Kerem Kazaz: Genç Yaşta Şampiyonluğa Giden Yolun Hikâyesi

Yazı Boyutu:
Türkiye Ralli Şampiyonası’nda 2024 sezonunu zirvede tamamlayan ve bu alandaki en genç şampiyonlardan biri olarak adını motorsporları tarihine yazdıran Kerem Kazaz, başarılarını yalnızca hızla değil, zihin gücü ve kararlılıkla da inşa ediyor.
Motokros ile başladığı yarış serüvenini, uluslararası rallilerdeki deneyimleriyle zenginleştiren Kazaz, genç yaşına rağmen yalnızca pistte değil, yarış stratejilerinde de olgun bir duruş sergiliyor. Efsane ralli pilotu Ercan Kazaz’ın oğlu olarak motorsporlarının içine doğan ve bu mirası kendi yolculuğuna dönüştüren Kerem Kazaz ile mental dayanıklılık, takım uyumu, kazanma motivasyonu ve yarışların perde arkası üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Ralli sadece hız değil, zihinsel dayanıklılık da gerektiriyor. Zorlu etaplarda odaklanmak için özel bir ritüeliniz, mottonuz var mı?

Ralli gerçekten sadece aracı kullanmak ile bitmiyor; zihinsel olarak her an hazır olmanız gerekiyor. Ayrıca sorunlara karşı nasıl reaksiyon verdiğiniz de etkili oluyor. Benim özel bir ritüelim yok ama her ralli öncesi mutlaka yapmamız gereken birkaç şey oluyor.
Görsel: Kerem Kazaz
Co-pilotumla beraber etap notlarını tekrar gözden geçirip kafamda bir yol haritası oluşturuyorum, yarış sırasında daha konsantre olabilmek için öncesinde takımım ile beraber belli stratejiler belirliyoruz. Bu, bana hem sakinlik hem de kontrol hissi veriyor. Bir mottodan ziyade, kendime sürekli “Ne olursa olsun yarışın içerisinde kalmam gerekli.” şeklinde güven veriyorum. Çünkü bu spor hem mental anlamda hem de teknik anlamda bir dayanıklılık sporu. Yarışın son etabının bitimine kadar hala her şey devam ediyor şeklinde düşünüyorum.
Ercan Kazaz gibi bir ralli efsanesinin oğlu olmak sizin için nasıl bir avantaj ya da bazen dezavantaj oldu? Onunla ralli üzerine yaptığınız en unutulmaz konuşma neydi?
Babamın ralli geçmişi bana büyük bir avantaj sağladı; bu spora doğduğumdan beri aşinayım ve onun deneyimlerinden çok şey öğrendim. Strateji geliştirmede, araç ayarlarında ve hatta mental hazırlıkta bana yol gösterdi.

Ama bazen dezavantaj da oluyor; insanlar doğal olarak her yarış büyük beklentiler ile yarışı takip ediyorlar. Ama bu üzerimde ekstra bir baskı yaratmıyor, bu durum ile mücadele edebilmek ve artık Ercan Kazaz’ın oğlu olarak değil, Türkiye’nin En Genç Ralli Şampiyonu Kerem Kazaz olarak tanınmak bu baskıyı üzerimden alıyor. En unutulmaz konuşmamız ise ilk Türkiye Ralli Şampiyonluğumdan sonra oldu. Bana, “Benim şampiyonluklarım 27 yaşımda başladı, sen 18’inde bunu başardın. Artık sıra bende değil, sende” dedi. Hem gurur verici hem de motive ediciydi.
Kerem Kazaz için bir yarışın en heyecan verici anı ne zaman yaşanır? O anın ruhunu nasıl tanımlarsınız?

