Türkiye’nin En İyi Sonbahar Destinasyonları
Yazı Boyutu:
Sonbaharın tadını çıkarabileceğiniz en güzel destinasyonları sizin için seçtik!
Sonbahar geldi çattı! Yaz bitti diye bizler de üzülmüyor değiliz ama kabul edin; giderek serinleyen hava, hafif puslu bir gökyüzü, renk değiştiren ağaçlar ve dolaplardan çıkarılan battaniyeler ile sonbaharın keyfi de bir başka! Siz de bu keyfi doyasıya hissedin diye tarih, gastronomi ve kültüre doyabileceğiniz destinasyonları bir araya getirdik.
Bedene Oksijen Depolamak ve Zihni Dinlendirmek İsteyenler İçin: Karadeniz
El değmemiş doğa harikaları sunan Karadeniz’i doyasıya gezmek ve yaylalarında eşsiz manzaralar seyretmek için sonbahar ideal bir mevsim. Karadeniz kıyıları, Kırklareli’nden başlayıp Artvin’e kadar uzansa da yayla turizmi daha çok Karadeniz’in doğu kıyılarında bulunan Artvin ve Rize yaylalarını kapsıyor. Karadeniz’e gittiğinizde mutlaka gezilmesi gereken yerler arasında Pokut, Artvin, Macahel, Şavşat ve Çamlıhemşin yaylaları bulunuyor.
Pokut Yaylası, bulutların üzerine konumlanıyor diyebiliriz! Çamlıhemşin’e 1.5-2 saatlik mesafede bulunan yaylada, bolca yeşile rastlıyorsunuz. Sisli manzaraları ve otantik ahşap evleri yaylaya masalsı bir manzara sunuyor. Dilerseniz bu yayla evlerinde konaklayabiliyorsunuz.
Artvin’de birbirinden büyüleyici yaylalar gezmek mümkün. Görgit Yaylası bunlardan bir tanesi… Sessizliğin içinde huzur bulacağınız yaylada ister çadırınızda kalabilir ister ahşap evlerden kiralayabilirsiniz.
UNESCO’nun koruması altındaki Türkiye’nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı Macahel, ormanları ve kendine özgü kültürü ve el değmemiş yaylalarıyla öne çıkıyor. Macahel’de, Lekoban yaylasına uğramalısınız.
Not: Yaylaları gezmek için mutlaka rehberli bir tura katılın ya da Karadeniz’i iyi bilen biriyle gezin. Telefonunuz çekmeyeceği için zorlu bir yolculuk olabilir.
Mistik Bir Yolculuğa Çıkmak İsteyenler İçin: Kapadokya
Yüzyıllardır pek çok topluluğa ev sahipliği yapmış olan Kapadokya, bölgeye oldukça mistik bir hava katan doğa harikası peri bacalarıyla sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en masalsı destinasyonlarından biri. Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelen Kapadokya’da her mevsimin kendine özgü güzellikleri bulunsa da, sonbaharın tadı bir başka güzel oluyor. Uçhisar, Göreme, Zelve, Avanos, Ürgüp ve Ihlara Vadisi gibi pek çok popüler bölgeye sahip olan Kapadokya, dünyanın dört bir tarafından gelen turistlerin de favori destinasyonlarından biri.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Karanlık Kilise ve Göreme Açık Hava Müzesi gibi pek tarih ve doğa harikası noktaya sahip olan bölgede yapabileceğiniz çok sayıda aktivite var. İlk akla gelen ise, elbette, balona binmek ve dünyanın en nefes kesici manzaralarından birine şahit olmak. Bunun yanı sıra, etrafı keşfetmek için trekking gezileri yapabilir ya da ATV turuna çıkabilirsiniz. Bir diğer keyifli alternatif ise meşhur Avanos’ta çömlek atölyesine katılmak olacaktır. Böylece hem eğlenceli saatler geçirip hem de evinize size özel bir hatıra ile dönebilirsiniz. Son olarak; testi kebabı, çömlek fasulyesi, yaprak sarma ve ayva dolması yemeden dönmemenizi öneririz!
Kapadokya’nın en en iyi mekanlarını keşfetmek için tıklayın!
Sonbaharda Yazı Yaşamak İsteyenler İçin: Kaş
Yazı bitirmek hiç içinizden gelmiyorsa istikamet belli: Kaş! Yaz boyunca Güney sahil şeridimizin en gözde tatil destinasyonlarından biri olan Kaş’ın keyfi sonbaharda ise bir başka oluyor. Boğucu sıcaklar bölgeyi terk etmiş olsa da su sıcaklığı denize girmeye izin veriyor ve kalabalığın da azalması ile birlikte huzurlu bir tatil imkanı sunuyor. Denize girmek için ise artık bir klasik haline gelmiş olan Kaputaş Plajı’nı, Hidayet Koyu’nu ya da Limanağzı’ndaki plajlardan birini tercih edebilirsiniz. Mutlaka yapmanız gereken bir diğer aktivite ise tekne turu. İster tur şirketlerinin tekneleri ile isterseniz de kendinize özel olarak kiralayarak çıkabileceğiniz tekne turunda, Kekova Batık Kent’ine uğramanızı öneririz. Her şey bir yana Kaş’ta yapabileceğiniz en güzel şey, orada bulunduğunuz her gün şahane gün batımını izlemek olacaktır. Kaş’ta çok sayıda otel bulunsa da kamp yapabileceğiniz pek çok alanın var olduğunu da hatırlatalım. Tam olarak Dalaman ve Antalya’nın arasında konumlanan Kaş’a gitmek için ise Dalaman Havalimanı’nı tercih etmeniz öneriliyor.
