Safariye Çıkmadan Önce Bilmeniz Gerekenler

Yazı Boyutu:
Pigmelerle Dans kitabının yazarı ve Afrika kıtasına düzenlediği muhteşem seyahatlerle tanıdığımız Meltem Yaşar, safari hayali kuranlar için tüm merak edilenleri yazdı.
Fillerin hafızalarının ne kadar kuvvetli olduğunu ve asla unutmadıklarını söylerler. Ama fillerle ilgili söylemedikleri bir şey daha var: Hayatınızda ilk kez fil gördüğünüz anı unutmanız imkansızdır! 1999’da Tanzanya’da safarideyken hayatımda ilk kez fil gördüğüm anı hala unutamıyorum; her detayı, her saniyesi dün gibi aklımda!
Afrika: Gizemli Kıta!

Safari! Ne kadar sihirli bir kelime! Hele önüne Afrika eklenince daha da bir gizemli hal almıyor mu?
Safari deyince önce kurak, sarı sıcak savanlarda sadece hayvanat bahçelerinin soğuk kafeslerinde görebildiğimiz benekli, yeleli, keskin dişli, kocaman pençeli büyük kediler gelir aklımıza. Ve yakıcı güneşin altında onların kovaladığı boynuzlu, ağır çekim ama can havliyle koşan, kadife gibi derilerinin altında kasları seğiren envai çeşit antilop…
“Modern” dünyanın gözüyle filmedilmiş programların, evimizin konforunda gözümüzün önüne getirdiği görüntülerdir bunlar.

Sık yağmur ormanları, gürül gürül akan nehirler ve şelaleler, mis gibi kokan çiçekleriyle şemsiye akasyaların süslediği savanlar, bembeyaz kumsallarda okyanusa doğru uzanmış palmiye ağaçları, tepesi karlı dağlar ve hala canlı, fokurdayan kraterler, yemyeşil yaylalar, kumun yokettiği su yollarının tekrar ortaya çıkıp hayat verdiği deltalar, binbir çeşit kuşun sığınağı papirüs bataklıkları, sarı sıcak kum çölleri, kuru siyah taş çölleridir Afrika…
Ve insanları… Kenya ve Tanzanya’da kıpkırmızı şallarını bedenlerine sarmış, kulakları, kolları ve hatta ayak bilekleri rengarenk boncuklarla süslenmiş Masailer, Sahara Çölü’nü deve üstünde dolaşan mavi mintanlı Tuaregler, kadınların köle tüccarlarına korkunç görünmek için dudaklarını delip tabaklar taktığı Mursiler, öküz atlama töreniyle erkekliğe geçişi kutlayan Hamerler ve daha nice kabilelerdir Afrika…
{2743}
Safari ise Afrika denince akla ilk gelen en gizemli kelime!

Doğu Afrika’da Kenya, Tanzanya, Uganda, Ruanda ve Kongo’da konuşulan Bantu kökenli Svahili diline Arapça’dan geçen “Safar” yani Türkçe’deki haliyle “Sefer” kelimesinden türemiş bir kelime olan “Safari” önceleri Afrika’daki yaban hayatını avlamak üzere çıkılan yolculuklar demek olsa da artık sadece hayvanları doğal ortamlarında gözlemlemek üzere çıkılan “sefer”ler anlamına geliyor. Kelimenin sihrinden uzak etimolojik bir açıklamasını yaptıktan sonra safari yapılan büyülü dünyaya dalalım…
“Şu dünyada en çok kıskandığım kişi henüz Afrika’ya gitmemiş olan kişidir. Çünkü onu öyle maceralar bekliyor ki!” diyor Richard Mullen ve o kadar haklı ki!
İlk safarimi Tanzanya’nın ‘Sonsuz Düzlükleri’nde (serengeti) yapmaya karar verdiğimde daha önce Afrika’ya gitmeyen herkes beni sadece bulaşıcı hastalıklara karşı uyarmıştı. Oysa ki bulaşıcı olan başka bir şey daha vardı ki buna çare yoktu: Safari aşkı! Bulaşıcı hastalıkların bir çözümü vardı ama bir kez yaptınız mı artık kurtulamadığınız safari yapma isteğinden kimse bahsetmemişti. Üstelik tek çaresi tekrar tekrar safari yapmaktı. Çünkü Ernest Hemingway’in de dediği gibi Afrika’da safaride uyanıp da mutlu olmadığım bir sabah bilmiyorum.
Safariyle ilgili genel bilgiler

