Hayran Bırakan Başarı Hikayesi: Kübra Denizci Keskin
Yazı Boyutu:
Pistlerdeki başarısı kadar onu bu başarıya götüren hikâyesiyle de ilham veren bir isim Kübra Denizci Keskin. Dünya rallilerinde engelleri aşan ilk kadın pilot olan Kübra Denizci Keskin, azmi ve tutkusuyla onu tanıyan herkese kendini hayran bırakıyor.
Rallinin tozlu pistlerinde sadece hız ve heyecan değil, aynı zamanda azim ve ilham da yankılanıyor. Kübra Denizci Keskin, engelleri aşarak motor sporları dünyasında adını altın harflerle yazdıran bir isim.
Dünya rallilerinde engelleri aşarak yarışan ilk kadın pilot olarak, hem pistlerde hem de yaşamda karşılaştığı zorlukları cesurca aşan Kübra Denizci Keskin’in hikâyesinin ilham olmaması ise imkânsız. Engelleri, tutkusu ile aşan ralli pilotu ile motor sporlarına olan sevgisini, kariyerindeki dönüm noktalarını konuştuk.
Ralliye olan ilginiz nasıl başladı?
Hız tutkum çocukluğumdan geliyor. Yarışlardaki rekabet ve adrenalini her zaman çok sevdim. Motor sporlarına olan ilgim ise yıllar içerisinde gelişti. İlk başlarda sadece izleyici olarak takip ediyordum, ancak bu heyecanı bizzat yaşamak istedim. Zorluklara rağmen asla pes etmeyip, tutkumu gerçeğe dönüştürmek için adım attım ve bugün burada olmaktan büyük bir gurur duyuyorum.
Hem fiziksel hem de toplumsal zorluklarla başa çıkarken, başarılarımın başkalarına ilham kaynağı olabileceğini bilmek beni daha da motive ediyor.
Ralliye olan tutkunuz gözler önünde. Peki sizi ralliye böylesine tutkuyla bağlayanlar neler?
Ralliye olan tutkumun kaynağında birkaç önemli etken var. İlk olarak, yarış sırasında hissettiğim özgürlük ve sınırları zorlama duygusu beni derinden etkiliyor. Her etapta kendime yeni bir hedef koyup, o hedefe ulaşmak için tüm enerjimi harcamak beni motive ediyor.
Bir diğer önemli nokta, engelleri aşarak bu alanda var olabilme mücadelesi. Hem fiziksel hem de toplumsal zorluklarla başa çıkarken, başarılarımın başkalarına ilham kaynağı olabileceğini bilmek beni daha da motive ediyor. Yarışlardaki adrenalin ve hızı seviyorum ama aslında beni ralliye böylesine bağlayan, bu mücadele ruhu ve başarma isteği.
{126409}
Geçirdiğiniz kaza sonrası pes etmemeniz hepimiz için en ilham veren hikâyelerden biri. Bir de sizden dinleyebilir miyiz?
2004 yılında yüksekten düşme sonrasında boynum kırıldı ve tekerlekli sandalyeyle hayatıma devam etmem gerekti. Bu, hayatımın tamamen değiştiği bir an oldu. İlk başlarda elbette büyük bir şok ve kabullenme süreci yaşadım. Ancak pes etmek hiçbir zaman bir seçenek olmadı.
Fiziksel olarak zorlayıcı bir sürecin içine girdim; tedaviler, rehabilitasyonlar derken, bedenimi yeniden tanımam ve güçlendirmem gerekiyordu. Eğitimime ara vermek zorunda kaldım ama asla vazgeçmedim. Uzaktan eğitimle liseyi tamamladım ve üniversite sınavlarına hazırlandım. İki üniversite bitirdim.
Zamanla, zorlukların bana engel değil, yeni bir başlangıç fırsatı sunduğunu fark ettim. Tutkularımın peşinden gitmeye karar verdim ve motor sporlarına olan ilgimi bir hedef haline getirdim. Fiziksel güç gerektiren bir spor dalında, engelli biri olarak yer almak birçok kişiye imkânsız gibi görünebilir. Ancak inancım ve azmim sayesinde başardım. Kazadan sonra yaşadığım en büyük ders, bedenimizin sınırlarını aşabileceğimiz ve her zaman yeni bir yol bulabileceğimizdi. Bu hikâye, sadece benim değil, zor anlar yaşayan herkesin pes etmeden devam edebileceğini gösteren bir örnek olsun istiyorum.
Bir de kendiniz için yaptığınız şeylerden biri de klinik psikolog olmak. Psikolog olmaya nasıl karar verdiniz?
Psikolog olma kararım, yaşadığım zorluklar ve bu zorlukların üstesinden gelme sürecimle doğrudan bağlantılı. 2004’te geçirdiğim yaralanma, hem fiziksel hem de duygusal anlamda hayatımın en zor dönemlerinden biriydi. Bu süreçte, sadece bedensel iyileşmenin değil, mental ve duygusal iyileşmenin de ne kadar önemli olduğunu fark ettim.
