Sedef Hastalığı Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Yazı Boyutu:
Toplumda sık görülen ve uzun süreli bir cilt hastalığı olan sedef hastalığı nedenlerinden tedavi sürecine kadar merak edilenleri Amerikan Hastanesi Dermatoloji bölümünde görev alan Prof. Dr. Sibel Alper anlattı.

Sedef hastalığı toplumda sık görülen, alevlenmelerle birlikte uzun süre devam eden bir hastalık. Genellikle keskin sınırlı, üzerinde hastalığa ismini veren sedef (gümüş) renginde kepeklenmeler (pullanmalar) bulunan kızarıklıklarla ayırt edilir.
Sedef hastalığı yaygın mı? Hangi yaşlarda görülür?
Sedef hastalığı tüm dünyada yaygın; genetik ve çevresel faktörler sıklığını etkiler. Hastalığa yatkınlık ebeveynlerden çocuğa aktarılabilir, ancak çocukta hastalık görülmeyebilir. Her 100 kişiden 1-2 kişide ortaya çıkar. Erkek ve kadınlarda eşit sıklıktadır. Genellikle 15-30 yaşlarında başlar.
Hastalığın nedenleri ve ataklara yol açan faktörler nelerdir?
Hastalığın nedeni kesin bilinmiyor. Bağışıklık sistemi, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Çevresel faktörler, boğaz enfeksiyonları, kortizon, lityum, bazı tansiyon ilaçları, aspirin vb, aşırı alkol alımı, sigara, kaşıma, keselenme, güneş yanığı vb. ve ruhsal stres hastalığı başlatabilir veya alevlendirebilir.

Hastalık bulaşıcı mı?
Temasla bulaşmaz.
Belirtileri neler?
Klinik özelliklerine göre değişir. En sık görülen sedef hastalığı “plak tipi“. Tipik belirtileri oval veya yuvarlak, gümüş renginde pullanmalarla kaplı, deriden kabarık kızarıklıklar. Diz, dirsek, saçlı deri ve kuyruk sokumuna sık yerleşir. Bazen koltuk altı, kasık, meme altı, kalçaların arası, diz arkası, dirsek iç yüzü ve boyun gibi kıvrım yerlerine de yerleşebilir. Avuçlar ve ayak tabanında görülebilir.
Bir başka çeşidi, gövde üst yarısında, kol ve bacaklarda, yağmur damlasına benzer, küçük, yuvarlak, pembe-kırmızı, kepekli kabarıklıklarla görülür. Çocuklarda ve ergenlerde sıktır. Genellikle boğaz enfeksiyonunu izleyerek ortaya çıkar ve birkaç hafta veya ay içinde geriler. Hastalığın vücudun yüzde 90’ından fazlasını kaplayınca da buna “eritrodermik psoriasis” diyoruz. İlaç, güneş ışığı, travma, enfeksiyon gibi tetikleyici faktörlerin etkisiyle hastalık yaygınlaşabilir. Tedavisi hastanede uygulanmalı.

“Püstüler Psoriasis” dediğimiz tür, kırmızı zeminde, irinli sivilcelerle bulunur. Tipik sedef hastalığı plakları üzerinde veya sağlam görünümlü deride ortaya çıkar. Tüm vücutta yaygın görülebilir veya avuçlar ve ayak tabanlarına yerleşim gösterir.
Eklemlerin sedef hastalığı ise, her 10 hastadan 2’sinde ve 40’lı yaşlarda ortaya çıkar. En sık parmak ve bel eklemleri tutulur. Sabah tutukluğu veya uzun süre oturma, ayakta kalma ile gelişen tutukluk, el veya ayak parmaklarında şişlik gibi belirtilere neden olur. Eklem tutulumunda, tırnak tutulumu da sıktır. Genellikle hastalığa ait deri belirtileri eşlik eder.
Hastaların yaklaşık yarısında tırnaklar etkilenir. Tırnak yüzeyinde toplu iğne başı büyüklüğünde çukurcuklar, tırnağın yatağından ayrılması, tırnak altında sarımsı renklenme (yağ lekesi görünümü), tırnağın bir bölümünün kaybı ve tırnağın serbest bölümünün altındaki deride kalınlaşma sık görülen değişikliklerdir.
Sedef hastalığının seyri nasıl?
Alevlenmeler ve iyilik dönemleri ile genellikle uzun süreli. Hastalığın belirtileri ve şiddeti kişiden kişiye hatta aynı kişide zaman içinde değişebilir.