1999’da Tanzanya’da ilk safarime çıkmadan evvel etrafımda bana yardım edecek hiç kimse bulamadım. Çok az olan seyahat forumlarına yazdım, çıt çıkmadı. Önce dergilere, sonra yeni yeni çıkan belgesel kanallarından birine üye oldum. Sonra Amerika Birleşik Devletleri’nden Doğu Afrika’da nasıl safari yapacağıma dair bilgi veren kitabı sipariş edip gelmesi için 2 ay bekledim. Elimde bir kitapla nasıl safari yapabileceğime dair adım adım ilerlerken aradan aylar geçtikten sonra Kilimanjaro Havaalanı’nda beni karşılayan rehberimle hayatımı sonsuza kadar değiştirecek macerama başlamıştım.

Safari yapabilmek için Amerika’yı değil ama Afrika’yı yeniden keşfetmek zorunda kalmıştım. Çünkü Türkiye’de Afrika’da safari yapmak isteyen kişilere yol gösterecek hiç kimse yoktu. Şimdi aradan neredeyse 25 yıl geçtikten sonra 10’dan fazla Afrika ülkesinde sayısını anımsamadığım kadar kişiyle, yine sayısını hatırlamadığım kez safariye çıktıktan sonra böyle bir deneyim yaşamak isteyenler için adım adım “Afrika’da Safariye Giriş:101” notlarımı anlatıyorum.
Safari yapmadan önce yapılması gereken en önemli şey nasıl bir deneyim istediğiniz.
Yani safarinin kapsamı…
- Sadece hayvan gözlemlemek istiyorsanız ve “Bir kez safari yapayım, en güzelini yapayım” diyorsanız o zaman rotanızı Tanzanya’nın kuzeyine çevirebilirsiniz. Efsanevi Serengeti, UNESCO Dünya Mirası Ngorongoro Krateri ve dünya fil başkenti Tarangire Doğal Parkı size kendi belgeselinizi çekme olanağı verecek muazzamlıkta güzellikler sunacaktır.
- Safari deyince akla sadece savanlar gelmesin: Unutmayın ki Tarzan balta girmemiş yağmur ormanlarında gorillerle yaşıyordu! Eğer hayaliniz böyle bir safariye çıkmaksa rota bu kez Uganda’ya çevrilmeli. Uganda hem gümüş sırtlı dağ gorillerini, hem de şempanzeleri doğal ortamlarında gözlemleyebileceğiniz, Tarzan’ın izini sürebileceğiniz harika ormanlarla doldu. Üstelik vahşi ormanlarla aslanların dolaştığı savanların arası sadece 4-5 saat mesafe.
- Özel meraklarınız ve hobileriniz varsa hepsine Afrika’da bir çare bulmak mümkün. Kuş gözlemlemek isterseniz Uganda, dalmak isterseniz Kenya ve Tanzanya, tırmanış yapmak isterseniz Kilimanjaro, rafting yapmak isterseniz Nil veya Zambezi boyunca hobilerinize göre bir destinasyon bulmak mümkün.
- “Ben değişik kabilelerden insanları görmek istiyorum,” derseniz ise “Bir ülkede beş ülkelik deneyim garantili” Etiyopya’nın Omo Vadisi’ni öneririm. Dünyanın gözden ırak bir bölgesinde kimilerinin hangi ülkede yaşadığını bilmediği insanların basit ve ilginç, zor ve dudak uçuklatan hayatlarını görmek tüm hayatınızı sorgulamanıza yol açacaktır.
- “Beni Afrika’nın kalbine götür ama öyle bir yer olsun ki orada hayvan, doğa, insan, her şey olsun,” derseniz ise Uganda derim. Winston Churchill 17 Afrika ülkesini gezdikten sonra “Uganda krallığı bir masaldır. Manzara farklıdır, bitki örtüsü farklıdır, iklim farklıdır ve en önemlisi, insanlar Afrika’nın tüm bölgelerinde gördüğünüz diğer insanlardan farklıdır… Görkeminden, biçim ve renk çeşitliliğinden, kıpır kıpır yaban hayatının bolluğundan dolayı Uganda gerçekten Afrika’nın incisidir” der. Nazik insanları, henüz safari araçları ile dolmamış savanları, gorilleri, şempanzeleri, aslanları, zürafaları ve yemyeşil doğası ile Uganda tropik Afrika’nın henüz pek de keşfedilmemiş cennetlerindendir.
Bu yazının kapsamı olarak öncelikle “yaban hayatı gözlemlemek üzere savanlarda dolaşarak yapılan safari” üzerine yoğunlaşacağız. Kültür, kabile, ilkel yaşam konularını sonraya bırakacağız.

