preloader

Modanın Yeni Trendi Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Sorunu

Modanın Yeni Trendi Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Sorunu

Yazı Boyutu:

Moda endüstrisinin tahrip edici gücüne karşı tekstil atıklarının geri dönüşümü ne anlam ifade ediyor, süreç nasıl işliyor, aslında ne yapılması gerekiyor; sizin için inceledik.

Gardırobunuzu açın ve dürüst olun. Kıyafetlerinizden bazılarını giymenizin üzerinden ne kadar süre geçti? Sizce de bir temizliğin zamanı gelmedi mi?

Dolapların arkasında ve çekmecelerin altında üzerinize artık olmayan, ‘modası geçmiş’ veya zaten hiç giyilmemiş kıyafetler çaresizce yatıyor. Araştırmalar, kadınların gardırobundaki kıyafetlerin %12’sinin ‘pasif’ olduğunu söylüyor. Eğer acımasız olursanız, büyük ihtimalle bir veya iki büyük boy torbayı artık ihtiyacınız olmayan kıyafetlerle doldurabilirsiniz. Peki ya sonra?

2017 senesinde, sadece Amerika’da tekstil ürünlerinin %80’i çöpe atıldı; bu yaklaşık 13 milyon ton atığın arazilere dökülmüş veya yakılmış olduğu anlamına geliyor. Ortalama bir Amerikalı senede 37 kilo kıyafeti çöpe atıyor. Ve küresel çapta bu rakam 92 milyon tona ulaşıyor. 2030 senesine geldiğimizde senede 134 milyon ton kıyafetin gözden çıkarılması bekleniyor.

Modanın Yeni Trendi Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Sorunu

Moda endüstrisinin çevre kirliliği sorunu olduğu bir gerçek. Zira mevcut sistemde, sadece kısa süre giyilmesi için, petrol gibi yenilenemeyen kaynaklar kullanılarak üretilmiş kıyafetler ağırlıkta. Eğer endüstri mevcut yolunda ilerlemeye devam ederse, yarattığı sera gazı emisyonu ile, 2050’de dünyanın 2 derece daha ısınmasına neden olacak.

Roket hızıyla yükselen emisyonun nedenlerinden biri, dramatik düşüklükteki geri dönüşüm oranları nedeniyle işlenmemiş ham maddeye bağımlı olunması. Dünya çapında bakıldığında, kıyafet üretiminde kullanılan malzemelerin %87’sinin son kullanımından sonra katı atık arazilerine döküldüğü veya yakıldığı, ve sadece %1’inden azının yeni kıyafet üretilmek üzere geri dönüştürüldüğü görülüyor.

Son yüzyılda geri dönüşüm yöntemlerinde bir yenilik olmadığı için kullanılan mekanik süreç iplik kalitesini düşürüyor, bu da ortaya çıkan kalitesiz malzemenin mutlaka işlenmemiş ham maddeyle karıştırılmasını zaruri kılıyor.

Modanın Yeni Trendi Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Sorunu

Sorunun kaynağı ise kıyafetlerin üretildiği malzemeler. Üzerimize geçirdiğimiz kıyafetler karmaşık elyaf, sabitlenmiş boya ve aksesuar kombinasyonlarından oluşuyor. Örneğin, %100 pamuk olan bir tişört içerdiği malzemesi için genellikle polyester kullanılan etiket ve iplik gibi diğer malzemeler nedeniyle geri dönüştürülemiyor. Benzer şekilde bir jean pantolon, her ne kadar pamuklu olsa da, dokumasına karıştırılan elastan, içerdiği boyarmadde ile düğme, fermuar gibi diğer bileşenleri nedeniyle efektif bir şekilde ayrıştırılamıyor.

Tüketicilerin elden çıkarttığı kıyafetler için yeniden kullanım da bir seçenek olmuyor. Avrupa’da toplanan tekstil atıklarından sadece ortalama %5 ila %10’u kıta içinde yeniden kullanılabiliyor. Bu da alternatif bir atık yönetimi sürecini gerektiriyor.

Modanın Yeni Trendi Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Sorunu

Kıyafetten kıyafete kimyasal geri dönüşüm, yeni bir teknoloji. Bu süreç, son beş yılın araştırmalarıyla elde edilen, eski kıyafetleri kimyasal solventlerle çözerek işlenmemiş kalitesinde elyaflara dönüştürüyor. Mekanik geri dönüşüm süreçlerinin başaramadığını, farklı elyafları aynı anda ayrıştırabilen kimyasal geri dönüşüm süreci başarabiliyor. Öyle ki, kullanılan solvent, işlemden sonra toplanıp yeniden kullanılabiliyor.

Bu yöntem kıyafetten kıyafet yapmayı mümkün kılıyor. Zira bugün tekstil endüstrisinde kullanılan geri dönüştürülmüş malzemelerin çoğu tekstilden değil plastik şişe veya balık ağı gibi farklı yerlerden geliyor. Bu malzemeleri geri dönüştürmek elbette çok kıymetli; ancak bu diğer endüstrilerin atık sorununu çözen bir yöntem, modanınkini değil.

Pamuk ve viskon gibi kumaşları polimer geri dönüşüm süreciyle ayrıştırarak bir posaya dönüştüren ve bu posaylae yeni elyaflar üretilmesini sağlayan yöntem İsveçli Re:newcell firması tarafından geliştirildi.

