Şekeri Hayatınızdan Çıkarmanın İpuçları

Şekersiz bir yaşam mümkün mü? Şekeri hayatınızdan çıkarmak için ne yapmalısınız? Şekersiz yaşamın sırlarını Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu Ebru Zeynep Altay veriyor.

Şekersiz hayat mümkün mü?

Şekersiz bir hayat mümkün. Şekersiz hayat; sadece sonuç odaklı olup, varılacak bir hedef olmaktan çıkıyor ve yaşam boyu keyif alarak sürdürebileceğimiz bir yolculuk olmaya başlıyor. İnsan sadece keyif alıp iyi hissettiği şeyleri devam ettirmek istiyor. O nedenle bu durumu yaşam biçimi haline getirip keyif almaya bakmalısınız. İtalyanların çok sevdiğim bir sözü var; “la dolce vita.” Tatlı hayat anlamına geliyor. Hayatınızı daha neşeli ve keyifli bir yola soktukça, zihninizin daha az şekerli şeyler istediğini fark edeceksiniz. Tabağınızın dışındaki her şeyle ilişkinizi gözden geçirerek, tabaklarınızı ve duygularınızı hafifleteceksiniz.

Şekersiz hayatın ipuçları neler?

• Yediklerinizin detektifi olun. Etiket okuyun, etiketin üzerinde yazan ve telaffuz edemediğiniz hiçbir şeyi yemeyin. Doğadan gelen gerçek yiyeceklerle beslenin.
• Şekerli sodalar, enerji içecekleri ve kahve yerine daha çok su içmeyi deneyin. Göreceksiniz enerjiniz fark edilir oranda artacak.
• Öğünlerinizi planlayın, hazırlayın. Dışarda yedikleriniz daha tuzlu, daha yağlı ve bilmediğiniz katkı maddeleriyle hazırlanmış olma olasılığı da yüksek. Siz öğünlerinizi kendiniz hazırladığınız sürece yağından tuzuna kadar her şey sizin kontrolünüzde olur. Eğer dışarıda da yemek yemeği tercih edecekseniz ‘topraktan sofraya’ mottolu sağlık odaklı yerleri seçin. Yediklerinizden enerji aldığınızı unutmayın ve yediklerinizin hislerinizi de yönettiğinin farkında olun.
• Stres düzeyinizi azaltın. İnsanlar stresli oldukça daha çok karbonhidrat ve rafine şekerli şeyler tüketiyor. Ancak bunlar anlık iyilik hali sağlayıp sonrasında bir kısır döngü oluyor.

• Hafif bir yürüyüş, kısa esneme hareketleri ve nefes pratikleri yapın. Sükür günlükleri yazın. Her öğünü hissederek ve şükrederek yiyin.
• Her gece uykunuzu alın. Yapılan araştırmalar yetersiz uykunun, bizi daha çok yüksek derecede işlenmiş paketli gıdaya, şekere ve basit karbonhidrat tüketimine yönelttiğini gösteriyor.
• Gün içinde daha aktif olmak için fırsatları kendiniz yaratın. En basitinden arkadaşınızla kahve yerine kısa bir yürüyüş için sözleşin.
• Canınızın sürekli neden basit karbonhidrat ve rafine şekerden zengin gıdalar istediğini gözlemleyin. Bunlar bedeninizin size verdiği mesajlar. “Hücrelerimi gerçekten besleyecek gıdalarla beni beslemiyorsun. Benimle ilgilen” diyor.
• Farkında olun. Besin günlüğü tutun ve yediklerinizin gün içinde size nasıl enerji verdiğini, ruh halinizi nasıl etkilediğini ve uykunuz üzerindeki etkisini not ettikçe, size iyi gelenleri ve gelmeyenleri fark etmeye başlayacaksınız.

“Şekere karşı silahımız; yağı ve proteini beraber tüketmek…”

“21 Günde Şekersizsiniz” Programının İçeriği Nedir?

İnsanların beslenmeyle ilişkilerini bambaşka boyuta taşıdığım “21 Günde Şekersizsiniz” programımı; 2,5 yıldır hiç ara vermeden sürdürüyorum. Şu ana kadar birebir ve grup olarak çalıştığım pek çok kişinin hayatına dokundum. Programın amacı kilo verdirmek değil ama katılan herkes istisnasız beslenmeyle ilişkilerini bambaşka boyuta taşıdıkları için kilo veriyorlar. Ama asıl amacım, bu programa katılan kişilerin “gerçek besinlerle” beslenmeleri gerektiğinin altını çizerek bilinçlenmesi ve farkındalık yaratmak. Artık aynı kaloride olan bir elmanın ve yüksek derecede işlenmiş paketli bir ürünün hücrelerimize aynı derecede yararlı olmadığını öğrenmemiz gerek.

