Ali Boratav'ın Gözünden Ege Koylarının “En”leri
Yazı Boyutu:
Ege’nin bir oya gibi işlenmiş kıyı şeridinde gizlenmiş her koy birbirinden güzel. Ama bazıları var ki çok daha büyüleyici… Ege’nin en güzel koylarını, Mavi Yolculuk Rehberi’nin yazarı, gazeteci ve denizci Ali Boratav’a sorduk.
Öyle güzel bir coğrafyada yaşıyoruz ki adımımızı atsak muhteşem doğasıyla eşsiz bir koya rastlıyoruz. Her biri birbirinden korunaklı, birbirinden büyüleyici koylar arasında seçim yapmak çok zor. Ama bazıları, bazı özellikleriyle diğerlerinden çok farklı. Yıllardır teknesiyle Türkiye kıyılarını gezen, bu seyirlerinin sonucundaki deneyimlerini Mavi Yolculuk Rehberi isimli kitabıyla Türk denizcilere aktaran gazeteci Ali Boratav için her koy eşsiz, benzersiz. Ancak biz yine de Ali Boratav’a Ege kıyılarının, Ege koylarının “en”lerini sorduk ve ortaya OGGUSTO okurları için muhteşem bir liste çıktı.
En Mavi Koy
Marmaris Körfezi, Arap Adası
Mavi kıyılarımızda mavinin her tonunun yaşanabildiği daha güzel bir deniz bilmiyorum. 8-10 tekne birbirini rahatsız etmeden kıçtankara bağlanarak konaklayabilir. Sakin bir havada 20 metre derinliklere kadar dipteki çakıl tanelerini tek tek sayabilirsiniz. Sorun şu ki, rüzgârın sert estiği günlerde özellikle öğleden sonra 14.00-18.00 arasında tepelerden şiddetli sağanaklar inebilir. Bu eşsiz camgöbeği-lacivert renk cümbüşü birbirine karışıp bir empresyonist ressamın tuvaline dönüşebilir. Onun için bu güzelliği sabah sakin saatlerde yaşamayı becermek lazım.
En Güvenli Koy
Hisarönü Körfezi, Dirsekbükü ve Selimiye Koyları
Artık iklim tamamen şaşırdı. Orta şiddetteki rüzgâr bir de bakıyorsunuz iki saat sonra deniz üstünde hortumlar bile yaratabiliyor. Her körfezimizde güvenli koylar mevcut. Ama yaz aylarının favori mekânı Hisarönü Körfezi, mikro klimaya bağlı bu tür sürpriz hortumların, fırtınaların en sık yaşandığı bölgelerden biri. Kıyıları 30 millik bir üçgeni andıran bu körfezde her türlü havada korkmadan güvenle sığınılabilecek iki koyumuz, Dirsekbükü ve Selimiye’dir. Her ikisine de rahatlıkla 100 civarı tekne güvenli bir şekilde bağlanabilir. Tabii uzun bir zincir döşemek kaydıyla. Zaten o nedenle de usta kaptanlar “Zincir teknede duracağına denizde olsun” derler.
Not: Dirsekbükü’nde koyun genç girişimcisi Niyazi bir yüzen market yapmış. Bahçeden toplanmış kirazını, domatesini, biberini çevredeki değme markette bulamazsınız…
Doğası En Güzel Koy
Datça Yarımadası, İnceburun Koyu
Eşsiz bir doğa aradığımda dağlar, orman, kayalık bir kıyı şeridi, temiz turkuaz-lacivert bir deniz olmazsa olmaz koşullarım. Bu açıdan Datça Yarımadası güney kıyılarında en ideal bölgedir. Özellikle de Datça-Knidos arasındaki göreli olarak ıssız duraklar. Bunların arasında İnceburun Koyu sanırım en keyifli duraklardan biri. Yalnız özellikle ağustos itibariyle çam ormanlarında su bulamayan arıların teknelere hücum etme alışkanlığı olduğunu akılda bulundurmak gerek.
{773053}
En Romantik Koy
Göcek, Büyük-Küçük Yassıca Adaları Havuzu
Yassıcalar, dibindeki kumsal ve göletle muhteşem bir doğa harikası. Gün içi saatlerde pek çok günübirlik gezi teknesi yüzlerce yolcusuyla gelir, günü geçirir geri dönerler. Sonraki saatlerde bu küçük büyülü alanda ve burası çok önemli, dolunay günlerinde bir yer bulabilirseniz, daha romantik bir mevki Türkiye kıyılarında bulunabilir mi bilemiyorum. 2021 bahar aylarında burada “Türkiye’nin Maldivleri” sloganıyla bir koca tesis projesi ortaya çıktı. Yapılırsa, Sadun Boro’nun üstüne şiirsel metinler yazdığı o eşsiz dolunay çıkış noktasını kaybedeceğiz.
