Gölyazı Gezi Rehberi
Yazı Boyutu:
Apollon Krallığı’nın başkenti Gölyazı’yı ziyaret etmeniz için birbirinden keyifli detayları bir araya getirdik.
Cennetten bir köşe olarak tanımlanan Gölyazı Köyü’nü ziyaret etmeniz için birbirinden keyifli nedenleri listeledik.
Gölyazı’nın Zengin Tarihi
Gölyazı, Uluabat Gölü üzerinde tarihi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanan bir ada. İki alçak tepeden oluşan küçük yarımada, “Apollonia ad Rhyndacum” olan antik adını Rycndacus ırmağı ve Yunan tanrısından almış. Işık tanrısı olan Apollonia’nın halen güzelliğini saklayan gölü ve adaları koruduğu da rivayet edilmekte. Bir zamanlar Apollon Krallığı’nın başkenti olan Gölyazı; Bizans, Osmanlı ve Rumların da izlerini taşıyor. Burada geçirilen vakit adeta geçmiş zamanlarda bir günde yaşıyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Antik çağlara kadar uzanan köyün tamamı arkeolojik sit alanı. Kilise, yel değirmeni, hamam ve 80’e yakın tescilli bina bulunuyor. Dünya üzerinde nadir rastlanan bu tarihi zenginlik için birçok arkeolojik çalışma yapılıyor. Yapılan arkeolojik çalışmalarda; antik yollar ve surlar, doğal kayalardan kesilmiş lahit tekneler gibi birçok eser de ortaya çıkarılmış. Mübadele zamanına kadar Türkler ve Rumlar bir arada yaşamış ve komşuluk bağları güçlü bir şekilde sürmüş, yazımızın devamında döneme ait bir aşk hikayesinden de bahsedeceğiz.
Bu dönemin sonrasında Selanik’ten göç edenlerin ve Türklerin yaşamaya başladığı Gölyazı’nın mistik havası mutlaka solunmalı. Size bir tavsiyemiz daha var, yerli halkın hatıralarına da bol bol kulak verip gezinizin keyfini artırmanız. Çünkü yazılı olmayan fakat hatıralarda yaşayan birçok hikâye içinize işleyecek türden.
750 Yıllık Çınar
Gölyazı’da “Ağlayan Çınar” diye adlandırılmış 750 yaşında ulu bir çınar yaşamakta. Tüm ziyaretçilerin hayran olduğu, görkemli gölgesinde dinlendiği ve fotoğraf karelerinde bol bol göreceğiniz bu çınarın bir hikayesi de var. Bir Türk ve Rum genci arasında geçen aşk hikayesi. Rumlar ve Türklerin Gölyazı’da birlikte yaşadığı yıllarda, Mehmet ve Eleni birbirini sevmektedir. Fakat bu sevdalılar için Kurtuluş Savaşı sonrası mübadele olduğunda ayrılık vakti gelmiştir. Rumlar, Yunanistan’a gitmek üzere yola çıkarlar. Rumların köyü terk etmeye başladığını duyan Mehmet, Eleni’yi bulmak uğruna kalabalığa karışır ve Eleni’nin yakınları bu sevdadan vazgeçmesini söyleyerek Mehmet’i yaralar. Son kalan gücü ve derin acısıyla sevgilisi Eleni ile gizli buluştuğu yer olan Çınar’a sığınır Mehmet. Kalabalık ilerlemeye devam ederken olanları duyan Eleni ise doğruca Mehmet’i bulmak ümidiyle Çınar’a varır. Sevdiğinin bedenini kanlar içerisinde görür fakat artık her şey için çok geç olmuştur. Eleni bu acıya dayanamaz ve Çınar’ın dallarına bağladığı kuşağıyla canına kıyar. Rivayete göre çınar bu aşk hikayesinin ardından kanlı gözyaşları dökmeye başlar. “Ağlayan Çınar” adı da işte buradan gelir.