Yönümüzü belirledikten sonra kimle gideceğimize karar vermemiz gerekiyor:
Kendi başımıza gidebilir miyiz?
Bir safari firmasından yardım almalı mıyız?
Buna yanıt çok basit: Kesinlikle bir safari firmasından profesyonel yardım almalısınız. Safari çok deneyim isteyen bir seyahat şeklidir. Safari aracı bile sıradan bir araç değil, safari deneyimi için özel modifiye edilmiştir; sağlam, dört çeker, yüksek ve hayvanları rahatça gözlemlemek için üstü açılabilir olmalıdır. Bu araçları kiralamak mümkün olsa da size hayvanların nerede olduğunu bulmak üzere eğitilmiş gözlere sahip, doğal parkları çok iyi bilen deneyimli iz sürücüler gerekir.
Mesela Serengeti 15 bin km2 alanı ile kendi başınıza keşfedemeyeceğiniz kadar büyük bir alandır. Hele ki dünyadaki en büyük hayvan hareketi olan Büyük Göç sırasında deneyimsiz bir sürücü yanlış yerlerde iz sürüp bomboş bir savanla karşılaşabilir. Bu nedenle bu işe yıllarını vermiş deneyimli bir tur firması, sağlam ve konforlu bir safari aracı ve yetkin bir rehber ile bu deneyimi taçlandırmak şart.

Sırada karar vermeniz gereken önemli bir karar var:
Grupla mı safari yapmalı özel mi?
Yanıtı basit aslında: Bütçenize göre özel safari yapabilirsiniz. Daha ekonomik bir seçenek arıyorsanız ve 6 kişilik araçta sosyalleşmeyi tercih ederseniz grup safarisine katılmalısınız.
Safari doğası itibariyle pahalı bir deneyimdir. Özel bir aracın kirası, benzin masrafı, şoförün ve rehberin gündelik ücreti, aracın doğal parklara giriş ücreti safarinin kişi sayısından bağımsız sabit masraflarıdır. Bir kişi olsa da beş kişi olsa da bu masraflar ödenecektir.
“6 kişilik araçta sosyalleşmek” ifadesindeki 6 sayısı rasgele bir sayı değildir. Safari deneyimi için piyasaya buna uygun araçların girmesi, hem de Doğu Afrika’da normal kısa şaşi araçların ortadan kesilip uzatılması, camların zor şartlara uygun hale getirilmesi, şınorkel takılması ve üstlerinin de yaban hayatını rahatça gözlemlemek için açılır kapanır hale gelmesi çağ atladı. Bu araçlar Afrika savanlarının imza aracıdır. Şoför hariç arkada 6 kişinin rahatça oturması üzerine dizayn edildiği için bir safarinin ideal ve en ekonomik katılımcı sayısı 6’dır. Sabit masrafların altıya bölünmesi de bu deneyimi ekonomik olarak daha erişilir hale getirir.