Gebelik hastalığın seyrini etkiler mi?
Sedef hastası gebe kalabilir. Gebeliğin etkisi değişken; hastalık genellikle gebelikte düzelir, doğum sonrasında ataklarla eski seyrine döner. Az sayıdaki hastada gebelikte püstüler psoriasis gelişebilir. Gebelik ve emzirme döneminde kullanılabilecek ilaçlar hekime sorulmalı.
Özellikle şiddetli sedef hastalığı olanlarda kan yağlarında artış, tansiyon yüksekliği ve şeker hastalığına sık rastlanır. Yine obezite ve iltihaplı bağırsak hastalığı da sık görülür.
Sedef hastalığının tanısı nasıl konulur?
Klinik bulgularla konabilir. Nadiren deri biyopsisi gerekir.

Sedef hastalığı nasıl tedavi edilir?
Sedef hastalığı ömür boyu süren bir hastalık. Önlemlerle ve uygun tedaviyle kontrol altında tutulabilir. Hastalığı alevlendirebilecek ilaç ve davranışlardan (kaşıma, banyoda liflenme, kese, vb.) kaçınılmalı.
Sınırlı tutulumlu sedef hastalığında öncelikle yerel tedaviler seçilir. Deri yüzeyindeki kepekleri uzaklaştıran ilaçlar, kortizonlu ilaçlar, kalsipotriol [sentetik D vitamini], kalsinörin inhibitörleri gibi.. Bu yöntemler birlikte de kullanılabilir.
Dirençli, yaygın hastalıkta metotreksat, siklosporin-A, asitretin (sentetik A vitamini) ve fototerapi kullanılır. Bunlara yanıt yoksa biyolojik ajanlar seçilebilir. Biyolojik ajan tedavileri psoriasis tedavisi büyük aşama ve tedavi hedefi yüzde 90 üzerinde iyileşme. Tedavi seçimi ve süresinde pek çok faktör etkili. Hastalığın yaygınlığı, yerleşim yeri, tırnak ve eklem tutulumu gibi…
Tedavide hekim, hasta ve hasta yakınları işbirliği içinde olmalı. Tıbbi tedavi yanı sıra kronik hastalıklarda yaşam boyu sağlıklı bir diyetle beslenmek önemli. Bunun dışında hastalığın doğrudan bağlantılı olduğu özel bir diyet yok. Gereksiz besin yasaklarından uzak durulmalı. Ayrıca sigaranın bırakılması, alkol tüketiminin azaltılması ve düzenli egzersiz şart.
Prof. Dr. Sibel Alper Kimdir?
2003-2004 Utrecht Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoalerji Birimi’nde ziyaretçi öğretim üyesi olarak bulundu. Avrupa Dermatoloji ve Veneroloji AkademisiYönetim Kurulu Üyeliğine seçildi. Avrupa Dermatoonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyeliğine davet edilerek görev aldı. 2004-2010 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanlığı yaptı ve Dermatoalerji Birimi’ni kurdu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Komisyonu Başkanlığı ve 2006-2008 yılları arasında Türk Dermatoloji Derneği İkinci Başkanlığı görevini üstlendi. Prof. Dr. Sibel Alper, aynı zamanda Dermatoonkoloji Derneği ve Psoriasis Derneği Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Dermatoloji Derneği Dermatoalerji Çalışma Grubu üyesi.