2023 Teknoloji Trendleri
Yazı Boyutu:
Yılın son aylarına geldiğimizde, dünyanın tüm önemli yayınlarında olduğu gibi, OGGUSTO’da da sonraki yıl için trendleri belirleme ritüeli yaşıyoruz. 2020 öncesinde 3D yazıcılar, dev ekranlar, mobil cihazlar, 4G gibi teknolojileri konuşurken, son yıllardaki trend konularımız bilimkurguya biraz daha yaklaştı. 2023 için de sizlere distopik çağrışımlar uyandıracak trend haberlerimiz var.
Her yılın son döneminde, sonraki yılda öne çıkacak trendlerle ilgili araştırma yaparken, geçmiş yıllarla ilgili tahmin ve beklentilere de göz atıyoruz. 2019 yılının sonunda hazırladığımız, “2020 teknoloji trendleri”nde elbette küresel bir pandeminin tüm dünyayı etkisi altına alacağını, uzaktan çalışmayı kolaylaştıran cihaz ve hizmetlere yönelimin patlayacağını, e-ticaretin ivmesini %60’larda artıracağını öngöremedik tüm diğer teknoloji yazarları gibi.
Veya Rusya’nın 2022 başlarında Ukrayna’ya bir operasyon başlatacağını, belirli ülke ve sermayeye karşı “cancel culture”ın çoğu dünya ülkesi tarafından kabul edileceğini, tüm dünyada enerji ve gıda krizinin en önemli gündem haline dönüşeceğini, artan enflasyon ve tedarik zinciri sorunlarının durgunluk endişelerini körükleyeceğini öngörmek de imkansızdı.
2023 için beklenti ve tahminlerimiz, mevcut gidişat ve hedeflerle birlikte şekilleniyor. Yine pozitif ve iyiye doğru tahminlerden söz edeceğiz. Ki umalım, son birkaç yılın ilk aylarında karşımıza çıkan sürprizlerin benzerlerini yaşamayalım. 2023’te teknoloji ve düm diğer alanlarda yıkımın veya yavaşlamanın değil, sadece gelişmenin ve büyümenin yılı olsun.
Araştırma Şirketlerinin Gözü ‘Veri’de
Dünyanın önde gelen araştırma şirketlerinin raporlarını uzun uzun incelediğimizde, pek çok noktada birleştiklerini görüyoruz. Gartner ve IDC’nin 2023 için en önemli stratejik teknoloji trendleri raporlarında; üretimde yapay zekâ kullanımında artış, veriye dayalı karar verme süreçlerinde iyileşme, daha fazla güvenlik için BT sistemlerinde optimizasyon ve daha bağlantılı dünya gibi unsurlar dikkat çekiyor.
Pandeminin tetiklediği ve ivme kattığı sektörlerde de yükseliş devam edecek gibi görünüyor. Uzaktan ve hibrit çalışma modellerindeki kabulleniş, Metaverse gibi -kimilerine göre hayalci- teknolojiler için bizce önemli bir anlam taşıyabilir. Özellikle ekiplerin birbiriyle ve müşterileriyle çalışma modellerini de uyumlu hale getirmesi, son iki yılın en önemli kazanımı sayılabilir.
Tüm bu eğilimlerin üzerinde sürdürülebilirlik etkisini görüyoruz. Son yıllarda özellikle şirketlerin ana gündem konularından birini oluşturan sürdürülebilirlik, dünyamızın artık alarm sinyallerini en üst seviyede vermesiyle de ilgili. Artık her gelişme ve yatırımın çevre üzerindeki etkisine de bakmamız gerekiyor. Sürdürülebilirlikte çevre etkisini de yabana atmamak gerekiyor. Özellikle enerji, üretim ve ulaşım gibi konularda teknolojik gelişmeler ciddi farklar yaratacak gibi görünüyor.
Sonraki Yıllar İçin 2023, Kaldıraç Görevi Üstlenecek
Muhtemelen hemen önümüzdeki yıl olgunlaştığını göremesek de, bazı konularda 2025’ten itibaren somut olarak etki gösterecek bazı trendler için 2023, kaldıraç vazifesi görecek. Özellikle altyapı, güvenlik, otomasyon, veri ve ağ konularında, çok daha düşük maliyetle yüksek verimlilik sunan bulut tabanlı hizmetler 2025’e yaygınlaşacak. 2024’te işletmeler bulut, veri ve otomasyon yatırımları konusunda daha keskin bir ayrımla baş başa kalacak. Tam da önümüzdeki iki yıllık hazırlık evresinde, 2025 yılına kadar yatırımların ana odağında sürdürülebilirlik bulunacak ve pek çok yatırımcı için girişimlerin ön koşullarından biri haline gelecek. Dayanıklılık ve varlık ikametine ilişkin egemen iddialar, CIO’ları BT ve veri varlıklarının %35’inden fazlası için personel, bütçe ve işletim süreçlerini değiştirmeye zorlayacaktır.
