Uzun ve Kaliteli Bir Yaşam İçin Altın Kurallar
Yazı Boyutu:
Amerikan Tıp Merkezi Sağlıklı ve İyi Yaşam Kliniği’nden Prof. Dr. Bülent Yardımcı, sağlıklı yaşam hakkında tüm merak edilenleri anlattı.
Yaş almak, hayatın kaçınılmaz bir parçası; ancak nasıl yaş aldığımız büyük ölçüde kendi seçimlerimize bağlı. Modern bilim ve beslenme bilgileri sayesinde, yaşlılık yıllarımızı sadece uzun değil, aynı zamanda sağlıklı ve dinamik geçirmek artık bir hayal değil. Peki, zinde bir beden ve açık bir zihinle dolu uzun bir yaşam sürmenin sırları neler? İşte sağlıklı yaşlanmanın kapılarını aralayacak bilgiler, öneriler ve yaşam tarzı değişiklikleri…
Sağlıklı ve iyi bir yaşam için neler yapılmalı?
Sağlıklı yaşamı, “insanın fiziksel ve ruhsal açıdan tam iyilik hali” olarak tanımlayabiliriz. Yüzyıllardan beri insanlık uzun ve iyi bir yaşamın formülünü aramış, mitoloji ve sanatın en önemli konularından biri olarak sürekli gündemde kalmış. Çağımızda sağlığımız için yapılması gerekenlerin başında, “düzenli bir yaşam” geliyor. Özellikle şehir yaşamında sağlığımızı tehdit eden en önemli şey, hareketsizlik. Günde en az 30 dakika yapılacak bir yürüyüş ve vücudumuzun her tarafını çalıştıracak basit bir egzersiz programıyla bu sorun aşılabilir.
Sağlıklı beslenme ise diğer önemli bir konu. İşlenmiş gıdalar ve trans yağ içeriğinden kaçınmamız, taze sebze ve meyveyi soframızdan eksik etmememiz gerek. İhtiyacımızdan fazla kalori tüketmemiz, kilo fazlalığı ve bunun getirdiği sağlık problemlerine neden olur. Günlük sıvı tüketimi de çok önemli. İçeceğimiz mümkünse su olmalı, şekerli ve katkı maddesi içeren içeceklerden uzak durmalıyız. Alkol ve sigara tüketiminin verdiği zararlar günümüzde gayet iyi bilinmekte. Sigara, nargile, puro gibi maddeler, başta akciğerler olmak üzere, tüm sistemlerimize zarar verir.
Ruh sağlığımız sağlıklı yaşamın diğer önemli bir parçası. Mutsuz insan sağlıklı olamaz. Yaşama olumlu bir bakış açısı edinmek, meditasyon yapmak, nefes egzersizleriyle rahatlamak, sosyal aktivitelerde bulunmak, hobiler edinmek, aile ve arkadaşlarımızla zaman geçirmek bize uzun ve kaliteli bir yaşam sağlar.
{26777}
Düzenli kontrolün önemi nedir? Hangi değerler, neden kontrol edilmeli, hangi semptomlar sonucu kontrole gitmeliyiz?
Ne kadar sağlıklı yaşarsak yaşayalım, yine de hastalık olasılığını tamamen yok edemeyiz. Bu nedenle, düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemek gerek. Genellikle sağlık taramaları ya da check-up programları 35-40 yaşlarında başlatılır. Ama ailede erken dönem kalp hastalığı, kan yağları yüksekliği, genetik ağırlıklı hastalıklar varsa, bu kontrollerin, kişinin durumu da göz önüne alınarak, 20’li yaşlardan itibaren yapılması gerekebilir. Her yaş grubunun ayrı değerlendirilmesi gerek. Örneğin; 40 yaşından itibaren kadında meme ve jinekolojik taramalar başlatılırken, osteoporoz dediğimiz kemik zayıflığı taramaları menopozdan sonra, çoğunlukla da 50 yaş civarında önem kazanır. Yaş ilerledikçe damar sertliğine ve kalp hastalıklarına yönelik taramalar ön plana çıkar.
Çağımızın en büyük korkusu olan kanserin de yaş, cinsiyet, yaşam şekli ve ailevi özelliklerle yakın ilişkisi var. Bu nedenle, yaş gruplarına göre standart taramalar belirlenmeye çalışılmış. Örneğin; hiçbir yakınmanız olmasa da, 50 yaş ve üstünde en az bir kez kolonoskopi yaptırmanız önerilir.
Genellikle 40 yaş sonrası yılda bir kez genel kontrollerin yapılması uygun. Eğer yüksek kolesterol, astım, hipertansiyon, şeker gibi hastalıklarınız varsa, bu kontrol aralıkları doktorunuzun önerisine göre daha kısa olabilir.
Genel kontroller dışında vücudumuzda olağandışı bir belirti oluyorsa, doktora başvurmak gerek. Her gün düzenli dışkılayan bir kişinin birdenbire uzun süren kabızlığı olması, aniden başlayan terlemeler, kilo kayıpları gibi bulgular önemli. Aşırı kilo alma, ağız, burun, anal bölgede veya idrarda kan görülmesi, sürekli ağrılar, aşırı halsizlik, baş dönmesi, görme bozuklukları, kol ve bacaklarda güç kaybı, unutkanlık, vücudun çeşitli yerlerinde çıkan şişlik ve yumrular, kondisyon düşüklüğü, nefes darlığı gibi birçok belirti, vakit geçirmeden doktora başvurmamızı gerektiren bulgular.
Sağlıklı yaş almanın ilk kuralları neler?
Bu bilgiler ışığında sağlıklı yaş almanın üç önemli koşulu olduğunu söyleyebiliriz. İlki, hareketli bir yaşam. Dünyada uzun ve sağlıklı yaşayan bölgelerdeki insanların yürüdükleri, bahçe ve toprak işleriyle uğraştıkları ve mümkün olduğunda taşıt kullanmadığı görülüyor.
Beslenmede ise yukarıda belirttiğimiz aşırı kalori tüketiminden uzaklaşma, işlenmiş gıda tüketmeme dışında; bitkisel proteinden zengin ya da Akdeniz tipi beslenme yaklaşımının sağlıklı yaş almada önemi saptandı.
Üçüncü koşul ise sosyal yaşamın sürdürülmesi. Yaşa uygun hafif işlerde çalışma, hobilere zaman ayırma, aile, arkadaş çevresi ve kendi yaş grubu ile sosyalleşme çok önemli. Bu tarz yaşam, yaşlanma ile oranı artan depresyon, demans gibi hastalıkların görülme sıklığını da azaltır. Ayrıca üretkenliğin yaş ilerledikçe azalmayacağını, tam tersine yaş almış kişilerin bilgi ve deneyim birikiminden toplumun da faydalanacağını unutmamalıyız.