Yükselen Yeni Trend: Rejenerasyon veya Yenileme
Yazı Boyutu:
Sürdürülebilirlik tek başına dünyamızı ve kıt kaynaklarımızı yönetmek için yeterli değil. Onu destekleyecek yenileyici uygulamalara ihtiyacımız var. İşte bu yenileyici, onarıcı, yeniden düzenleyici pratiklerin hepsine birden rejenerasyon deniyor. Ve tüm dünyada gittikçe yaygınlaşıyor. Peki rejenerasyon ne demek? Uygulama alanlarını ve ne işe yaradığını öğrenin…
Rejenerasyon yani yenileme, sürdürülebilirliğin ve çevreye verdiğimiz zararı azaltmanın ötesinde ekosistemlerin, ekonomilerin ve insanların gelişebileceği ortamları yaratmak için aktif olarak iyileştirmeye, beslemeye ve koşullar yaratmaya kadar uzanan eylemlerin bir bütününe deniyor. Aslında bu sürdürülebilirliğin daha holistik olmasına dair bir anlatımın genele uyarlanmış kapsayıcı bir versiyonu. Detaylarla uğraşırken nihayetinde bütünü de görmemizi öneren bir düşünceler ve uygulamalar bütünü. Ve bize yenileyici uygulamalarla bütünü iyileştirmezsek detaylarda yaptığımız çabaların anlamsız olduğunu gösteriyor. Peki yenileyici uygulamalar nelerdir?
Bir tür olarak etki alanımızın bütün gezegen olduğunu fark ettiğimiz bir çağa uyanmış bulunuyoruz. Geçmişte gezegenimize, kendimize, ve hayatlarımıza aşırı zarar verecek her şeyi yaptık. Şimdi yapacaklarımız hem gezegenimizi hem de bizi iyileştirmeye yönelik olmalı. Burada hepimiz hemfikiriz, değil mi? Bunu gerçekleştirmenin üç önemli ayağı bulunuyor: İnsanlık, gezegen ve refah. Bu üçlüyü aynı anda iyileştirecek uygulamalara yenileyici diyebiliriz. Ve biri eksik ise diğerinin iyiliğinden söz etmemiz çok zor. Biraz daha açalım isterseniz. Ve her birinde hangi eylemlerimizle hepimizin iyiliğine işler yapabileceğimizi görelim.
İnsanlık için Neler Yapabiliriz?
İklim değişikliği ve çevresel etkiler sürdürülebilirlik tartışmasının temel unsurları diye düşünürüz hep. İnsanlar daha çok çevreyi katledenler olarak görülse de çevreyi ve iklimi düzeltmek için insanların yaşam şartlarını da düzenlemek gerekiyor. Rejenerasyon konusunda insanlık için yapılacaklar sütunu, işin tüm paydaşlar üzerindeki etkisini dikkate alıyor. Çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler, topluluklar ve daha fazlası bunun paydaşları. İnsanlar, bu yenilenme eylemlerinin merkezinde olmazsa eksik bir şey yapılıyor demektir. Yani eşitsizlikleri, yoksulluğu ve ırksal adaletsizliği hafifletmeye çalışmadan, iklim değişikliğiyle mücadele etmeye başlayamayız.
Gezegenimiz için Neler Yapabiliriz?
Yenilenmenin gezegenimizle ilgili olan kısmı yaptığımız eylemlerin ve işlerin doğal sermayemiz üzerindeki etkisini anlamakla ilgili. Yenilenme bağlamında, çevresel zararları kabul etmek ve bunlarla mücadele etmek öncelikli geliyor. Ama bu da yeterli değil, aynı zamanda daha ileri gitmek, ekosistemleri onararak iyileştirmek ve zenginleştirmek, doğal kaynakları yenilemek ve doğal sistemlerin gelecek nesiller için gelişmesini sağlamak da işin önemli bir parçası. Doğanın bir parçası olduğumuzu bilerek, kendimizi onun yerine koyarak, onunla bir olarak onu iyileştirecek uygulamaları planlamak ve gerçekleştirmek demek.
Refahımız için Neler Yapabiliriz?
Yenileyici uygulamalar ve politikalar geliştiren firmalar, markalar ve işletmeler, ayrıcalıklı bir azınlığa kâr sağlamaktan daha fazlasını yapmak zorundalar. Yenilik, istihdam ve vergilendirme yoluyla daha geniş kitlelere refahı ulaştırmak yenileyici iş yapış sistemleri kurmamızın en önemli amacı olmalı. Büyük veya küçük olsun tüm şirketlerin hatta tüm ülkelerin de kapsayıcı ve dağıtıcı olmalarını beklemek bir zorunluluk artık. Varlıklarının kendi işlerinin sınırları ötesinde faydalar sağlamasını, topluluklara ve daha geniş anlamda topluma refah getirmesini ve gelecek nesiller için güvence altına alınmasını sağlamadıktan sonra küçük faaliyetlerin bir anlamlı bütün oluşturması çok zor. Kurumsal ve yönetimsel tüm çabaların bu amaçlar doğrultusunda yapılması şart.