{16351}
Huzurlu Bir Kaçış Arayanlar İçin: Abant
Abant Gölü ve çevresi, huzura doyacağınız bir tatil için biçilmiş kaftan. İstanbul’a 227 kilometre mesafede bulunan bulunan Abant’a yolculuk sadece 4 saat sürüyor ve bu sürenin sonunda sizleri muazzam bir göl manzarası bekliyor. Olağanüstü zenginlikte bir bitki örtüsüne sahip olan Abant, bu özelliği sebebi ile 1988 yılında koruma altına alınmış ve “Tabiat Parkı” olarak kabul edilmiştir. Bölgede gezebileceğiniz yerler ise burası ile sınırlı değil. Yedigöller Milli Parkı, Seben Kaya Evleri, Örmeci Yaylası, Sinekli Yaylası, Yıldırım Beyazıt Hamamı ile Abant Doğal Yaşam Müzesi de gezi rotanıza ekleyebileceğiniz noktalardan. Bu noktalara ek olarak dilerseniz trekking, hiking, safari ya da kamp yapıp doğanın keyfini daha da çıkarabilirsiniz. Eve dönerken yanınızda şahane fotoğraflar dışında başka anılarınız da olsun istiyorsanız Abant Köy Pazarı’na uğramanızı öneririz. Organik meyve-sebzelerden yöresel el işi hediyelik ürünlere pek çok şeyi burada bulabilirsiniz. Özellikle hafta sonu kaçamaklarınız için ideal olan Abant’ta hem oksijene hem de mutluluğa doyacaksınız!
Kültürel Bir Gezi Planlayanlar İçin: Göbeklitepe
İnsanlık tarihindeki pek çok gizemi çözerken yepyeni soruları da beraberinde getiren Göbeklitepe’nin büyülü hikayesinin peşinde bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Şanlıurfa’nın 20 km kuzeydoğusunda yer alan Göbeklitepe’nin keşfedilmesinin hikayesi, 1986 yılında bir çiftçinin tarlada bulduğu bir heykel ile başlıyor. O tarihten yıllar sonra bölgeye gelen Alman Arkeoloji Enstitüsü görevlisi Klaus Schmidt ve ekibinin çalışmaları sonucu gün yüzüne çıkan Göbeklitepe; İngiltere’deki ünlü Stonehenge’den 6.600 yıl, Mısır Piramitleri’nden ise 7.100 yıl daha eski olup dünyanın ilk tapınağı ünvanını elinde bulunduruyor. Çok sayıda efsaneye ve mite de konu olan Göbeklitepe, 2018 yılından beri UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor. Şehir merkezinden özel aracınız ile 20 dk’da ulaşabileceğiniz Göbeklitepe’yi ziyaret ettikten sonra dilerseniz; Halfeti, Şanlıurfa Müzesi, Balıklı Göl ve Harran Ovası gibi şehrin diğer önemli noktalarına da uğrayabilirsiniz. Bu arada unutmayın; Şanlıurfa’ya kadar gitmişken Urfa Kebap, Ciğer Kebabı, Çiğ Köfte ve daha sayısız yöresel lezzetin tadına bakmadan dönmek olmaz!
Doğanın Tadını Çıkarmak İsteyenler İçin: Kaz Dağları
Yüzyıllardır pek çok efsaneye konu olmuş büyüleyici bir yer olan Kaz Dağları, Edremit Körfezi’nin kuzeyinde yer alıyor. İstanbul’dan yaklaşık 4 saatte gidebileceğiniz bu doğa harikası destinasyon; tertemiz havası ve yemyeşil bitki örtüsü ile doğa tutkunlarını bekliyor! Adımınızı attığınız an yenilenmeye başladığınızı hissedeceğiniz bu özel bölge, Türkiye’nin en zengin oksijen kaynağı olarak da biliniyor. 20.935 hektarlık bir alana yayılmış olan Kaz Dağları’nın en güzel noktalarından biri oldukça hüzünlü bir aşk hikayesine sahip olan Hasan Boğuldu Şelalesi. 1993 yılında koruma altına alınan Kaz Dağları Milli Parkı da mutlaka listenizin başlarına eklemeniz gereken yerlerden. Bölgenin en güzel köylerinden Adatepe’nin girişinde yer alan Antik dönemden kalma Zeus Altarı da şahane manzarası ve ilginç öyküsü ile dikkat çekiyor. Eğer daha fazla macera arıyorsanız olağanüstü manzaralara karşı trekking yapabilir ve dağ safarisine katılabilirsiniz. Sakin bir tatilin peşinde olanlar ise zeytin hasadı tarihlerinde gurme bir kaçamak şansı bulabilir. Sakin bir tatil demişken, Türkiye’nin ilk sakin şehri unvanını alan Seferihisar‘ı keşfetmeye ne dersiniz?