Karar vermeniz gereken diğer çok önemli konu:
Safaride konaklama
Doğal parklarda aşçı ile yola çıkıp çadırla konaklamalısından otağ büyüklüğünde, kapısında beyaz eldivenli Masai kabilesinden hizmetlilerin beklediği son derece lüks safari çadırlarına kadar seçenekler bol. İki aşırı uç arasında değişik konfor dereceleri de mevcut. Bu nedenle eğer çadır macerasına girmek istemiyorsanız bütçenize göre bir seçenek bulmak mümkün.
1999 yılındaki ilk deneyimimde çadır konaklamasını tercih etmiş, çadırlar, mutfak malzemeleri, bir şoför ve bir aşçı ile 2 haftalık kişiye özel bir safari yapmış biri olarak söyleyebilirim ki kamp yaparak dolaşmanın yerini sonradan yaptığım hiçbir safari dolduramadı. Özellikle dolunay zamanını Serengeti’ye denk getirmiş, o zamanki deneyimsizliğimle ay ışığında savanlarda parlayan gözlerin aslan gözleri mi, antilop gözleri mi olduğunu bilmeden sırtlan çığlıkları ve aslan kükremeleri arasında tek koruyucu katmanın içine girdiğim çadırın kanvası olduğu bir ortamda uyumaya çalışarak doğayla inanılmaz bir bağ kurmuştum.
Sonra sayısız otelde kaldım ama doğadan kopmadan, gece bile safari yapıyor hissini kamplı safarilerin verdiği bir gerçek. Akşam belli bir saatten sonra çadırdan çıkmak yasak olduğu, ortak duş ve tuvaletler kullanılıp ay ışığında bir ateş yakarak etrafınızda aslanların dolaştığını bilerek safari yapmak herkesin tercihi olmayabilir.
Konaklama konforuna karar vermekle hangi otelde kalacağınız sorusuna yanıt verdiğinizi sanıyor olabilirsiniz. Son derece yanılıyorsunuz! Manzarası güzel, özel alanlarda kurulmuş, doğal parkın içinde veya dışında olmasına göre de otel fiyatı değişir. Mesela Masai Mara Doğal Parkı’nın sınırları içinde olan bir otel park sınırları dışında olan bir otelden daha pahalıdır. Ngorongoro Krateri manzarasına hâkim bir otelin fiyatı manzaralı olmayan bir otele göre her zaman daha pahalı olacaktır.
Bu konuda da sizi değişik seçenekler sunarak ve açıklayarak yine tur organizatörünüzün uyarması deneyiminize değer katacak unsurlardan.

Konaklama konusunda detaylı bilgi verdikten sonra gelelim diğer konuya:
Safari için kaç gün ayrılmalı?
Safari adı üzerinde bir sefer halidir, yani seferî olmaktır. Hava ısınıp güneş doğmadan ve avcı hayvanlar saklanmadan yollara düşmeli, büyük bir doğal alanda nerede hareket varsa oraya doğru ilerlemeli, devamlı doğanın bize hazırladığı sürprizlere karşı saatlerce bir ağacın altında bir leoparın bize o muazzam yüzünü göstermesini beklemeliyiz. Böyle bir deneyimi bıkmadan yorulmadan kaç gün yaşamak istersiniz? Sağlık nedeniyle yolların da asfalt değil yağmurlu mevsim sonrası çukurlarla dolu toprak yollar olması nedeniyle böyle deneyimleri kısıtlı bir zaman yaşamak isteyebilirsiniz.
Televizyonda izlediğiniz 45-50 dakikalık beelgeselleri çekmenin yıllar sürdüğünü de göz ardı etmeden kendi konfor alanınızdan ne kadar çıkmaya gönüllü olduğunuza göre 5 gün mü, bir hafta mı karar vermek çok önemli.

Safariye ne zaman çıkılır?
Safari zamanlamasının yaşadığınız deneyim üzerindeki etkisi ne kadar çok anlamanız için size bir örnek vereyim: Bodrum’a yazın mı gitmek istersiniz, kışın mı? Ya da benim gibi sonbaharda mı?
Doğal yaşam alanlarında yüksek sezon iki kritere göre belirlenir: 1- Hava durumu 2-Yoğunluk.
Tropik kuşak üzerinde olan safari destinasyonlarında mutlaka kurak ve yağışlı olmak üzere iki mevsim olacaktır. Mesela Masai Mara’nın savanlarını sapsarı gördüğüm de oldu, yeşillikler içinde her tarafın mis gibi akasya çiçekleri kokup çayırların beyaz çiçeklerle dolu olduğu da. İkisi de Masai Mara, ikisi de ayrı güzel. Dünya üzerindeki cennet dediğim Uganda’nın Ishasha Doğal Parkı’nın en kuru ve toz içindeki halleriyle de gördüm, yeşilin her tonuna sahipken de.