Uzaktan ve hibrit çalışma için gerekli hizmet ve ürünler cephesinde de 2023 ve sonrasında önemli bir artış söz konusu olabilir. Şirketlerin önce kendi içlerinde yarattıkları dönüşümü ticarileştirmelerine de önümüzdeli yıl çokça tanık olacağız.
Metaverse
Metaverse’ü tekil bir teknolojinin aksine, insanların fiziksel gerçekliği geliştirebilecekleri ortak bir sanal ortamda, teknolojideki çok sayıda trendi birleştiren bir yenilik olarak tanımlayabiliriz. Bu yenilik, fiziksel dünyayı dönüştüyor veya kuruluşların çalışan bağlılığını ve iş birliğini geliştirebileceği sanal bir dünyaya genişletiyor. Henüz gelişme aşamasında olan bu teknoloji, şirketler için geçtiğimiz iki yıl boyunca çocuk parkı işlevi gördü.
Henüz uzun vadeli yatırımların uygulanabilirliği belirsiz görünse de, belirli sektörler için ciddi yatırımlarla 2027 yılına kadar dünya çapında yaygınlaşması bekleniyor. Dünya devi şirketlerin yarısına yakınının, önümüzdeki 4-5 yıl içinde meta veri tabanına dayalı projeler aracılığıyla Web3, uzamsal bilgi işlem ve dijital ikizleri kullanacağı tahmin ediliyor.
Mobil dönemin sonrası için de Metaverse’ün kapsayıcı olacağını söyleyebiliriz. Dünyanın neresinde olursak olalım, hangi cihazı istersek onu kullanacağız. Ancak burada cihaz her zaman bir akıllı telefon olmayacak. İçeriğe eriştiğimiz, deneyimlediğimiz ve içerikle etkileşimde bulunduğumuz yeni yollar arasında kulaklıklar, akıllı gözlükler ve hatta tam vücut dokunsal geribildirim takımları da yer alıyor. Önümüzdeki yıl, Metaverse için bir takım hazırlık donanımlarında ve çözümlerinde önemli gelişmelere şahit olabiliriz.
Süper Uygulamalar (Super App)
Akıllı telefonların ve dijital doğanların çağında, pek çok hizmeti kullanıcı dostu bir arayüzle sunan mobil uygulamalara olan talep arttı. Özellikle Asya ülkelerinde yaygın olarak kullanılan Super App’ler; ulaşım, alışveriş, ödeme, iletişim gibi hizmetleri tek bir uygulama içinden sunarak çok sayıda müşteriye erişiyorlar. Gartner’a göre, 2027 yılına kadar küresel nüfusun %50’sinden fazlası, birden fazla süper App’i aktif olarak kullanacak. Ülkemizde Super App tanımını tamamen karşılayan bir uygulama olmasa da Trendyol ve Getir’in son birkaç yılda önemli adımlar attığını da ekleyelim.
Sürdürülebilir Teknoloji
Yazının başında da bahsettiğimiz gibi, sürdürülebilirlik ve teknoloji daima kol kola olacak. Birçok şirket yöneticisi için öncelik listelerinin üst sıralarına yükselen ve BT hizmetlerinin enerji ve malzeme verimliliğini artıran; hem işletmenin hem de müşterilerinin sürdürülebilirliğini sağlayan çözümler 2023’te öne çıkacak. Yapay zeka, otomasyon, gelişmiş analitik ve paylaşılan bulut hizmetleri gibi teknolojilerin kullanılması da çevresel etkiyi azaltırken, tüketicilere ve tedarikçilere sürdürülebilirlik hedefleri konusunda araçlar sağlayabilir. 2025 yılına kadar Gartner, CIO’ların %50’sinin BT organizasyonunun sürdürülebilirliğine bağlı performans ölçütlerine sahip olacağını tahmin ediyor.
Yapay Zekâ ve Makine Öğrenimi
Yapay zekâ algoritmaları giderek daha sofistike ve karmaşık hale geldikçe, yakın gelecek için şirketler ve bireylerin yönetim, güvenlik, adalet ve mahremiyetle ilgili endişeleri artıyor. 2023’te yapay zekâ hizmetlerinin daha fazla güven için şeffaflaşmasına tanık olabiliriz.
Bununla birlikte uyarlanabilir yapay zekâ, geçmiş insan ve makine deneyimlerinden alınan gerçek zamanlı geri bildirimleri kullanarak, üretimde kendi kendine adapte olabilen modellere imkan sağlayacak. Karar verme giderek daha bağlantılı, bağlamsal ve sürekli hale gelecek. 2026 yılına kadar Gartner, uyarlanabilir yapay zeka sistemleri oluşturmak ve yönetmek için yapay zekâ mühendisliği uygulamalarını benimseyen işletmelerin, operasyonel yapay zeka modellerinde emsallerinden en az %25 daha iyi performans göstereceğini tahmin ediyor.
