Yenilenen Konsept Ve Menüsüyle: Avlu Bodrum
Yazı Boyutu:
Fine casual konseptiyle hizmet veren Avlu Bodrum lezzetleriyle Bodrum’un en beğenilen mekânlarından biri olmayı başarıyor.
Aslında Avlu Bodrum’un 7-8 senelik bir mazisi var. Ancak daha önceki et ağırlıklı menüsünün aksine bu sezon Masterchef programından da hatırlayacağınız, genç ve yetenekli şeflerimizden Umutcan Çetinöz ile anlaşarak daha çok deniz mahsulleri ağırlıklı fine casual bir restoran kurmaya karar vermişler. Çok da iyi etmişler.
Sadece akşam servisi veren restoranın yemekleri fine, servisi ise casual. Türkiye şartlarında aslında hem şefi hem de misafirleri rahat hissettiren bir konsept bu. Şef dilediği tabağı farklı teknik ve ürünlerle kombinleyerek kendi vizyonunu rahatlıklar ortaya koyarken, özellikle Bodrum gibi bir yerde tatil yapan misafirlerin kendilerini kasmadan yemek yemelerine olanak sağlıyor.
Daha önce bir süre danışmanlığını yaptığım bir restoranın şefi olarak da çalışan Umutcan Şef, Avlu Bodrum’un menüsünü kurgularken daha fazla deniz mahsullerine ağırlık vermiş. Ayakları yere basan, lezzetli ve bununla birlikte misafirleri şaşırtmayı da başaran bir menü için çok çalıştıklarını belirten şef aynı zamanda kış menüsü için de şimdiden denemelere başladıklarını söylüyor.
Ben de bu keyif dolu akşamdan aklımda kalan lezzetler ile sizleri baş başa bırakıyorum:
Amuse Bouche
Yeşil yağ ile harmanlanmış somon tartar ve ekşi maya ekmek. Gerçekten biraz sonra nasıl güzel deniz mahsulleri ile karşılaşacağımı anlatır nitelikteydi. Ancak bir dipnot, şaşırdığımı belirtmeliyim. Çünkü bir başlangıç ikramı olarak çiğ balık servis etmek her şefin cesaret edebileceği bir aksiyon değil. Umutcan şefi bu konuda ayrıca tebrik etmek istiyorum.
Steak Tartar
Deniz mahsulleri öncesinde “Mutlaka tatmalısın” diyerek getiriyor önüme. Çıtır çıtır bir biroche ile servis edilen steak tartarın içerisinde ayrıca bıldırcın yumurtası yer alıyor. Bir çırpıda bitiriyorum.
İslenmiş ve Kürlenmiş Sardalya
Benim anne tarafım Erdekli. Çocukluğumun ve gençliğimin önemli bir kısmı Güney Marmara’da geçti. Ve bu topraklar sardalyayı iyi tanır. Ben de öyle. Tam olarak dozunda islenmiş ve kürlenmiş; kısacası ateş görmeden pişirilmiş sardalya o kadar lezzetliydi ki; sanıyorum bu yaz yediğim en iyi yemeklerden biri olarak adlandırmam yanlış olmaz. Yanında acılı bir mayonez ile servis edilen sardalyanın üzerine yine islenmiş zeytinyağı gezdirilmiş. Hem teknik hem görüntü hem de lezzet açısından 10 üzerinden 100 puanlık bu tabak için şefi alkışlıyorum.
Moules Mariniere
Şahane bir beyaz şarap sosuyla servis edilen iri ve kara midyeler tabakta adeta lezzet dansı yapıyorlar. “Kimse kusura bakmasın, kabuklu midye elle yenir” diyerek biraz sostan içerisine gezdirip mideye indiriyorum. Muazzam lezzetli 10 adet midyeyi yemem sanıyorum iki dakika sürüyor. Yine tatmayı unutup yiyorum. Bu kilo kontrolüm açısından hiç doğru değil ama ne yapayım?
Deniz Mahsullü Fettuccine
Mürekkep ile hazırlanan siyah hamur öncelikle tam kıvamında pişirilmiş. Al dente ne demek ise o. Karides, kara midye, vongole (kum midyesi) ve ahtapot ile dolu dolu bir tabak. İçeriğinde aynı zamanda kabuklulardan elde ettikleri ve tam oranda kullandıkları bir bisque sos bulunuyor. Yarım porsiyonu bile oldukça doyurucu olan bu tabak tam manasıyla denizin hakkını veriyor.
Tatlı olarak pavlova ve lavantalı panna cotta servis ediyorlar. Ancak yine ipin ucunu kaçırdığım için şefin affına sığınarak onları tatmayı bir sonraki sefere bırakıyorum.
Restoran ile ilgili tek ama önemli eleştirim şarap menüsünün çok dar ve gelişigüzel hazırlanmış olması. Servis personelinin şarap bilgisinin de biraz eğitimle perçinlenmesi gerektiğine inanıyorum. Ancak bunu söylediğimde en kısa zamanda kış menüsüyle birlikte yepyeni bir şarap menüsünü profesyonel destek alarak hazırlayacaklarını öğrenince içim rahatlıyor. Çünkü tam manasıyla mükemmel kurgulanmış yemeklerin yanında şarap kalitesi ve servisinin çok ama çok önemli olduğuna inanıyorum.
Bir eleştirim de inovatif bir lezzet olarak sunulan patlıcanlı kokteyl ile ilgili. Tadı konusunda herhangi bir sıkıntım olmamakla birlikte garnitür olarak 3 halka çiğ patlıcanın kullanılması gastronomik anlamda beni şoka uğrattı. Farklı bir alternatif üretmeleri gerekiyor.
Bu şirin, maksimum 50 kişilik, Bodrum’un dar ve eski sokaklarında hizmet veren restorana mutlaka uğrayın. Gittiğinizde şefe bir selam da benden vermeyi unutmayın.
Şimdiden afiyet olsun!
Avlu Bodrum
Sanat Okulu Sokak Çarşı Mahallesi No:14 Bodrum
0542 144 34 48