preloader

Sualtı Fotoğrafçılığının Usta İsmi Kerim Sabuncuoğlu'yla Denizlere Yolculuk

21.09.2021
Sualtı Fotoğrafçılığının Usta İsmi Kerim Sabuncuoğlu'yla Denizlere Yolculuk

Yazı Boyutu:

Kerim Sabuncuoğlu, Okyanus Fotoğrafçılığı Ödülleri 2021 yarışmasında, Yılın Koruma Fotoğrafçısı dalında en büyük ödülü aldı! Yarışmayı ve denizle ilgili merak etiğimiz her şeyi, sualtı fotoğrafçılığının usta ismine sorduk.

Sualtı Fotoğrafçılığının Usta İsmi Kerim Sabuncuoğlu'yla Denizlere Yolculuk

Kerim Sabuncuoğlu

Sualtı fotoğrafçılığı denince sadece Türkiye’de değil dünyada akla gelen önemli isimlerden birisin, dünya çapında birçok ödülün var. 2017’den beri bu konuda gelinebilecek en üst nokta olan CMAS (Dünya Sualtı Federasyonu) Görüntüleme Kurulu Dünya Başkanlığı’nı yapıyorsun. Şimdi de Okyanus Fotoğrafçılığı Ödülleri 2021 (Ocean Photography Awards 2021) yarışmasında Yılın Koruma Fotoğrafçısı (Conservation Photographer of the Year 2021) dalında en büyük ödülü aldın. Fotoğrafın Londra’da Thames Nehri kenarında yer alan Tower Bridge’de sergileniyor. Bu yarışmayı, ödülü ve senin için anlamını anlatır mısın?

Ben suyun altındaki güzellikleri suyun üzerine taşımaya, o güzelliği başka insanlara tanıtmak üzere yola çıktım. Kısacası denizlerin altını üstüne getiriyorum. Hayatımda ilk defa ölü bir canlının, bir balığın su altında fotoğrafını çektim. Fotoğrafı yolladığım yarışmada ise “Koruma” dalında birinci oldum. Belki de çektiğim binlerce fotoğraftan en anlamlısı bu, öyle ya tek karede öyle bir hikâye var ki, belki bu fotoğraf sayesinde pek çok deniz canlısının hayatı kurtulacak.

Fotoğraf, en sevdiği yemek olan bir ahtapot kolu içerisinde gizli balık iğnesine yakalanmış bir müren balığının ölümünden sonraki hali. Kendini kurtarmak için çırpınmış bu da onun sonu olmuş, oltaya daha fazla dolanmış ve boğularak can vermiş. Yarışmanın jürisinde yer alan Cristina Mittermaier; “Kara hayvanlarının yüz ifadeleri olur, aynı şey balıklar için geçerli değildir. Fotoğrafçı bu fotoğrafta balığın dramatik yüz ifadesi sayesinde insanlar ile manevi bir bağ kurmayı başarmış” diyor.

Sualtı Fotoğrafçılığının Usta İsmi Kerim Sabuncuoğlu'yla Denizlere Yolculuk

Ödül kazanmak tabii ki harika bir duygu ama terk edilmiş oltaların, ağların öldürmeye devam ettiğini anlatarak (Buna hayalet avcılık deniyor, ekonomik hiçbir faydası olmadığı gibi hem dalgıçlara büyük bir tehlike oluşturuyor hem de çevre kirliliğine sebebiyet veriyor.) belki pek çok canlının hayatını kurtaracak olmam büyük bir keyif.

Herkes doğayı ve çevreyi korumanın önemini her geçen gün fark ediyor ama okyanusların önemi, hayatımızdaki rolü ve koruma gerekliliği bilinci yeterince yerleşmedi sanırım. Bu yarışmaların insanları bilinçlendirmedeki önemi nedir?

Biz göçebelikten gelen bir toplumuz, denizle tanışmamız çok geç olmuş, balıkçı bile sattığı balığı “derya kuzusu” diyerek kara hayvanları ile özdeşleştirir. Denizlere uzak yetişen bir toplum da haliyle ondan korkar, onu umursamaz, onu korumaz.

Oysa ki okyanuslar dünyadaki oksijenin yarısından fazlasını sağlayan muazzam bir ekosistem. Bu ekosistemin en büyük düşmanı ise ona muhtaç olan, okyanuslar olmadan yok olacak olan biz insanlarız. Karbon salınımı, plastik, kontrolsüz avcılık gibi hepimizin artık ezbere bildiği olumsuzluklar denizlerimizi de son derece kötü etkiliyor. 2021 yazında yaşadığımız müsilajı gözle görülür bir uyarı olarak almalıyız.

Sualtı Fotoğrafçılığının Usta İsmi Kerim Sabuncuoğlu'yla Denizlere Yolculuk

Bu yarışmalar sayesinde aşağıdaki inanılmaz güzellikleri ya da insanlığın oluşturduğu büyük tehdidi gözler önüne sererek araladığımız kapıdan sevginin, farkındalığın ve korumacılığın geçeceğine inanıyoruz.

Jacques Cousteau “Ahtapotun evinizdeki köpekten daha akıllı olduğunu bilseydiniz yer miydiniz?” diye soruyor. Bir film yapımcısının bir ahtapotla uzun süreli dostluğunu anlatan film; “My Octapus Teacher” 2020 En İyi Belgesel Oscar’ını kazandı. Ben artık senden bu boyutta bir proje bekliyorum, senin hedeflerin de neler var?