Yerlilere göre Ağlayan Çınar’ın asıl sebebi bu aşk hikayesi. Hikayenin yoğun duygusunu kaçırmayı hiç istemesekte bilimsel olarak bu durumun şöyle bir açıklaması da var. Kökleri göle kadar ulaşan çınar ağacının yaz mevsiminin başlamasıyla kırmızı renkli öz suyu toprağa düşüyor. Gölün su seviyesinin yükselmesine bağlı olarak bu öz suyu artıyor ve çınar ağacının dalları yayvan olduğundan bazı noktalardan yere kırmızı renkte damlıyor…
{21919}
Göle Çıkan Sokaklar
Geçmişi Roma dönemine kadar uzanan Gölyazı’nın sokaklarını keşfetmeden olmaz. Adayı kuşatan surlar, eski Arnavut kaldırımları, su kemeri olduğu tahmin edilen “Taş Kapı”… Tüm bunlar günümüze kadar gelenlerden sadece bazıları. Mahalle aralarında ve bazı evlerin önünde geçmiş dönemlerden kalan sütunları da göreceksiniz. Acele etmenize hiç gerek yok, bol bol fotoğraf çekip anı biriktirebilirsiniz. Bu yürüyüşte birçok dost edineceğinizin de garantisini verelim. Köpekler, kediler ve hatta leylekler! Özellikle yılın bazı dönemlerinde köyün her yerini leylekler süslüyor. Leylek yuvaları her yerde karşınıza çıkabilir. Keşfinize başlamadan önce köyün meydanında satılan sokak lezzetlerinden enerji depolamayı unutmayın.
Balıkçı Teknesi ile Ada Turu
Belki de Gölyazı gezisinin en keyifli anına geldik: Tekne Turu. Gölyazı’ya yolunuz düştüyse mutlaka balıkçı tekneleriyle ada turuna vakit ayırmalısınız. Adayı nisan ve haziran ayları arasında ziyaret ediyorsanız çok şanslısınız! Nilüfer çiçeklerinin bembeyaz bir hale getirdiği göl manzarasına tanık olacaksınız. Adanın çevresindeki sular çekildiğinde de söğüt ağaçlarının kökleri meydana çıkıyor ve görsel şölen artıyor. Tüm ziyaretçilerin hemfikir olduğu konulardan biri de Gölyazı’da gün batımını izlemenin bir başka olduğu. Tekne turunuzdan sonra bisiklet sürmek, balık tutmak gibi aktiviteler de yapabilirsiniz.
Aziz Panteleimon Kilisesi
Kasabada yer alan Aziz Panteleimon Kilisesi, 19. yüzyıl Anadolu Rum Ortodoks miraslarından. Anadolu’da benzerine pek rastlanmadığından oldukça önemli bir kilise. Mübadele yıllarına kadar ibadet yeri olarak kullanıyormuş. Ancak geçen zaman ve yangınların yarattığı bazı tahribatlarla günümüze ulaşabilmiş. Bursa Nilüfer Belediyesi tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarının ardından Kültürevi olarak 2014 yılından beri ziyaretçilerini bekliyor. Gölyazı gezisinde mutlaka görülmesi gereken Aziz Panteleimon Kilisesi, köyün girişinde yer alıyor.
Organik Besinler
Yerli halkın Gölyazı ve çevresinde özenle yetiştirdiği ve katkı maddesi bulunmayan besinlerden satın alabilirsiniz. Kavun, incir, zeytin ve karpuzun en taze halini deneyimleyeceksiniz.
Deniz Mahsulleri
Gölyazı’da her sokak balıkçılığa açılıyor ve yerel halk geçimini yıllardır balıkçılıkla sağlıyor. Yani bir balıkçı kasabasında karnınızın zili çaldığında “Ne yesek?” diye düşünmenize pek gerek yok! 21 farklı balık çeşidinin evi olan Uluabat Gölünde sazan, turna ve yayın balığı köyün meşhur lezzetlerinden. Köyde yer alan işletmelerin her biri ziyaretçilerini mutlu edecek lezzetlere sahip.
BONUS: Gölyazı’ya Gideceklere Öneriler
- Gölyazı bir günde gezip keşfedilebilecek bir yer. Genelde yürüyüş halinde olacağınız için kıyafet seçimlerinizi rahat olanlardan yana yapmanızı öneririz. Mevsim ne olursa olsun Gölyazı’nın rüzgarıyla da ünlü olduğunun altını çizelim.
- Köyün yakınlarında ATM bulunmadığından yanınızda nakit bulunmasında fayda var.
- Son dönemlerde oldukça popülerleşen ada hafta sonları epey kalabalık olabiliyor. Hayalinizde daha sakin bir gezi varsa yolculuğunuzu hafta içi planlamalısınız.
- Gölyazı gibi doğal güzellikleriyle ünlü bir yere gittiğinizde bol bol fotoğraf çekmek isteyeceğinizden hiç şüphemiz yok. Elbette telefonlarla da bunu yapabilirsiniz fakat siz yine de fotoğraf makinenizi yanınıza almayı bir düşünün!