Yarış öncesinde tabii ki stres yüksek oluyor çünkü bir bilinmez ile karşı karşıya oluyoruz. Geçen senenin şampiyonu olduğum için her yarış galibiyetin büyük bir adayı olarak başlıyorum.
Görsel: Kerem Kazaz
Stresi genellikle boş durduğumuz anlarda yaşıyorum diyebilirim, ama tabii ki en doruk noktası starttan birkaç dakika önce oluyor. Araç ilk etap için start aldığında ise bir sonraki viraja odaklandığım için stres kalmıyor. Yarışın en heyecan verici anı ise kazandıktan sonra oluyor. Yarış sürecinde yaşanan her şey bitiyor ve bir sakinlik hissi geliyor, takımım ve ailem ile bunu kutlamak da tüm bu süreç icerisindeki en güzel an oluyor.
Motocross’tan ralliye geçişte en çok hangi becerilerinizi kullandınız? İki spor dalı arasındaki farklar ve benzerlikler neler?
Motocross’tan ralliye geçerken en çok denge ve reflekslerimi kullandım. Motocross’ta ani tepkiler vermek ve fiziksel dayanıklılık çok önemli; bu, rallide de bana yardımcı oldu, özellikle kaygan zeminlerde aracı kontrol ederken.
Görsel: Kerem Kazaz

Fark olarak, motocross bireysel bir spor ve tamamen sana bağlıyken, ralli bir ekip işi; co-pilotunla uyumun başarını belirliyor. Benzerlik ise ikisinin de yüksek adrenalin ve anlık karar verme gerektirmesi. Motocross’taki cesaretim, rallide risk alırken bana güven veriyor.
Bildiğimiz kadarıyla farklı ülkelerde yarıştınız. Özellikle yeni bir ülkeye gittiğinizde en çok hangi faktörlere dikkat ediyorsunuz?
Yeni bir ülkeye gittiğimde ilk dikkat ettiğim şey etapların zemini ve hava koşulları. Her ülkenin coğrafyası farklı; mesela Letonya’daki kaygan çakıl yollar ile İspanya’daki sert asfaltlar bambaşka bir sürüş gerektiriyor.
Görsel: Kerem Kazaz

İkinci olarak, yerel kuralları ve organizasyonun işleyişini anlamaya çalışıyorum. Bir de co-pilotumla o ülkeye özgü yol notlarını detaylıca hazırlanıyoruz, çünkü bilmediğim eyaplara karşı tamamen yabancı olmamam gerekiyor.
Yarışlara katıldığınızda çoğu zaman bir “akıl ve beden birlikteliği” söz konusu oluyor. Yarış sırasında bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

Bu dengeyi sağlamak için yarış öncesi iyi bir hazırlık şart. Fiziksel olarak fit olmak, uzun etaplarda yorulmamı engelliyor; bu yüzden düzenli fiziksel antrenman yapıyorum. Zihinsel olarak ise kendime vakit ayırmaya çalışıyorum.
Görsel: Kerem Kazaz
Zihnimi tamamen yarışa odaklamak yerine bazen sakin kalmak bana iyi geliyor diyebilirim. Yarış anında ise co-pilotumun söylediği her şeye tamamen güveniyorum; Çünkü hemen önümüzdeki 2-3 virajı ve viraj tekniklerini o bana yol notundan okuyor. Bir de tabii ki deneyim çok önemli; ne kadar çok yarışırsan, o birliktelik ve uyum o kadar doğal hale geliyor.
Genç yaşınızda bu kadar büyük başarılar elde ettiniz. Size göre bu başarıyı elde etmenizi sağlayan en büyük faktörler nelerdi?

Bence en büyük faktör, disiplinli çalışmam ve pes etmemem. Küçük yaşlardan beri bu spora tutkuyla bağlıyım ve her zaman daha iyisini yapmak için çabaladım.
Görsel: Kerem Kazaz
Birçok sorun yaşadım, bazen bu sporu yapamayacağımı düşündüğüm sorunlar bile yaşamış olsa da asla pes etmedim. Babamın rehberliği ve ailemin desteği de çok önemliydi; bana hem teknik hem de moral anlamda güç verdiler. Bir diğer faktör ise uluslararası deneyimim; farklı ülkelerde yarışmak vizyonumu genişletti, bir çok yabancı pilota karşı yarışmış olmak farklı teknikleri ve çalışma prensiplerini görmeme olanak sağladı. Son olarak, hatalarımdan ders çıkarmayı öğrendim. Her yarışta bir önceki hatamı tekrarlamamaya özen gösterdim, bu da beni adım adım şampiyonluğa taşıdı.