En Popüler (Sosyal) Koy
Göcek Göbün
Popüler koy deyince akla önce Göcek koyları geliyor. Herkes orada bir şekilde buluşuyor. Son 2-3 yıldır A+ segmente hitap eden Manastır Adaia ve Bedri Rahmi Onno gibi tesislerin ismi ön plana çıktı. Tüllerin arasında, deri chesterfield koltuklar üzerinde instagram fotoğraflarından bu anlaşılıyor. Ama popülerlik ve sosyalleşme konusunda, Göcek’te ve tüm Türkiye mavi kıyılarında Muammer ve Göbün efsanelerini egale etmeye kimin gücü yeter, bilemiyorum. Bunun sırrı Göbün takımında pek çok starın yer alması. Bilmem kim ailesi İsmail’in yönetimindedir, bilmem kim ailesi Deniz’in, bilmemgillerin tüm gereksinimlerini uluslararası şöhretteki berberimiz Cihan idare eder. Muammer bir maestro gibi bu güçlü orkestrayı ve müşteri portföyünün yarısına yakınının taleplerini yönetir. Bu iş bir ekip işi diyorsak, bu sularda Göbün Ailesi’nin başarısını yakalamak zor iş.
Gün Doğumunun En Güzel İzlendiği Koy
Kekova, Sıçak Koyu
Batık kent, Kaleköyü ve Üçağız kaya lahitler caddesiyle Kekova’nın zaten oldum olası büyüleyici, insanı baştan çıkaran bir atmosferi var. Yerel halkın Ölüdeniz dediği anakara ile Kekova (Geyikova) Adası arasında kalan kanal, tam da doğu-batı ekseninde birkaç mil uzar gider. Bu iç denizin batı ucundaki Sıçak Koyu’nda konaklandığında güneş ufukta neredeyse denizin üstünden doğar ve bu büyülü coğrafyayı maviden kızıla, kızıldan sarıya bir renk tayfı ile boyayarak yükselir. Gün batımı mavi kıyılarımızda pek çok koyumuzda harikadır. Gün doğumunun Sıçak kadar etkileyici olduğu bir koyumuz aklıma gelmiyor.
Not: Gün batımı için erken saatte kalktıktan sonra 45 dakika mesafedeki Likya antik kenti Aperlai’ye yürüyüş de inanılmaz keyifli olur.
Şnorkel Yapmak İçin En Güzel Koy
Marmaris Körfezi, Gebekse arka koy
Maalesef kentleşme baskısı, aşırı balıkçılık ve küçük koylarda denizcilerin bulaşık-banyo sularını denize vurdumduymazlıkla boşaltmaları neticesinde, mavi kıyılarımızdaki eşsiz koyların pek çoğunda şnorkelle bir gezi yaptığınızda suda-dipte pek yaşam izine rastlamaz hale geldik. Şnorkel keyfi için açık deniz bölgesine müracaat etmek gerekiyor. Bu açıdan bakınca, en azından sabahları sakin havada, birkaç koyumuzda, dipteki minik kıstağı yürüyerek aşınca, olabildiğince vahşi bir denizde şnorkelle sualtı yaşamını keşfetmek hâlâ mümkün. Bu koyların başında da Gebekse gelir. Bu sularda gezmek son 5-10 yılda neleri kaybettik, konusunda da son derece düşündürücü. Bu da hazin bir konu.
Restoranı En Güzel Koy
Ekincik, My Marina
2017’ye kadar hiç düşünmeden Bozburun Orfoz, derdim. 2019’a kadar yine hiç düşünmeden No:1 Turunçpınarı Osman’ın Yeri, derdim. Maalesef bu uluslararası değerleri koruma yönünde sürekli sınıfta kalıyoruz. Bir tür kıymet bilmezlik durumu. Bir şekilde ikisi de kapandı. Bugün ilk tercihim Ekincik My Marina olur. Ama kimseye haksızlık da yapmayalım… Şu anda örneğin Söğüt’te Octopus, Denizkızı, Manzara, Barba Saranda gibi pek çok restoran Ege’de ilk 10’a 20’ye girecek kalitede hizmet ve yemek sunuyor.
Gökova ve Bozburun Yacht Club’ler muntazam tesisleri yanı sıra mutfaklarıyla da iddialılar. Hisarönü’nde Kuzbükü Neighbours, Kocabahçe Sailor’s Paradise ya da Göcek’te Göbün, Bedri Rahmi Zeytin gibi tesislerin mütevazı menülerinde inanılmaz lezzetler var. Ama bakıyorsunuz elektronik mesaj gruplarında ‘kaşının altında gözü’ var türü eleştiriler… Fakat bu tesislerin bazılarının bu lezzetleri mahrumiyet koşullarında ürettiğini göz önünde bulundurmamız lazım. Hiç unutmam Bozburun Orfoz’a bir akşam 15 cm topuklu ayakkabıyla gelen bir hanımın “Ay böyle zemin mi olur, yerdeki çakılların üstünde ayakta duramıyorum” diye çıngar çıkardığını hatırlıyorum. Oysa, bıraktım deniz uçağıyla öğleden sonra yemeğine gelip akşam İstanbul’a dönen ülke insanlarımızı, Bill Gates bile Orfoz’un önüne mega yatını yollamış, akşamüstü helikopterle yemeğe gelmişti. Elimizdeki, daha doğrusu mavi kıyılarımızdaki özel lezzet duraklarının kıymetini bilmemiz gerek.