Doğal parklarda kurak ve Kuzey Yarıküre’nin tatili olduğu zamanlar genelde yüksek sezon olarak adlandırılır. Yılın en dolu, en pahalı zamanlarıdır. Kurak olması nedeniyle yaban hayatının daha kolay tespit edildiği zamanlardır. Eğer yıllık izniniz bu zamanlarsa yapacak pek bir şey yok! Ama tercih şansınız varsa düşük ve yüksek sezon arası bir sezon vardır ki benim ev sevdiğim zamanlar bu zamanlardır. Çünkü hava ne çok kuraktır, ne de safarimizin kalitesini etkileyecek kadar soğuk ve yağışlı. Üstelik yüksek sezon yoğunluğu da olmayacağı için hem fiyatlar daha düşük, hem oteller daha az dolu, hem de parklar daha ferahtır.
Bir doğal parkta düşük sezonun yoğun yağışlara göre belirlenmesi durumunda bazı yollar çamur ve yağmur nedeniyle kapanacağından bu tercih edilmemelidir. Örneğin Mart-Mayıs arası Tanzanya aşırı yağışlar nedeniyle zor bir destinasyondur. Fakat Uganda’da düşük veya orta sezon yoğunlukla ilgili olduğu için rahatça tercih edilebilir. Parklar daha seyrek, hava daha serin ve temiz, yeşiller daha yeşil, gökyüzü bir tablo gibidir.
Tur rehberinizle detaylı görüşmeniz sırasında mevsim konusunu da netleştirip kendisine sizi nasıl bir hava ve doğa bekleyeceği konuşunda danışmanız deneyiminizi taçlandıracak bir karar olacaktır.

Sürprizlerle dolu safari
Yukarıda anlattığım tüm değişkenlerin yanıtını bulmak ve karar vermek kaç değişkenli bir bilinmeyene dönüştü farkında mısınız? Ben çok farkındayım! Çünkü yaklaşık 20 yıldır safari yöneten, Afrika’da yerleşik ilk ve tek Türk safari rehberi olarak safari deneyimlemek isteyen ve kendilerini nelerin bekliyor olabileceğini bilmeyen bir sürü maceraperest insanla saatlerce konuşarak, yazarak, sorularını yanıtlayarak hayatlarının en unutulmaz anılarını oluşturmak üzere safariler yaşadık. Bu nedenle ki “Ben safari yapmak istiyorum” diyen bir kişi ile öncesinde uzun uzun konuşup hayallerini gerçekle buluşturmaya çalışıyorum.

Diyelim ki beraber safari yapmaya karar verdik… Bu sefer de gelmeden önce misafirlerimizi en güzel şekilde hazırlamak için 20 yıldır bana sorulan tüm soruları derleyerek hazırladığım bir brifing veriyorum. Önce yazılı, sonra da akıllarına takılan yerler varsa diye yüz yüze görüşme yapıyorum.
Gerçi deneyimlerimden biliyorum ki hiçbir bilgi sizi Afrika’da yaşayacaklarınızın güzelliğine ve şaşırtıcılığına hazırlayamaz ama en azından lojistik olarak destek olabilir! Çünkü Afrika hem mistiktir, hem acıtan bir yabanlığı ve gerçekliği vardır. Bir fotoğrafçı için cennet, doğanın acımasız dengesini görmeye dayanamayacak kalpler için ise cehennemdir. Kendi yaşamınızdan kaçış noktası, ulaşmak istediğiniz bir Ütopyadır. Yaşamak istediğiniz ve cesaret edemediğiniz hayatın ta kendisidir. Ölümün sıradan olduğu bir dünyanın mezarı ve aynı zamanda parlak yeni bir geleceğin beşiğidir. Henüz bu kutsal topraklara adım atmamış bir insana tüm bu değişkenleri anlatmak mümkün değildir. Bana göre ise evdir, yuvamdır; doğduğum değil ama kendimi doğurduğum yerdir.

Safariye çıkmadan önce yapılması gereken hazırlıklar
Safariye çıkmadan önce kendi ülkenizdeyken yapmanız gereken hazırlıkların bazıları mecburi, bazılar ise safariye çıktıktan sonraki deneyiminizin kalitesini artıracak konulardaki hazılıklardır. Şimdi en önemlisinden başlayarak yapılması gerekenlere göz gezdirelim.
Safari için yapılacak zihinsel hazırlıklar:
Unutmamanız gereken en önemli nokta şudur: Safari tur programı bir yol ve aktivite planıdır, iki nokta arasında yaşayacağımız maceralar ise her seferinde farklıdır. Çünkü Afrika’da her an her şey olabilir: Bir anda kendinizi bir kutlamada, pazar yerinde, kilisede, okulda veya yetimhanede eğlenirken bulabilirsiniz. Doğu Afrikalılar genelde son derece misafirperver ve güler yüzlü harika insanlardır. Benim gibi sosyalleşmeyi seven bir rehberiniz olması durumunda safari planınız her an şenlenebilir!
Safari deneyimini eşsiz yapan ve benim de her seferinde farklı maceralar yaşamam nedeniyle asla doymamamın diğer bir nedeni ise toprak yollar… Evet, yanlış duymadınız: Patlak çatlak, delik deşik toprak yollar! Doğru Afrika’da ana yollarda sürati engellemek için devamlı kasis bulunduğu, safari yolumuzun da toprak olduğu için pek sürat yapılmaz. Yol kenarları ise insanlarla cıvıl cıvıl olduğu için her an iletişime geçebiliriz. Kahve hasadı yapan bir adamla, binbir çeşit muz satan bir kadınla sohbet edip ağaç yapraklarını bitki lifleriyle bağlayarak yaptığı topla futbol oynayan çocukların arasına karışıp doyasıya eğlenmek an meselesidir. Bu nedenle Afrika’da yol yapmak keyifli ve renkli bir deneyimdir! Hayat ulaşılacak bir hedef değil, bir yolculuktur derler ya… Safari tam da böyle bir deneyimdir.

