence, Antik Yunan ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde, tarih sahnesinin parlayan yıldızıydı. O dönemde Fransa’nın en değerli tarım ve ticaret bölgelerinden biri olarak öne çıkan bu topraklar, Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte feodal lordların etkisi altında parçalanmaya başladı.

Orta Çağ boyunca, Gotik mimarinin ihtişamı ve şövalyelik kültürünün izleriyle şekillenen Provence, 14. yüzyılda Papa VII. Clemens’in Papalık Sarayı’nı Roma’dan Avignon’a taşımasıyla adeta bir kültür ve sanat merkezi haline geldi. Bu önemli olay, bölgenin ticari cazibesini de artırarak, Provence’ı daha da parlayan bir yıldız yaptı.

Orta Çağ’ın sonlarına gelindiğinde Fransa Krallığı’nın bir parçası haline gelen Provence, özellikle 19. yüzyıldan itibaren sanatçılar ve yazarlar için sonsuz bir ilham kaynağı oldu. Sanat, edebiyat ve gastronomi alanlarındaki zenginlikleriyle büyüleyen bu bölge, pitoresk köyleri ve korunmuş Orta Çağ mimarisiyle adeta zamanın durduğu bir rüya sunuyor.

Ünlü ressam Paul Cézanne ve daha birçok sanatçı, Provence’ın doğal güzelliklerini ve köy yaşamının büyüsünü eserlerinde ölümsüzleştirmiştir. Provence, yalnızca geçmişin izlerini taşımakla kalmıyor; aynı zamanda günümüzde de ilham veren bir cennet olarak kalplerde yer alıyor.

{272685}