En Gizli Koy
Marmaris Körfezi Serçe Limanı
Değme denizciler bile elektronik alet edevat kullanmadan birkaç yüz metre uzaktan bile Serçe Limanı’nın girişini şaşırabilir. Öylesine gizli, saklı bir limandır. Fırtınalarda asırlardır denizcilere sığınak olmuş bu liman öylesine saklıdır ki, çevresindeki kayalıkların dibinde antik dönemde batmış pek çok tekne kalıntısı bulunur. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Serçe Limanı Cam Batığı da bunlardan biridir. 11’inci yüzyılda koyun girişindeki kayalara çarpıp batan 16 metre uzunluğundaki Bizans gemisi 33 metre derinlikte bulundu. 1977-79 yıllarında ünlü Amerikalı sualtı Arkeologu Prof. Dr. George F. Bass liderliğindeki bir ekip tarafından çıkarılmıştı.
{8875}
En Güzel Trekking Rotasına Sahip Koy
Datça Yarımadası, Knidos
Mavi kıyılarımızda trekking yapılabilecek pek çok koy var. Örneğin Göcek’te Sarsala ve Bedri Rahmi pek ünlüdür, ama bunlar 30-45 dakikalık kısa yürüyüşlerden ibaret. Knidos’ta karaya çıkıp şairler ve edebiyatçıların Ege ile Akdeniz’in birleştiği nokta olarak tanımladığı Deveboynu Feneri’ne yürüyüş hem gerçek bir spordur, hem de hedefinde büyülü bir fotoğraf karesi vardır. Fenerin kayalıklarında, gün batımında yüzünüzü güneşe çevirip kollarınızı açtığınızda sol kolunuz Akdeniz’de, sağ kolunuz Ege’de olacak…
En Issız Koy
Kaldı mı Öyle Bir Koy?
2019 yılında mavi kıyılarımızda konaklayan-gezen tekne sayısı 4-5 bin idi. Pandemiyle birlikte patlama yaşandı. Hem Ege Adaları Türklere kapandı hem de herkes okuluyla, TV dizisiyle, borsa takibiyle denizde yaşamaya başladı. Sonuç 2020 Temmuz-Ağustos aylarında Muğla kıyılarında deniz üstündeki tekne sayısı 8-9 bin. 2021’de bu rakamın üstüne 2 bine yakın tekne daha ekleyin. Ben ‘Mavi Yolculuk Rehberi’ isimli kitabımda, mavi kıyılarımızda 540 koy ve mola noktası saptadım. 2020 itibariyle bu koyların kapasitesinin 8-9 bin olduğunu anlamış olduk. Neticede herkes koylarda kendine bir yer bulabildi. Bu yıl kapasite aşımının önündeki tek umut Yunan Adaları’nın yeniden Türklere açılması olacak, diye düşünüyorum. Ama bunun bir garantisi olmadığını da gördük. Ya 2022’de Mutant Corona 22 diye bir virüs çıkarsa? Bu kıyıların da kesinlikle bir kapasitesi var. Tıpkı Marmara’daki müsilaj örneğinde olduğu gibi, yakın zamanda bu gerçeği hep birlikte test edeceğiz.
Mavi Yolculuk Rehberi, 90 Yeni Durakla Yeniden Basıldı
Gazeteci Ali Boratav’ın 2019 yılında yayımladığı Mavi Yolculuk Rehberi: Gökova’dan Kekova’ya Güneybatı Kıyılarımız ve 12 Adalar, genişletilmiş ve yenilenmiş ikinci baskısı ile okurlarıyla buluştu. Genişletilmiş yeni baskıda 450 koyluk mavi yolculuk kıyıları envanterine 90 yeni durak daha eklendi. 608 sayfalık genişletilmiş ikinci baskıda, drone fotoğraflarıyla zenginleştirilmiş 540 küçük koy ve mola noktası yer alıyor.
Kitapta, 60 yıllık mavi yolculuk geleneği, mavi yolculuğun geçmişi ve bugünü, ıssız-temiz denizleri, kıyılarımızdaki tarih ve doğa zenginliği, lezzet noktaları, iskele ve barınaklar, korunaklı limanlar deniz haritaları ve koyların ayrıntılı fotoğrafları ile okura sunuluyor. 2020 itibariyle pandemi koşullarında deniz yaşamının ayrı bir cazibe kazandığı günlerde, Mavi Yolculuk Rehberi sadece bir denizcilik kılavuzu değil, aynı zamanda bir yaşam rehberi olma özelliği taşıyor.
OGGUSTO Yat Editörü Şule Kaya’nın diğer yazılarını okumak için tıklayın.
Dünyadan en yeni haberleri ilk bilen olmak için OGGUSTO’nun haftalık e-bültenine kaydolun.