Bu yolculuk karadan yapılan bir yolculuktur: Bir grup insanla safari şartlarına uygun hale getirilmiş bir araçla çoğunlukla toprak yollarda ilerlenecektir. Araçlarda doğayı ve yaban hayatını gözlem esastır. Bazı mesafelerin misafirlere fazla gelmesi durumunda doğal yaşam alanlarındaki küçük toprak pistlere inen ufak uçaklarla inip araç sürüş mesafesini kısaltmak mümkündür.
Afrika yaban hayatı gün doğumunda canlanır, dolayısıyla safari gezileri için gün doğmadan yola çıkmak gerekecektir. Erken kalkan yol alacağından hava ısınmadan güneşin doğduğu ve avcı hayvanların daha aktif olduğu saatlerde biz de ayakta olmalıyız.

Diğer kıtalarda çok mantıklı olan bazı durumlar Afrika’nın şartlarında anlamsız olacağından ve bundan sizin henüz haberiniz olmadığından zorlanacağınız birkaç konuyu sıralamakta fayda var:
Saat kaçta varacağız? Akşamları ulaşacağımız otel yemek ve uyumak için kullanacağımız, hep hava kararmadan ulaşacağımız bir yerdir. O nedenle kaç kez de “Saat kaçta varacağız?” deseniz yanıt “Hava kararmadan önce” olacaktır. Çünkü safari ulaşacağımız bir yer değil, iki nokta arasında yaşadıklarımızdır.
Safari mantık itibarıyla “seferî” olduğumuz ve deneyimleri yollarda yaşadığımız bir seyahat şeklidir. O nedenle yolda olmak deneyim sahibi olmakla eşdeğerdir.
Bazen günlerce asfalt yol veya tek bir dükkân görmeyeceğiz. Buna hazırlıklı olmamız gerekecektir.

Sağlıkla ilgili safari hazırlıkları
Gelmeden önce ilk yapmanız gerekenler sağlıkla ilgili hazırlıklardır. Tüm hazırlıklarınızı bulunduğunuz il veya ilçedeki Seyahat Sağlığı Merkezi’ne ziyaretle kolayca halledebilirsiniz. Buralarda gideceğiniz ülkenin mecburi aşılarını ilgili doktor ile görüşmeniz gerekir. Doğu Afrika’da genelde Sarı Humma Aşısı olmak vize almak için şarttır. İşlem uzun sürebildiği için randevusuz aşı yapılmıyor. Bu aşıyı olan kişiye sarı bir aşı karnesi veriliyor. Bazılarınızın hazırda aşı karnesi olabilir, sarı humma aşısını da karnenize işletmeniz çok önemlidir.
Önemli not: Sarı humma aşısı bazı ülkelerde sarı humma olmamak için değil bu hastalığı coğrafyasından temizlemiş ülkelere bir şekilde hastalığı geri gelmemesi içindir.
Diğer konu ise sıtma için önlem almaktır. Safari tarihlerinizi söyleyerek hap şeklinde sıtma ilaçlarınız almanız gereken en önemli ilaçtır. Doktorunuz size hapları nasıl almanız gerektiğine dair detaylı bilgi verecektir. Yola çıkmadan kaç gün önce ilacı almaya başlamanız veya döndükten sonra kaç gün daha devam etmeniz gerektiğini detaylı not almanız gerekir. Safariden önce ve sonra da ilaç almanız gerektiği için doğru sayıda ilaç aldığınıza emin olmanız çok kritik.