Programda, iyileştiren yiyecekleri yani iştahımızı kimyasal seviyede azaltan yiyecekleri öğretiyorum. Bu programın asıl amacı kan şekerimizi dengede tutabilmek. Çünkü kan şekeri adeta içimizde uyuyan bir canavar. Onu uyandıran, iyileştirmeyen yiyecekleri yediğimiz sürece daha fazla yemeğe devam ediyoruz ve bu tam bir kısır döngüye girip rahatsızlıklar, mod değişikleri, sinirlilik halleri yaratıyor ve hayatımızın bir parçası haline geliyor. Bu programdan sonra artık beslenmeye bakış açınız bambaşka bir boyuta taşınıyor. Çünkü biz bedenimize, zihnimize, ruhumuza neyi verirsek, dışarı tezahürü o oluyor. Hücrelerimize iyi veri girmemiz gerekiyor ki, iyi çıktı alabilelim. Hipokratın da dediği gibi; “Ne yersek o’yuz!”

21 günün sonunda eski normal alışkanlıklara dönülebiliyor mu?

21 günün sonunda olması gereken “sürdürülebilir iyi yaşam alışkanlıklarınız” için ilk adımı atmış oluyorsunuz. Her şeyi iyi hissederek yapmak benim programımın olmazsa olmazı. Bu yüzden çoğu katılımcı program sonunda 21 günlük alışkanlıkları devam ettirmeyi seçiyor. Programda, alışkanlıklarımızı pozitif yönde değiştirmek için emek, özen ve disiplinle çalışıyoruz.

{771643}

Çikolata ve tatlı sevenler bu 21 günün sonunda ne yapıyorlar? Hiç mi yemek istemiyorlar?

Şeker tüketimini kısıtlamak bir daha onu asla yemeyeceğinizi düşündürebilir ama arada sırada yemekte sorun yok. Esas sorun, tatlı yemeyi bir alışkanlık haline getirmek. İşin sırrı ‘arada sırada’ kısmına sadık kalmak. Anahtar nokta, malzemeleri değiştirmek ve sevdiğiniz tatlıların sağlıklı versiyonlarını nasıl yapacağınızı öğrenmektir.

Muhteşem müzisyen ve bir nevi filozof olan Frank Zappa; “Zihin bir paraşüt gibidir. Açık olmazsa çalışmaz” diyor. Ben de sizden yeni yiyeceklere açık olmanızı, sevmediğinizi düşündüğünüz yiyecekleri yeniden denememizi ve farklı tarzda yemek yeme stillerine bir şans vermemizi kısaca bakış açınızı genişletmenizi istiyorum.

Doyurucu ve şifalı yemeklerin hiçbiri basit şekerlerle, fazla işlemden geçmiş malzemelerle ya da rafine karbonhidratlarla yapılmadığı için, bunlar hemen glikoza dönüşüp kan dolaşımımıza girmezler. Bedeninizin bu yemekteki sağlıklı yağları, proteinleri ve kompleks karbonhidratları sindirme süresi uzar.

Şeker bağımlılığı gerçektir. Beyin taramaları, yüksek miktarda şeker içeren yiyeceklerin tıpkı kokain ve eroin gibi ödül merkezini uyandırdığını göstermiştir. Bunları yemeye devam ederseniz, beyninizi giderek daha fazlasını istemek için eğitirsiniz.

Şekere karşı silahımız şudur: Yağı ve proteini beraber tüketmek. Yağ bizi tok tutarken, protein de kan şekerimizi düzenler. Daha az şeker krizi yaşar ve tatlı yiyeceklere karşı daha az istek duyarsınız. Bu ‘uyuşturucudan’ 21 gün uzak kaldıktan sonra, daha önceki kadar şekere ihtiyaç duymadığınızı göreceksiniz ve artık şeker sizi yönlendirmeyecek. Ayrıca porsiyonu ayarlama becerisini de elde etmeyi öğreneceksiniz.