Hayatımı yeniden inşa ederken, psikolojik dayanıklılığın ve içsel gücün hayatımda ne kadar büyük bir rol oynadığını gördüm. Psikolojik destek almanın ve bu süreci sağlıklı bir şekilde yönetmenin ne kadar değerli olduğunu deneyimleyince, başkalarına da aynı şekilde rehberlik edebilmek için psikolog olma yoluna adım attım. İkinci üniversite olarak psikoloji bölümünü okudum, yüksek lisansımı da tamamlayarak klinik psikolog oldum. Travma sonrası iyileşme ve gelişme üzerine çalışıyorum.
Hayatınızdaki en büyük tutku ralli diyebilir miyiz? Böylesine heyecan veren başka tutkularınız var mı?
Ralli kesinlikle hayatımdaki en büyük tutkulardan biri diyebilirim. Hız, rekabet ve sınırları zorlama duygusu, ralliyi benim için vazgeçilmez kılıyor. Yarışın her anında hissettiğim adrenalin ve odaklanma, beni her defasında yeniden motive ediyor. Ancak rallinin yanında beni heyecanlandıran başka tutkularım da var.
Psikoloji, benim için sadece bir meslek değil, aynı zamanda derin bir tutku. İnsanlara destek olmak, onların zihinsel ve duygusal süreçlerine rehberlik edebilmek beni tatmin eden en önemli alanlardan biri.
Ayrıca spordan da büyük keyif alıyorum. Fiziksel gücümü korumak ve zinde kalmak için düzenli egzersiz yapmak, ralliye olan hazırlığımın önemli bir parçası. Spor, bana hem fiziksel hem de mental dengeyi sağlıyor. Ralli gibi fiziksel dayanıklılık gerektiren bir alanda başarılı olabilmek için bedenimi sürekli güçlü tutmak benim için bir motivasyon kaynağı.
Sizi tanıyanlar sizin gibi ralli pilotu eşinizle olan aşkınıza da hayran kalıyor. Onunla tanışma hikâyenizi dinleyebilir miyiz?
Eşimle tanışma hikâyemiz, aslında motor sporlarına olan ortak ilgimizle başladı. İkimiz de hız tutkusuna ve rekabet ruhuna sahip olduğumuz için yollarımız doğal olarak kesişti.
Test aracı denemesi için pistte bulunduğum bir gün, hayatımın dönüm noktalarından biri oldu. Ralli pilotu olan eşimle orada tanıştım ve o an, sadece bir karşılaşmanın çok ötesindeydi. Ortak tutkumuz olan rallinin bizi bir araya getirdiği bu tesadüf, aslında kaderin bizi hazırladığı bir yolculuğun başlangıcı oldu.
Eşim, bu yolculukta bana sadece bir hayat arkadaşı değil, aynı zamanda yol gösterici bir rehber oldu. Onun deneyimi ve desteğiyle, hayallerimi gerçeğe dönüştürme cesaretini buldum. Eşimle birlikte hem yarışlarda hem de hayatın her anında yan yana mücadele ediyoruz. Hem eş hem de takım arkadaşı olmak, ilişkimize farklı bir boyut kazandırıyor ve bu, ikimizin de hayatında özel bir yer tutuyor.
Sınırlar, aslında çoğu zaman zihnimizin koyduğu engeller. Gerçekten inandığınız bir şey için çaba gösterirseniz ve vazgeçmezseniz, aşamayacağınız hiçbir engel yok.
Hiç bilmeyen birine ralli yapmayı nasıl anlatırdınız?
Ralli, motor sporlarının en zorlu ve heyecan verici dallarından biri. Genellikle doğal arazi koşullarında, toprak, çakıl, asfalt veya kar gibi zeminlerde yapılan, belirli etaplardan oluşan bir yarış türü. Yarış sırasında pilot ve co-pilot, önceden belirlenmiş bir rotada en hızlı ve en güvenli şekilde ilerlemeye çalışır. Pilot aracı sürerken, co-pilot yolun durumunu, virajların derecesini, hızlanma ve yavaşlama noktalarını detaylı bir şekilde tarif eder. Ralli, sadece hızla ilgili değil, aynı zamanda dayanıklılık, dikkat ve hızlı karar alma becerisi gerektiren bir spor. Kısacası, ralli hem fiziksel hem de zihinsel olarak kendinizi test ettiğiniz, doğa ve hızla iç içe geçmiş bir deneyim.
{23105}
Hayalleri imkânsız görünenlere ilham olmak için ne söylemek isterdiniz?
Hayalleri imkânsız görünenlere söylemek istediğim en önemli şey: Sınırlar, aslında çoğu zaman zihnimizin koyduğu engeller. Gerçekten inandığınız bir şey için çaba gösterirseniz ve vazgeçmezseniz, aşamayacağınız hiçbir engel yok. Ben de zamanında başıma gelenleri aşmanın çok zor olduğunu düşündüm ama en zor anlarda bile hedeflerimden vazgeçmedim. Her gün küçük bir adım bile atsanız, o adımlar sizi hayal ettiğiniz noktaya götürecektir. Yolun sonunda, başarmış olmanın verdiği his, yaşadığınız tüm zorluklara değecektir.