Yapay zekâ destekli görüntü ve konuşma tanıma, navigasyon uygulamaları, akıllı telefon kişisel asistanları, araç paylaşım uygulamaları ve bunlar gibi daha pek çok ürün ve hizmet için 2023 yıl çok değerli bir yıl olacak.
Yapay zekâ pazarının 2023’te 57 milyar doları aşması tahmin ediliyor. Bilişsel ve yapay zekâ sistemlerine yapılan küresel harcamalarla, sektörün 2025 yılına kadar 190 milyar dolarlık bir hacme ulaşması da bekleniyor.
Yapay zekânın alt kümesi olan makine öğrenimi, her türlü endüstride kullanılıyor ve yetenekli profesyoneller yarattığı talep de giderek büyüyor. Robot izleme uzmanları, veri bilimcileri, otomasyon uzmanları ve içerik küratörleri dahil olmak üzere, 2025 yılına kadar ABD’deki yeni işlerin yüzde 9’unu yapay zeka, makine öğrenimi ve otomasyonun yaratacağını tahmin ediliyor. Sizin veya çocuğunuzun kariyer hedefinde yapay zekâ ve makine öğrenimi şimdiden yer alsa iyi olur.
Hiper Bağlantılı Akıllı Dünya
İşte size tüm diğer trendleri birine bağlayan, aynı potada eriten devasa bir trend konusu… Meta veri deposu ve dijital ikizler oluşturmak, akıllı makineleri eğitmek ve dijital güvenliği sağlamak gibi her tür iş için bağlı milyonlarca sensörü, cihazı ve altyapıyı yöneten bir ağı hayal edin. Nesnelerin İnterneti (IoT) olarak bilinen şeyin 2023’e daha güçlü bir şekilde uyarlanmış hali olarak da ele alabiliriz. Açıkçası bu sene de trendler listesine doğrudan Nesnelerin İnterneti olarak yazmaya pek içim elvermezdi.
Bu trendde ana odağa daha kullanışlı ve karmaşık makineler arasında etkileşimleri sağlamak oluşturuyor. Bugün evlerimizi ve çalışma alanlarımızı akıllı cihaz ve uygulamalarla doldurmaya alışkınız. Ancak, farklı platformlar ve işletim sistemleri nedeniyle makineler iletişim kurmakta zorlandıklarında bir takım sorunlarla karşılaşıyoruz. 2023’te, cihazların birbirleriyle konuşmak için kullanabilecekleri küresel standartların ve protokollerin geliştirilmesi konusunda daha fazla çalışma göreceğiz. Kullanıcılar fark etmeden sorunu ve uyumsuzluğu tespit ederek çözen bir akıllı dünya oluşturma fikri, büyük bir karmaşayı da doğmadan engelleyecektir.
Bu trendin bir diğer odak alanı ise IoT güvenliği olacak. Bağlı cihazlar hayatımızı birçok yönden iyileştirebilirken, aynı zamanda güvenlik riskleri de yaratıyor. Ağdaki herhangi bir cihaz, dışarıdan yapılacak ihlaller için de potansiyel bir erişim noktası anlamına geliyor. Bu saldırıları engellemek için güvenlik yeteneklerini geliştirmek, IoT’ye yatırım yapan şirketler için bir öncelik olacak ve yapay zeka destekli tahmin yapabilen araçlar ortaya çıkacak. 2023’te dijital güvenlik, pek çok alanda rol üstlenecek.
5G ve gelecekte 6G hizmetleri yalnızca cihazların her zamankinden daha hızlı iletişim kuracağı anlamına gelmeyecek. Aynı zamanda, daha fazla cihazın bağlanabileceği ve aralarındaki yüksek miktarda iletişimin birbirine karışmadan sorunsuz ve gecikmesiz biçimde süreceği bir altyapı sunacak. Robotik cerrahi gibi kritik prosedürlerde kullanım için, bahsettiğim kesinlikte cihazlar, altyapılar ve sistemler şart.
Sağlık hizmetinden bahsetmişken, 2023, sağlığımızı ve refahımızı yönetmemize yardımcı olmayı amaçlayan ürün ve hizmetler için de patlama yılı olacak. Covid-19 dünya çapında hâlâ bir endişe kaynağı. Çok insan formunu ve sağlığını korumak ve izlemek için teknolojiyi aktif biçimde kullanmaya çalışıyor.
Apple Watch’un yeni nesilleri, kandaki oksijen seviyelerini ve sıcaklığını ölçebilen ve ayrıca elektrokardiyogram (EKG) yapmak gibi işlemleri gerçekleştirebilen gelişmiş sensörlere sahip. Önceden, bu taramaları gerçekleştirebilecek donanım 10 binlerce dolara mal oluyordu. Google’ın, akıllı saatler ve daha da gelişmiş özelliklere sahip fitness takip cihazlarına sahip Fitbit’i satın almasının meyvelerini 2023’te görebiliriz.