Yanınıza hava karardıktan sonra kullanılmak üzere sivrisinek kovucu sprey almayı unutmayın. Anofelis (sıtmaya neden olan sivrisinek türü) sadece hava karardıktan sonra ortaya çıktığı için o saatlerde uzun kollu hafif gömlek veya pantolon/şalvar giymeyi tercih etmek gerekecektir.
Tura çıkmadan önce mutlaka seyahat sağlık sigortası yaptırmanız gerekir. Bazı safari firmaları seyahat sağlık sigortası olmayan kişileri tura kabul etmez. Ayrıca yanınızda kendi bünyeniz ve gereksinimlerinize göre bir ilkyardım çantası olmasında fayda vardır.

Vize ile ilgili hazırlıklar
Geçerli bir pasaportunuz olduğunu varsayarak öncelikle Sarı Humma Aşısı veya diğer mecburi aşıları olduğunuza dair belge gereklidir. Vize başvurusu genelde online olarak yapılmaktadır.
Online başvuru esnasında genelde pasaport ana sayfası, bir biyometrik fotoğraf, aşı karnesi, otel rezervasyonu gibi belgelerin yüklenmesi gerekir. Bu nedenle belgeleri hazır tutmakta fayda var. Bu konuda da tur rehberinizden destek alabilirsiniz.
Unutmayınız ki vize memuruna sunacağınız en önemli şey güler yüzünüz ve saygılı tavırlarınızdır. Afrika’da bazen güler yüz mucizeler yaratırken aksi tavırlar her belgesi mükemmel olan turistlerin hayatını zorlaştırır. Bu nedenle alçakgönüllü, saygılı ve iş birliğine açık tavrınız bazen vizenizden daha önemlidir.

Yanınızda getireceğiniz kıyafetlerle ilgili hazırlıklar:
Safari araçları içindeki kişilere azami rahat ve hareket alanı sağlamak için boyu uzatılmış ve üstü açılmış araçlardır. Bunu yaparken bagaj alanından fedakarlık yapılmıştır. Bu nedenle her şeyden önce kıyafetlerinizi koyacağınız çanta ile ilgili önemli bir anımsatma yapmakta fayda var: Eşyalarınızı büyük sert valizlere koyup yanınıza çok eşya alırsanız diğer kişilerin de aynı şekilde valiz hazırlaması durumunda zor anlar yaşayabilirsiniz. Yer konusunda sıkıntı yaşatmayacak şekilde hazırlanmanız yolculuğu paylaştığınız herkes için faydalı olur. Yumuşak çanta tercih etmeniz ise bagaja sığdırma konusunu rahatlık sağlayacaktır. Köşeli, sert çantaları esnek olmadığı için tercih etmeyiniz. Tekerlekli olduğu için ısrarla valiz getirmek isteyenler genelde safariye gelince kaldıkları yerlerde pürüzsüz zemin olmadığı için tekerlekli valizlerin hiçbir faydasını göremez. Sırt çantası veya silindir şeklinde yumuşak spor çantası tercih edilen bir seçenektir. Fakat çantanızı kendiniz taşımayı gerektirecek yürüyüşler olmayacağı için sırt ağrısı çekenler sadece yumuşak ve lojistik açısından rahat olduğu için sırt çantalarını gönül rahatlığı ile getirebilirler. Çantaları odanıza konaklama yerlerinde görevli taşıyıcılar götürecektir.
Yanımızda bulundurmamız gereken kıyafetler/gereçler:
- Geniş kenarlı safari şapkası ve/veya bandana,
- Mayo, bikini ve güneş kremi,
- Kısa ve uzun kollu gömlek, bir adet ince polar,
- Safari şortu ve trekking için pantolon,
- Trekking ayakkabısı, hafif yaz ayakkabısı veya terlik,
- Özellikle kuşseverler için dürbün,
- Ülkeye göre çok amaçlı priz adaptörü,
- Sivrisinek spreyi, el/kafa feneri,
- Günlük kullanım için hafif bir sırt çantası.
Safariler Tanzanya veya Kenya’da genelde bir hafta sürdüğü için kıyafet listesi uzun görünse de normalde 10 kiloluk bir çantaya sığar.
Akşamları giymek için ince uzun kollu gömlek, pantolon/şalvar ve çorap getirmeniz sıtma için de önemli bir önlem.

