Duygu Durum Bozukluğu Olan Bipolar Bozukluk Hakkında Her Şey
Yazı Boyutu:
Amerikan Hastanesi Psikiyatri bölümü doktorlarından Prof. Dr. Sibel Mercan bipolar bozukluk hakkında merak edilenleri anlattı.
Bipolar Bozukluk Nedir?
Bipolar bozukluk, manik depresif psikoz, bipolar duygu durum bozukluğu olarak da adlandırılan hastalık duygu durumdaki dalgalanmalarla gider. Tipik olan formunda hastalarda depresyon atakları dışında mani ya da hipomani atakları görülür. Ancak hastalığın tüm hastalarda aynı seyretmediğini, bazı hastalarda manik atak yerine panik atak, obsesyon atakları ya da yeme bozukluğu atakları görülmesi nadir değildir.
Bipolar Bozukluk Kimlerde Görülür?
Bipolar bozukluğun toplumda görülme oranı yüzde 1-2’dir. Ailede bipolar hastalık olduğunda diğer bireylerde görülme olasılığı artır. Anne ya da baba hasta olduğunda çocuklarda görülme oranı yüzde15-30 dur. İlk ataklar genelde 15-35 yaşları arasında başlar. Ancak ileri yaşta ya da erken çocuklukta başlayan formları da vardır.
Hastalığın ortaya çıkışı biyopsikososyal modelle açıklanır. Genetik yatkınlık fazladır, ancak genetik yatkınlık olmasa da hastalığın ortaya çıkma olasılığı vardır. İlk atağın ortaya çıkışı stres yaratan durumlarla ya da kontrolsüz antidepresan kullanımı ya da madde kullanımı ile olabilir. Üniversite sınavına girmek, evlenmek, doğum yapmak, yakınını kaybetmek gibi stres yaratan, uykuyu bozan durumlarda genelde uykusuzlukla ilk atak tetiklenir. Sonraki atakların ortaya çıkışı için stres yaratan durum şart değildir.
Bipolar Bozukluk Nasıl Anlaşılır?
Hastalık ataklarla seyreder ve ataklar arası dönemde hasta tamamıyla normale döner. Atakların sıklığı, şiddeti ve belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Hastalık depresyon atağı ile başlayabileceği gibi mani ya da miks atakla da başlayabilir. Tanı koyabilmek için belirtilerden birkaçının bir arada olması gerekir. Tek belirti ile ya da tek atakla tanı koymak mümkün değildir. Tek bir atakla tanı koymak mümkün değildir. Hastanın ilk atağı mani ise ve sonrasında tamamıyla normale dönüyorsa bipolar tanısı daha rahat konabilir. Ancak bazen tekrarlayan depresyonlardan yıllar sonra ortaya çıkabilecek bir hipomani ya da mani atağı bipolar tanısını koydurabilir. Tekrarlayan depresyon ataklarını da duygu durum bozukluğu içine koymak ve bipolar açısından gözlemek önemlidir. Bazen uzun süren depresyonlarda kullanılan antidepresanlar hastanın manik atak geçirmesine yol açabilir. Bu durumda da hastayı bipolar olarak sınıflamak gerekir.
Bipolar Atakları Nasıl Olur?
Hastalığın ortaya çıkışı biyopsikososyal modelle açıklanır. Genetik yatkınlık fazladır, ancak genetik yatkınlık olmasa da hastalığın ortaya çıkma olasılığı vardır. İlk atağın ortaya çıkışı stres yaratan durumlarla ya da kontrolsüz antidepresan kullanımı ya da madde kullanımı ile olabilir. Üniversite sınavına girmek, evlenmek, doğum yapmak, yakınını kaybetmek gibi stres yaratan, uykuyu bozan durumlarda genelde uykusuzlukla ilk atak tetiklenir. Sonraki atakların ortaya çıkışı için stres yaratan durum şart değildir.
Hastalığın depresyon döneminde hastalarda uykusuzluk, iştahsızlık, halsizlik, ağlama, mutsuzluk, isteksizlik, ölüm düşünceleri, suçluluk hisleri, dikkat ve konsantrasyon güçlüğü belirtileri görülebilir. Hastalığın ağır formlarında intihar riski olabilir. Bazı hastalarda da iştahta artma ve fazla uyuma görülebilir. Bu ataklar tedavi edilmese de 6-7 ay içinde ortadan kalkabilir.
Hastalığın hipomani ya da mani dönemlerinde duygularda artma, özgüven artışı, sinirlilik, öfke patlamaları olabilir. Genelde az uyuma ve aşırı enerjik olma, düşüncelerde hızlanma, konuşmada hızlanma, kontrolsüz davranışlar (fazla para harcama, aşırı alkol tüketimi, cinsel istekte artış vb.), toplumsal kuralları çiğneme, iş hayatında aşırı risk alma olabilir. Bazen gerçekle bağlantı kopar, kişinin olmayan sesler duyması, “takip ediliyorum, bana komplo kuruyorlar, bana zarar verecekler” gibi sanrı ve varsayımların ortaya çıkması olasıdır.
Bipolar Bozukluk Tedavisi Nasıl Olur?
Hastalığın tedavisi iki boyutludur. Atak dönemlerinde depresyon, mani ya da miks atakların tedavisi uygulanır. Atakların tekrarlamaması için ise koruyucu tedavi de çoğu zaman gerekir. Eğer ataklar çok nadir gelmiyorsa koruyucu tedavi ile hastalığın tekrar ortaya çıkışı önlenmeye çalışılır. Bu amaçla kullanılan lityum ya da antiepileptik aliaçların düzenli alması ve belli kan seviyesinde kullanılması oldukça önemlidir. Lityum bu alanda altın ilaçlarımızdan biridir. Hastalığın ortaya çıkışı beyindeki biyokimyasal olaylarla açıklanır. Biyolojik durum düzeltilmediğinde sadece terapi yaparak hastalığın düzeltilmesi ya da atakların önlenmesi mümkün değildir. Mani ya da depresyon atakları dönemlerinde intihar riski de olduğundan hastaların bu yönden değerlendirilmesi ve gerektiğinde hastaneye yatırılarak tedavi planının yapılması gerekir. Uygun tedaviye başlanan ve düzenli ilaç kullanan hastaların sosyal çevresini, iş ve aile hayatını normal bir şekilde sürdürmeleri mümkündür. İlaç tedavisi altındaki hastaların toplumsal uyumlarının artırılması ve hastalıkla başa çıkma mekanizmalarının geliştirilmesi için destekleyici terapiden yararlanılabilir. Düzenli tedavi olmayan hastalarda alkol ve madde kullanımına eğilim olduğu ve kişilerin kendini tedavi etmek amacıyla buna yöneldiği söylenebilir, bu açıdan dikkatli olmak gerekir. Hastalığın önlenmesi kişinin iş ve sosyal yaşamını düzenlemesi açısından elzemdir. İki farklı kişilikmiş gibi bazen depresif bazen de manik belirtiler gösteren hastaların toplumsal uyumları güçleşmekte ve özel hayatlarını sürdürmeleri neredeyse imkansız olmaktadır. Özellikte okumakta olan ya da yeni işe başlamış olan gençlerin geçirdiği her bir atak hayatlarından bir yılın gitmesine neden olmaktadır. Düzenli tedavi görmek, düzenli bir hayat yaşamak, beslenme ve uykuya dikkat etmek, hayat ve kariyer planında hastalığı göz önünde bulundurmak hastalığın önlenmesi ve yaşam kalitesinin artması açısından önemlidir.