Oscar’lı “Ahtapot Öğretmenim” filmi benim yıllardır neden ahtapot yemediğimi büyük kitlelere anlatarak bence çok önemli bir iş yaptı. Ahtapotun zekâsı için onlarca örnek verebilirim ama yuvasının başına oturduğunuzdan kısa bir süre sonra kendinizi onun kafasını severken bulursunuz ve ona aşık olursunuz. İnsan sevgilisini yer mi?

Suyun altı için içimdeki kıpırtı hiç geçmiyor, her suya atladığımda “ben buralara” aitim diyorum, artık yeni fotoğrafçılara yol göstermek, yeni dalgıçlar – sualtı sevdalıları bulmak istiyorum. Kızımın sınıf arkadaşları anlattıklarımdan etkilenip dalmaya başladı, onları sonsuz mavi dünya ile tanıştırabildim ya, çok mutluyum.

Sualtı Fotoğrafçılığının Usta İsmi Kerim Sabuncuoğlu'yla Denizlere Yolculuk

20 yıldan uzun bir süredir, sadece yeryüzünde değil denizlerin altında da bir dünyan var. Tüplü dalışa başlayacaklara neler öneriyorsun?

Dalgıcım dediğimde bana iki şey sorarlar “Vurgundan korkmuyor musun?” ve “Hiç köpekbalığı gördün mü?” Evet vurgundan korkuyorum ama her işte olduğu gibi dalışın da kuralına uymazsanız olmaz. Kuralları, gelişen teknolojisi ile dalış aslında başka bir gezegene yaptığınız keyifli bir yolculuk, bu yolculuğu sağ salim tamamlamak da dalgıcın elinde. Kısacası kurallara uysunlar, eğitmen sertifikası olan profesyonellerden dalış brövelerini alsınlar.

Köpekbalığı konusuna ise sonunda vahşi bir hayvandan bahsettiğimizi hatırlatarak değinmek istiyorum. Köpekbalığı saldırısında ölme ihtimalimiz, iskemleye çıkıp ampul değiştirirken ölme ihtimalimizden istatistiksel olarak daha az. Köpekbalıklarının menüsünde insan yok bu sebeple onlara saygı duymalı, onların gezegeninde olduğumuzu hiç unutmamalıyız. Çok köpekbalığı gördüm, fotoğrafladım bir türü dışında hiç kafes ile dalmadım ve hâlâ aranızdayım cevabı sanırım yeterli olur.

Sualtı Fotoğrafçılığının Usta İsmi Kerim Sabuncuoğlu'yla Denizlere Yolculuk

Sen ve arkadaşlarının her yıl çıkardığı ve dünyanın belli bir dalış noktasındaki fotoğraflarınızdan oluşan kitaplarınız var. En son kaç tane oldu, hangi destinasyonlar var, bir sonraki kitap için lokasyon seçildi mi?

Bizim “Sometimes” diye çok yakın arkadaşlardan oluşan, dalış hayatı dışında son derece başarılı birer iş adamı olan (Ali Sabancı, Alptekin Baloğlu, Birkan Babakol, Bora Şahinoğlu, Emre Berkin, Emre Kurttepeli, Ersin Pamuksüzer, Kemal Cılız, Turgut Gürsoy) bir ekibimiz var. Her yıl daha önce gitmediğimiz bir yere dalış turu yaparak o bölgenin sualtı yaşamını belgeliyoruz. Bir hafta teknede yaşıyoruz, günde dört dalış yapıyoruz ve ardından o bölgeye ait bir kitap çıkartarak gördüklerimizi ölümsüzleştiriyoruz. Kızıldeniz, Maldivler, Palau, Raja Ampat, Güney Maldivler, Tayland, Küba, Galapagos ve Oman’a gittik. Beşi ortak toplam sekiz kitap çıkarttık pandemi sebebi ile ertelediğimiz Orta Kızıldeniz yolculuğumuzu seneye yaparak dokuzuncu kitabı çıkartacağız. Dünyada eşi benzeri olmayan bu kitap serisini satmıyoruz sadece dostlarımız ile paylaşıyoruz.

Şu bahsettiğim dokuz senelik yolculuklarda bile yok olan türlerin olduğunu düşünürsek dünya yok oluşa yaklaşırken bizler de farkında olmadan birer belgesel yapımcısı olduğumuzu anladık. Palau’da fotoğrafladığımız “Deniz Anası” gölünde hiç deniz anasının kalmamış olması, Galapagos’un simgesi Darvin’s Arch (Darvin’in Kemeri)’ın erozyondan yıkılmış olması elimizdeki fotoğrafları ve kitapları daha da kıymetli kılıyor.

Sualtı Fotoğrafçılığının Usta İsmi Kerim Sabuncuoğlu'yla Denizlere Yolculuk

Hayatında tek bir noktada dalış hakkın olsa nereyi seçerdin?

Gittiğim yerlerden aklımda kalanı soruyorsanız yüzlerce defa Raja Ampat-Endonezya’yı seçerdim. Köpekbalığı fotoğrafı için Kraliçe Bahçeleri-Küba’yı seçerdim, deniz aslanları için La Paz-Meksika’yı seçerdim, çocuklara evrimi anlatacaksam biraz yolu uzun ama Galapagos-Ekvator’u seçerdim.

İlk defa bir yere gideceksem ve tek şansım var ise Meksika’ya bağlı Socorro Adası’nı çok merak ediyorum.

Özlem Güsar
Özlem Güsar Tüm Yazıları