Re:newcell, Amerikalı Evrnu, İtalyan Aquafil ve İngiliz Worn Again Technologies gibi kıyafetten kıyafete kimyasal geri dönüşüm inovasyonlarını zorlayan iki elin parmaklarını geçmeyecek firmadan biri. Ve bu firmalar moda endüstrisindeki geri dönüşüm oranlarını gözle görünür oranda iyileştirecek teknolojik dönüşüm devriminin öncüleri.

Modanın Yeni Trendi Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Sorunu

City University of Hong Kong’da ise liderliğini Carol Lin’in yaptığı bir grup araştırmacı, pamuk ve polyester karışık kumaşları bir mantara yedirerek geri dönüştürmeyi başardı. Üzümlerdeki siyah lekeler olarak da görülen aspergillus niger mantarının ürettiği enzim ile pamuk önce glikoza ardından da bir şuruba dönüşüyor; geriye kalan saf polyester elyafları yeni kıyafet yapmak için yeniden kullanılabiliyor. Yöntemin yüksek kapasitede kullanılabilir hale gelmesi için yatırım gerekiyor.

Bu tip teknolojilerin ekonomi kadar çevreye de katkısı büyük bir lütuf. Zira tarım ilacı, petrol ve su kullanımının azalmasının iyileştirici etki yaratacağı kesin. Ayrıca tekstil ürünü atıklarının toplanması, ayrıştırılması ve işlenmesi aşamaları için yeni iş olanakları yaratacağı da aşikar.

Ancak bu firmaların öncülük ettiği teknoloji, halen araştırma-geliştirme ve pilot aşamalarında. Düzenli malzeme tedariği, malzemelerin doğru şekilde geri dönüşüm için hazırlanması ve kapasitelerin geliştirilmesi için kaynak ihtiyacı gibi bazı engelleri var.

Yine de sektör içinde kıyafetlerin geri dönüştürülmesinin endüstriyi tamamen döngüselleştireceği çok da ikna edici değil.

Kıyafetlerin geri dönüştürülmesi mevcut aşırı üretimi kabul edilebilir kılıyor, tıpkı plastik geri dönüşümünün tek-kullanımlık plastikleri kabul edilebilir kılması gibi. Ancak ikisi de, aslında kabul edilebilir değil.

Endüstrinin ihtiyacı olan, kıyafetlerin üretiminde topyekun bir etkili azaltmaya gitmek; gezegenin şu an aciliyetle gereksinim duyduğu ile orantılı bir stratejik küçülme planlamak. Çünkü bundan 15 sene öncesine göre %60 daha fazla kıyafet satın alınıyor. Sadece İngiltere’de bir dakika içinde 2 ton kıyafet satılıyor; bu kıta Avrupası içindeki en yüksek oran. Küresel çapta ise her sene 56 milyon ton kıyafet alınıyor ve bu rakamın 2030’da 93 milyon tona, 2050’de ise 160 milyon tona ulaşması bekleniyor.

Çevreye olan etkisini azaltmak için, moda endüstrisinin, büyümeyi tersine çevirecek stratejiyle birlikte işlenmemiş kaynak kullanımını azaltmayı hedefleyen kıyafet geri dönüşümüne de yatırım yapması gerekiyor. Zira, endüstrinin tüm çıktıları eninde sonunda geri dönüştürülse bile, bu çıktılar aynı oranda büyümeye devam ettiği sürece, gelecekten umut beklemek güç.

Modanın Yeni Trendi Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Sorunu

Kıyafetten kıyafete geri dönüşümün yaygın kullanımının oluşturacağı potansiyel bir diğer karmaşa, greenwashing. Eğer çeşitli süreçler sisteme dahil edilirse ve fakat firmalar bir standardizasyona gitmezse veya birbirleriyle bağlantı içinde olmazsa, piyasada ciddi bir kafa karışıklığı doğar ve yeni kıyafetlerin üretiminde kullanılacak geri dönüştürülmüş malzemeler konusu greenwashing’e alet edilebilir. Çünkü firmalar sürdürülebilirliğe, sadece sürdürülebilirlik verimliliklerini beslediğinde yatırım yapıyor. Tekstil ürünlerinin yaşam döngülerinin sonuna odaklanmakla o döngünün başına odaklanmanın birlikte yürütülmesi gerekiyor.

Araştırmalar kıyafetlerin yaşam ömrünün 2002’den 2017’ye %36 azaldığını gösteriyor. Markaların çizgisel üretim modellerinden çıkıp daha döngüsel modellere yönelmeleri, kıyafetlerin tasarım-üretim-dağıtım-kullanım-iyileştirme gibi aşamalarında ayak izlerini minimuma indirmeleri gerekiyor. Son 30 yılda kağıt geri dönüşüm endüstrisinin global çapta %58 oranında büyüdüğünü göz önünde bulundurursak modada da benzer seviyelere gelmemek için hiçbir neden yok.

Geri dönüşüm elbette yapıcı bir çözüm, yine de üretmeyi ve tüketmeyi azaltmadığımız sürece bir anlam ifade etmeyecek. Bunun içinse yavaşlamamız ve kıyafetlerimizle yeniden ilişki kurmak için onlara vakit ayırmamız ve kıymet vermemiz gerekiyor. Giydiğiniz kıyafetlerin hayata gelmesi sürecinde ihityaç duyulan fiziksel ve yaratıcı kaynakları unutmamalıyız.

Zeynep Özar Berksü
Zeynep Özar Berksü Tüm Yazıları