İstanbul’un En Güzel Köyleri
Yazı Boyutu:
İster uzun bir yürüyüş isterseniz de keyifli bir doğa kaçamağı için İstanbul’un kalabalığından sıyrılıp, doğal yaşamın tadını çıkarabileceğiniz köyleri bir araya getirdik.
Kalabalıktan uzaklaşıp özgür olduğunuzu hissederken doğanın tadını çıkarabileceğiniz İstanbul’a yakın birçok köy var. Ulaşımın rahat olduğu, yemyeşil doğa içerisinde doğal hayatın devam ettiği köyler kısa kaçamaklar yapmak için ideal yerler. Doğayla tamamen baş başa sakin yürüyüşler yapabileceğiniz, tarihi evlerin olduğu sokaklarını keşfedebileceğiniz ya da sahil kenarındaki şirin masalarda oturup dinginliğin tadını çıkarabileceğiniz İstanbul’un köylerini bir araya getirdik.
Garipçe Köyü
Sarıyer’den Karadeniz’e doğru ilerlendiğinde Rumeli Kavağı ve Rumeli Feneri arasında kalıyor. Alçak falezlerin üzerine ve altına dağılmış şekilde yerleşimin olduğu köyde 18’inci yüzyıldan kalma bir kale de bulunuyor. Kısa bir yürüyüşle keşfedebileceğiniz köyün en çok öne çıkan özelliği ise kahvaltı servisi veren restoranları. Denize sıfır, Yavuz Sultan Selim Köprüsü manzaralı Garipçe Köyü’nde denizden esen serinlik eşliğinde kahvaltınızı yapabilirsiniz.
{32575}
Gökmaslı Köyü
Ağva’ya bağlı köy, koruduğu doğal yapısıyla keşfedilmeye değer. Yokuşlu bir yola sahip köyün sokaklarını gezerken ilk yapıldığı zamanki gibi duran çok sayıda ev karşınıza çıkacak. Bu evler arasında orijinal mimariye sahip çıkılarak yeni yapılmış olanlar da var 100 yıldır uzun süredir orada olanlar da. Hemen her tarafında fındık ve meyve ağaçları olan Gökmaslı Köyü‘nde yerel üreticiden tazecik meyve, sebze ve yumurta da alabilirsiniz.
Poyraz
Poyraz ya da bir diğer adıyla Poyrazköy, Beykoz’a bağlı bir balıkçı köyü. Hemen her hanesinin balıkçılıkla uğraştığı köyün ilk yerlilerinin de Cenevizliler olduğu tahmin ediliyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün Anadolu ayağı tarafında konumlanan köyde özellikle yaz aylarında yüzmek için çokça tercih ediliyor. Poyraz’ın limanında, kalesinde ve sokaklarında yürüyüş yaptıktan sonra sahil kenarında sıralanmış masalarında sıcacık bir şeyler içmek için ideal.
Reşadiye
Çekmeköy ile Polonezköy arasında kalan Reşadiye Köyü günden güne daha çok tanınmasına rağmen hem doğal yaşamını koruyan hem de tertemiz havasıyla cezbeden bir yer. İstanbul’un hemen her yerine (Kuzey Marmara ya da Şile Otoyolu üzerinden) çok yakın olan köyün sokaklarında yürürken tavuklar, ördekler, köpekler size eşlik ediyor. Özellikle bahar aylarında rengarenk çiçekler açan meyve ağaçlarının süslediği köyde çok sayıda kestane ağacı da var. Eğer şanslıysanız yerel üreticinin kendi bahçesinden hasat ettiği ürünlerden tatmanız da mümkün.
{59327}
Esenceli
Ömerli Barajı’nın hemen kıyısındaki Esenceli Köyü ormanın hemen içerisine kurulmuş havası veriyor. Baraj sularının yükselmesiyle bir kısmı kullanılamayan köy özellikle hafta sonu kamp yapmak isteyenlerin uğrak mekânı. Koyun kuzuların serbest dolaştığı, siz kamp sandalyenizde otururken yanınızdan kaz sürülerinin geçtiği köydeki çimenlikle adeta tablo gibi görünüyor. İçerisinde herhangi bir konaklama ya da yeme-içme tesisi olmayan köye giderken hazırlıklı olmakta fayda var.
Hacıllı Köyü
Özellikle sonbaharda sararan ağaçlarıyla görsel şölen sunan Hacıllı doğa yürüyüşü yapmak, kamp kurmak isteyenlerin tercih edebileceği bir yer. Şile’ye bağlı köyün içerisinden üzeri asırlık ağaç dallarıyla kaplı bir de nehir geçiyor; ayrıcı Hacıllı’da küçük de bir şelale bulunuyor. Kaya tırmanışı yapmak için de müsait olan Hacıllı’ya yaz aylarında gelirseniz şelalenin altındaki minik gölde ve nehirde yüzmek mümkün.