Amsterdam'ın Kalbinde Lüks Bir Deneyim: Hotel TwentySeven
Yazı Boyutu:
Amsterdam’ın en merkezi konumunda bulunan ve gösterişli detaylarıyla dikkat çeken Hotel TwentySeven‘ı keşfedin.
Bir kere tadına vardıktan sonra her zaman geri dönmek istediğiniz o şehirlerden biri olan Amsterdam, her ziyaretimizde bizi yeniliklerle karşılayan bir destinasyon. Halihazırda oldukça dinamik bir ruha sahip olan bu özel şehirde aşina olduğumuz sokakları, kafeleri tekrar tekrar ziyaret etmek ne kadar keyifliyse de, yeni maceraların peşinden koşmak da bir o kadar çekici.
Bu ziyaretimizde biz, şehrin göbeğinde bulunan ama belki de çok dikkatinizi çekmemiş olabilecek olan Hotel TwentySeven’ı keşfettik!
Amsterdam’ın En Lüks ve Gösterişli Oteli
Şehrin tam kalbinde Dam Meydanı’nda konumlanan Hotel TwentySeven, kişiselleştirilmiş bir konaklama deneyimini oldukça lüks dokunuşlarla buluşturan 16 odalık bir butik otel. Girdiğiniz ilk andan itibaren kendinizi bambaşka bir dünyanın içinde buluyorsunuz. Özellikle abartıyı sevenlerdensiniz bu otel tam size göre diyebiliriz. Otelin tamamı sizi çok özel hissettirecek detaylar ile donatılmış durumda. Bunların yanında kapıda sizi karşılayan Türk kapı görevlisi sayesinde kendinizi biraz olsun evde hissetmeniz de olası…
{50044}
Eşsiz Konumu ile Her Yere 10 Dakikada Yürüyün
Amsterdam’a ilk gez gelecek ve tüm şehri keşfedecek o şanslı kişilerdenseniz otelin konumu tam size göre. Gerçekten de şehrin tam ortasında konumlanan otel pek çok turistik durağa yürüme mesafesinde. Daha uzaktaki rotalar için de kapınızın önünden tramvaylar geçiyor desek yeridir. Biz bu seyahatimizde şehre tren ile gelmeyi tercih ettik ve Amsterdam Centraal İstasyonu’ndan 10 dakika yürüyerek otelimize ulaştık. Şehrin görülmesi gereken önemli duraklarından Anne Frank Evi, Museumplein, Red Light District otele en yakın opsiyonların başında geliyor. Eğer alışveriş tutkunuysanız otelin kapısından çıktığınız an etrafınız mağazalarla sarılı olacak. Bizim gibi daha alternatif rotaları veya butik ve lokal mağazaları seviyorsanız ise Nine Streets ve Jordaan bölgeleri de bir o kadar yakınınızda.
Her Biri Birbirinden Farklı Tasarlanmış 16 Suit
Çok şanslıydık ki iki farklı odadan istediğimizi seçme hakkımız oldu. Baştan şunu söylemeliyiz ki kalacağınız bütün odalar gerçekten her detayın düşünüldüğü birbirinden eşsiz odalar. Ancak üst katlarda konumlanan bazı özel süitlerde sürprizler ve harika şehir manzarasında odalar bulunuyor. İlk gördüğümüz oda her ne kadar geniş ve konforlu olsa da biz tercihimizi 601 numaralı oda olan Rooftop Stage Suite’den yana yapmak istedik.
Otelin tamamına yayılmış olan şatafat odalara da dozunu arttırarak girmiş. 601 numaralı odaya girdiğimiz ilk an dikkatimizi çeken detay odanın yatağı oluyor. Yuvarlak ve oldukça geniş olan bu yatak odanın en karakteristik özelliği. Odaya girmemizle beraber otelin klasiği olan şampanya ikramı bizi karşılıyor. Bütün misafirlere konaklaması sırasında 7/24 yardımcı olan ve bir dediğinizi iki etmeyen butler, odanın bütün detaylarını anlatırken kafamız oldukça karışıyor. Tamamen otomatik kontrolle yönetebileceğiniz odadaki dev ekranda ister en sevdiğiniz dizinizi izleyin, ister Spotify’dan ses sistemine bağlanarak en sevdiğiniz playlisti çalın… Bunların hepsi odada mümkün!
Her lüks otelde olduğu gibi TwentySeven odaları da manzaraları ile dikkat çekiyor. Odanın manzarası da direkt olarak Dam Meydanı’na bakıyor. Bu kadar hareketli bir noktayı üst kattan izlemek de gerçekten keyifli… Ancak bütün bu saydıklarımız her ne kadar ilgimizi çekiyor olsa da sürpriz banyoda gizli. Tamamen size özel olan ve istediğiniz renkli ışıklandırma ile özelleştirebileceğiniz buhar odası ve jakuzili bir odada kalmaya ne derdiniz? Şehirde 30.000 adım atacağınız bir günden sonra değerini bileceğiniz bir sürpriz olduğunu söylemeliyiz. Butler’ımız ile devam ettirdiğimiz sohbetimizde bunun bütün süite odalar için geçerli olduğunu da öğreniyoruz. Bir sonraki gelişimiz için ise Rooftop Loft Suite’da kalmak için planlamalara şimdiden başlıyoruz.
Michelin Restoran Deneyimi için Bougainville
Otelin başka bir artısı da Çağdaş Hollanda mutfağına getirdiği yorum ile 1 Michelin yıldızıyla ödüllendirilmiş Bougainville isimli restoranı bünyesinde bulunduruyor olması. Michelin yıldızlı menü, mevsimine göre taze yerel malzemeleri içermek kuralı ile değişiklik gösteriyor. Her malzemenin birbirinden farklı olan lezzet ve dokusunu sergilemek ise restoranın ve şefin edindiği misyon olarak dikkat çekiyor.
{81954}
Ambiyansa değinecek olursak ise şaşırmayacağınız şekilde Bougainville de oldukça gösterişli. Otelde konaklıyor olsanız bile önceden rezervasyon yaptırmanızı öneririz, zira restoran lokaller arasında da çok popülermiş.
Biz akşam yemeğine vaktimiz olmadığı için farklı bir kahvaltı deneyimi yaşamak istedik. Michelin yıldızlı restoranlarda öğlen ve akşam yemeği için alışılmış olan tadım menüsünün kahvaltı için uyarlandığını duyunca önceliğimizi kahvaltıya vermeye karar verdik. Baştan bizi uyardıkları gibi biz de sizi uyarmak isteriz çünkü en az bir buçuk saatinizi bu kahvaltı ritüeli için ayırmanız gerekiyor.
İkramlar ve lezzetli bir böğürtlen smoothie ile başlayan servis deniz ve karadan seçilmiş şarküteri tabakları ve Hollanda yerel peynirleri ile hazırlanan peynir tahtası ile devam ediyor. Bu sunumlara eşlik eden pek çok farklı ekmek çeşidi ve fırından çıkmış çörekler de tüm gün tok kalacağımıza işaret ediyor. Eggs Benedict ve mini versiyonun hemen ardından gelen French Toast ile finali yapıyoruz. Bu kahvaltıdan sonra mutlaka uzun yürüyüşlü bir gün geçirmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.
Detaylı bilgi ve rezervasyon için; hoteltwentyseven.com