Para konusuyla ilgili hazırlıklar:
Yanınızda sadece USD getirmeniz yeterlidir. Afrika’da pek çok ülke yeni USD banknotları kabul etmektedir. Sahte olmasa bile bazı ülkeler 2006’dan, bazı ülkeler 2009’dan eski banknotları kabul etmediği gibi 100 veya 50 USD banknottan daha küçük banknotları daha düşük kurdan bozmaktadır. Ayrıca paranın üzerinde hiçbir çizik, mühür, damga vs olmamalıdır. Bankadan para çekerken buna dikkat edip paranın iki tarafını da incelemek gerekir. Sonradan mağdur olmamak için pırıl pırıl, lekesiz ve yepyeni dolarlarınızla problem yaşamadan harcama yapabilirsiniz.
Mutlaka hediyelik eşya satın almak isteyeceksiniz. Hediyelik eşya alırken pek çok ürünün maliyeti bildiğimiz “medeni” anlamda ölçülemez. Oyma bir ağacın ve bir sanatkarın ona verdiği emeğin ölçülebilir bir bedeli yoktur. Bu nedenle satan kişi ile alıcı arasında iki tarafı da taciz etmeden bir fiyat belirlenmesi gerektiğini unutmamak lazım. Pazarlık yapmaktan korkmayınız ama bazen kendinizi ülkenizde dikkate almayacağınız miktarlar için pazarlık yaparken bulabilirsiniz. Yabancı para birimi ile pazarlık yaparken böyle illüzyonlar olabilir. Emin olmadığınız durumlarda rehberinize danışabilirsiniz fakat “orantısız pazarlık” yapmaktan da kaçınmak turizm ile geçinen az gelişmiş ülkeler için daha hassas ve yerinde bir tavır olur.

Yemek konusuyla ilgili hazırlıklar:
Yemeklerinizin hijyeni ve kalitesi hakkında endişelenmemeniz için deneyimli tur liderinizin seçtiği yerlerde yemek yemeye özen göstermeniz yerinde olur. Safari sektörü gelişmiş olan Tanzanya, Kenya ve Uganda gibi ülkelerde yemekleriniz, içeceğiniz su ve atıştırmalıklarınız her zaman sağlıklı ve temiz olacaktır.
Bu ülkeler taze meyve ve sebze konusunda son derece zengin seçenekleri olan ülkelerdir. Et yemeyi tercih edenler için yemek kalitesi ve hijyeni yıllarca test edilen yerlerde konaklamayı tercih etmeniz neticesinde kaygılanmayı gerektirecek bir durum olmayacaktır.
Türkiye’den atıştırmalık gıdalar getirmenize gerek yoktur. Söz konusu ülkelerde atıştırmalık her şey ve hatta en doğalı, tazesi ve faydalısı vardır. Muz, ananas, avokado, fıstık, kaju, fındık vs en tercih edilen atıştırmalıklar olup erişimi kolay gıdalardır.

Her safari eşsizdir ve birbirini tekrar etmeyecek deneyimlerden oluşur.
Bizim yaşadıklarımızı bir başkası yaşamayacağı gibi biz de bir başkasının deneyimlerinin ancak kulak misafiri olabiliriz. Bu nedenle bir ömür safari yaparak geçse de her deneyim farklı olacaktır…
Genel olarak Afrika ve özelde safari için tercih edilen Doğu Afrika sadece coğrafi bir konum değil, aynı zamanda vatanımız dediğiniz yerde alışık olduğunuzdan çok farklı bir zihniyettir. Ziyaret edeceğiniz ülkeler (Tanzanya, Kenya, Uganda gibi) yaşadığınız yere kıyasla küçük bir köy gibidir: Basit, uzak, az gelişmiş ve son derece fakir yaşamlara şahit olacaksınız. Daha yavaş, daha sakin, daha güler yüzlü insanlar ve yaşamlar görüp doğru diye inandığınız her şeyi sorgular hale geleceksiniz.
Artık hazırsanız lütfen gülümsemenizi giyin, mizah anlayışınızı toplayın ve insanların kibar ve nahif olduğu bir yere zaman yolculuğuna hazırsınız.
Bir de unutmayın: Safari sırasında sorun olarak algıladığınız her şey geçmişe bakıldığında en sevdiğiniz, yemeklerde, kokteyllerde ilk anlattığınız ve kahkahalarla güldüğünüz anılar olacaktır.
Safari njema! (Svahili dilinde “İyi safariler!)