Düğün Günü Pişman Olmayın: Gelinler İçin Öneriler
Yazı Boyutu:
Düğün sürecinde olan çiftlerin imajını oluşturan stil danışmanlığı markası GBG – Gallery of Bride & Groom‘un kurucusu Mehtap Mel Stefou, bu özel günde pişmanlık yaşanmaması için gelinlere özel öneriler veriyor!
Gelinlikten Tasarruf Etmeyin!
Çok açık ki gelinlik bir kumaş parçasının değil bir “sihrin” adıdır. Kendine güveni en az olan kadını bile dünyanın en ihtişamlı kadınına çeviren, gözleri kamaştıran, ağızları açık bırakandır gelinlik. Gelinlik; bir fotoğraf karesinin değil düğünün her anının en büyük detayıdır. Semboller dünyasının zirvesinden tüm topluma gönderilen bir mesajdır. Küçük yaştan itibaren her genç kızın en özel hayallerinin merkezidir. Kumaş değeriyle değil sembolik değeriyle ölçülendir… Hayat boyu “bir kez” giyileceği düşünülür ve binlerce kez hayal edilir.
Gelinliğe gösterilen özen, düğün günü ağırlanan her bir misafire gösterilen özendir. En büyük ihtişamı, en kibirli kusursuzluğu hak eder. Gelinlik, düğün gününde yaşanacak modu en baştan belirler. Bedeninde özel bir gelinlik taşıyan gelin kendisini dünyanın merkezinde hisseder. Gelinliğine aşık bir gelin, mücevhere dönüşür ve ışıl ışıl parlar.
Bir de bunun tam tersi durumlar vardır. “Tasarruf” adı altında feda edilen gelinliğin, tercih edilen kalitesiz kumaşların, özensiz terziliğin bedelini gelin öder. O görkemli beden, sıradan gelinliğin içinde küçülür. En özel gün, hüzne dönüşür. Keşkeler tüm salonu kaplar bir anda. “Nasıl seçtim bu gelinliği?” sorusundan geriye sadece kapağı açılmayan bir albüm kalır; bir de büyük pişmanlıklar.
Bu yüzden, gelin olacak tüm adaylara tavsiyem tektir: Tekrarı olmayacak düğün gününüz için gelinlikten tasarruf olmaz, olur zanneden de iflah olmaz! Menüdeki çeşit sayısını kimse hatırlamaz ya da sandalye dekorunun ipek örtüsü akılda kalmaz ama potansiyelinin altında bir gelinlik zihinlerde çakılı kalır. Her konuda tasarruf edilir ancak gelinlikten tasarruf etme düşüncesi gerçek bir sorun yaratmak demektir. Tek dileğim “keşke” demeyecek mutlu gelinleri saran harikulade gelinliklerin sahiplerini bulmasıdır!
Düğün Günü Kriz Yönetimini Uzmana Bırakın
Erken yaşlardan itibaren hayali kurulan en özel gün… Hazırlıklar için harcanan aylar, yaşanılan telaşlar, aramalar boyunca yorgun düşen ayaklar, kaçan uykular, tüm bedeni kaplayan heyecanlar, yeniden ve yeniden yapılan hesaplar… Hepsi; gelinlerin üstüne titredikleri, en çok özendikleri, en iyisi olsun diye emek verdikleri “Düğün Günü” için. Her gelinin düğün günüyle ilgili bilinçaltında yatan tek bir amaç vardır: Sevdikleriyle beraber bir ömür konuşulacak, mükemmel düğün gününü sorunsuz ve en güzel şekilde yaşamak.
Ancak gelinlerin düğün günü stresi, kaygı ve heyecanla birleşince işler büyük ölçüde karışır. Her şeyin “eksiksiz” olduğunu düşünen gelinler salona giriş öncesi duvakları takmayı, el buketini taşımayı ya da gelinliğin demonte eteğini giymeyi ve benzeri gibi detayları unutabilirler. Düğün gününün kendine has bir körleştirici etkisi vardır. On kişi aynı şeye baksa da hiçbiri eksiği fark etmeyebilir. Zira hepsi düğün gününün büyüsü altındadır.
Bu yüzden, düğün günü aslında gelinlerin en çok desteğe ihtiyaç duyduğu gündür. Sadece gelinin değil düğünün de ihtiyacı olan, “sakin kalacak”, kriz yönetimini eline alacak ve her anlamda destek verecek o “bir” kişidir.
Düğün gününün en büyük ve ışığı kesilmemesi gereken yıldızı olan gelinler, milyonlarca hayranı için kırmızı halıda kendini sergileyecek bir dünya starıyla eş değerde hizmet edilmeyi ve hazırlanmayı hakeder.
Düğün de davetlilerin geldiği anda değil çok daha önce gelinlik odasında başlar. Gelinlerin modunu güne başladıkları hazırlık odası belirler. Gelin odası, gelinin konforuna ve kendini özel hissetmesine imkan verecek şekilde tasarlanmalıdır. Fakat çoğu zaman hazırlık odasının kalabalıklığı, her kafadan çıkan sesler, program akışına uyma telaşı ve fotoğraf çekiminin stresi de eklenince, gelinlerin baskı hissetmeleri ve odaklarının dağılması kaçınılmaz olur. Baskı, mutsuzluğa, mutsuzluk fotoğraf çekiminde bükülen dudaklara ve beraberinde bir çok tatsızlığa kapı aralar.
İşte tam da bu yüzden gelinlerin yanında, onların tüm kontrol listesini oluşturacak, gelinliğin ütüsünden giydirilmesine, en iyi pozlar için fotoğraf çekiminin yönlendirilmesine kadar kritik dokunuşlar yapacak, son dakika sürprizler karşısında gelinin adına tüm yükü üstlenecek ve düğün günlerini anlatırken “hayatımın en mutlu günüydü” duygusunu her defasında hissettirecek, bir uzman yani bir stil danışmanı yer almalıdır.
Düğün günü şansa değil işi bilene bırakılmalıdır. Kriz çıkmadan krizi yönetecek kişi bu yüzden vazgeçilmez ve hayat kurtarıcıdır. Tüm gelinler bilmelidir ki mutluluktan gözleri parıldayan gelin ile kaygıyla düğünün ritmine ayak uydurmaya çalışan gelin arasındaki fark “planlamadır.” Güvenilir bir stil danışmanı olan gelin krizlere karşı bağışıkken her şeyi şansa bırakan gelin için her bir detay başa çıkılması en zor sorun haline gelecektir. Zaten bir ömür boyu tekrar tekrar hatırlanacak düğün gününün hafızalarda nasıl yer edineceğini belirleyen fark da budur.